..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Hala çevrende bulabileceğin güzellikleri bir düşün ve mutlu ol. -Anne Frank
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Anı > Ömer Faruk Hüsmüllü




26 Mayıs 2010
Mağaranın Kamburu - 8  
Ömer Faruk Hüsmüllü
-Mesela geçen gün çalışma ortamının verdiği sıkıntıdan çok bunaldım. Bedenimi dışarıya attım. Gelişi güzel yürüdüm. Biraz sonra bir parkın içinde buldum kendimi. Orada neşeli, güleryüzlü hatta mutlu görünen çok sayıda insan vardı ve de çocukların olması daha da canlı bir ortam yaratıyordu. Biraz sonra elindeki sopasıyla sağa sola dokunarak ilerleyen kör bir adam gördüm. Bu kör adam, diğer eliyle de sattığı kağıt mendil kutusunu tutuyordu ve de hayatından memnun görünüyordu.


:BJJD:

-Hoş geldin.
-Hoş bulduk da, ben sana kızgınım.
-Neden?
-Dört gün önce buraya geldim, sana seslendim, fakat cevap alamadım. Bir saat kadar bekledim gelirsin diye.
-Bunda benim suçum yok. Sana ne zaman gelmen gerektiğini söylemiştim. Erken gelmemeliydin.
-Geldiğim gün, mağarada olduğuna eminim. İnadından benimle görüşmedin. Sen her zaman prensiplerine böyle sıkı sıkıya bağlı mısın?
-Seninle en uygun görüşme zamanımız şimdiki zamandı. Bir aydır neler yaptın? Günlerin nasıl geçti?
-Bazen iyi, bazen kötü. Güzellikler de oldu yaşamımda çirkinlikler de.
-Nasıl şeyler onlar?
-Mesela geçen gün çalışma ortamının verdiği sıkıntıdan çok bunaldım. Bedenimi dışarıya attım. Gelişi güzel yürüdüm. Biraz sonra bir parkın içinde buldum kendimi. Orada neşeli, güleryüzlü hatta mutlu görünen çok sayıda insan vardı ve de çocukların olması daha da canlı bir ortam yaratıyordu. Biraz sonra elindeki sopasıyla sağa sola dokunarak ilerleyen kör bir adam gördüm. Bu kör adam, diğer eliyle de sattığı kağıt mendil kutusunu tutuyordu ve de hayatından memnun görünüyordu.
-Bilimsel olarak kanıtlayamam, ama ben körlerin gördüklerine inanıyorum. İleride bilim bu konuda mutlaka bir açıklama getirecektir. Çünkü işlevini yerine getiremeyen bir duyu organının görevini bir başka duyu organı üstlenir ve kendine özgü bir algılama yaratır.
-Saçma bir görüş.
-O zaman sana bu konuda daha da saçma bulacağın bir şey söyleyeyim: Işığı duyduğun, sesi gördüğün zaman bir aşama kaydettiğinin farkına varacaksın.
-Aklımı karıştırma. Zaten o parkta yaşadıklarım bana yeterince ıztırap verdi. Mesela, bir bankın üzerinde oturmuş iki sevgili gördüm. Birbirlerine adeta bakmaya kıyamıyorlardı. Konuşurken kelimeleri sanki uçuşuyordu. Ellerini tutmuşlar birbirlerinin, ama incitmekten çekinir gibiydiler. İçimi kaplayan kıskançlık, oradan hemen ayrılmama neden oldu. Mutlu insan görmeye tahammülüm yoktu.
-İnsanların çoğu senin gibidir. Diğer insanların mutluluklarını çekemezler, mutsuzluklarından ise haz duyarlar. O yüzden başkalarının mutlu olmasını istemiyorsan, sakın kendi mutsuzluğundan bahsetme!
-Sıkıntımı atarım diye o parka kadar sürüklenmiştim, aksi oldu. Döndüm işe. Bu arada işde de önemli değişikler oldu. Patron beni Muhasebe Müdürü yaptı. Bütün muhasebeciler bana bağlı çalışıyor. Yükselmemi kıskananlar oldu; tabii bu kişiler birkaç gün içinde işlerini kaybettiler.
-Yani onları işten kovdun ya da patrona kovdurdun.
-Evet aynen öyle oldu. Yalnız içlerinden bir tanesi ayrılırken bunu bana ödettireceği tehdidini savurdu. Maddi yönden çok zor duruma düştüğünü biliyorum, ancak ona “bana karşı daha saygılı davransaydın da işinden olmasaydın” dedim.
-O kişinin tehdidini ciddiye almalısın. Çünkü, ahlaklıyı ahlaksız, suçsuzu suçlu, dostu düşman yapmak istiyorsan o kişiyi aç bırakman yeterlidir!
-Bunda haklısın, çünkü beni tehdit eden o adamı, üç gün sonra tekrar işe almak zorunda kaldım. Çünkü elinde şirkette yapılan yolsuzlukların delillerini içeren kalın bir dosya ile odama geldi. Kendisini, arkadaşlarını ve tabii bu arada beni de yakabileceğini söyledi. Uzatmayayım, onunla uzlaşmayı daha akıllıca buldum.
-Neyse, iş hayatının sorunları bitmez. O nedenle sen asıl konudan bahset biraz.
-Ha, o konu mu?
-Ne o, sanki hiç önmsemiyormuş gibi bir hava içindesin. Çok rahat görünüyorsun bu konuda.
-Önemsemediğim düşüncesi yanlış, ama çok rahat olduğum doğru. Çünkü olay tarafımdan ayrıntılı bir şekilde planlandı, aksilikler çıkmıyor değil, ama aksilikleri de bir şekilde aşmanın yolunu bulacağım.
-Mezar kazma işini çoktan tamamlamış olman lazım.
-Tam dört gün uğraştım o işle. Gerçi çok derin bir mezar olmadı, fakat gene de idare eder. Kazma işi bittikten sonra, sıra geldi çocukları bir şekilde evden göndermeye.
-Çocukları evden nasıl savmayı düşünüyorsun?
-On gün sonra okullar tatile girecek. Kayınpederler her yaz tatilinde çocukları yazlıklarına götürürler birkaç haftalığına. Bu sene de aynısı olacağı umudundayım. O nedenle ben şimdiden en son hazırlığımı da yaptım.
-En son hazırlık mı?
-Evet. Bunun için iş sırasında kullanacağım diğer malzemeleri temin ettim. Hepsi çok gerekli şeyler.
-Ne gerekecek ki…
-Bir küçük balta,iki tane keskin bıçak, çamaşır ipi, birkaç tane koli bandı ve çokça kalın siyah poşet aldım. Hepsi arabanın bagajında hazır,duruyor. İşi şansa ya da tesadüflere bırakamam.
-Planından başka kimseye bahsettin mi? Sevgilinin, neydi adı? Yani O’nun haberi var mı bunlardan?
-Adı batsın! Söylemeyeceğim, söyletemiyeceksin bana onun adını! Detaylı değil, ama kısaca anlattım.
-Gene kızmışsın O’na. Aranız bozuldu mu?
-Biraz. Çünkü bir işe girdi. Bu yüzden kavga ettik. Ben onun her ihtiyacını karşılarken işe girmesi beni çileden çıkardı. Üstelik çalıştığı yer erkek dolu.
-Yapacağı her şeyden önce senden izin mi alması gerekiyor? O, özgür bir insan, çalışmak istiyorsa kimseye sormadan gider iş bulur ve çalışır. İnsanların bazıları köle olmak istemiyor, ama kölesi olmasını istiyor.
-Bu laflar bana mı?
-Evet sana! Onu kıskanıyor musun?
-Sorduğun soruya da bak! Evet. Hem de nasıl… Bu kıskançlık nedeniyle O’nu öldürebilirim. Bazen diyorum ki, karımdan sonra O’nu da… Ha bir ha bilmem kaç, ne fark eder?
-Anlattıkların beni hayretler içinde bırakıyor. Böyle biriyle ilk defa karşılaşıyorum.
- “Böyle biriyle ilk defa karşılaşıyorum” diyerek yalan söyleme. Buraya kim bilir neler geldi? Aşağıdakilerin içinde neler vardır neler? Böyle yalanlar söyleyerek kızdırma beni, yoksa listeye seni de eklerim.
-Senden beklenir.
-Kötü mü olur, memleket senin gibi bir pislikten temizlenmiş olur.
-Bu halinle çekilmez oluyorsun dostum. İstersen bu günlük görüşmemizi de burada keselim.
-Bakıyorum da korkudan “dostum” demeye başladın bunak. Korkma benim seninle bir meselem yok; tabii şimdilik. Bir dahaki görüşmemiz ne zaman?
-On beş gün sonra.Çünkü ancak o zamana kadar bazı konularda gelişmeler olacağını tahmin ediyorum.Güle güle.


.Eleştiriler & Yorumlar

:: ...
Gönderen: leyla karaca / , Türkiye
17 Nisan 2011
Mağaranın Kamburu'nu çok başarılı buldum.Şimdiye kadar olan bölümlerde Eflatun'un Diyaloglarını hatırladım.Cesaret üstüne, bilgelik üstüne altı çizilesi ifadeler var, çok faydalandım.Teşekkür ederim.Hepsini okuyacağım,oldukça sürükleyici.Bugün hemen herkesin böyle bir Kambur'a ihtiyacı var.Kaleminiz baki olsun.saygılarımla...(ÖFH)'nün Notu: Değerli yorumunuza çok teşekkür ederim.Bu çalışma siz değerli okurların desteği ile kitap olarak da tarafımdan yayımlandı.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın anı kümesinde bulunan diğer yazıları...
Eleman Aranıyor - 1
Bir Anı Defteri Buldum - 10
Eleman Aranıyor - 3 (Son Bölüm)
Bir Anı Defteri Buldum - 12
Bir Anı Defteri Buldum - 14
Bir Anı Defteri Buldum - 13
Bir Anı Defteri Buldum - 11
Yanlış Adrese Mektup - 8
Bir Anı Defteri Buldum - 9
Bir Anı Defteri Buldum - 6

Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Küçücük Hikâyeler - 2
Deliden Mektup Var
Acayip Bir Hikaye
Bir Murat Dört Surat
Korona Hikayeleri - 8
Küçük Hikâyeler - 1
Senin Hikayen
Bir Ölünün Günlüğü - 8 Son Bölüm
Prostat
Bir Ölünün Günlüğü - 7

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Siyasi Taşlama: Neşezâde - 2 [Şiir]
Siyasi Taşlama: Karamsarzâde [Şiir]
Kusurî"den Tırtıklama [Şiir]
Zam Zam Zam... [Şiir]
Tırtıklama (Kazak Abdal'dan) [Şiir]
Yoklar ve Varlar [Şiir]
İstanbul,sana Âşık Bu Kul [Şiir]
Âşık Dertli"den Tırtıklama [Şiir]
Namuslu Karaborsacı [Şiir]
Dostlarım [Şiir]


Ömer Faruk Hüsmüllü kimdir?

Uzun süre Oruç Yıldırım adını kullanarak çeşitli forumlara yazı yazdım. İddiasız iki romanım var. Çok sayıda siyasi içerikli yazıya ve biraz da denemelere sahibim. Emekli bir felsefe öğretmeniyim. Yazmaya çalışan her kişiye büyük bir saygım var. Çünkü yazılan her satır ömürden verilen bir parçadır.

Etkilendiği Yazarlar:
Az veya çok okuduğum tüm yazarlardan etkilenirim.


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.