Türkiye Cumhuriyeti'nin temeli kültürdür -Atatürk |
|
||||||||||
|
****** Lanet olsun!Defterin bazý sayfalarýný okuyamýyorum bir türlü.Baþkalarý da sanacak ki benim uydurduðum bir hikaye...Tabii ki eklemelerim var,ama baþkalarýna ait olan bir þeyi kendime mal etme gibi bir küçüklüðü gösteremem. Defterin bazý sayfalarýnda ne amaçla yapýldýðýný bilmediðim toplama ve çarpmalar var.Alýnan bazý þeylerin fiyatlarý da yazýlmýþ.Buradaki fiyatlar hep kuruþ cinsinden ya da 2 lira,5 lira filan þeklinde..Ne kadar da ucuzmuþ o zaman herþey... Neyse,biz defteri aktarmaya devam edelim. ********** 27 Haziran 1970 “Of be,bu günler de bir türlü geçmek bilmiyor!Caným çok sýkýlýyor.Evde kimse yok.Annem dostuna,Tuðba da sözde sinemaya gitti.Neredeyse gece yarýsý olmak üzere.Bir-iki gündür can sýkýntýsýndan ne yapacaðýmý bilemiyorum. Aysel’e bakarsan bir erkek arkadaþ bunun en iyi çaresiymiþ.Acaba doðru mu söylüyor?Yok caným,onun lafýna inanýlýr mý?Kendisi her önüne gelen çocukla geziyor,baþkalarýný da ayný yola sürüklemeye çalýþýyor.Dün Naci,bugün Necip,yarýn Ufuk…Ohooo,ona bakarsan günde birkaç tane deðiþtirmek bile normal. ”Hele Necip” diyor,”çok yakýþýklý çocuk.”Çok da romantikmiþ.Geçen gün bir pastanede otururlarken elini tutmak için izin istemiþ,tabii bizimki hemen elini vermiþ.Saatlerce avucunun içinde tuttuðu ele þiirler okumuþ.Gece olunca deniz kenarýna inmiþler,yavaþ yavaþ yürürlerken Aysel’in omzundan tutmuþ,kendine çekmiþ ve dalgalarýn sesleri arasýnda dudaklarýndan öpmüþ. ”O an kendimi bir kuþ kadar hafif hissettim.” diyor Aysel.Nefesi çok yakýcýymýþ,bizimki adeta sersem bir tavuk gibi þaþkýna dönmüþ.Sonra bir taksiye binip çocuðun Zeytinburnu’ndaki evine gitmiþler.Ohhh!Bundan sonrasýný yazmasam,daha iyi galiba.Bana da ne oluyor yani.Ben neden etkileniyorum ki…Öptüyse Aysel’i öptü,seviþtiyse Aysel ile seviþti. Bir ayak sesi duyuyorum,galiba Tuðba geldi.Defterimi saklamalýyým. Görürse dilinden ve alaylarýndan kurtulamam” ******** Dedim ya defter çok küçük bir þey;çok þey sýðdýrsýn diye ufacýk harflerle yazmýþ.Bu beni biraz zorluyor.Esas söylemek istediðim bu deðil.Þu anda bile o olayýn etkisi altýndayým. Defterin bir sayfasýnýn içinde üç tane saç teli buldum.Oraya nasýl girmiþler bilmem ama bu anýlarý yazanýn olduðunu sanýyorum. Saçlarý görünce kafamda bir uyuþukluk hissettim önce.Sonra bu uyuþukluk boynuma oradan da tüm bedenime yayýldý.Neyse duygusallýðý býrakalým da defteri okuyalým... ********** 13 Aðustos 1970 “Ne aile be kardeþim?Ahlaksýzlýðýn her türlüsü var bizde.Dün de annemin birinci kocasýndan olan kýzý yani ablam Fatma çýkageldi.Onun baþýndaki de ayrý bir dert.Kocasý iþini gücünü býrakmýþ,zengin bir kadýn bulmuþ.Onunla birlikte yaþýyor ve kadýnýn parasýný yiyormuþ.Kadýnýn zenginliðinin kaynaðý da belliymiþ,çünkü gündüzleri baþka erkeklerle gezip tozuyor para kazanýyormuþ,geceleri de ablamýn kocasýyla birlikte oluyormuþ.Ablam hem aðlýyor,hem de anlatýyor: -Ah,þu çocuk olmasa,bir gün bile durmam ayrýlýrým.Ah benim kötü kaderim,bununla evleninceye kadar Tuncay ile evlenmiþ olsaydým,þimdi mutlu bir yaþam sürecektim.Kaç gündür adamýn eve uðradýðý yok.Neymiþ,ekmek kapýmýzmýþ.Kadýnla aralarýnda hiçbir iliþki yokmuþ,ama ikisini de çýrýlçýplak yatakta yakaladýðýmda iliþkileri var mý yok mu belli oldu.Ýnanmazsýn Sibelciðim,vallahi yüzleri bile kýzarmadý.”Gel otur,hoþ geldin!” dediler.Çok da misafirperverler caným!Çocuk açlýktan ölecek,para ver de bir þeyler alayým,benim oturacak zamaným yok,dedim.O þýrfýntý çocuðu duyunca kudurdu,herhalde bilmiyordu arada bir çocuk olduðunu.”Gebersin piçin,kocaný doyuruyorum yetmez mi?” dedi. Fatma ablam,evinden getirip bizim koridora koyduðu küçük bir halýyý göstererek: -Sibel anacýðým be,þu halýyý satmak istiyorum.Bana yardýmcý olsana.Etraftaki komþulara bir sor bakalým,belki bir alan çýkar.Ben yarýn gene uðrarým. Deyip gitti.Bu sabah da tekrar geldi.Üstteki komþunun 50 lira verdiðini söyleyince hemen ona koþtu,halýyý verip parasýný aldý ve allahaýsmarladýk bile demeden kaçarcasýna gitti. Seni gidi seni…Sen de kocanýn gittiði,ananýn gittiði yolun yolcususun ya…O çocuða,o yavruya yazýk.” 29 Aðustos 1970 “Bir hafta içinde arka arkaya iki tane yangýn olayýna tanýk olduk.Biri bizim evde,diðeri de annemin dostunun evinde.Biz Tuðba ile sinemaya gitmiþtik.Herhalde yanýk sigarayý aceleyle çýkarken kül tablasýnýn kenarýnda unutmuþum.Sigara yana yana kül tablasýndan yere düþmüþ,yerdeki kilimi tutuþturmuþ,derken alevler sarmýþ evi. Bereket komþular yangýný fark etmiþler de kendi çabalarýyla söndürmüþler. Zaten evde deðerli bir eþyamýz da yoktu ya,onun için isterse hepsi yansýn.O kadar önemli deðil.Ýki eski koltuk,iki divan,birkaç kilim,üç tane orasý burasý kýrýk sandalye… Ýkinci yangýn esas önemli olan.Önemliden de öte ilginç.Gece saat tam 23,30’da bir çýðlýk,bir feryatla bir kadýn bir de erkek “Yanýyoruz,yanýyoruz!” diye baðýrarak üzerlerini bile giyemeden kendilerini sokaða atmýþlar.Bunlarý görenlerin çoðu gözlerini kapamak ya da arkalarýný dönmek zorunda kalmýþlar.Adam,”Ýçeride annem var.Yaþlý ve hasta,n’olur onu kurtarýn!” diye yakýnýyormuþ.Ancak kimse cesaret edip de içeri giremeyince zavallý felçli kadýncaðýz diri diri yanarak ölmüþ.Ýtfaiye yangýný zor da olsa söndürmüþ,ama annem ve dostu hâlâ polisin elinden yakayý kurtaramadýlar: “ -Sen kimsin,bu adamýn karýsý mýsýn?Karýsý deðilsen ne arýyordun o adamýn evinde?Kendiniz kaçarken,ihtiyar kadýný da niye kurtarmadýnýz?Evde yanýk ateþ var mýydý,kurabiye imalatýnda kullandýðýnýz fýrýný,yatarken söndürmüþ müydünüz?” gibi sorularýn ardý arkasý gelmiyormuþ. Bu yangýndan dolayý bütün mahalleli annemin o adamla olan iliþkisini öðrendi.Oysa herkes annemi orada çalýþýyor biliyordu.Utancýmdan insan içine çýkamaz oldum.Tuðba için hava hoþ: “-Ne var kýzým bunda utanacak?Bir kadýn erkeksiz yaþayabilir mi?Hem elâlemin namusu onlardan mý sorulurmuþ!” diyordu.Dedikleri belki biraz doðruydu,ama elimde deðil gene de utanýyorum. Bu olaydan sonra annem,babamdan ayrýlýp o adamla evleneceðini açýkladý.Ancak babam inat olsun diye boþanmaya razý olmadý.Annem buna raðmen boþanma dilekçesini yazdýrdý,mahkemeye dilekçeyi verdi mi bilemem.Üstelik dilekçede beni de tanýk olarak yazdýrmýþ.Benim tanýklýðýmdan ne olacak?Hem ben babamý nasýl haksýz gösterebilirim ya da kötüleyebilirim ki… ******* (Devam edecek)
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |