Doğru şeritte olsanız bile, olduğunuz yerde kalırsanız er geç ezilirsiniz. -Will Rogers |
|
||||||||||
|
bir ay ışığı lal bir mumu yakıyor mahkemeler kuruluyor en salaş meyhanelerde tanığım keman sesleri ama dinlemiyor hiç bir makam hükmümü veriyor neyler tüm kanunlar benim infazım üzre çalıyor, seni özlediğimi asıyorlar boynuma, vuruluyorum şarkıların en can alıcı yerinde ... günlerden bu gündü saatlerden bu saat anlardan bu an... yağmur, sen, ben; üçümüz, birde hüzzam bir şarkı "bütün kuşlar vefasız" ... bir dere kenarıydı, akşamı kırmızıya boyayan sarmaşıklarda dokunmuştuk bir birimize sar m/a şık bir ince hüzündü... okul kaçağıydık, yok yazılırdı defterlere adımız ve ben açtım, bağırasım vardı çocuklar gibi avaz avaz utanmak nedir bilmeden, seninse ellerin vardı ve hazırdı kapamaya ağzımı... /leylaklar kopartıp atardım suya, dolanıp sana gelirdi... sendeydi her suyun, sendeydi her yolun başlayışı ve bitişi herşey sende başlar herşey sende biterdi... uzun bir deresin avuçlarımda; kader çizgimsin bazende keder.../ şaraba itekledim, çakır keyif ettim geceyi sarı sarı öptüm yapraklarını ağacın hatta türkü bile söyledim cehennem kırmızılar utandı... günlerden bu gündü saatlerden bu saat anlardan bu an yağmur bile aynı yağmur ama sen yoksun... ... hadi gel umudumu harla yeniden yüreğime su vermem gerek, zaman kavga zamanı, silahsızım ve bilirsin ben su bile içerken kavga eder gibi... bilirsin soluk soluğa, bilirsin aç bir çocuk gibi; bağıra çağıra kendimden geçerken... ... kurudu yalnızlıktan dilim-e dokun, dudağıma... ... akşam ağlıyordu; bulut bulut akıyordu gözlerinde / gözlerimde bir ben ıslanıyordu ben; çıplak, yalınayak, üşümüş... ... saatlerden bu saatti dilimin ucunda bir martı, buluttan kanatları... "ne?" diyorsun "ne düşünüyorsun?" diyorsun, kaçamak yanıtlar veriyorum, dalgın elbiseler giydiriyorum sus'uma "hiç" diyip kestirmeden düşüyorum yüzü koyun üstüne, ağzım dolu aslında ben unutmuşum konuşmayı, kelimeleri doğrultamıyorum; kuramıyorum hiç bir cümleyi... tüm savaşların yenilmişi, yara içinde; sakat ve zincire vurulmuş; kalkamıyorlar ayağa, "lal" de sen buna... ... dilimin ucunda bir martı çırpınıyor; dişlerimin arasında, canını yakıyorum, canımı... ... yağmur terkediyor şehrimi bir ay ışığı lal bir mumu yakıyor mahkemeler kuruluyor en salaş meyhanelerde tanığım keman sesleri ama dinlemiyor hiç bir makam hükmümü veriyor neyler tüm kanunlar benim infazım üzre çalıyor, seni özlediğimi asıyorlar boynuma, vuruluyorum şarkıların en can alıcı yerinde an o an; gittiğin akşamlar gözünü bırakıp arkada an; o yalancı ayrılıkların başında seni bırakamadığım zaman... ... martılar, ay ışığı, ben senin bıraktığın yerde ve kulağım kirişlerini parçalar ayaklarının sessizliğinde, gel! sus'tan arındırdım dilimi çabuk gel özlediğinden çok gel özlendiğin kadar gel... ... a&m
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © asivemavi36, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |