Düşünce dilden, dil düşünceden doğar. -Platon |
|
||||||||||
|
Çalışma odama ince dalan uzun boylu bir adam girdi. Selam vererek misafir koltuğuna oturuverdi. Kırk yıllık dost gibi muhabbete başladı. “Affedersin seni tanıyamadım” diyecektim ki, Ali Karaca Hocanın selamını söyleyip Yerköy’den söz etmeye başladı. Anladım ki, beni Yerköy’den tanıyor. Aşıklığın, şairliğin var mı, dememe gerek kalmadan cebinden bir tomar şiir çıkarıp okumaya başladı. Nedir çektiğim senin elinden Bana etiklerin yetmez mi gönül. Kurtulam gözlerimin selinden Bana ettiklerin yetmez mi gönül Adı Hasan Bozkurt, Yerköy kömüşören köyündenmiş. Köyü Yerköy’e 7 kilometre… Şair Ali Karaca hoca köyde imamlık yapıyormuş. Şiirlerini duyunca benimle görüşmek üzere yanıma yollamış. “Ahmet Sargın, emekli öğretmen Yozgat Şairler ve Yazarlar Birliği Başkanı, git onunla görüş, senin derdini ancak o anlar” demiş. Belli ki şiir dostu bir insan. Cebinden çıkardığı küçük kağıtlarla konuşmaya başladı. Şiirler peşi peşine geliverdi. Senin yüzünden yatak yorgan yatarım Derdimin üstüne dertler katarım Gönül seni götürüp yardan atarım Bana ettiklerin yetmez mi gönül Kısacası hayatından bahsetti. İlkokulu köyünde okumuş, ilkokuldan sonra başka okula gidememiş. Köyde kalıp babasıyla birlikte çiftçilik yapmaya başlamış. Köyün işine dalmış, hayatı kucaklamış. Askerliğin acemi birliğini Isparta’da usta birliğini de Aydın Söke’de tamamlamış. Köyüne döndükten sonra bir kamyonet alıp seyyar satıcılığabaşlamış. O köy senin bu köy benim, rızık peşinde dolaşmış durmuş. “Bu sevda nasıl başladı? diye sordum. Hayali bir aşkla başlamış… Gönlüm dedi ki güzel günler gelecek Bekledim bekledim gelmedi gitti Akan göz yaşlarımı bir gün silecek Silmedi, silmedi, silmedi gitti. Köylülük hali, toprakla uğraşmış, ekmeğini topraktan çıkarmaya çalışmış. Koyunları olmuş, kuzulara karışmış. Çiftti, çubuktu derken yıllar ardı ardına eklenmiş durmuş. Bu çileli hayattan kurtulmak umuduyla esnaflığa başlamış. Seyyar satıcı olmuş, köyleri gezmiş. Ancak borç harç derken sermayeyi ele kaptırıp eli boş dönmüş, yine ne varsa köyümde toprağımda var deyip köyüne dönmüş. Şu sıralarda köyünde kalıyor hayatın tadını çıkarmaya çalışıyormuş. Artık yeter şu sabrımı daşırdın Yolumu gırdan bayırdan aşırdın Ne yapacağını sende şaşırdın Bana ettiklerin yetmez mi gönül Anlattıkça anlattı, derlerini sıkıntılara kattı. Duygusal bir insanmış, gözleri dolup dolup geldi.Tabi ki beni de ağlattı... “Abi seni en çok ne etkiliyor, şiirlerin kaynağı nedir?” diye soruyorum. Yaşadığı olaylar onu etkiliyormuş. Ülke sorunlarına, şehit Mehmetçiklere, çok üzüldüğünü söyledi. Televizyon haberleri, aşık, ozan programları ilgisini çeken konularmış. Küçük bir defterim var ona not ediyorum, kendi kendime sayıp, döküyorum diyordu. Şiirlerini yazmamış. Hepsinin ana başlıklarını not etmişti. Çoğunu ezberden okuyarak bana iyi bir şiir ziyafeti çekti. Hasan der ki yaşım elliyi aştı Akan ırmaklar denizlere ulaştı Bekleye bekleye sabrım da daştı Gelmedi, gelmedi, gelmedi gitti. “Hasan Abi, biraz da Yerköy’den bahset, Yerköy’deki ozanlar, aşıklar ne alemde” diye yarasını deştim. Of çekti, uf çekti, sitem etti, sinirlendi. “Yerköy’de, Yerköylü de sahipsiz Ahmet bey, aşıklara ozanlara sahip çıkan mı var diyordu. Ozan Coşkun Yerköyü terk etti, Ozan Neşet sazını alıp gitti, Aşık Kadir’i küstürdüler. Aşıklar derneği sahipsiz, darmadağınık bağımızın gülleri, yaprakları döküldü. Yerköy’e sahip çıkan yok, aşıkları ozanları görüp gözeten yok, diyor. Sitemlerini, tepkilerini ifade ediyordu. “Siz toplanın bir araya gelin, sırt sırta verin” dediysem de başını olumsuz manada salladı, durdu. Ömrünü geçirdin fuzuli boşa Düzü bitirdik geldik yokuşa Hiç kimse yanaşmaz değiş tokuşa Kimseye çatamazsın farkında mısın? Bıraksam saatlerce konuşacaktı. Ben sordum o cevapladı. Samimi, dürüst içimizden biri olarak bana sığınmıştı. Şiirlerini okumasını, deşarz olmasını istedim, okudukça coştu, coştukça... vurguları yerinde ses ve mimikleri şiire bir anlam kazandırıyordu. Ağrı girer hem sağıma soluma Felek vurdu ganadıma, goluma Bir yolcuyum gitmem gerek yoluma Ver elini vedalaşak Yozgatım. Şiirlerini toplayacak bir defteri olmamış. Ona kalın bir hatıra defteri almayı düşündüm. “Hocam bugün aldım, artık şiirlerimi temiz defterime yazacağım!” dedi. Bunları bizlerle köylülerle paylaş, sende kalmasın dedim. Utandığını, sıkıldığını ifade edip "yanlış anlaşılmaktan korkuyorum, diyordu. “Bunu para kazanmak için yapıyor derler!” beni utandırırlar diyordu. Uzun uzun anlattı, şiirlerin ardı arkası kesilmedi. Kendisini bir başka gün dinleme sözü verdim ve Ali Karaca Hocaya da selam yolladım.Yerköylü aşıkların, ozanların isimlerini yazıp onlarla görüşmesini istedim. “Bizlere sahip çıkan yok, bizlere sahip çıkan yok!” diyor boynunu büküyordu. Onu uğurlarken kulağımda kalan son dörtlüğünü tekrarlıyordum: Vakit geldi veda etmeliyim sana Gitmem gerek yol göründü bana Hakkını helal et, garip Hasan’a Ver elini helalleşek Yozgattım. ................................................................ Farkında mısın? Neden uslanman divane gönül Ömür geldi geçti farkında mısın? Geçti bülbül soldu gül Gayri tutamazsın farkında mısın? Geçti ömrüyün yazı baharı Bundan sonra bekle boranı-garı Artık hesap et karı zararı Sermayeden alamazsın farkında mısın? Ömürünü geçirdin fuzuli boşa Düzü bitirdik geldik yokuşa Hiç kimse yanaşmaz değiş tokuşa Kimseye satamazsın farkın mısın? Geceleri görmez gözüm Taşımıyor seni dizim Çizgi çizgi elim-yüzüm Uzanıp yatamazsın farkında mısın? Boşuna gider hep bunca emek Ömür dediğin sayılı gün demek Nasip olmazsa bir gaşık yemek İzinsiz yutamazsın farkında mısın? Halis niyetle çıkmalı yola Dikkat etmeli hep sağa sola Yazgıda varsa gelecek bela Başından atamazsın farkında mısın. Hasan derki elli yaş bitirip Doğru yanlış bu günleree getirip Bir göşede tembel tembel oturup Kadare çatamazsın farkında mısın Hasan Bozkurt Yerköy- Kömüşören Köyü Gönül Nedir Çektiğim Senin elinden Bana ettiklerin yetmez mi gönül Kurtulurum gözlerimin selin Bana ettiklerin yetmez mi gönül Görüyorsun hayaller oluyor yalan Acı gözyaşı hep sana kalan En sonunda bana oluyor olan Bana ettiklerin yetmiz mi gönül Senin yaptığını yapmaz düşman Doğduğuma ettin sen pişman Artık senin peşinden koşamam Bana ettiklerin yetmez mi gönül Yaptığın hesabın hapisi tuttu Mutluluklar gitti seni unuttu Mutluluk dediğin bence guruntu Bana ettiklerin yetmezmi gönül Senin yüzünden yatak yorgan Derdimin üstüne dertler katarım Gönül seni götürür yardan atarım Bana ettiklerin yetmez mi gönül Gayri bundan sonra sözüm tutmam Bana ettiklerini asla unutmam Yaptığın numarayı bi daha yutmam Bana ettiklerin yetmez mi gönül Geldin gittin attın tokat Dayanacak koymadın takat Garip başımı ettin sakat Bana ettiklerin yetmez mi gönül Artık yeter şu sabrımı daşırdın Yolumu gırdan bayırdan aşırdın Ne yapacağını sende şaşırdın Bana ettiklerin yetmez mi gönül Şimdi gösterdin gerçek yüzünü Böyle bilseydim tutmazdım sözünü Belli hırs bürümüş iki gözünü Bana ettiklerin yettmez mi gönül Hiç olmayacak hayal gurarsın Zavallı kalbimi vurup gırarsın Gün gelir bir gün beni ararsın Bana ettiklerin yetmez mi gönül Şen olsun yurdun evin Kara yerine allar giyin Gidiyorum oyna sevin Bana ettiklerin yetmez mi gönül Hasan aklını topla başına Gönlün peşine gitme boşu boşuna Gönül vurdu diey yazsınlar mezar daşına Daha yapacağım kaldı mı gönül Hasan Bozkurt Yerköy- Kömüşören Köy ....................... a.sargin@hotmail.com Ahmet SARGIN YOZGAT ŞAİRLER VE YAZARLAR BİRLİĞİ BAŞKANI
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ahmet Sargın, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |