..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Düþgücü güzelliði, adaleti, mutluluðu yaratýr. -Pascal
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Roman > Aþk Romaný > Kemal Yavuz Paracýkoðlu




18 Ocak 2013
Mevsim Gülbahar - (2. Bölüm/34. )  
Kemal Yavuz Paracýkoðlu
Okuldan dönen Cemal ve Hülya, dýþ kapýdan girerek zemin kattaki evin kapýsýna gittiler. Cemal, “içerden su sesi geliyor,” diyerek kulaðýný kapýya yanaþtýrdý.


:AHEG:
Okuldan dönen Cemal ve Hülya, dýþ kapýdan girerek zemin kattaki evin kapýsýna gittiler. Cemal, “içerden su sesi geliyor,” diyerek kulaðýný kapýya yanaþtýrdý. “Halil dönmüþ bile…” Kapýnýn zilini çaldý, bekledi. Az sonra bir daha çaldý, biraz daha bekledi.
Hülya, “açsana þu kapýyý kendi anahtarlarýnla!” diye çýkýþýnca Cemal, yeni akýl etmiþ gibi kendi cebindeki anahtarlarý çýkartarak kapýyý açtý. Ýçeri geçtiler.
Ýçeri girer girmez fark ettikleri ilk þey iðrenç istifra kokusu oldu. Cemal, su sesinin geldiði banyoya doðru gitti.
Hülya, eliyle burnunu tuttu. “Aman Allah’ým!” diye bir çýðlýk atarak salona yöneldi. “Aklýma gelen þey olmamýþ olsun, ne olur Allah’ým!…” Salona girdi. Gördüðü manzara karþýsýnda dehþete kapýldý. Telaþ ve korkuyla Halil’in baþýna vardý. “Halil!… Ne oldu? Ne yaptýn, sen böyle be arkadaþým?…” Halil’in üstüne eðilir eðilmez onun aðzýndan yayýlan alkol ve istifra kokusuyla suratýný ekþitti. “Çok içmiþsin, çok…” Þaþkýnlýkla, “hiç içmezdin sen, niye içtin bu kadar sanki?…” diye söylendi.
Halil, gözlerini açarak Hülya’ya baktý. “Ne var?… Bir þey mi var?…” diye mýrýldandý.
Hülya, “Sen içmiþsin…” diye çýkýþtý ona.
Cemal, “Banyodaki çeþmeyi açýk býrakmýþ,” diyerek yanlarýna geldi; gitti, salonun pencerelerini açtý.
Halil Kaya, “Ben içmiþim…Sen içmiþin… o içmiþ… biz içmiþiz… siz içmiþiniz… onlar içmiþler…” diyerek arkasýný döndü.
Cemal, onun bu halini komik bularak neþelendi. “Vay ayyaþ vay!… Ýçip kafayý bulan sensin oðlum…”
Hülya, ne yapacaðýný bilemez haldeydi. Yerlerdeki pisliði görerek temizlik yapmak için, salondan çýktý.
Cemal de Halil’i kendine getirmek için uðraþmaya baþladý. “Gaggoþ, aç gözlerini, kendine gel bakayým… Bu kadar çok içmene sebep neydi be oðlum…”
Hülya banyoya geldi. Bir kap bulup içini su ile doldurdu. Bulduðu yer bezlerini alarak, banyodan çýktý.
Salonda, elindeki bezleri su dolu kapta sýk sýk yýkayarak yerleri silmeye, peþi sýra, kuru bezlerle kurulamaya baþladý.
Cemal, Halil’in baþýnda dikilerek üzüntüyle biraz baktý, kusmuklara bulanmýþ pantolonunu çýkartmak için davranýrken, kýzgýnlýkla söylendi. “Bir gören olsa alkoliðin teki sanýr. Þu haline bak!”
Halil’in onu duymak gibi bir niyeti yoktu.
Onun yaptýklarýndan dolayý Halil rahatsýz olarak sýzmýþ hali içinde mýrýldandý. “Çalma cüzdanýmý!… Hýrsýz… Býrak… Býrak cüzdanýmý…”
Cemal, onu sarsarak, “Cüzdan müzdan yok burada…” diye söylendi. Kemerini çözdüðü pantolonu çýkartmaya baþladý.
Halil Kaya, bir türlü kendine gelemiyordu. “Cüzdanýmý sen çaldýn…. hýrsýz….” diye zor anlaþýlýr bir þeyler mýrýldanýyordu.
Hülya, salondaki temizliði bitirerek su kabýný alýp salondan çýktý.
Su kabýný banyoya getirdi, kirli suyu döküp temiz suyla yeniden doldurup çýktý.
Antreye gelip orada da yerleri silip, temizlemeye baþladý. Hemen sonra sildiði yerleri kurulamaya devam etti.
Cemal antreye gelerek Halil’in ceketi ve gömleðine bakýndý. “Ceketi ile gömleðini nereye koymuþ olabilir?”
Hülya, temizlik yaptýðý yerden, “banyoya baktýn mý?” diye sordu.
Cemal, banyonun kapýsýndan girdi. Orada bakýnýrken ceketi ve gömleði buldu, üzerlerine bulaþmýþ pisliklerden tiksinerek ceplerine baktý. Ceketin cebinden kravatý çýkarttý, bir kenara býraktý. Gömleðin düðmelerinin durumuna baktý. “Kavga mý etti acaba?… Nerede bu cüzdan. Cüzdaný da yok.” diye söylendi.
Hülya, yaptýðý iþleri bitirerek geldi. “Kafasýna su döksek ayýlýr mý?”
Cemal, Hülya’nýn fikrini beðendi, “Gidip getirelim…” Salona gittiler. Cemal, Halil’in koltuk altýndan çekiþtirerek doðrulttu. Yanýna gelen Hülya’ya, “Tut þunun öbür kolundan da birlikte taþýyalým. Ýyi bir duþ yapmayý hak etti bu!” dedi.
Hülya, öbür koluna girdi. Gülümseyerek, “Sarhoþ köpek!” diye söylendi. Birlikte sürükleyerek götürdüler. “Kurþun gibi de aðýr…”
Halil Kaya, “Býrakýn beni… Býrak…” diyerek söylendi.
Cemal de ona söylenerek, “Taþýtma kendini. Yürümeye gayret et biraz,” dedi.
Halil’i çekiþtirerek banyoya girdiler.
“Þu iskemlenin üstüne oturtalým…”
“Otur, þuraya gakkoþ!”
Halil’ i küçük tabureye oturttular, ama o oturduðu yerde bile duramamakta ve habire yere yatmaya çabalamaktaydý.
“Oturduðu yerde bile duramýyor.”
Cemal, “Sen azýcýk tut da devrilmesin,” diyerek onu býraktý, duþu açtý, eline aldýðý fýskiye ile kafasýný iyice ýslattý. Suyu yiyen Halil uykulu durumundan ayýlarak söylenmeye baþladý. “Rahat býrakýn beni! Görmüyor musunuz halimi, hastayým ben…”
Hülya, “Sen hasta deðil, sarhoþsun…” diye söylenirken
Halil onun varlýðýný fark ederek, “o…Hülya kardeþim… sen de burada mýydýn… hýk…” diye anlaþýlýr anlaþýlmaz bir þeyler söylemeye baþladý.
“Nerede içtin bu kadar?”
“Sana ne? Size ne? Ben hastayým. Sarhoþ deðilim… Çok sarhoþum… Yok… Hastayým…” Cemal’le itiþip kakýþmaya baþladý. “Býrakýn beni dedim…” Duþtan akan suyu elleriyle engellemeye çalýþtý. “Islatma ulan kýro… Bak gakkoþluðu bozarým sonra… Ha…” Kendisini tutarak hareketlerini kýsýtlayan Hülya’nýn elinden kurtulmak için çýrpýndý. “Sen ne diye tutup duruyorsun beni be… Çek ellerini… Çek… Cadaloz…”
Hülya, þakacýktan baþýna vurdu. “Sus da otur uslu uslu! Ayýktýðýnda cadalozu göreceksin!”
Cemal güldü. “Ha ha ha!… Hazýr elinin altýndayken kes cezasýný bence…”
Hülya, “Doðru ya…” diyerek Halil’i mýncýklayarak, her yanýný çimdikleyerek, çekerek þakacýktan hýrpalamaya baþladý. “Cadaloz ha… Al bakalým…”
Çok geçmeden kendine gelmeye baþlayan Halil ayaða kalkmayý baþardý, duþu tutarak kendisini ýslatmalarýný engellemeye çalýþtý. “Tamam…Yeter bu kadar… Ýyice sucuða çevirdiniz beni.”
Cemal ve Hülya gülüþ cümbüþ eðlenerek ýslatmayý sürdürdüler.
“Ha ha ha! Dur, donunun kýçýna su deymemiþ. Orayý da ýslatayým…”
“Ha ha ha! Soyun da bir de sabunlayýp keseleyelim seni… Ha ha ha…”
En sonunda duþu Cemal’in elinden kapan Halil onlarý ýslatmaya baþladý. “Adam ýslatmak öyle olmaz. Böyle olur…”
Ýkisi de banyodan kaçarak çýktýlar.
“Ha ha ha…”
“Ha ha ha…”
“Kaçmayýn! Gelin buraya…”
Halil, duþu kapattý, banyodan þortuyla çýktý. Antreye geldi. Salonun kapýsýndan bakan Hülya ile Cemal’e seslendi. “Tamam. Bu kadar þýmarmak yetti,” Kendi kendine söylenerek Cemal’in odasýnýn kapýsýndan girdi. “Sanki þýmarmayý hak ediyormuþum gibi…” Hala sarhoþtu ve þiddetli bir baþ aðrýsý çekiyordu. Yataða uzandý. Kafasýný toparlamaya çalýþtý. Kendi kendine, “Nedir bu baþýma gelenler, Allah’ým!…” diye söylendi.
Cemal ve Hülya odaya gelerek, yataðýn bir kenarýna da onlar iliþip oturdular.
“Kusura bakmayýn ya, çocuklar. Size de rezil ettim kendimi…”
Hülya, sempatiyle baktý, “Rezil filan olmadýn. Tam tersine, her türlü iðrençliðine raðmen çok sevimliydin…” diye kýkýrdadý.
“Çok mu iðrençtim?…”
“O kadar çok iðrençtin ki, midemizi alt üst ettin. Tutamadýk, evin her yanýný kusmuk içinde býraktýk ikimizde…”
Cemal, onun elini avucuna alarak, “Niçin içtin bu kadar, be gakkoþ?” diye sordu.
“Üzüntümden, diyelim… Yardýmcý doçentlik iþini baþkasýna vermiþler.”
Cemal, “Ne varmýþ bunda üzülecek?” diyerek onu teselli etmek istedi. “Doktora yapmýþ adamsýn. Sana iþ mi yok…”
Halil, “Yok iþte iþ miþ…” diyerek itiraz etti. “Asýl, daha önemli bir þey var. Ýçki içtiðim meyhanede, cüzdanýmý çarptýlar. Kimliklerim de içindeydi. Hesabý ödeyemeyince de, garson, saatime el koydu.”
Hülya, “Kavga filan etmedin deðil mi?” dedi heyecanla.
“Kimle? O ayýyla mý? Herif beni ensemden tuttuðu gibi sokaða fýrlatýverdi…”
Cemal, kýzgýn, “toplarýz bizim çocuklarý, basarýz mekaný,” diye çýkýþtý. “Kafasýna geçiririz þerefsizin, dükkanýný!”
Halil, onun dediði þeye izin vermeyecekti. “Yok öyle meyhane basmak falan. Dað baþý mý burasý…”
Hülya müdahale ederek “Karakola gitmedin mi?” diye sordu.
“Yok. Ayakta duracak halde bile deðildim. Buraya gelip, sýzmýþým…”
Hülya, “Kalk haydi, gidiyoruz!” diyerek ayaklandý.
“Nereye?”
“Karakola. Kolundan zorla saat almak da neymiþ… Cebinden cüzdanýný da onlar almýþtýr. Soyup soðana çevirmiþler seni. Mademki dað baþý deðil burasý… Karakolda cüzdanýnla birlikte kimliklerinin çalýndýðýna dair bir tutanak tutturman da þart zaten. Yoksa, kimliklerinin yenisini çýkarttýrýrken büyük problemler yaþayabilirsin. Hem de yenilerini çýkarttýrýrken isterler o tutanaðý… Hemen gidelim…”
Halil Kaya, “Az oturun da kendimi biraz daha toparlayayým” diyerek ona itiraz etti.
Hülya, onu çekiþtirmeye baþladý. “Yok. Bir an önce halletmemiz lazým. Yolda bir kafeteryaya girer, kendini toparlaman için kahve içeriz.” Cemal’e dönerek, “Sen gelmeyecek misin?” diye sordu.
“Gelmesem?
“Görmüyor musun ev arkadaþýnýn halini? Taþýyýver arabanla, hadi kankam…”
Cemal de isteksizce ayaklandý. “Haydi, hep beraber çýkalým madem ki…”



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn aþk romaný kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Mevsim Gülbahar - (2. Bölüm/40)
Mevsim Gülbahar - (2. Bölüm/37)
Mevsim Gülbahar - (2. Bölüm/36. )
Mevsim Gülbahar - 1. Bölüm/10. (1. Bölüm Sonu)
Mevsim Gülbahar - (2. Bölüm/39)
Mevsim Gülbahar - (2. Bölüm/35. )
Mevsim Gülbahar - (2. Bölüm/38)
Mevsim Gülbahar - (2. Bölüm/32. )
Mevsim Gülbahar (2. Bölüm/7. )
Mevsim Gülbahar (2. Bölüm/6. )

Yazarýn roman ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Bizim Köyün Ayýlarý
Paþazade... 2
Paþazade…1.
Mevsim Gülbahar - 1. Bölüm/1.
Mevsim Gülbahar - 1. Bölüm/3.
Mevsim Gülbahar - 1. Bölüm/9.
Mevsim Gülbahar - 1. Bölüm/4.
Mevsim Gülbahar - 1. Bölüm/2.
Mevsim Gülbahar - 1. Bölüm/8.
Mevsim Gülbahar - 1. Bölüm/6.

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Part - Time Seviþmeler [Þiir]
Bir "Hiçbir Þey" Olmak [Þiir]
Deliler Bayramý [Þiir]
Nazlý Nazlý Karýlar... [Þiir]
Gülbahar'ým; Can Çiçeðim! [Þiir]
Ýkimiz Ýçin [Þiir]
Hayatým [Þiir]
Halepçe [Þiir]
Senden Önce, Sensiz [Þiir]
Çapkýn Kýz... [Þiir]


Kemal Yavuz Paracýkoðlu kimdir?

Okur yazar, okuduðunu anlar, yazdýðý okunur, emekli büro memurluðundan devþirerek, kendi kendine oldu yazar. . .

Etkilendiði Yazarlar:
Hiç kimseden etkilenmemiþtir, kendine özgü bir yazý dili kullanýr...


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Kemal Yavuz Paracýkoðlu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.