..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bütün sanatlarda insanı şaşırtan bir yan vardır. -Alain
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Toplum ve Birey > M.Nazım Güler




17 Aralık 2010
Ev Bir Okuldur; Eğitim, Oradan Başlar!.  
M.Nazım Güler
Anneler, babalar! Çocuğunuza sahip çıkın ve sorumluluklarını lütfen üstlenin! Unutmayalım ki, başkalarının, çocuklara karşı görev ve sorumlulukları, siz, onların ailelerinden sonra gelir. Elbette ki, madde bağımlısı ve sokak çocukları da, tüm kurum, kuruluş ve toplum katmanlarını ilgilendiren ciddi ve çetrefilli bir sorundur. Sorun, özü itibariyle toplumsaldır ve her alanda var olan ihmal ve ilgisizliğin, bu toplumsal problemin oluşmasında, gelişmesinde ve büyümesinde mutlaka etkisi ve katkısı olmuştur.


:BCDE:
EV BİR OKULDUR; EĞİTİM, ORADAN BAŞLAR!.

Çocuklar çiçektir; onlara bakıldıkça gelişirler ve toplumsal geleceğimize özene bezene açılırlar.

Çocuklarınız, ailelerinin, daima yanlarında olacağını ve her sıkıntılarında onlara destek olabileceğinizi hissetmelidir. O zaman yüzlerinde güller açılır ve siz de, onların yüzlerindeki o mutluluğu hissedeceksiniz. Tersi durumda, onların yüzünde görülecek her bir mutsuzluk, sizin, onlara karşı görevinizi yapmadığınızın bir sonucu olduğunu bilmeniz ve hissetmeniz gerekiyor.

Çocuklar, yaşama gözlerini açtıklarında, karşılarında örnek alabilecekleri kimseleri evde, aile bireyleri içinde arayacak ve bulacaktır. Örnekler, iyiyse, o evin çocukları şanslı olacaktır; topluma adaptasyonu ve gelişmedeki reaksiyonu çok kolaylaşacaktır. Bu çocuklar, her konuda ve her alanda başarıyı yakalamaya aday olabileceklerdir.

Şayet örnekler kötü ise, o evdeki çocukların gelecekleri, mayın tarlasına dönüşecek ve yaşamın her aşamasında o çocuklar, çeşitli sorunlar yaşayacaklardır. Bu kötü örnekli sürece rağmen, şayet çocukların şansları yaver gider de, iyi bir okul eğitimi olanağı bulabilirlerse veya çevrelerinde iyi arkadaşlara rastlayabilirlerse, yaşam içinde karşılaşacakları sorunları azaltabilme fırsatına belki sahip olabileceklerdir. Yoksa, yaşamın tüm zorlukları onları bekleyecektir.

Bazen, iyi bir arkadaş edinmek; bazen bir kitap okumak ile insanın hayatı değişebiliyor. Söyle arkadaşını, söyleyeyim seni, özdeyişi de boşuna söylenmemiştir.

Onun için anne ve babalar, çocuklarıyla iyi arkadaş olabilmelidir. Unutmasınlar ki, ev bir okuldur ve eğitim, oradan başlar. Çocukların, hal ve davranışlarını iyi izlemek ve onları doğru gözlemlemek gerekir. Eğer çocuğunuz, yanında parasının olmadığını bildiğiniz halde, dışarıdan bir şeyi eve getirdiğinde, siz de, onun, bunu nereden getirdiğini sorgulamıyorsanız; çocuğunuzun hırsızlık yaptığına göz yummuyorsunuz, demektir. Ya da,” bu ne güzel şeydir böyle; bulduğun yerde daha başka var mıdır acaba?” dediğinizde ise, kesinlikle çocuğunuzu hırsızlığa teşvik etmiş oluyorsunuzdur.

Çocuklarınız, kimlerle oturup kalkıyor, kimlerle dolaşıyor; yanlış alışkanlıkları var mıdır, yok mudur, takip etmek, her anne-babanın görevi olmalıdır.

Çocuğunuza, nelerin iyi-kötü veya nelerin doğru-yanlış olduğunu ilk siz öğreteceksiniz. Bu basit bilgilendirme bile, çocuğunuzun tüm yaşamını etkileyecek bir rota olduğunu bilmeniz gerekir. Bunu bilmiyorsanız, önce kendinizi eğitmeniz gerektiğini size hatırlatalım.

Anne ve babaların görevleri hakkında, ilgili çevrelerden sorarak veya konuyla ilgili kitaplar okuyarak, çocuk eğitimi hakkında bilgi edinebilirsiniz/ edinmelisiniz. Unutmayalım ki, kendi çocuklarımızdan, öncelikle kendimiz sorumluyuz, sorumlu olmalıyız ve kesinlikle sorumluluk almalıyız da.

Toplum içindeki sosyal ve psikolojik sorunlardan onları koruyabilmek için; onları doğru eğitmek; onlara yol gösterici olmak için bilgili ve donanımlı olmamız gerekiyor.

Çocuğumuza özgüven duygusunu aşılamamız ve verebilmemiz için, onlara, kendilerinin tarafımızca sevildiğini, onlara değer verdiğimizi ve onları önemsediğimizi bilmeleri gerekir.

Onların, ne oranda ve ne zaman sorumluluk alabileceklerini bilmeli ve onlara, yeri geldiğinde sorumluluk alma şansını verebilmeliyiz. Bu gibi durumlarda da, çocuklarımızın başarıları olduğunda, onları takdir ederek ve överek motive etmeliyiz ki, başarılarına başarı katabilsinler.

Çocuklarımızı, cezalandırmak yerine, onları doğruya teşvik edici öğütlerle bilgilendirmek daha doğrudur. Onları, başkalarıyla yarıştırmak ise, olumsuz etki gösterir.

Unutmayacağımız bir diğer nokta da, hiçbir zaman, onlara aşırı sevgi, aşırı korumacılık, aşırı hoşgörü göstermemeli veya onlara aşırı disiplin uygulamamalıyız. Bu tür aşırılıklar, onlara zarardan başka bir şey vermez. Her şeyin itidalisi daha olumludur.

İşte çocuklarınızla ilgilenmezseniz, ne yazık ki, zamane başıboş çocukları olan; ballycilerin, tinercilerin, çakmak tüpü içicilerin veya hırsız vb. çetelerin tuzaklarıyla yüz yüze kalırlar ki, onları, oradan alıp, tekrar geri kazanmak, çok büyük çaba ve fedakârlıklar gerektirir.

Ayrıca, “madde bağımlıları” ve “sokak çocukları” nı, aileleriyle karşılaştırdığımızda, acaba hangisi daha çok suçlu çıkacak, sorgulayıp irdelemek gerekir. Öyle sanıyorum ki, bazılarının anne ve babaları, kendilerinden çok daha suçlu ve sorunlu çıkacaktır.

Yani kısacası, öyle; “Yaptım, saldım çayıra; Allah kayıra..” mantığıyla sorumluluk olmaz! Allah, kayırmıyor işte; sen, kendi elinle çocuğunu, kurda, kuşa yem ediyorsun ve pişkince sorumluluktan kaçmış oluyorsun! Oysa ki, onların veballerini öncelikle sen taşıyorsun.

Anneler, babalar! Çocuğunuza sahip çıkın ve sorumluluklarını lütfen üstlenin! Unutmayalım ki, başkalarının, çocuklara karşı görev ve sorumlulukları, siz, onların ailelerinden sonra gelir.

Elbette ki, madde bağımlısı ve sokak çocukları da, tüm kurum, kuruluş ve toplum katmanlarını ilgilendiren ciddi ve çetrefilli bir sorundur. Sorun, özü itibariyle toplumsaldır ve her alanda var olan ihmal ve ilgisizliğin, bu toplumsal problemin oluşmasında, gelişmesinde ve büyümesinde mutlaka etkisi ve katkısı olmuştur.

Sonuç itibariyle, sorunun çözümü de toplumsal olmak durumundadır ve herkese görev düşmektedir. O çocuklar, bu toplumun çocuklarıdır ve toplumsal çelişki ve çürümüşlüğün sonuçlarıdırlar. Çocuklarımıza ne kadar sahip çıkabilirsek; onları, ne kadar sorumlu ve duyarlı yetiştirebilirsek, geleceğimiz de o derece güvenli ve sağlıklı olacaktır. Huzur içinde bir sevgi toplumu olabilmek bizim elimizdedir.

Lütfen sorumlu, duyarlı ve ilgili olalım. Selam ve sevgiyle kalın.

M.Nazım Güler

info@mnazim.com
http://www.mnazim.com/konu-ev-bir-okuldur-egitim-oradan-baslar-856.html



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın toplum ve birey kümesinde bulunan diğer yazıları...
Bölgede Okuyan Çocuklarımız ve Sınav Maratonları
Unutmayalım ki Öğrencilerimiz, Geleceğimizdir!.
İki Dil Fobisi ve Bölünme Korkusu
Gençliği Harcayan ve Tüketen Diziler
Bally'cilerin Hali ve Yöneticilerimizin Duyarsız Ahvali

Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Sadece Yazmak, Yazarlık Mıdır?
Bu Ülkede Barışı İsteyen Var Mıdır?
Tahammülsüzlük, Gelecek Korkusundandır!
Hatip Dicle Olayı, Açılıma ve Çözüme Çomak Sokmak Mıdır?
Demokratik - Kürt Açılımı Nereye Kadar?
Kendi İrademiz Varsa Özgür Olabiliriz.
Kocaman Bir Asır Heba Edildi; Neden veya Kimler İçin?
Seçim Sürecinde "Demokratik" Yalanlar Yarışı Başlayacaktır!..
Kürtleri Temsil Sorunu ve Çözüm Sürecine Dair
Bilge Köyü Vahşetinin Gerçek Sorumluları Kimlerdir?

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Yüreğime Lehimliyorum Seni [Şiir]
Veda Edemem! [Şiir]
Uyan Ey Zergan Deresi! [Şiir]
Seni Arıyor Gözlerim [Şiir]
Dağlar Yüreğimi, Bu Dağlar! [Şiir]
Esirin Olmuşum [Şiir]
Tu Her Bijî Yilmaz Guney [Şiir]
Sende Buharlaşmaktayım [Şiir]
Ben, Kendim Olmak İstiyorum. [Şiir]
Zor Kabulleniriz [Şiir]


M.Nazım Güler kimdir?

www. mnazim. com ------- M. Nazim Güler Kitap okumak, Şiir yazmak, Resim yapmak özel zevklerim arasındadır. Vücudumu zinde tutacak ve koruyacak kadar spor yaparım. .

Etkilendiği Yazarlar:
Yoktur, kimsenin günahını almayayım.


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © M.Nazım Güler, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.