Hiçbir þey yaþam kadar tatlý deðildir. -Euripides |
|
||||||||||
|
75 yýldýr Türkiye’ nin kültür ve sanatýnda süregelen ve uzunca bir süredir hýzý kesilmiþ “ tek sesli- çok sesli “ müzik eksenindeki artýk anlamsýzlaþan polemik, yine bir Fazýl Say hamlesi ile tekrar baþlamýþ bulunuyor. Bu konuda dikkati çeken husus, Sayýn Fazýl Say, isminin yurt içinde ne zaman telafuz edilmemeye baþladýðýný fark etse, sanat ya da siyasete iliþkin herhangi bir olgu, haber, ya da yazýya karþý hemen tavrýný koyuyor. Böyle bir tavýr bu ülkede yaþayan herkes kadar onun da hakký. Ancak Say, gerek hedef aldýðý muhatabýna karþý üslubundaki nezaket dýþý ifadeler, gerekse kullandýðý argümanlar ile öne sürdüðü antitezler açýsýndan oldukça olumsuz bir kiþilik sergiliyor. Kendisinin bu konudaki son muhatabý ise Gazeteci-Tarihçi Sayýn Murat Bardakçý. Bardakçý’ nýn musýkîþinaslýðý ve bir anlamda müzikolog düzeyindeki bilgi ve birikimi, en az yazarlýðý ve tarihçiliði paralelinde tartýþýlmayacak bir olgudur. Tartýþma Murat Bey’ in 8 Kasým 2010 günü HABER TÜRK Gazetesi’ ndeki köþesinde yazdýðý 'Musiki Ýnkýlâbý' ve Baþarýsýzlýk ‘ baþlýklý makalesi ile baþlar. Yazar o yazýsýnda 5 Kasým akþamý izlediði Tekfen Flarmoni Orkestrasý’ nýn konserinden yola çýkarak, çok sesli müziðin yerli yorumcularý ve resmî orkestralarýna itibar etmediðini, bunun gerekçesi olarak da onlarýn icralarýnýn “ ucuz ve yavan “ olduðunu ifade eder ve "Aslýný dinlemek varken onlar kadar hislendirmeyen müziði neden dinleyeyim ki?" der. Devam eder ve “ 1930'larda ekonomisini tahýl ihraç ederek ayakta tutmaya çalýþan Türkiye o zamanlarýn bütçesinde önemli bir yer tutan ‘ Musiki Ýnkýlâbý ‘ yatýrýmýný yanlýþ kiþilere ve yanlýþ politikalara mý yaptý? “ diye dolaylý olarak sorgular. Yazýsýnýn son satýrlarýný da, Cumhuriyet’ in inkýlaplarý içinde deðerlendirilen "Musiki Ýnkýlabý" projesinin üzerinden bunca zaman geçmesine raðmen, Cumhuriyet tarihi boyunca harcanan emek ile, yapýlan masraflara raðmen dünya çapýnda bir kompozitörümüzün yetiþmediðini, bu yüzden de "musiki inkýlabý" nýn niçin baþarýsýz olduðunun artýk tartýþýlmasý zamanýnýn geldiðinden söz ederek baðlar . Murat Bardakçý’ nýn yazýsýný okuyan Fazýl Say hemen durumdan vazife çýkarýr ve internetteki bir klâsik batý müziði sitesine cevabi nitelikte bir mesaj gönderir. Bu mesajýnda, Bardakçý’ nýn yazýsý ile birlikte Özdemir Erdoðan’ ýn da bir televizyon programýnda söylediklerinin gerçeði yansýtmadýðýný ve mesajýna “Bu adamlarý bilgilendireyim!" cümlesiyle baþlar. Yine kendisinin ifadesiyle “ onlarýn 100 katý, 1000 katý bu mesele ile haþýr neþir olmuþ “ biri olduðunu ve konuyu en iyi kendisinin bildiði iddiasýnda bulunur. Daha sonra da baþta Adnan Saygun ve Ulvi Cemal Erkin olmak üzere Türk beþlerinin ne kadar önemli besteciler olduðunu, eserlerinden örnekler vererek anlatýr. Hatta onlarýn emsallerinin Bulgaristan, Portekiz, Kanada ve Çin’ de dahi bulunmadýðýndan söz eder. Bardakçý, Say’ ýn bu mesajýný 24 Kasým günü gazetedeki köþesinde aynen yayýmlar. Çok sesli müzik camiasýnda konu ile ilgili olarak Fazýl Say’ a en büyük destek ANDANTE Klâsik Müzik Portalý Genel Yönetmeni Sayýn Serhan Bali’ den gelir. Bali RADÝKAL Gazetesi’ nin 16 ve 30 Kasým 2010 günlerinde yazdýðý iki yazýda Bardakçý’ yý aðýr bir þekilde eleþtirir. Klasik Batý Müziði’ nin Türkiye’de Bardakçý’nýn iddia ettiði kadar berbat durumda olmadýðýný, yorumculuk kalitesinin nicelik ve nitelik bakýmýndan son 20 yýl içinde inanýlmaz þekilde geliþme gösterdiðini savunur. Bu eleþtirilerine raðmen ‘memur müzisyenlik’ sistemi konusunda Bardakçý’ nýn eleþtirilerine hak verir ve ona katýldýðýný söyler. Senfonik topluluk icrasý alanýnda yeterince mesafe alýmamasýnýn baþlýca sebebinin de bu ‘memur müzisyenlik’ sistemi olduðundan yakýnýr. Bardakçý, þahsýna yöneltilen bu eleþtirileri yine gazetenin 26 ve 29 Kasým tarihli köþe yazýlarýnda cevaplar. Kendi düþüncelerine karþý yöneltilen , çok sesli bir eserin beste tekniðini, armonik yapýsýný yahut orkestrasyonunu deðerlendirme kapasitesinin olmadýðý tezine karþý, bu deðerlendirmelerin her ne kadar eleþtirmenlerin ve yorumcularýn iþi olsa da, dinleyicinin bunlarýn hiçbirine bakmayacaðýný, eseri beðenip beðenmeme tercihinin sadece ve sadece dinleyicinin "zevk" ölçülerine tabii olduðunu ifade eder. Türk bestecilerinin yapýtlarýnýn sadece Türk piyanistler tarafýndan çalýndýðýný, bunlar gerçekten önemli eserler ise, neden diðer ülkelerin önde gelen diðer piyanistlerince seslendirilmediði sorusunu yöneltir. Daha sonra Devletin Türk Bestecilerinin "resmî eserleri" ni icra ettirebilmek için yýllardýr davet, ödül, Tanýtma Fonu v.b. her yola baþvurmasýna raðmen, olumlu bir sonuç alýnmadýðýný öne sürer ve bunda eksik olan tarafýn tanýtýmda deðil, doðrudan doðruya bestelerin kalite yetersizliðinde olduðunu savunur. Netice itibariyle de, Cumhuriyet tarihi boyunca bu yolda harcanan emeklere ve yapýlan masraflara raðmen dünya çapýnda bir kompozitörümüzün ortaya çýkmamasýnýn anlamýnýn "Musiki inkýlâbý" projesindeki baþarýsýzlýðý gösterdiðini ileri sürer. Taraflar arasýndaki polemik bu safhada iken, Fazýl Say Yahoo'daki "Klasik Müzik Grubu" na " bir mesaj atar ve klâsik müzikseverlere , "dayanýþma" çaðrýsý yapar ve özetle þunlarý söyler : " Bu gruptaki üyelerden ricam: Murat Bardakçý yarýnki yazýsýnda bana saldýracaktýr. Bunu 400.000 tirajlý bir gazetede yapacak. Biz burada 1000 kiþilik bir grubuz. Ama ben bu yazýmý 1'e 400 ezikliðinde kalmasýn diye yazmaktayým. Yani bu yazýmý yayýnlatacaðým... Minimum tartýþmadan maksimum zarar ile ayrýlacak olan benim. Erkin'i , Saygun'u savunduðum için... Lanet olsun. Artýk býktým. Savaþmaktan býktým. Haksýzlýklarý önlemekten býktým. Býktým ben Türkiye'de saldýrýlardan. Býktým kendimi ve bizleri aklamaktan... Haksýzlýktýr bu... Yaþamý dar etmektir... …Bardakçý, ‘Türkiye'de iyi besteci yoktur, olmamýþtýr ‘ dedi. ‘ Atatürk'ün kültür devrimleri baþarýsýz olmuþtur ‘ dedi… …Bu adam bunu anlamak istemiyor… “ Bu polemikleri son 70 yýldýr aralýksýz olarak dinliyoruz. Bu güne kadar “ musýkî inkýlabý “nýn gerek sosyal ve siyasî arka plâný, gerekse müzikolojik anlamda tuttuðu yer konularýnda söylenmeyen, yazýlmayan hemen hemen hiçbir þey kalmadý. Buna raðmen, Türkiye’ nin demokrasi öncesi ve sonrasý dönemlerinde, her türlü devlet dayatmalarýna, engel ve yasaklara raðmen , yeni müzik sisteminin tutmadýðý,gerek akademik çevreler ve gerekse kültür,sanat ve düþünce adamlarýnýn büyük bir çoðunluðunca kabul görür. Buna raðmen Fâzýl Say ve onun gibi düþünen bir azýnlýk grup, 70 Milyonu aþkýn nüfuslu Türkiye’ de, kendilerinin verdiði rakamlara göre topu topu 3-5 bin kiþilik bir kitlenin zevkine hitap eden bir tür müziðin, halâ gelecekte Türkiye’ nin baþat müziði olacaðý iddialarýný ýsrarla sürdürmektedirler. Bu iddialarýný da, aba altýndan sopa gösterircesine, Atatürk inkýlâplarý gereði olduðunu, bunu inkâr etmenin dahi ülkeye ihanetten baþka bir anlamý olmadýðýný, bu güne kadar ki gecikmenin de moda tabiri ile Türk halkýnýn henüz “ göbeðini kaþýmak “ tan kurtulamadýðýna, bunca sene Devlet’ in bu müzik için yaptýðý yatýrýmlar ve harcadýðý parayý da görmezden gelerek, Devlet’ in desteðinden yoksun olduðuna vermektedirler. Türkiye son yýllarda bir toplum mühendisliði kreasyonu olarak üzerine zorla giydirilmiþ dar elbiselerden kurtulma arayýþý ve buna iliþkin çözümler üretme sürecine girmiþtir. Gerek sosyal, gerekse siyasi,ekonomik,idarî, kültürel v.d. alanlarda uzun yýllardýr bir dogmaya dönüþmüþ bulunan mevzuat ve uygulamalarý gözden geçirmekte ve güncelemektedir. Yani artýk milletin hedefini artýk bu sektörlerin bürokratik sultalarý yerine, bizatihi milletin talep ve tercihleri belirlemeye baþlamýþtýr. Kim ne derse desin musýkide de böyle olacak ve halkýmýz dinleyeceði müziði de “ sanat mühendis” lerinin dayatmalarý deðil, milletin kendisi belirleyecektir. Polemikler bitse de bitmese de… Kimileri ne kadar sinirlense de böyle olacak… http://ferahnak.wordpress.com/2010/11/30/hic-%e2%80%9c-bitmeyen-senfoni-%e2%80%9c-musiki-inkilabi-polemigi/
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Salih Zeki Çavdaroðlu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |