Pek çok doktorun yardımı ile ölüyorum. -Büyük İskender |
|
||||||||||
|
Gerçek olmayan düşsel bir şey mi istediğim Ötesi yok mu? Bu dünyada garip garip ağlamak mıdır gerçeğim? Yanık gönül bahçelerine gül ve kır çiçeği kokuları taşıyan bahar rüzgârları, Neden müjde güvercinlerinin kanat çırpınışındaki, Doyumsuzlukla esmeye devam etmiyorsunuz? Biliyorum hayat iki ucu keskin bıçak. Tutmaya çalışsam da tutamadım. Avuçlarım da kanadı yüreğin. Palmiyelerin kanadında günbatımıyla Yüreğimde yüreğini hissetmek seni düşünmek Sen diye akan kanımın hızını arttırıyor Gitmediğim gidemediğim yerlere sürükleniyor 'İnsana en çok dokunan ses kendi sesidir ' sözü doğrultusunda Seyahate çıkıyorum… Her gün bekler oldum hayatım yolunu, Tel tel saçlarıma dokunuşlarını, Alıp kollarına ince belimi sarmanı, Özledim doyumsuz muhabbetini. Kara gözlerime bakan yıldızlı gözlerini Her doğan şafağı, yıldızlı gece semalarını, Varlığıyla karşılamak istediğim. Hazanıma mutluluk tohumları saçanım. Kader bağım, yürek atışım Dünyam, kalbimdeki tek noktam O zaten sensin bunu en iyi bilensin Nerdesinnn..nerelerdesin.? ? Gün biter geceler acı. Feri sönmüş kara gözlerim, Yorgun anılar zamanına sefer açıyor yeniden. Her seferinde boğazımı sıkan, dağılmayan topak bir yumru. Daha da sertleşiyor ellerimde anılar, Çakıl taşlarından beter ufalanıyor. Ateşli mızraplar yüreğimi derin derin deşiyor. Umutlarımın çürük ipinde, Bir sandık var, benim mahpusum. O sandık mücevher sandığı sanılıyor. Bilmezler ki ben her acı günüme bir kilit vurup içine döşemişim. Etrafımda insanlar değil, Elimde bulunan bir kalem, Bazen bir çay bardağı dahi beni çileden çıkartıyor. Beynim karıncalanıyor, Mideme kramplar giriyor. Benimki yalnız kalmak isteği değil, Kırıcı olmamak namına yapmak istediğim. Bir filozof, kişinin cezasını anlamasının en büyüğü, vicdanının sesini duymasıdır demiştir. Çünkü vicdan öyle asil bir şeydir ki, Ona erişebilmek, onun sesini duyabilmekle cezasını anlamış olmalıdır. Adamın cezası da vicdanıdır, Dikkat çekmek isterim, ADAMIN diyorum. Ay güneşe, gündüz de geceye asla ulaşamaz. Bilinmelidir ki, erdem ve gerçek, Takva sahibi bir insanda doğruyu hedefler, Yaşama şeklini belirler. Dünya bir tekerlek inişli ve çıkışlı, Bense bu tekerleğin bedeninde sarılı bir tozum. Kuldan geleni cefa, Allah’tan geleni kefaret sayarım. İnsanın kendini mutlu etmesi en yüce ahlaki amacıdır. Gözlerimin buğusuyla,yüreğimin yanıklığıyla alıp sandığımı yanıma, Bir kelebek ömrü kadar da olsa, rengi düş mavisi kalbimi, Cennetin sonsuz güzelliğini andıran bir hayat limanının güzelliğini yüklüyorum. Huzur buldu ruhum, bedenim, Hiç uyanmak istemiyorum. Dardayım, umutlarım harap ve bitap Gönül sarayıma İnşirah ver Yarab… 01.02.2009 Sennur ÇETİN (Elbetbirgün)
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © sennur çetin, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |