..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Barýþý bulacaðýz. Melekleri duyacaðýz, göðün elmaslarla parladýðýný göreceðiz. -Çehov
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Gülmece (Mizah) > Ömer Faruk Hüsmüllü




7 Þubat 2010
Ruh Hekimi Fehmi  
Ömer Faruk Hüsmüllü
Ruh hekimi Fehmi,uyku mahmurluðunu henüz üzerinden atamadýðý için bir yandan esnemekte,diðer yandan elleriyle gözlerini ovuþturmaktadýr.Bu arada gözlerinden gömleðinin üst kýsmýna düþen bir iki çapaðý üfleyerek def etti.Önüne dumanlarý çýkan çayý koyan hastabakýcýsýný bile fark etmemiþti.


:BJDA:


Beyoðlu’nda Bahar sokaðýndaki üç,en fazla dört katlý evlerin bir kýsmý ahþap,bir kýsmý da betonarme olarak inþa edilmiþ.Bir kaç da bakkal dükkaný göze çarpýyor.Ayrýca bazý firmalar adlarýný gösteren kocaman levhalar da asmýþlar,herhalde oralar da onlarýn iþyerleri.Sokak oldukça dar olmasýna karþýlýk saðlý sollu park etmiþ arabalar,yayalara geçecek yer býrakmamýþlar.Sokaðýn tam baþýnda üç katlý ahþap bir binanýn en üst katýndaki pencereden çýkartýlmýþ bir demire tutturulmuþ tabelanýn kancalarýndan biri düþtüðü için “gýcýrt,gýcýrrrt” sesleri duyuluyordu.Tabelada þunlar yazýyordu:ASABÝYE MÜTEHASSISI FEHMÝ AKILSATAR.

************

Ruh hekimi Fehmi,uyku mahmurluðunu henüz üzerinden atamadýðý için bir yandan esnemekte,diðer yandan elleriyle gözlerini ovuþturmaktadýr.Bu arada gözlerinden gömleðinin üst kýsmýna düþen bir iki çapaðý üfleyerek def etti.Önüne dumanlarý çýkan çayý koyan hastabakýcýsýný bile fark etmemiþti.
Fehmi beyin odasýnda eski ama gösteriþli bir ceviz masa,masanýn arkasýnda bir döner koltuk-ki kahramanýmýzýn zamanýn çoðu bunun üzerinde geçmekte-,koltuðun arkasýnda çeþitli kaðýtlar iliþtirilmiþ, yeþil çuha kaplý bir pano vardý.Masanýn saðýnda ve solunda büyük ve hantal-öyle ki bunlarý iki kiþi bile zor taþýr- iki koltuk göze çarpýyordu.Köþede bir iskemle,onun yanýnda bir paravan,bu paravanýn arkasýnda da hastalarý muayene ederken oturttuðu ,bazen de yatýrttýðý yerden biraz yüksekçe hatta iki tane de basamaðý bulunan bir karyolamsý ranza…
Tavandan aþaðýya doðru sarkan uzunca bir kablonun ucunda 200 mumluk bir ampül yer almakta,boyalarý döküldüðü için alttan tahtalarý sýrýtan kapýnýn hemen yanýnda ise ufacýk bir kütüphane bulunmakta ve cilt cilt tozlu týp kitaplarý bu kütüphanenin raflarýný süslemekte….
Fehmi beyin masasýnýn üzerinde neler yok ki!Kül tablalarý üç tane -ve hepsi dolu-,kitaplar , dergiler üst üste yýðýlmýþlar. Lastik bir çekiç ,kola sarýlan kýsmý yýpranmýþ bir tansiyon ölçme aleti,bir iðne kaynatma kabý ve ondan ayrý duran þýrýngasý.;bir cetvel,bir masa takvimi,bir not defteri,bardak içine konmuþ kurþun,tükenmez ve dolmakalemler…Biri renkli,diðeri beyaz camlý iki tane gözlüðü de bunlara ekleyelim.Eþyalar birbirine karýþmýþlar,ama pek de rahatsýz edici bir görüntüleri yok masada,sanki oranýn doðal aksesuarlarý gibiler!
Giriþte yani ufacýk kütüphanenin yaslandýðý duvarýn üst tarafýnda asýlý iki çerçeveden birinde:”VÝZÝTE:100 LÝRA”,diðerinde ise “Fehmi Ulu Bir Veli,Akýllanýr 100 lirayý Veren Deli” yazmaktadýr.Ýkinci çerçevenin toz kaplý üzerine birisi parmakla “Beni sil!” yazmýþ.
Fehmi beyin portresine gelince:En azýndan 1,85 boy,en fazlasýndan 55 kilo.Tabii ki bu þartlarda bacaklar ve kollar ince,uzun.Yaþý 40-45 civarýnda gösteriyor.Saçlarý kumral,fakat top sakalý nedense sapsarý.Biraz uzunca ama gene de normal sayýlabilecek bir kafa,ufacýk kulaklar,buna karþýlýk hafif þehla kocaman gözler.Gözlük takmaktan oluþtuðu anlaþýlan burnunun üzerinde yarayý andýran bir iz.Giydiði elbise zayýf vücudunu saramamakta,adeta emanetmiþ gibi durmakta;belki de “ileride kilo alýrsam ,birkaç sene dayansýn bari” düþüncesiyle alýnmýþ.
Fehmi bey,kim bilir kaçýncý kez esnedi ve þöyle bir gerindi,koltuktan hafif çatýrtý sesleri duyuldu,sonra önünde duran çayý gördü.Bardaðý aðzýna götürürken hastabakýcý kadýna da seslendi:
-Yaþar haným,gazete gelmedi mi?
-Geldi,geldi.Getireyim mi?
-Evet.
Yaþar haným gazeteyi getirdi,ama vermedi de sanki fýrlattý önüne doðru.Belli ki o da uykusuna doyamamýþtý,baksana bu gün gene aksiliði üzerinde.
Yaþar haným,kýsa boylu,oldukça þiþman,ablak suratlý Arap-Türk karýþýmý esmer bir melez.Sýrtýnda allý güllü bir entari ile dolaþýp dururdu.
Fehmi Bey,Yaþar hanýmla konuþmaya baþladý:

-Yaþar haným,uyuyup edip de müþterileri kaçýrma sakýn!Bak sabahtan akþama kadar burada pinekliyoruz,günde bir hasta ya geliyor ya gelmiyor.Bâri onu da sen kaçýrtma,hem artýk eskisi gibi “hastalarý dýþarýda bekleteyim,yok randevunuz var mýydý,içerideki hastanýn çýkmasýný bekleyin!” gibi numaralarý yapmaný da istemiyorum.dedi.
-Olur,olur.Sen hiiiç meraklanma!Hastalara artýk kahve bile yaparým valla!
-Kafan gene iþlemez oldu Yaþar bacý!Aldýðýmýz 100 lira,bir de akraba talûkât gelen hastalara kahve ikram et.Bir fincan kahvenin hesabýný yaptýn mý,kaç lira eder biliyor musun?Niyetin beni batýrmak mý?Batýr,batýr;sonra da kendine bir iþ ara…Bakalým bu zamanda nerede iþ bulacaksýn?
-Kötü mü dedim doktor bey?
-Git baþýmdan,beni kýzdýrma ! Ýnsan sinirlenince kaybolan sinir hücrelerinin bir daha yerine gelmediðini bilmiyor musun,be cahil kadýn?

********

Bir saat sonra Yaþar haným heyecanla kapýyý açar:
-Geldi,geldiii,doktor bey!
-Senin kafanda biraz var mý?Seni görünce “yanýndaki deliyi akýllandýramayan doktordan ne hayýr gelir” der müþteriler..Ne geldiyse,ortalýðý yaygaraya vermeden söyle!
-Müþteri geldi,müþteri;hem de en iyisinden...
-Tez ol,bir saniye bile bekletmeden al içeri velinimetlerimi !
Biraz sonra odaya çoluk çocuk tam beþ kiþi doluþtu.Bunlardan birisi 18 yaþlarýnda,baþý örtülü,ayaðýnda þalvar olan genç bir kýz,diðeri kýzýn babasý Kayserili Celep Mehmet Aða.Mehmet aðanýn kafasýnda bir kasketi var.O bunu -içerisi dýþarýsý fark etmez- hiç çýkarmaz baþýndan. Diðeri kýzýn anasý,onun da baþý beyaz bir tülbentle örtülüdür ve ayaðýnda da þalvar vardýr.Diðerleri ise Mehmet Aðanýn biri yedi,diðeri dokuz yaþlarýndaki iki oðlu.
-Selamün Aleyküm!Doðtur Fegmi beðinen mi muþarrif oluyom?
-Buyursunlar efendim,buyursunlar.Hoþ geldiniz,þöyle oturun efendim,siz de þöyle buyurun.Siz þuraya,çocuklar da buraya ve buraya.Ehe,ehe herkesi de bir yere yerleþtirdik.
Ufak çocuklar doktor yer göstermesine raðmen ayaktadýrlar,çünkü sizli konuþmayý pek anlayamamýþlardý.Baþlarlar baðýrmaya:
-Ana gýý,biz nire oturacak?
-Bubaaa biz ayakta mý duracak?
-Elinizin körü,ulan ayakta dursanýz gebereceniz mi?Yere çömün ulan eþekler,çömün yere.
-Urbalarým pis olursa anam döver,çömmem ben!
-Ben de çömmüyom…
-Bana inat ha!Patlaturum kafanýzý valla!Aha orada kerevet gibi bi þi va,çýkýn ora.Us-puk olun,bi da da gonuþmayýn!
Ufacýk oda nadiren böyle dolardý.Bu doktoru biraz þaþýrttý biraz da endiþelendirdi,çünkü çocuklar saðý solu karýþtýrmaya baþlamýþlardý.Ýçinden “Bunlar Ýstanbul dýþýndan geliyor olmalýlar.Ýçlerinden birden fazla hasta çýkabilir,belki de ailece tedaviye gelmiþlerdir.Ýyisi mi tatlý tatlý muamele edip,tatlý tatlý paralarýný alalým.” diye düþündü.
-Efendim ne alýrsýnýz acaba?
-Bendeniz buradan heç biþi almam,emme Kayseri’de inek,öküz gibi her türlü gocabaþ hayvan alurum.
-Onu demek istemedim efendim.Çay,kahve ne içersiniz?
Celep Mehmet içinden “Bölesini heç sevmem.Bu þeherin adamý gancýktýr.Yüzüne güler,arkandan basar kalayý.Hemencecik bi þey sýmarladýðýna göre biþiyler,hinoðlu hinlikler düþünüyo olmalý!” diye geçirdi.Buna raðmen , yüksek bir sesle:
-Ben,bi de cýgara verisen,bi dene gayfe alurum.Karý meyveli içer,gýz da eyle içsin…
-Bubaa,biz gola içerük gola…
-Zehir için emi!Çucuklar da gola içermiþ.Size zahmet vermiþ olmayalým.
“Ýþe bak,en azý kahve içiyor.Köylü dersin de beðenmezsin.Hay dilim tutulsaydý da sormasaydým. Bir kahve, iki meyve suyu,iki de kola ,az mý tutar?” diye düþünüyordu doktor ama yapacak fazla bir þey de yoktu.O nedenle seslendi:
-Yaþar haným,bize iyisinden bir kahve,iki meyveli ya da meyve suyu,iki de kola getir.
-Nee!..Kim içecek onca þeyi?
-Kimi mimi boþ ver,duydun iþte,getir bunlarý!Oldu olacak bana da bir kahve getir bari.Yani kahveler iki oldu.
*********
Ýkramlar içilirken Fehmi bey sorar:
-Hasta olan kim,hangi þikayetleri var?
-Anamadým,doðtur beð!
-Ýçinizde hasta olan kim diye sordum.
-Allah görsetmesin,öle biþi derdimiz yoð.Þükür Allaha ki sýhatýmýz afiyettedir,der Celep ve kahvesinden bir yudum çeker.”fauirrt” diye bir ses çýkar.Konuþmasýna devam eder.
-Biz gayseriden Istanbola bi hýsýmý aramak için geldik.Bendeniz bilmem söyledim mi,celebim yani Celep Mehmet dirler bana…
-Hasta nerede,hasta yok mu?
-Endiþeye magal yok,hasta masta yok.Bizim köylüklü Cafer aga seni çok methitti ve “eger gidersen mutlak uðrayýp bir selamýmý süleyin!” didi.Onun için ýrahatsýzlýk virdik.
-Yani içinizde hiç hasta olan yok mu?
-Yook!Ziyede olsun,gayfe de cýgara da çok datlýymýþ.
-Peki,içinizde hasta olacak adam da yok mu?
-Yoook,emme gene de orasýn Allah bilür.

Bunun üzerine doktor ayaða fýrladý,tir tir titriyordu sinirden.Celep Mehmet aðanýn yakasýna yapýþtý ve:
-Benim de bildiðim bir þey var:Hemencecik defolmazsanýz bir dakika sonra içinizden birisi geberecek.Çünkü az sonra burada bir cinayet iþlenecek.Defoluuun…

Mehmet Aða yakasýný doktorun elinden kurtarýnca:
-Yörüyün ulan garýlar,çucuklar…Bu deli dogturu kendisi fýttýrmýþ.Biz üzerimize vazifa olan Tanrý selamýný iletek didik,baþýmýza gelmedik galmadý.Tövbe,tövbe..Herif önce eyi davrandý da sonadan neye böle oldu acep?
Hepsi birden odayý terk ederken,doktor Fehmi bey kafasýný duvarlara vuruyor,hemen odaya dalan Yaþar haným da arta kalan kahve ve meþrubatlarýn dibindekileri mideye indiriyordu.Bir yandan da:
-Bunlarýn iyi müþteri olduklarýný,kibar müþteri olduklarýný ne de bilmiþim ya ! Ýçeceklerini bile bitirmemiþler,Yaþarcýða da kalsýn demiþler,diye konuþuyordu.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn gülmece (mizah) kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Korono Hikayeleri - 1
Garip Ama Gerçek Deðil
Ya Kapýyý Çalan Sütçü Deðilse?
Oruç Baba'nýn Mekaný - 2
Oruç Baba'nýn Mekaný - 1

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Küçücük Hikâyeler - 2
Deliden Mektup Var
Acayip Bir Hikaye
Bir Murat Dört Surat
Korona Hikayeleri - 8
Küçük Hikâyeler - 1
Senin Hikayen
Prostat
Bir Ölünün Günlüðü - 8 Son Bölüm
Bir Ölünün Günlüðü - 7

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Siyasi Taþlama: Neþezâde - 2 [Þiir]
Siyasi Taþlama: Karamsarzâde [Þiir]
Kusurî"den Týrtýklama [Þiir]
Zam Zam Zam... [Þiir]
Týrtýklama (Kazak Abdal'dan) [Þiir]
Yoklar ve Varlar [Þiir]
Ýstanbul,sana Âþýk Bu Kul [Þiir]
Âþýk Dertli"den Týrtýklama [Þiir]
Namuslu Karaborsacý [Þiir]
Dostlarým [Þiir]


Ömer Faruk Hüsmüllü kimdir?

Uzun süre Oruç Yýldýrým adýný kullanarak çeþitli forumlara yazý yazdým. Ýddiasýz iki romaným var. Çok sayýda siyasi içerikli yazýya ve biraz da denemelere sahibim. Emekli bir felsefe öðretmeniyim. Yazmaya çalýþan her kiþiye büyük bir saygým var. Çünkü yazýlan her satýr ömürden verilen bir parçadýr.

Etkilendiði Yazarlar:
Az veya çok okuduðum tüm yazarlardan etkilenirim.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.