Edebiyat yaþamýn öncüsüdür, onu öykünmez, ona istediði biçimi verir. -Oscar Wilde |
|
||||||||||
|
Yýllar önceydi... Genç kýzlýk yýllarýmýn ilk yýllarýydý... Annemin yüzümüze doðru iþaret parmaðýný bir uyarý gibi uzatýp; "Yolda yürürken baþýný önüne eðeceksin, kaþlarýný çatacaksýn, saða sola bakmayacaksýn, bir erkek gördüðünde kaþlarýnýzý çatacaksýn, gülümsemek yok, saðda solda oyalanmadan doðruca eve geleceksiniz vs. vs" sözlerini dün gibi anýmsarým. Annemiz bizi yetiþtir iken aklý sýra kol kanat germekteydi. Oysa utanma duygularýný tek tek bilinçaltýmýza þýrýnga etmekteydi. Çünkü o da öyle yetiþtirilmiþti. Bu uyarýlarý dikkate aldým mý? Aldým tabi. Hala izleri var alnýmda. "Kaz ayaðý" dedikleri derin çizgiler. Çatýk kaþ görünümüm öyle belirgin ki, botoks enjekte etseler bile düzelmez. Öyle bir derin çizgi ki, geri dönüþümü olamayacak bir iz kaldý tam alnýmda iki kaþ arasýnda... Ben buna "utangaçlýk çizgisi" diye bir ad verdim. Özellikle ilk üç dakikada bir insanýn fiziðine bakýp referans imaj tahlilleri yaparken... "Sinirli Kadýn" görünümü, hiç kaybolmadý... Gerçi estetik harikalarý var ama ya diðer geliþen duruma ne demeli? Hani o annemizin veya babamýzýn, bizi yetiþtiren ebeveynlerimizin hani? Hatta ilk altý yaþýn üstüne ilaveler yapacak olan "ilkokul" öðretmenimizin bize vermiþ olduðu kiþilik renklerindeki arýzayý nasýl yok edeceðiz? Bu duygu yaþamýmýzýn her alanýnda bizi yenik düþürmüþtür. Sýnavlarýmýzý verdiðimiz zamanlarda, baþýmýzdan aþaðýya dökülen o sýcak kaynar sularý, hangimiz unutur ki? Yaþamýmýzdaki ÝLKLER... Ýlk aþkýmýz... Ýlk sýnavýmýz... Ýlk iþe giriþimiz... Ýlk uçaða biniþimiz... Ýlk yolculuðumuz... Ve bir sürü ÝLK’lerimiz bizim utanma duygularýmýzýn ardýnda kalýp, baþarýlarýmýza ket vurmuþtur... Evet, bizi engellemiþ ve cesaretimizi kýrmýþtýr... Yaþamak þakaya gelmiyor... Deðerli psikiyatrist Doçent Dr. Levent Mete "Utangaçlýðýn " bir hastalýk olduðunu açýklýyor bizlere... Bakalým baþa çýkabilecek miyiz bu içimizdeki bizi kemiren bu kurtla... (*) “Mahcup bir insan mýsýnýz? Bir toplulukta, insanlarýn ilgisi sizin üzerinize çevrildiðinde kalbiniz hýzlý hýzlý çarpmaya baþlýyor ya da soluðunuz daralýyor mu? Yeni girdiðiniz bir iþ ortamýnda, ayaða kalkýp kendinizi tanýtmanýz istendiðinde, yüzünüz kýzarýyor, sesiniz titriyor mu? Bu özelliklerinizi bildiðiniz için, kalabalýk önünde konuþmanýzý gerektirecek durumlardan uzak duruyor, ancak tüm çabanýza raðmen boþ bulunup yakalandýðýnýzda, bir iki laf edip sýranýzý savýncaya kadar kan ter içinde kalýyor musunuz?.. “ Þayet Dr L.Mete’nin yukarýda sýralamýþ olduðu sorunlar varsa hastalýk çoktan kapýmýzý çalmýþ demektir. Toplumda her on kiþiden birinin “utangaçlýk “ hastalýðýna yakalandýðýný ve insanlarýn bu hastalýktan kurtulmak için kendince çözümler bulduðunu biliyoruz. Kimi alkolle, kimisi de uyuþturucu kullanarak baðýmlý olmakta. Ýkincisi oldukça sýk baþvurulan ve toplumuzda yaygýnlaþmýþ bir sorunumuzdur. Bir baþka kurtuluþ yoluysa toplumdan kendini soyutlamakla kollar sývanýyor. Geri planda durup insanýn kendisini gerek iþ gerekse okul yaþamýnda basit ve pasif durumda kalmasýdýr. Bu yöntemler hafife alýnmayacak derecede insanda hasarlara neden olduðu gibi toplumdan uzak, meslekte baþarýsýzlýk dibe vururken, en berbat bir ruh denge bozukluðu baþ gösteriyor. yalnýzlýk tercih edilip, kiþi kendini adeta karantinaya alýyor. Öyle ki, utangaçlýk hastalýðýna yakalanan kiþiler, bir süre sonra karþý cinse ilgi azlýðýndan, eþ bulma güçlüðü yaþayýp,evlilik kurumundan uzaklaþýyorlar. Dr. Levent’in bu tespiti %30’lara varýyor. Þimdi akla þu soru takýlýyor: Acaba “utangaçlýk hastalýðýnýn” herhangi bir tedavisi var mýdýr? Umut verici geliþmeleri týp ilminde görmek memnuniyet verici. Ýnsanlarýn topluluk karþýsýnda konuþma özürlüyse, kalp çarpýntýsý, hýzlý nefes alýp verme, ses titremesi, yüz kýzarmalarý, vb gibi aþýrýya varan fiziksel ve ruhsal belirtiler varsa, sorun ilaçla veya psikoterapiyle %70 çözülebileceðini belirtiyor doktorlar. Yýllarca sahne sanatçýlarýyla birlikte çalýþtýðým zamanlarý anýmsadým: Onlar sahneye çýkmadan önce yukarýdaki tüm belirtilere tanýk olurdum kuliste. Yaþadýklarý içsel karmaþayla baþa çýkamayanlarýn da alkol kullandýklarýný gördüm. Utangaçlýðý yok eden ilacýn da piyasaya sürüldüðünü açýklayan doktor Levent bu ilacýn ayný zamanda beyinde “seratonin” maddesini arttýrdýðýný, çekingenlik duygusunu yok edip, güven duygusunu kamçýlayýp, toplumdaki kiþilerle daha rahat saðlýklý iliþki kurabildiðini ifade ediyor. “Ay, çok utandým!” Sözlerini sýklýkla sarf ederiz deðil mi? Artýk cesaretimizi kazanýp daha özgüvenli bir yaþamýn tadýný çýkartacaðýz. Utangaçlýðýmýzla baþa çýkacaðýz. Bilim adamlarýnýn genlerin üzerindeki çabalarý boþa çýkmayacak gibi. Kim bilir? Belki de “ölümsüzlük” reçetesi bir gün elimize tutuþturulur. Lokman hekim kaybettiði o reçete hani… Bir þarký vardý hani; “Baþýn öne eðilmesin./Aldýrma gönül aldýrma./Görecek günler var daha/Aldýrma gönül aldýrma.” Þarkýlar utangaçlýðýmýzý aþmamýz için bizi yüreklendirse de, saðlýklý bir eðitimin kiþisel geliþimde, daha etkin bir çözüm olacaðý kesindir. Sevgiyle ýþýldasýn yüzlerimiz. Emine Piþiren/ Edremit-Akçay Kaynak: (*) Gen Bilim
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Emine Piþiren, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |