"Bilmezlik ile ne hoştum; hayalimde ne güzellik, ne de aşk vardı." -Fuzuli, Leyla ile Mecnun |
|
||||||||||
|
Dinle neyden diyor ya Mevlana, o kadar çok şey anlatıyor ki... Allah (cc) Hz.Adem'i topraktan yarattı. Önce toprağı su ile karıştırarak balçık haline getirdi, şekil verdi ve kuruttu. Hz.Adem kiremit, saksı, çömlek gibi, kuru balçıktan içi boş bir şekilde yatarken Allah-u Teala ona kendi ruhundan üfleyerek can verdi. Bu durum neyi çağrıştırmaktadır. Ney kamil insanı temsil eder. Kamil insanın içi tıpkı ney gibi boştur, lüzumsuz şeylerle dolu değildir. Yoksa ondan Hakkın nefesi duyulmaz. Onun için ney devamlı aşkı anlatır. Fuzuli'nin dizeleri biz tam olarak bunu anlatır; "Alemde her ne var ise aşk imiş , ilim bir dedikodu imiş ancak." Dinlemek öğrenmenin en önemli aracıdır. Eğer bu doğru değilse okullara, öğretmenlere ne ihtiyaç var, herkes çocuğuna kitapçıdan bir iki kitap alır ve okumasını söyler, böylece eğitim, öğretim meselesi çözülmüş olur. Allah-u Teala Kur'an-ı Kerim'i gönderirken Peygamberimiz (S.A.V) ile birlikte gönderdi. Sadece kitabı gönderebilirdi. Sahabe içinde kör olanlar vardı, ancak tek bir sağır bile yoktu, diyorlar. Öyle olsaydı Peygamber (S.A.V) tebliğ görevini yerine getirememiş olurdu. Öğrenmek için görmek önemlidir, ama dinlemek de en az onun kadar önemlidir. Hatta daha önemlidir. Yıllar önce televizyonda büyük bir aşka şahit olmuştum. Gözleri görmeyen biri tahsilini tamamlayarak diyanet bünyesinde göreve başlar. Güzel sesi sayesinde insanları kendisine hayran bırakmaktadır. Çok güzel Kur'an okumakta ve çok güzel ilahi söylemektedir. Diyanet onu görevli olarak Brezilya'ya gönderir. Orada bir bayanla tanışır ve evlenir. Eşinin fiziksel hiçbir kusuru yoktur, kariyer sahibi ve oldukça güzel bir hanımdır. Aşkları ilk günkü sıcaklığında hiçbirşey kaybetmemişti. gözleri görmeyen din görevlisi; "nasıl evlendiniz" sorusunu; "Birbirimizi görür görmez sevdik ve evlenmeye karar verdik", diye cevaplandırıyordu. Birini görerek sevebilirsiniz ve onu seyretmekten müthiş keyif alabilirsiniz. İş aşkı öğrenmeye, aşkı keşfetmeye, aşkı yaşamaya gelince onu mutlaka dinlemelisiniz, ona bakarak hiçbirşey öğrenemezsiniz. Sevgiliyi görememek mi daha kötüdür, yoksa dinleyememek mi? Size gülümsediğini göreceksiniz, fakat "seni seviyorum" dediğini duyamayacaksınız, onun yaşlandığına şahit olamayacak, ama sizi hala çok sevdiğini bilebileceksiniz. Görmek daha maddiyatla ilgili, duymak ise daha çok maneviyatla ilgili sanki. Gündüzle gece gibi. Dinlemek sanki görmekten bir sonraki adım, daha ileri bir boyut. Hiç görmediğiniz,tanımadığınız biri hakkında söylenenleri işittikten sonra onu çok sevebiliyor, ya da ondan nefret edebiliyorsunuz. İnternette yazıştığınız birine, telefonda konuştuğunuz birine aşık olabiliyorsunuz. Teknoloji aşkın bir boyutunu öldürürken diğer bir boyutunu canlandırıyor. Enerjinin korunumu kanunu gibi birşey bu. Aşk şekil değiştirse bile dünya var oldukça hep yaşayacak. Yeter ki siz farkında olun.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Abdullah Mehmed Özçam, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |