Rafet, gazetedeki tüm ilanlara bakmaya kararlýydý,çünkü hemen bir iþ bulmasý gerekiyordu . Dikkatini çekenleri bir kaðýda not etti.Ýçindeki iþ bulma umudunu yitirmemiþti henüz,oysa günlerdir arayýþ içindeydi.Belki bu gün þans onun da yüzüne gülerdi!Beþ tane kendisince uygun bulduðu iþ belirlemiþti.Þimdi sýra onlarý sabýrla tek tek dolaþmaktaydý.
Ýlk önce Karaköyde’ki tünelin yakýnýnda bir sokak içinde asansör satan bir firmaya gitti.Kapýyý vurup girdiði zaman 45 yaþlarýnda olduðunu tahmin ettiði,esmer,býyýklý bir adamýn kendisi gibi iþ için içeride beklediðini gördü.Ýçeriye þöyle bir göz attý.Ýki tane kýrýk sandalye,eskimiþ bir koltuk,üzeri çiziklerle dolu bir masa,duvarda da en az on beþ gün sonrasý bile koparýlmýþ olan bir takvim vardý.Masanýn arkasýnda genç sayýlabilecek bir adam ,hareket ettikçe gýcýrdayan bir koltuða oturmuþtu.Masaya fazla yaklaþmadan sordu:
-Gazetedeki iþ ilaný için rahatsýz etmiþtim.Doðru yere geldim deðil mi?
-Evet,ilaný biz verdik.Buyurun oturun,beyefendi ile konuþtuktan sonra iþimizi size de açýklarým.Beyefendi sizin en son göreviniz ne idi?
-Emekli subayým.
-Tamam,size iþi anlatayým.Biz asansör satýþý yapýyoruz,kabul ederseniz sizler de bu iþte çalýþacaksýnýz.
-Nasýl?
-Gideceksiniz bir inþaata asansör satacaksýnýz ve biz de size ona göre para vereceðiz.Bir kaç yöntem belirledik.Ya satýþ üzerinden binde üç prim alýrsýnýz,ya da 500 lira maaþla çalýþýrsýnýz.Tercihi siz yapacaksýnýz.Ýþ çok kolay.
-Ben kabul edemeyeceðim,izninizi rica edeceðim.
-Güle güle efendim.Siz de duydunuz deðil mi þartlarýmýzý?Biz çok iyi ve saðlam bir firmayýz.Burasý aslýnda amcamýn,bugün gelemedi.Onun için bu günlük ben bakýyorum.Kabul ettiyseniz size bir form doldurtalým.Adaylar arsýndan seçim yapýnca biz daha sonra sizi arayacaðýz.Þu listeye de adresinizi eklerseniz.
Formu doldurdu.Yaklaþýk yirmi kadar adresin bulunduðu listeye kendi adresini yazdý ve oradan ayrýldý.

Ýkinci olarak Ýstiklâl caddesi üzerindeki bir yayýnevinin kapýsýndaydý.Ýçeri girdi:
-Ýyi günler efendim.
-Buyurun,iþ için mi?
-Evet.
-Konuþalým.Bir hayli baþvuru var.Biz bunlarýn içinden bir kiþi üzerinde karar vermek için uðraþýyoruz.Yayýn iþlerinden hoþlanýr mýsýnýz?
-Evet de ne tür bir iþ olduðunu açýklar mýsýnýz?
-Bakýn þu yanýmdaki masa sizin olacak.Yerine göre içeride yerine göre dýþarýda çalýþacaksýnýz.Yalnýz bizim bir de iþe girerken 5000 liralýk bir teminat þartýmýz var.Onu verebilecek misiniz?
-Maalesef veremem.
-Öyleyse konuþmaya gerek de yok!
-Peki,bu teminata neden gerek görüyorsunuz?Bu kadar param hiç olmadý ki benim.Zaten param olsa iþ neden arayayým ki?
-Kardeþim,þimdi bunu size izah edemem.Burasý iþyeri, boþ laflarla zaman geçirecek deðiliz!Hadi kardeþim,güle güle...

Bu kabaca kovulma moralini bozmuþtu.Yine de kendisine yýlmamasý için telkinde bulunuyordu.Tünelle Karaköy’e geçti.Oradan bir dolmuþa binerek Bayazýt’a gitti.Ptt’nin üstünde dergi satýþý yapan bir binaya girdi.Burada daha önce bir yerlerden gördüðünü zannettiði orta yaþlarda þiþmanca bir adam vardý.Nereden görmüþ olabileceðini, kendisini zorladýysa da çýkaramadý.Kendisine karþý çok nazik davranan bu adamýn iþini de kabul etmedi,çünkü siyasi nitelikli bir dergi pazarlýyorlardý ve satýlabileceðinden de kuþkuluydu.
Diðer adreslere gitmeyi artýk caný istemiyordu.Hiçbir iþin tutulur bir yaný yoktu.Üzüntü içinde eve döndüðünde posta kutusunda kendisine gelen bir mektup buldu.Birden heyecanlandý, zarfý yýrtarcasýna açtý.On beþ gün önce yazýlý olarak baþ vurduðu “Ayda 5000 lira kazanmak ister misiniz” baþlýklý ilaný veren firmadan geliyordu.Ýlan çýktýðý gün adres olarak sadece posta kutusu numarasý belirten firma mektupta:
“Sayýn....
Baþvurunuz olumlu karþýlanmýþtýr.Bizim sizi,sizin de firmamýzý daha iyi tanýyabilmeniz ve anlaþabilmemiz için aþaðýdaki tarih ve saatte Hilton Oteli’ndeki temsilcimiz bay Okan Bayeri ile görüþmek üzere teþrifinizi rica ederiz.
Not:Okan Bayeri’nin oda numarasý 789’dur.” yazýyordu.
Sevindi.Hayaller kurup yorumlar yapmaya baþladý.Bu firma yabancý olmalýydý.Yetkili elemanlarý Hilton’da kaldýðýna göre kesin yabancýydý.Herhalde büyük bir yabancý firma yetenekli genç elemanlar arýyordu.
Ertesi gün Karaköy’e geldi,dolmuþ kahyasýna hangi arabalarýn Hilton’un önünden geçtiklerini sordu.O da Kurtuluþ’a gidenlerin geçtiðini söyledi.Hemen atladý dolmuþa,yolda birkaç kez inmek istediði yeri þoföre hatýrlattý.Geldiklerinde þoför:
-Tamam aðabey ,in!Hilton iþte burasý,dedi.
Ürkek adýmlarla otelin bahçesinde ilerledi.Gözüne bir levha iliþti:”Otelde kalmayanlarýn bahçede gezmesi ve içeri girmesi yasaktýr.”yazýyordu.Bu korkusunu artýrdý.
Ya kendisini içeri sokmazlarsa!”Üstüm baþým iyi sayýlýr ama necisin,ne iþin var burada diye sormazlar mý adama?Arabalara bak,çoðu Mercedes.Ýnen adamlar ellerini kollarýný sallayarak içeriye giriyorlar.Bazý görevliler de onlarýn eþyalarýný taþýyorlar.Kapýdaki adam özel bir giysi giymiþ.Eþya meþya taþýmýyor,sadece orada dikiliyor,bir de müþteriler önünden geçerken hafifçe eðiliyor.Oðlum,hiç çaktýrmadan ve de bozuntuya vermeden gir içeri.Tam sýrasý,adam bakmýyor da.Kapýya bak,dönüyor mu ne?Nasýl gireceðiz buradan,yavaþça iteleyeyim bakalým.Oldu iþte.O da ne her tarafý halý döþeli içerisinin.Bu kadar büyük halýlar nerede dokunmuþ olmalý?Hiç çamurlanmaz mý bu güzelim halýlar?Kirlenirse nasýl yýkanýrlar acaba?Þurada “reception” yazýyor,yok yok þimdi sormayayým.Önce þurada biraz oturup heyecanýmý yatýþtýrayým,boþuna endiþelenmiþim,baksana baþý örtülü kadýnlar bile var burada.O garson niye zil çalýyor,elinde de bir yazý tahtasý var.Üzerinde Mr. Smith yazýyor.Ben þunu tanýyorum galiba.Ohoo,o bizim artist Muhterem Nur deðil mi?Tam da benim karþýma oturmuþ.Ya þu gelen?O da Yýlmaz Köksal’a benziyor.Evet,evet o.Sakal býrakmýþ,ama eminim o. Tokalaþýp, öpüþtüler.Konuþmalarý duyuluyor:
-Beklettim mi þekerim?
-Zararý yok hayatým.Gidelim mi?
-Hayhay,emredersiniz.
Manzara enfes doðrusu.Burada insanýn içi açýlýyor.Bir hayli yabancý da var.Artýk gidip sormalý,verdikleri randevu saati gelmek üzere.Ceketimizin düðmelerini ilikleyelim ve kibarca soralým:
-Affedersiniz,Okan Bayeri beyle görüþmek istiyorum.
-Mektubunuzu görebilir miyim?
Demek mektubu da biliyor.
-Buyurun.
-Hýmm.Yedinci kat.
-Nereden gideceðim oraya,yani merdiven nerede?
-Saðda asansör var.”


Çekine çekine asansörün yanýna kadar geldi.Bir türlü ne yapacaðýný kestiremiyordu.Üç yabancý geldi,bir düðmeye basýp bir müddet beklediler.Sonra kapý açýlýnca da asansöre bindiler.Bir an girip girmemede tereddüt etti,sonra kendini içeri attý.Ýçeridekiler ona bir þeyler soruyorlardý,çýkacaðý katý sorduklarýný tahmin etti.Eliyle yediyi gösterince onlar dört numaralý tuþa bastýlar.Hareket ettiðinde asansör,ayaklarýnýn yerden kesildiðini zannetti.Sanki uçarcasýna yukarýya çýkýyordu.Yabancýlar inince,yedi nolu tuþa bastý ve biraz sonra da kendini ineceði katta buldu.Ýleride bir kadýn temizlik yapýyordu.Ona sordu:
-789 nolu oda neresi?
-Sol tarafta.Orada toplantý var galiba? Dün ve bu gün bir sürü gelen oldu.
Kapýyý vurup içeri girdiðinde içerisinin kalabalýk olduðunu gördü.Genç bir görevli onu güler yüzle karþýladý,bir form doldurmasýný istedi ve sýrasý gelince de Okan beyle görüþtüreceðini söyledi.

Okan bey çok etkileyici ve ikna yeteneði güçlü bir adamdý.Konuþmasý ve hareketleriyle insaný kendisine hayran býrakýyordu.Ýþi anlattý.Hayat sigortasý pazarlýyorlardý.Genç elemanlarý bu amaçla seçip on beþ gün seminerde eðitip piyasaya süreceklerdi.Anlattýklarýna bakýlýrsa sözü edilen miktar parayý kazanmak iþten bile deðildi.Çünkü sigorta ettiði kiþilerin yatýrdýklarý paralardan yýllarca prim alabilecekti sigorta danýþmaný.Hemen kabul etti.
Seminer bittikten sonra Þiþli’deki þirketin merkez binasýndan ilk görevine giderken sanýyordu ki yüzlerce insan hayat sigortasý yaptýrmak için kendisini bekliyordu.
Gittiði bazý iþyerlerinin sahipleri “sigorta” sözcüðünü duyunca ilk baþta çok iyi davranýyorlardý.Çünkü çoðu iþveren olduklarý için gelen kiþiyi SSK görevlisi sanýyorlardý.Ýþin aslýný öðrenince ise hemen dirsek gösteriyorlardý.Bazýlarýna:
-Yatýrdýðýnýz primler birkaç sene sonra emekli maaþý almanýzý saðlayacak,isterseniz bunu istemeyip toplu olarak paranýzý faizi ile birlikte çekebilirsiniz.Eðer ölürseniz poliçede gösterdiðiniz kiþiye,ya da eþ ve çocuklarýnýza yüklüce bir para sigortamýz tarafýndan ödenecektir, dediðinde,
-Bunlarý boþ ver kardeþim,ben öldükten sonra tufan,tufan...Para alan olsa ne,olmasa ne?cevabýyla da karþýlaþýyordu.
Üç ay koþuþturmasýna raðmen tek bir kiþiyi bile sigorta etmeyi baþaramadan iþi býraktý.Tekrar ayný yöntemle yani gazete ilanlarý yoluyla iþ aramaya baþladý.Bir gün bir ilan gördü:”Gazetemizde müsahhih olarak çalýþacak milliyetçi gençler aranýyor.”yazýyordu.
“Herkes kadar biraz ben de milliyetçiyim” diye düþündü ve verilen adrese gitmeye karar verdi.Karaköy’deki Bankalar caddesinden yukarý çýktý,Þiþli yokuþunun ortalarýnda verilen adresi buldu.Burasý bir gazete binasýndansa daha çok apartmana benzeyen,eski ama saðlam bir yapýydý.Dýþ kapýsýnýn üzerinde Gerçek Ýstanbul Gazetesi yazan ,fazla da dikkat çekmeyen bir tabela vardý. Aðýr kapýyý zorladý,içeri girdi, girer girmez gazete basým makinelerini gördü.
Merdivenleri inen üzeri boya içinde bir çocuða ilaný gösterdi,o da merdivenlerin hemen baþýndaki bir odayý parmaðýyla iþaret etti.Odada gözleri hafifi þaþý-ki sonradan öðrendiðine göre gazete sahibinin kardeþiymiþ – Orhan bey,bu fikirde gerçekten samimi ise iþe hemen baþlayabileceðini söyledi.Çekik gözlü,top sakallý ,kalkýk burunlu bir adamý çaðýrdý.Adam kendisini müsahhihlerin þefi olarak tanýttý ve onu takip etmesini söyledi.
Kapýsýnda “Mürettiphane” yazan,alýþýk olmayan kiþiyi rahatsýz edebilecek kadar gürültülü bir salona geçtiler.Dizgi iþlerinin yapýldýðý yerdi burasý.Beþ adam daktilo yazar gibi kocaman makinelerin tuþlarýna basýp duruyorlardý.Þef köþede cam kenarýna konmuþ bir masayý iþaret etti,camdan Þiþhane yokuþu görülüyordu:
-Çalýþma yeriniz burasý.Sizin gibi yeni baþlayan bir arkadaþ ve eskiden beri burada olan bir müsaahhih arkadaþ olmak üzere üç kiþi çalýþacaksýnýz.Nöbetleþe görev yaparsýnýz ve bunu da kendi aranýzda halledersiniz.Sormak istediðiniz bir þey var mý?
-Tam olarak ne yapacaðýmý bilmiyorum.Ýþ ve kurum hakkýnda biraz bilgi...
-Operatörler yazýyý makinelerde yazar,kalýplarý çýrak alýr kopyasýný çýkarýp orijinal metinle birlikte size getirir.Varsa yanlýþlarý düzeltip tekrar çýraða verirsiniz.Detayý buradaki arkadaþ size anlatýr.Yaptýðýnýz iþten sadece bana karþý sorumlusunuz.Ben bunun dýþýnda tefrika edilecek yazýlarýn seçilmesi,magazin ve fal gibi bazý iþleri de ayarlarým.Kýsa zamanda aklýnýza gelen diðer sorulara da yaþadýkça cevap bulacaðýnýzý sanýyorum.Hayýrlý olsun iþiniz!

(Devam edecek)