Ok bir kez çıktı yaydan, geçtik düğünden toydan,Şimdi hep meydan meydan,söylenecek söz menem…Öz menem, öz menem onlar kabuk öz menem…..)

Sözüm meclisten içeri üzerine alınması gerekenler bana sormadan alınabilirler diyerek başlamak istedim yazıma. Son zamanlarda tüyü bitmemiş yetimin hakkını yiyen Abdurrahman Çelebiler ( koyunun olmadığı yerde keçiye abdurrahman çelebi derler ) kendilerini bir fasulyeden sayar oldular.Kasım kasım kasılıyorlar.Kendilerine sorsan en delikanlı bunlar, hade be ordan ne delikanlısı,olsanız olsanız kıvırcık marul olursunuz.Hiçmi delikanlı görmedik hayatımızda.

İlk önce şurda anlaşalım.Ne senin dediğin olsun, nede benim.Neymiş bu delikanlılık. “Delikanlı adam sözünden dönmez. Söz vermenin başka bir şey vermeye benzemediğini bilir, delikanlı adam lagaluga yapmaz, delikanlı adam kaypaklık yapmaz, delikanlı adam dedikodu yapmaz, delikanlı adam az konuşur öz konuşur, delikanlı adam silahını sadece temizlik için kullanır, süs için taşımaz, kullanmayacaksa çıkarmaz ve göstermez, delikanlı adam cömerttir, yardımseverdir, şefkatlidir, delikanlı adam modayı takip etmez, delikanlı adam Labunyalar gibi kasıntılık ve kibirlilik yapmaz, delikanlı adam delikanlı adamı kollar, delikanlı adam yağcılık ve yalakalık yapmaz, delikanlı adam bilerek hata yapmaz, yaptığı hataları kabul eder ve düzeltir, delikanlı adam ser verir sır vermez, delikanlı adam emanete hıyanet etmez, delikanlı adam artislik yapmaz, delikanlı adam iftira atmaz, Delikanlı adam kimsenin ekmeği ve aşı ile oynamaz,delikanlı adam alçak gönüllüdür diye sıralayabiliriz.”

Türk Dil Kurumu Büyük Türkçe Sözlükte ise ne der acaba delikanlı için birde ona göz atalım. “ 1. Çocukluk çağından çıkmış genç erkek. 2. sf. mec. Sözünün eri, dürüst, namuslu (kimse). 3. ünl. Gençlere bir seslenme sözü: Delikanlı! Buraya gel.

Söylesen diyorum bu saydıklarımdan hangisi uyuyor sana.Ne sözlükte , ne mecazi anlamda hiçbirini yakıştıramadım ben.Doluya koldum almadı,boşa koydum dolmadı.Bari sen seç bunlardan hangisi sana uyuyor.Benden yaş olarak büyüksün ama zerre kadar delikanlı değilsin. Senin bu kabadayı tavırlarını biz küçükken kendimizden çok büyük adamlara , göz korkurtmak için yapardık ; ama biz bilirdik ki gücümüz onlara yetmez,sadece kendimize güvenimizin olduğunu , etrafımıza hissettirmekti amacımız.

Sen az kurnazsın değilsin ve akıllısın biliyorsun sokaktaki vatandaşın senin hakkında ne düşündüğünü. Sen biliyorsun o sokaktaki vatandaşın benim hakkımda ne düşündüğünü. Sen biliyorsun benim ne kadar delikanlı olduğumu. Ben biliyorum senin ne kadar kıvırcık olduğunu.

Sen sen , ol bana bulaşma uzak dur …!!! Birazcık mert ol, birazcık sözünün eri ol. Bir şeyler yapmak için film fırıldak çevirme , kuru laf kalabalığı yapma adam ol.Birazcık serin gelde rüzgarı tersten estirme.

Seni ve senin gibileri tanıyabilme adına, önyargılı olmamak için fatioue communion ( dilbilimde iletişimi başlatmak için yapılan ilk konuşmalara ve çabaya verilen ad ) girdim.İlk izlenimlerimde benden bir farkınızın olmadığını gördüm,sizinde benim gibi iki tane yuvarlağınız var.Birisi oturmak için olan,diğeri düşünmek için olan.Benim ile arandaki farkın ise şu.Ben sadece düşünme organımla düşünüyorum sen ise diğer organınla.
Heybetli,karizmalı,yemeyi,içmeyi,gezmeyi,üfürmeyi seven birisi olmana rağmen,sinsilik var içinde.Belki küçüklükten kalma bir alışkanlık olsa gerek.Bunu hala aşamamışsın,bence bu sinsiliğini aşmalısın.Yüksek kibir dolusun,insanlara yukardan bakman boyunun uzunluğundan değil sadece kibirinden olsa gerek.

İnsanlar arasındaki ilişkiler sevgi, saygı ve güvene dayanır. Doğruluğun olmadığı yerde huzur, sükun ve mutluluktan söz edilemez. Yalanın yaygınlaştığı toplumdan iftiralar, düşmanlıklar ve anlaşmazlıklar eksik olmaz. Güven, sevgi ve saygı duyguları yerini kuşku, kin ve düşmanlığa bırakır.

Yüce Rabbimiz Hac Suresi 30.ayette: “…Yalan sözden sakının.” buyurmuştur. Peygamberimiz de bir hadis-i şeriflerinde: “Doğruluktan ayrılmayın, çünkü doğruluk iyiliğe, hayra götürür. Kişi doğru söyleyip doğruluğu araştırdıkça Allah katında sıddık olarak yazılır. Yalandan sakının, çünkü yalan kötülüğe götürür. Şüphesiz kötülük de cehenneme götürür. Kişi yalan söyledikçe ve yalancılık yaptıkça, nihayet Allah katında yalancı olarak yazılır.” buyurmaktadır..

Sözüne özüne güvenilmeyen bir insanla, dostluk ve ilişki kurulamaz. Meşru bir mazeret bulunmadıkça verdiği sözde durmayan kişinin toplum içerisindeki saygınlığı zedelenir, dostlarının sayısı azalır, işi ve sosyal ilişkileri bozulur. Eğer bizler hem Allah’ın rızasını kazanmak, hem de insanlar arasında itibar görmek istiyorsak, özümüz sözümüze uymalı, doğru konuşmalı ve dürüst hareket etmeliyiz.

Hz. Peygamber (s.a.v)’in şu hadisini kendimize düstur edinmeliyiz: “Allah’a inandım de, sonra da dosdoğru ol.”

Hayatında,yaşantında ve işinde makamından dolayı saygı görebilmen çokta önemli değil.Önemli olan güzel ahlakın ve dürüstlüğün ile saygı görebilmen.Eğer benden ve etrafından saygı görmek istiyorsan, sözünün eri ol,mert ol bizde sana saygı gösterelim.Yoksa hala gözümde kıvırcık marulsun.Benden bir tavsiye, Senden beklenen bir işi yapabilip yapamayacağını iyi düşün. Kendine güvenemezsen söz verme. Ama söz verdinse yap,yapda sözünü yerine getir. Yoksa laflarımı yemiş olursun,cümle alemde görür ne kadar mert,ne kadar delikanlı olduğunu.

En derin saygı ve sevgilerimle hoşça ve mertçe kalın.

Not: Yazıda ismi geçen Koyun,Keçi,Delikanli,Kıvırcık Marul ve Abduraman Çelebiden özür dilerim.