Bilim þaþkýnlýkla baþlar. -Aristoteles |
|
||||||||||
|
Aðacý bir ele almaya görsün, marangoz ustasý. Ne harika, muhteþem eserlere imza atacaktýr, atmýþtýr, özellikle de tahta oymacýlýðý ile uðraþanlar. Terziler, adeta sanat harikalarý yaratýrlar. Podyumlarda renk renk birbirinden þýk elbiseler ile gözlerimizi boyarlar. Estetik cerrahi uzmanlarý, göze gönüle sakil gelen bedenleri ele almaya görsünler, 70 yaþýndaki insaný 30 yaþýnda bir görünüm saðlayýp, yeniden doðmuþ gibi hissetmesini saðlar usta eller. Ya ressamlar, sanki kâinatý boyar ve resmederler. Aþçýlar ise midelerimize resmigeçit yaparlar, birbirinden lezzetli yiyeceklerle. Ustalarý saymakla bitiremeyiz. Ben asýl yazým emekçilerine sözü getireceðim. Þiir ustasý… Öykü ustasý… Roman ustasý… Edebiyatýn duayeni desek de kýsacasý onlar bir “yazým ustasýdýr” iþte. Ben böyle yazým ustalarýna yaþamýmda birkaç kez tesadüf ettim. Hatta onlarla günlerce söyleþtik ve onlarý yakýndan tanýma þansýna sahip oldum. Necati Cumalý ve Aziz Nesin baþta olmak üzere, Murat Aykaç Erginöz ve Cansever Eyüboðlu ile epey bir zamaný üleþmiþtik. Cansever Eyüboðlu’na sýk sýk gider, kütüphanesinde yolculuk eder gibi gözlerim ve ellerim okþardý adeta kitaplarýný. Yine birlikte çay içtiðimiz bir gün ona sordum: - Öykülerimi bir okur musunuz þairim? Birkaç dakika hýzla gezindi öykülerimde. Yüzünde ne olumlu ne olumsuz bir ifade vardý. Onu pür dikkat izliyordum. Dudaklarýndan dökülecek her sözcük benim yazým yolumu belirleyecekti. Her ne kadar “ben iyiyim, bir yerel gazetenin köþesinde yazýyorum, okur beni beðeniyor, yazý iþleri müdürüm beðeniyor, vb” düþünceler kafamdan geçmiþ olsa da, ustanýn sözü geçerliydi, bana göre. Ve usta konuþtu: -Evet, öykü yazabilirsin, öyküde kendini geliþtirebilirsin, ama þimdi yeterli deðilsin. Yutkundum, heyecanýmý bastýrmak ister gibi birkaç kez yutkundum. -Peki, yeterli olmam için ne yapmalýyým Cansever Bey? -Ben dilini çok kullanýyorsun, iyi bir öykü yazmak istiyorsan, çok öykü okumalýsýn. -Okuyorum, daha nasýl okumam gerek. Þiirlerimi nasýl buldunuz peki? Öykü konusunda umutlarým balon gibi sönmüþtü sanki. Yüzlerce öykü yazmýþtým, ama usta beni iyi bulmamýþtý. Dikkatini “yürek özlerim” dediðim þiirlerime çekmeye çalýþtým. Usta eline aldýðý yakýn gözlüðünü yeniden gözlerine takýp, bir –iki þiirime göz ucuyla bakýp, bana gözlüklerinin üstünden baktý: -Þiir eril, nesir diþildir. Bu sözlerden sonra uzunca bir süre öykü itaplarýna gömüldüm. Þiir yazma iþtahým kalmamýþtý. Bir gün eski bir þiir derleme kitabý elime geçti. Sayfalarý tek tek gözden geçiriyor ve dizeler arasýnda geziniyordu yüreðim. Aa o da ne! Bir kadýn þaire tesadüf etmiþtim. Hem de Milattan önce 600’lü yýllarda yaþamýþ bir kadýn þairdi. Satýrlarý tek tek belleðimin arþivine eklerken, ustanýn “þiir er kiþinin iþi” sözlerinin antidotu gibiydi okuduklarým. Kâh öðütler veriyor kâh da mesellerle gönüllere ferahlýk veren dizelerin sahibi Sappho’nun derin kültürü beni etkilemiþti. Peki, kimdi bu kadýn þair Sappho? Ege Denizinde Midilli adasýnýn “Lesbos” kentinde aristokrat bir ailenin kýzý olara yaþama gözlerini açmýþ. Ýyi bir öðretmen olan þaire, yaþamýnýn ilerleyen karelerini pek de iç açýcý olarak geçirmemiþ. Sappho bir türlü mutlu olamamýþ. Hatta baþýndan mutsuz bir de evlilik geçirmiþ. Daha sonralarý Sappho, karþýlýksýz bir aþka teslim olur; bu aþk, Midilli Adasýnýn kayalýklarýna sürükleyecek ve tarihe“ilk intihar eden” kadýn þair olarak geçecektir. Rivayete göre, bir öðrencisine âþýk olmuþtur. Kimine göre bir balýkçýyý sevmiþ ama sevilmemiþtir Sappho. Kadýn þair Sappho’nun günümüze kadar gelen þiirleri tamam deðildir. Bu nedenle bulunan birkaç þiiri üzerine pek bir yorum veya þiirleri hakkýnda bir ana fikir yargýsý oluþturmak yanlýþ olur kanaatimce. Genelde kadýnlara yönelik aþaðýdaki dizelerinde “aþka yön verecek”öðütler içermektedir. Yaþamýný düðünlerde lir çalýp, geline… “Git artýk odana Yataðýna gir Usulca sev, okþa erkeðini” Ve damada; “Saðlýðýna içiyoruz, Mutlu güvey! Ýstediðin güzel Gelinin oldu: Sana yaransýn diye!” Kimi kez bilge rolünü üstlenen kadýn þair, beni yanlýþ yönlendiren yazým ustasý C.E yüboðlunun “kadýnlar düz yazýda baþarýlýdýr, þiirde deðil” sözlerine taþ çýkartacak derecededir: “Ne garip! En iyi davrandýklarým Bugün en çok incitenler beni.”, “Bir öfke kasýrgasý Kopunca yüreðimde Bir sersemin yüzünden, Dilimi ýsýrýyorum patlamamak için.”, “Eh! Ben yitirdim, Andromeda Kazanan sen oldun Bu alýþ veriþte.” Veya “Bir o yana bir bu yana Dönüp duruyorum, Ne yapacaðýmý bilmeden.” Kadýn Þair Sappho, espri yeteneðini yer yer dizelerinin arasýnda okura hissettirirken evrensel özellik taþýyan aforizmalara da þiirlerinde yer vermiþtir. Aþaðýdaki mini dizeleri okuduktan sonra düþüncem þu olmuþtu; doðunun felsefe babasý Cibran ve asi Þairi Hayyam sanki kadýn þairden esin almýþtý. “Acým… Damla damla akan”, “Þu kadarýný biliyorum Ölüm kötü bir þey: Bak, iþte tanrýlardan belli. Ýyi bir þey olsaydý ölüm, Önce tanrýlar ölmez miydi?” gibi. Sappho, bulunduðu dar çevrenin etkilerini olumsuz olarak omuzlarýnda taþýmýþ ve bu konuda mücadele verdiðinde çevresinde “güçlü kadýn” imajýný da yansýtmýþtýr. Dizelerinde genelde us yürütmeleri ifadeleri yer alýrken annelik duygularý da baskýn çýkýp, duygusal davranmýþtýr. Hatta yaþamýþ olduðu hayal kýrýklýðýný da hissedilir derecede þiirlerinde okuyabiliyoruz. “Sordum kendime: Sappho dedim, Elinden ne vermek gelir, Her þeyi olan Aphrodite gibi birine?”, “Belli artýk, Bal da, bal arýsý da Haram bana bundan böyle” Ve özellikle þu dizeler Sappho’nun dramýný göstermek zaviyesinden oldukça yeterlidir: “Sappho, yeter dedim. Boþuna ne uðraþýyorsun Yumuþatmaya o taþ yüreði?” *** “Bütün ayrýlýk müddetince: Hoþ geldin Grimna.”, “Atthis, seni Yýllarca önce daha yaramaz bir çocukken Sevmiþtim”, “Bir tek kýz olsun yoktur Güzelliðinle boy ölçüþecek.”, *** “Bütün bu olanlardan sonra Beni düþünmek bile Seni tiksindiriyor Atthis. Kaçýp, Andromeda’ya Gidiyorsun hemen.”, “Aphrodite’nin baþtan çýkarýcý kýzý Bir rivayete göre de, kadýn þairenin bisexüel olduðunu ve kýz öðrencisine olan aþký olduðu söylenirken; Midilli müzesinde yer alan Sappho’ya ait olduðu bilinen bir papirüsteki dizelerden de bu rivayet deðil de artýk bir þüphe olduðu gerçeðini aþaðýdaki dizelerden anlamak mümkündür. Belki de analýk içgüdüleri ile yazýlmýþtý bu dizeler… “Elbet seviyorum seni Ama sen beni seviyorsan, Genç bir kadýnla evlen. Nasýl katlanýrým birlikte yaþamaya,” Sappho çok akýllý ve kültürlü oluþu ile kendine kadýnlarý da hayran býraktýracak derecede hitabet sanatýna vakýftý. Bu güzel söyleþi yeteneði bulunduðu dar çevre koþullarýný da göz önüne getirecek olursak kýskançlýk veya beðenmeler Sappho2nun þiirlerinin kurgusunda sýklýkla yer verilmiþtir. “Þapþal da olsa Eli yüzü daha düzgün, Mnasidika’nýn Bizim tatlý Gyrinno’dan.”, * “Yumuþak ellerinle Dika, Filizler koparýp Süsle o güzelim saçlarýný.”, * “Ne güzel giyinmiþti Ayaklarýný örtüyordu Ýnce Lidya iþi, uzun sýrmalý eteði” * Ve “Daha eteðini kaldýrýp Ayak bileklerini gösteremezken.”, * “Kýbrýslý, beni seviyorsan Öyle ürküt ki onu, övünmeye dili varmasýn: Acým; damla damla akan -Ben, Dorikha, * Sevdiðimi yeniden kul ettim kendime- Diye kurumlanamasýn.” gibi. Yaþamýnýn ikinci yarýsý mutsuzluklarla geçen Sappho, duygu ve düþüncelerini þiir yoluyla ifade eden ilk kadýn þair olarak tarihe geçmiþtir. Genelde iþlediði ana temasý KADIN VE KADIN TENÝ olarak iþlemiþ olmasý onun bir kadýnýn ruhsal ve tensel anatomisini "þiir yoluyla" Michelangola gibi, insan yüreðine resmettiðini düþünmekteyim. “Yakýndýðým yok, Bir düþ deðildi esin perilerinin Bana baðýþladýklarý zenginlik. Ben ölsem de adým hiç unutulmayacak.” * “Belki de unutursun sen beni. Ama bil ki, gelecek günlerde, Bir takým insanlar anacak beni.” Çok doðru bir duygusal teþhis koymuþ yukarýdaki dizesinde. Milattan önce 600’lü yýllarýnda yaþamýþ kadýn þaire unutulmamýþ ve erkeklerde aradýklarýný bulamamýþ hemcinslerine, adeta model olmuþtur. Kiþilerin cinsel tercihleri her ne olursa olsun asýl bizi ilgilendiren ve aðýrlýkta olan edebiyat yönü yaný sýra TARÝHTEKÝ ÝLK KADIN ÞAÝR oluþudur. *** Emine PÝÞÝREN/Edremit-Akçay 26.01.2010
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Emine Piþiren, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |