..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
"Gülün dikene katlanmasý onu güzel kokulu yaptý." -Mevlana
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Roman > Aþk Romaný > Kemal Yavuz Paracýkoðlu




16 Þubat 2013
Mevsim Gülbahar - (2. Bölüm/38)  
Kemal Yavuz Paracýkoðlu
Gece, herkesin yataklarýna çekilmeye baþladýðý saatlerde, Bora, pantolonunun paçalarýný bir karýþ kadar kývýrmýþ, çoraplarýný çýkarmýþ, ayakkabýlarýnýn arkasýna basmýþ, gömleðinin kollarý katlayarak kývrýlmýþ olarak tuvaletlere geldi.


:AIGI:
Gece, herkesin yataklarýna çekilmeye baþladýðý saatlerde, Bora, pantolonunun paçalarýný bir karýþ kadar kývýrmýþ, çoraplarýný çýkarmýþ, ayakkabýlarýnýn arkasýna basmýþ, gömleðinin kollarý katlayarak kývrýlmýþ olarak tuvaletlere geldi. Bir lavabonun baþýna gitti, bacaðýný kaldýrýp ayaðýný lavabonun taþýna soktu, musluðu açtý, akan suyun altýnda ayaðýný yýkamaya baþladý. Tam o arada nereden çýktýðý belli olmadan Çiroz belirdi arkasýnda. Bora onu karþýsýndaki sýrlarý iyice dökülmüþ aynadan görerek tedirgin oldu. Arkasýndan geçip gideceðini sanýrken, Çiroz o anda elini uzattý, Bora’nýn arkasýna parmaðýyla tacizde bulundu. Parmaðýn temasýyla beraber neye uðradýðýný þaþýran Bora irkilerek yerinde hopladý, ayaðýný lavabodan indirerek adama döndü.
“Ne yapýyorsun ulan!”
“Parlak oðlanlara dayanamam da… Ne olmuþ? Herkese þapýr þupur, bize yarabbi þükür demezsin her halde? Gel, etrafta hazýr kimse yokken girelim þu helaya!”
Bora, “Ulan, bu terbiyesizliðini pahalýya ödetmezsem sana!” diyerek adama saldýrýp yýktý yere, üstüne çýktý, rastgele, seri yumruklarla vurmaya baþladý.
Çiroz, dayak yerken, bir taraftan da arkadaþýna baðýrmaya baþladý. “Ýrikýyýmým!… Ýrikýyým ulaaan!… Ýrikýyýýýmmm, gelsene ulaaannn!…”
Ýrikýyým geldi, ama Paþa ve arkadaþlarýnýn arasýnda. Paþa ve arkadaþlarý, aralarýndaki Ýrikýyýmý ite kaka tuvalete soktuktan sonra hepsi birden tekmelerle, yumruklarla dövmeye baþladýlar.
Paþa, arkadaþlarý “Ahlar, vahlar!” arasýnda Ýrikýyým’ý dövmeye devam ederken, onlarý kendi hallerine býrakýp geldi, Bora’yý tutup, Çiroz’dan uzaklaþtýrdý. “Sen, bi zahmet koðuþa dön kardeþim! Gardiyanlar burada bulmasýnlar seni…”
Bora, hýrsýndan aðlamaklý, “Tamam.” diyerek tuvaleterden çýktý, gitti.
Paþa, Çiroz’un suratýna insafsýzca bir tekme daha savurdu. “Buralarýn külhanbeyliði size ne zaman býrakýldý ulan!…”
*
Bora, sabahýn köründe bir haykýrýþla uyandý.
“Paralarýmý! Paralarýmý almýþlar.”
Haykýran dün çay ocaðýnda tanýþtýðý mühendisti. Adam, ranzasýnda heyecanla saða sola, ceplerine bakýndýkça haykýrmaktaydý. “Kim aldý ulan paralarýmý? Çýksýn ortaya!”
Diðer mahkumlardan uyananlar içinde kýzgýnlýkla söylenenler vardý.
“Kes lan sesini!”
“Paranýn kahyasý mýyýz?”
“Kardeþlerim! Allah rýzasý için verin paralarýmý! Hepsi, hepsi, olan param o kadardýr!Ne yaparým ben bu mahkumiyetimde, ne yerim, ne içerim?”
Paþa, uykulu halde adamýn yanýna geldi. “Yahu, mühendis bey! Yoklamaya kadar sabredeydin de, ondan sonra yaygara edeydin ölür müydün?”
“Sen mi aldýn yoksa paralarýmý? Çýkart lan, çýkart!”
Paþa, onun ellerini zapt ederek, yataðýna ittirdi. “Tövbe estaðfurullah! Kafayý mý yedin be hemþerim, otur þöyle, otur!”
Yaþlý Gardiyan, bir anda koðuþ kapýsýnda belirerek “kimdir o haykýran be yau?” diye sordu.
Mühendis Muhsin, gardiyanýn yanýna geldi. Aðlamaklý bir sesle derdini anlatmaya baþladý. “Paralarýmý almýþlar! Ne olur, çalan kim ise, geri alýn onlarý… Baþka hiç param yok, aç kalýrým, susuz kalýrým…”
“Kim çalmýþ be?”
“Bilmiyorum. Uyurken…”
Yaþlý Gardiyan, koðuþtakilere kýzarak “Kim aldý bu garibanýn paralarýný be yau?” diye seslendi.
Koðuþtakilerden ses gelmedi.
Yaþlý Gardiyan, “Her kim aldý ise, aldýðý gibi geri versin, yoksam Baþgardiyana haber verir, hepsicinizi aramaya sokarýz!” diye devam etti.
Paþa, mühendisin yattýðý ranzanýn altýna eðilmiþ bakýnýrken, elinde paralarla doðruldu. “Düþürmüþ, komutan! Aha, ranzanýn altýndan buldum!”
“Hayýr! Ben bakmýþtým ranzanýn altýna!”
Paþa, “Ne yani? Paralarý ben aþýrmýþtým da, sonra bulmuþ gibi mi yaptým? Öyle mi demek istiyorsun sen?” diye söylenerek paralarý getirdi, adamýn eline tutuþturdu.
Muhsin paralarýný sevinçle teslim alýp, saymaya baþladý.
Yaþlý Gardiyan, “Tamam be ya, adamým! Uzatma da, sok cebine paraný… Bulundu iþte be!…” diyerek çýktý, gitti.
Paþa, “parana mukayyet ol da mühendis bey, millete çamur atma bir daha!” diye söylenerek bölünen uykusunu tamamlamaya döndü.
Bora, ranzanýn üst katýndaki yataðýna týrmanan Paþa’ya müdahale ederek, “az sonra yoklama yapýlacak, yirmi dakika için uyuyacak mýsýn?” diye sordu.
Paþa, kolundaki saate bakarak, “Yirmi dakikada ben yirmi tane daha rüya görürüm, ” dedikten sonra uykusunu sürdürmek için yataðýna uzandý. Onunla birlikte mühendis Muhsin dahil, tüm koðuþ yeniden uyumaya yattý. Bora, ranzasýnda oturmayý sürdürürken, yastýðýn altýndaki kitabýný eline alarak, dýþarýdan vuran sabah aydýnlýðýnda okumaya baþladý.
*
Bütün mahkumlar tek sýra halinde, yemekhanenin içinden kapý önüne kadar dizilmiþler, sýra aðýr aðýr ilerlemekteydi. Paþa ile Bora da ellerinde birer boþ tabldot tepsisiyle kuyruktaydýlar.
Mutfak görevlilerinin daðýttýklarý küçük paketler içinde reçel, margarin yað, peynir ve zeytinden tepsilerine konulanlarla giderek bir masada oturdular. Masadaki ekmek kutusundan aldýklarý dilimlenmiþ ekmeklerle, verilen kahvaltýlýklarý yemeðe baþladýlar.
Oturduklarý masanýn yanýndaki yoldan kahvaltýlýklarýyla Ýrikýyým ve Çiroz gelmekteydi. Her ikisinin de yüzü gözü yara bere içindeydi. Adamlar, onlarý döven siyasi mahkûmlarýn oturduðu masalarýn yanýndan geçerlerken siyasi mahkûmlardan biri laf attý.
“Hey psikopat, ne oldu aðzýna burnuna öyle?”
“Altý tene kapý çarptý. Tek kapý çarpamazdý ya….”
Siyasiler abartýlý güldüler.
Bora, baþýný kaldýrýp o tarafa doðru bakýnca, komik görünüþlü Çiroz ve Ýrikýyým ile göz göze geldi. Adamlar, Bora’nýn yanýndan geçerlerken her ikisi de Bora’ya sapýkça birer öpücük iþaret ederek geçtiler, bir masaya oturdular. Bora, öfkeden kýpkýrmýzý kesildiyse de, sesini çýkartamadý.
*
Paþa ile Bora çay ocaðýna gelip birer tabureye oturdular.
Paþa, ”Sen, asýl bundan sonra çok dikkat et kardeþim. Yalnýz baþýna ýssýz yerlerde durma gözünü seveyim. Bir kancýklýk eder, þiþler bu psikopatlar. Psikopatlýðýn gerisine saklanýp, yapmadýklarý pislik býrakmýyorlar. Millet de hadi bulaþmasýnlar diye veriyor üç beþ kuruþ…” dedi.
Bora, kiþiliðiyle baðdaþmayan bu tavizi benimseyemiyordu. “Vermemek gerek.” dedi.
“Vermemek gerek… Onun için tek çare bu þerefsizleri gebertip yok etmek; çünkü, her gün, yirmi dört saat dayak atsan, gene sindiremezsin bunlarý. Bulduklarý her fýrsatta karþýna dikilirler.”
Çay ocaðýnýn kapýsýnda beliren genç bir gardiyan, gözleriyle içeriyi þöyle bir taradýktan sonra Bora’yý fark ederek, “Bora Kavak! Benimle gel!” diye seslendi.
Bora, masadan kalkarken, “niye çaðýrýyor acaba,” diye söylendi.
Paþa, onun kaygýsýný gidermek için, “avukatýn gelmiþtir belki, git bak bakalým,” dedi.
Bora, genç gardiyanýn peþi sýra giderek baþgardiyanýn odasýna geldi.
Baþgardiyan mütevazý masasýnda, önündeki sandalyelerden birisinde oturmakta olan Kantinci Apo ile sohbet etmekteydi.
“Uzun yýllar Fransa’da bulunmuþ bir dostum anlattýydý. Oradan biliyorum… Onun anlattýðýna göre Fransýzlar, zamanýnda çalýþmasýný, zamanýnda da eðlenmesini bilirlermiþ, iþ ve dinlenme saatlerini birbirinden ayýrýrlarmýþ… “ Bir taraftan da masasýndaki iþleri toparlamakla meþguldü. “Bir girebilsek þu Avrupa Birliðine, aynýsýný uygulamak zorunda olacaðýz zaten de… Sen gene de, akþam mesaiden sonra kapat kantini. Gece yarýlarýna kadar açýk tutmanýn alemi mi var… Erkenden uyu ki, sabah kalkýnca dinç kafayla çalýþasýn. Bizde illa da iþle dinlenme, eðlenmeyle iþ birbirine karýþtýrýlýyor… Dinlenecek zaman çalýþýr, çalýþacak zamanlarda da dinlenmeye kalkarýz. Onun için de verimli olamayýz.”
Kapýyý týklattýktan sonra açan genç gardiyan, “Bora Kavak’ý getirdim amirim,” dedi.
Baþgardiyan, “tamam Feyzullah, sen gidebilirsin,” diyerek Bora’ya merakla bakarak masasýnýn önündeki sandalyeyi gösterdi. “Otur þöyle, delikanlý!”
Bora, gösterilen sandalyeye oturduktan sonra, ona masadaki diðer adamý tanýttý. “Apo, cezaevimizin kantin sorumlusudur. Seni, cezaevi müdürümüzün talimatý uyarýnca, kantinde Apo’nun yardýmcýsý olarak çalýþmakla görevlendiriyorum. Yapacaðýn her þeyi Apo’nun talimatlarý doðrultusunda yapacaksýn, onun sözünden çýkmayacaksýn. Tamam mý? Anladýn mý?”
Bora bu sürpriz geliþmeyi soðukkanlýlýkla karþýladý. “Siz öyle münasip gördükten sonra, tamamdýr efendim.”
*
Kantinci Apo onu doðruca kantine götürdü. Bir sandalyeyi göstererek, “Þimdilik þöyle otura koy,” dedi. Bora, onun gösterdiði yere oturduktan sonra, “saðlam torpil koymuþsun yeðenim, iþi ta müdürden baðlamýþsýn valla,” diyerek sýrýttý.
Bora, bozularak, “yok öyle bir þey Apo dayý,” diye çýkýþtý. “Gözünde büyütme beni. Ben, öyle torpil koyacak, filan çapta bir adam deðilimdir.”
Apo’nun pek inanasý gelmedi ona. “E? Nasýl oldu öyleyse? Þu cezaevinde kaç mahkum var ise, hepsi kantinci olmak için can atar iken, daha ikinci gününde, hem de siyasi bir mahkum iken, seni buraya vermeleri neden?”
Bora, bu geliþmenin olmasýnda Cemal’in babasýnýn parmaðý olabileceðini düþündü, ama emin olmadan Apo’ya söylemek istemedi bunu. “Bak þimdi, nedenini en az senin kadar ben de merak etmeye baþladým!” diyerek adama gülümsedi.
Apo, camekana yanaþan bir müþteri ile ilgilenmeye baþlayarak, Bora’ya oradan laf yetiþtirmeye baþladý. “Sordum, baþgardiyan da bilmiyor.”
Camekandaki müþteri, lafýn kendine edildiðini sanarak, “neyi bilmiyormuþ?” diye sordu.
Apo, ona bozularak, “sana ne lan!” diye çýkýþtý. “Ne istiyorsun sen?”
“Kýzma be Apo dayý, bana laf ettin sandýmdý,” diyen müþteri, isteðini, “bi Bafra ver bana,” diye belirterek parasýný içeri uzattý



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn aþk romaný kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Mevsim Gülbahar - (2. Bölüm/40)
Mevsim Gülbahar - (2. Bölüm/37)
Mevsim Gülbahar - (2. Bölüm/36. )
Mevsim Gülbahar - 1. Bölüm/10. (1. Bölüm Sonu)
Mevsim Gülbahar - (2. Bölüm/39)
Mevsim Gülbahar - (2. Bölüm/35. )
Mevsim Gülbahar - (2. Bölüm/34. )
Mevsim Gülbahar - (2. Bölüm/32. )
Mevsim Gülbahar (2. Bölüm/7. )
Mevsim Gülbahar (2. Bölüm/6. )

Yazarýn roman ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Bizim Köyün Ayýlarý
Paþazade... 2
Paþazade…1.
Mevsim Gülbahar - 1. Bölüm/1.
Mevsim Gülbahar - 1. Bölüm/3.
Mevsim Gülbahar - 1. Bölüm/9.
Mevsim Gülbahar - 1. Bölüm/4.
Mevsim Gülbahar - 1. Bölüm/2.
Mevsim Gülbahar - 1. Bölüm/8.
Mevsim Gülbahar - 1. Bölüm/6.

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Part - Time Seviþmeler [Þiir]
Bir "Hiçbir Þey" Olmak [Þiir]
Deliler Bayramý [Þiir]
Nazlý Nazlý Karýlar... [Þiir]
Gülbahar'ým; Can Çiçeðim! [Þiir]
Ýkimiz Ýçin [Þiir]
Hayatým [Þiir]
Halepçe [Þiir]
Senden Önce, Sensiz [Þiir]
Çapkýn Kýz... [Þiir]


Kemal Yavuz Paracýkoðlu kimdir?

Okur yazar, okuduðunu anlar, yazdýðý okunur, emekli büro memurluðundan devþirerek, kendi kendine oldu yazar. . .

Etkilendiði Yazarlar:
Hiç kimseden etkilenmemiþtir, kendine özgü bir yazý dili kullanýr...


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Kemal Yavuz Paracýkoðlu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.