Bilge kişi her şeye şaşan kişidir. -Andre Gide |
|
||||||||||
|
Önce Filistin Şehitlerimiz… Ay yıldızlı şanlı ve nazlı Bayrağımızın, bütün dünya sathında zulme ve despotluğa karşı direnişin yegâne sembolü haline dönüşmesini sürur, sevinç gözyaşları ve gururla müşahede ederken her bir aziz şehidimizin dünya ülkelerinden kaç milyon insanı birden zulme karşı derinden etkileyip duyarlı hale getirmiş oldukları gerçeğine binaen, dünya barışına ne kadar önemli bir hizmette ve katkıda bulundukları cümlenin malumudur… Gelinen sonuç itibarıyla devlet büyüklerimizin de ifade buyurdukları gibi artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak! Yaptığı, yapanın yanına kar kalmayacak. Öyle ki bunu yapan ABD ve İsrail olsa bile… Bütün dünyada zulme direnişin fitilini ateşlemekle de kalmayıp direniş tarihinde bir milat oluşturan muazzez şehitlerimize Bari- i Zül Celal’in engin rahmetini niyaz edip öteki konumuza geçelim… Geçmeden önce de, gerçek Yahudileri, alçak Siyonistlerden tamamen ayırarak( Zira o inanmış ve gerçek Musevilerin arasında 80 yaşında olmasına rağmen çekeceği sıkıntılara göğüs germeyi göze alıp ilerlemiş yaşına aldırmadan yardım gönüllülerinin saflarına katılmış, iyilik gemisine binmiş olanı da vardı, eline mübarek bayrağımızı alıp zulme karşı dalgalandıran insaf ve izan sahibi Yahudiler de var) Kana susamış vahşi Siyonistlere idamlık suçluların boyunlarına asılan idam kararı gibi çoktan hak ettikleri lanet yaftasını asmadan konudan çıkmak içime sinmediği için, Mavi Marmara isimli İnsanlık Gemisine hava indirme ve kuşatma emrini veren, altı Müslüman soydaşımızı şehit eden nasipsiz askerini ödüllendirmek anacıyla madalya asmak gibi bir edepsizliği sergilemekten çekinmeyen insanlığın yüz karası timsallerinden İsrail Başbakanı Netanyahu başta olmak üzere dışişleri ve savunma bakanlarına daha 17 sinde ömrünün cenettesa bir baharını yaşayan sevgili Furkan’ımıza vicdanı ve elleri titremeden yakın mesafede ateş edip kafasına 4 kurşun boşaltan rezil İsrail askerine, ağır yaralıların bile ellerine kelepçe takan ve yaralıların yaralarına defalarca basarak onların canlarını acıtmayı marifet sanan öteki kuduz İsrail askerlerine beddua ve lanet okumayı boynumun borcu bir görev addediyorum! Yüce Allah cümlesini Kahhar ismiyle kahr-ü perişan etsin... Amin... Şimdi gelelim 'Gandi Kemal' yakıştırmasıyla apar topar yola çıkarılan, şimdilik 'şişirme havayla 'nereye kadar gidebileceği hesaplanmadan uçurulan, yurttaşlarımıza yeni bir Karaoğlan gibi lanse edilen CHP'nin çiçeği burnunda yeni Genel Başkanı Sn.Kemal Kılıçtaroğluna... Güzel fıkralarımızdan biridir, derler ki merhum Nasreddin Hoca boşadığı yaşlı ve dırdırından bıktığı cadaloz karısından sonra genç ve güzelliği dillere destan bir kadınla nikahlanmış... Ama kaderin garip cilvesi kadının hemen beş gün sonra bir çocuğu doğmuş. Topu topu beş günde peyda olan bu çocuğu gören Nasreddin Hocanın apar topar bir yere koştuğunu gören komşuları; 'Hayırdır hocam bu ne telaş nereye koşuyorsunuz böyle?' Kan ter içinde hiç istifini bozmayan Hoca' Elif Ba almaya gidiyorum, hadi beni eğlemeyin' diye cevap verince komşular: 'İlahi Hoca, daha bir hafta bile olmadı evleneli, bir yıl sonra çocuk doğacak da ninni ninni büyüyecek de, yedi yaşına gelecek de...Elif Ba şimdi mi alınır yahu? Hoca başını iki yana sallayarak ve kurnazca bıyıklarını sıvazlayarak 'Hey komşular sizin haberiniz yok, dokuz aylık zamanı beş günde alan bir çocuk bir hafta sonra da mektebe başlamaz mı siz söyleyin bakalım! Teşbihte hata olmaz derler, eh 'Gandi Kemal' de yıllarını alacağı bir kurultay yolunu bir haftada katetti. Öyleyse bu hesaba göre en geç bir veya bir kaç ay sonra başbakan olması gerekecek. Ama gel gör ki Türiye'de daha enaz bir yıl seçimin bırakın yapılmasını konuşulmasına bile lüzum bırakmayacak çok sağlam temeller üzerine oturmuş ve popülaritesi gittikçe artan bir hükümet ve bir başbakan var... 'Gandi Kemal'in ise değil bir yıl bir ay bile beklemeye tahammülü yok. İçi içine sığmıyor ve ivedilikle düzelteceği bir çarpık düzen ve ekonomi arıyor... Eh adam haksız da sayılmaz hani... Gaz verilen araba uçmak, gaz verilen insan doludigin yürümek ister... Bu durumda 'Gandi Kemal' Beyin Türkiye'den önce başka bir yeri düzelterek güllük gülistanlık bir hale getirdikten sonra Türkiye'de idareyi ele alması daha mantıklı gibi gözüküyor... Başka bir yer derken böyle bir memleketi ta uzaklarda aramaya hiç gerek yok. İşte size yangından ilk kurtarılacak ülke... Komşumuz Yunanistan. Yunanistan her zaman Avrupa'dan gelecek cansuyu kredilerle ayakta duracak değil ya, hem taşıma suyla nereye kadar? Bizim aslanlar gibi Hesap Uzmanı 'Gandi Kemal' imiz ne düne duruyor! Batmış bir ekonomiyi ancak ve ancak geçmişteki tecrübelerine bütün dünyanın meftun ve hayran olduğu sabırlı ve temkinli bir hesap uzmanı düzeltebilir! Sayın Kemal Kılıçtaroğlunda sabır, sükunet, metanet, dosya aralama, şaşırtma, kısaca ne ararsan var... Hem burun kıvırıp La Havle çekerek Yunanistana zoraki yardım aktarmak durumunda kalan Avrupa Birliğini de bu ağır külfetten kurtarıp bizim Avrupa Birliğine katılım sürecimizi hızlandırır ve en geç 2012 yılıda birliğe üye olmamızı sağlar. Neden olmasın... Hem bizim 'yandaş medya' onu burada seçime kadar yıpratmamış olur, hem ekonomisi dibe vurmuş bir ülkede başbakanlık tecrübesi edinir. Ortada ufak bir sorun var ama o kadarı da olsun, hani nedir Yunanistan halkı dünya başbakanlarından en çok bizim başbakanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan'a hayranlık duyup Onu seviyorlarmış ya. Olsun, bizim 'Gandi Kemal'i hergün köşelerinde yazıp yazıp fersahlarca havalandıran onlarca köşe yazarımız var. Türk halkına anlatıp da Yunan halkına anlatmazlar mı ne münasebet, uçururlar, uçururlar... Öyle ki adamı uzay boşluğunda kaybederler... Komşu Yunanistan bu büyük iyiliğin ve jestin altında kalır mı hiç? Savunma sanayiine ayırdığı bütçeyi olduğu gibi Türkiye'ye aktarır. Memleketimize her yıl en az 100 milyar dolar ' Gandi Kemal' girdisi sağlanır fena mı... Bundan iyisi Şam'da değil de Malatya'da kayısı... İyi güzel de Mirza, ya Yunanistan, ülkelerini dünya ülkeleri nezdinde en parlak inci düzeyine getiren 'Gandi Kemal'i bir daha bize vermezse adamın Türkiye'deki başbakanlık hayalleri suya düşmez mi diye diyebilirsiniz haliyle... Biz nasıl verdikse almasını da biliriz... Hem Transfer antlaşmasının bir yıl ile sınırlı olmayacağı ne malum... Cumhuriyet tarihimizin en renkli siyasi simalarından merhum Osman Bölükbaşı'nın da mitingler inanılmaz kalabalık hınca hınçtı ama seçim sandığı açılınca adamcağıza mitinge katılanların yüzde birinin bile oyu çıkmıyordu... Sn.Kılıçtaroğlu'nun da akıbeti böyle olmasın? Allah canını almasın Mirza Ne Bölükbaşısı, Ne Kılıçtarı.. Övecektin, şişirecektin. Uçuracaktın ' Ayy, ben n'apmışım böyle, vah vah affola, sürç- ü lisan etmişim sayın seyirciler pardon okurlar, Hiç Osman Bölükbaşı ile Koskoca 'Kemal Kılıçtaroğlu' mukayese edilir mi? Biri on yıllar önce yaşamış renkli bir siyasetçi... Öbürü dünyanın en iyi hesap uzmanı ve politikanın en parlak yıldızı 'Gandi Kemal' Adı üstünde yahu O bir 'Gandi' işte... En biz de Ahmet Hakanın ve bilimum köşe yazarlarının yeğin rüzgarına kapılıp sevabına 'Gandi Kemal'in şişirilmesine bir nefeş katkıda bulunduk Fena mı oldu... Esen kalın...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Cafer ŞAHİN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |