..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Roman yazmanýn üç kuralý vardýr. Ne yazýk kimse bu kurallarýn neler olduðunu bilmiyor. -Somerset Maugham
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Ýnceleme > Türkiye > Hakan Yozcu




4 Mart 2015
Tekirdað Ýzlenimlerim  
Hakan Yozcu
Tekirdað'da akþam oluyor. Hava kapalý. Bize göre buz gibi. Üþüyoruz. Ama burada yaþayanlar hiç öyle demiyor. Onlara göre bahardan kalma bir havaymýþ. Þanslýymýþýz. Oysa bu zamanlarda karýn düþmesi gerekiyormuþ. Ben titriyorum. Üþüyorum. Ama keþke kar da yaðsa diyorum. Çünkü senelerdir karýn yaðmasýna hasretim. Tekirdað'da güneþ batýyor, akþam oluyor. Biz Kýbrýslýlar, bizim için özgürlüðün abidesi olan vatan þairi Namýk Kemal'in memleketinde, O'nu anmak için bekliyoruz. Sabah ola hayrola...


:AJGG:

     Sabahýn dördü; ve ayaktayýz. Tekirdað'da yapýlacak NKL'liler buluþmasýna katýlmak için yoldayýz.
     Uçaða binene kadar bir sorun yok. Uçakta ise yüksek hava basýncýndan olsa gerek baþýmda müthiþ bir aðrý baþladý. Adeta milyonlarca iðne alnýma batýrýlýyordu. Önce önemsemedim. Ama iki dakika sonra dayanýlmaz bir acýya yakalandým. Gözlerim yerinden fýrlayacak gibi oldu.
     Hostesi çaðýrmak zorunda kaldým. Uçakta bir doktor var mýydý acaba? Ne gezer? Hostes haným sað olsun o görevi de üstlendi. Ellerimden tutarak, derin nefes almamý , varsa sakýz çiðnememi istedi. "Bol bol esne" diyordu. Oradaki yolculardan biri bana çantasýndan sakýz çýkarýp verdi. Çiðnemeye baþladým. Hostes haným "Normaldir. Basýnçtan oluyor. Alçalmaya baþlayýnca geçer" diyordu. Gerçekten de biraz sonra alçalmaya baþlayýnca, o aðrýlar gitmiþti. Ama bende de büyük bir korku yaratmýþtý.
     Ýstanbul'a indik. Kiralanan bir otobüsle otogara gittik. Ýstanbul'un trafiði malum. Binlerce aracýn arasýnda adeta yüzüyorduk.
      Derken kendimizi Tekirdað yolunda bulduk. Neþeli bir yolculuktan sonra, etrafý izleyerek, iki saat sonra Tekirdað terminaline ulaþtýk.
     Tekirdað Ýstanbul'un batýsýna, Edirne yakýnlarýna düþen, 108 bin nüfusa sahip güzel bir þehir.
     Burada ilk dikkatimi çeken þey, Namýk Kemal'in bütün þehre sinmiþ olduðu idi. Adeta tüm þehir Namýk Kemal kokuyordu. Her yerde O'nun izi vardý. Her þeyde O'nun adý geçiyordu. Namýk Kemal Üniversitesi, Namýk Kemal Anadolu Lisesi, Namýk Kemal Ýlköðretim Okulu, Namýk Kemal Müzesi, Namýk Kemal Evi, vs vs...
     Bir de Tekirdað köftecileri dikkatleri çekiyordu. Çünkü adým baþý bir köfteciye rastlýyorsunuz. Köfte kokularý burnunuza kadar doluyor. Tabii bunun yanýnda Tekirdað Rakýsýný unutmamak gerekiyor. Adeta bu ürün de, bu þehirle özdeþleþmiþ, bütünleþmiþ.
     Þehre girerken caddelerin çok kalabalýk olduðunu gördüm. Her taraf insanla doluydu. Bunun her zaman böyle olup olmadýðýný sordum oradaki görevlilere. Gülerek cevap verdiler. Meðer, o gün Tekirdað'ýn pazarý kurulmuþ. Ýlçelerden ve köylerden herkes bu pazara akýn edermiþ. Çünkü Kadýköy'deki, meþhur Salý Pazarýnýn pazarcýlarý, burada da pazarlarýný kuruyorlarmýþ. Bu nedenle Ýstanbul'da bulunan bütün mallarý burada görmek mümkünmüþ.
     Bize de bu pazarý gezmemizi önerdiler. Ama çok yorulduk. Bu nedenle kalacaðýmýz yere çekilip, dinlenmeyi tercih ettik.
     Orduevinde kalacaktýk. Bunun için daha önceden yerlerimiz ayrýlmýþtý. Orduevi de sahilin hemen yanýndaydý. Deniz ile iç içeydik. Vefalý dostumuz bizi burada da yalnýz býrakmadý.
     Yarýn çok yoðun bir program uygulanacak. Ýlk gün Namýk Kemal Üniversitesi gezilecek ve Belediye Baþkanýna bir ziyaret gerçekleþtirilecek. Fýrsat buldukça bunlarý sizlere aktarmaya çalýþacaðým.
     Tekirdað'da akþam oluyor. Hava kapalý. Bize göre buz gibi. Üþüyoruz. Ama burada yaþayanlar hiç öyle demiyor. Onlara göre bahardan kalma bir havaymýþ. Þanslýymýþýz. Oysa bu zamanlarda karýn düþmesi gerekiyormuþ.
     Ben titriyorum. Üþüyorum. Ama keþke kar da yaðsa diyorum. Çünkü senelerdir karýn yaðmasýna hasretim.
     Tekirdað'da güneþ batýyor, akþam oluyor. Biz Kýbrýslýlar, bizim için özgürlüðün abidesi olan vatan þairi Namýk Kemal'in memleketinde, O'nu anmak için bekliyoruz.
     Sabah ola hayrola...
     Ertesi gün...
Bu gün yoðun bir program olacaðý için sabah erken kalktýk. Sabah kahvaltýmýzý yapar yapmaz hemen yola çýktýk.
     Buluþma noktamýz Tekirdað Namýk Kemal Anadolu Lisesi idi. Tüm katýlýmcýlar oraya gelmiþti. Öðretmen ve öðrenciler arasýnda gerçekten sýcak iliþkiler kurulmuþtu daha þimdiden. Birbirleriyle þakalaþanlar bile vardý.
     Gruplar arasýnda en çok ilgiyi çeken KKTC grubu oluyordu. Müdür Muavini Bünyamin Merhametsiz'in tüm öðretmenlerin yakasýna KKTC bayraðý rozeti takmasý þakalaþmalara yol açmýþtý. Rozeti takanlar, "Oooo biz de Kýbrýslý olduk" diye espri yapýyorlardý.
     Arada konuþtuðum öðrenciler kaldýklarý yerlerden çok memnun olduklarýný dile getiriyor, hatta þaka olarak hiç gitmesek de olur diyorlardý.
     Namýk Kemal Üniversitesi Rektörlüðüne ve Belediye Baþkanlýðýna ziyaretler yapýldý.
Önce bütün Namýk Kemalliler olarak Namýk Kemal Üniversitesi Rektör Yardýmcýsý Prof. Dr. Halim Orta’yý ziyaret ettik.
     Rektörlük Binasý þehrin içinde olduðu için öðrencilerle birlikte, Rektörlüðe yürüyerek gittik. Bina önünde bulunan Namýk Kemal Anýtý hepimizin dikkatini çekti. Daha sonra salona geçerek Rektör Yardýmcýsýnýn bizlere yaptýðý konuþmayý dinledik.
     Prof Dr Halim Orta bizlere bir teþekkür konuþmasý yaparak, Atatürk’ün Nutuk adlý eserini hediye etti.
     Konuþmasýnda “ hoþ geldiniz” diyerek “sizleri burada aðýrlamaktan onur duyuyoruz” dedi.
“Bu gün konuðu bulunduðunuz bu okula, inþallah yarýn da öðrenci olarak gelirsiniz” dedi. Þu anda rektörlüðüne vekalet ettiði okullarýnýn yeni açýldýðýný bu nedenle bazý eksiklerin olabileceðini söyledi.
     Bulunduklarý mekanýn oldukça tarihi bir mekan olduðunu söyleyen Prof. Dr. Orta, “bu bina Namýk Kemal ile sýký bir iliþki içindedir. 106 yýl evvel Tekirdað Belediye Baþkaný tarafýndan bir Ermeni vatandaþýmýza yaptýrýlmýþtýr.” diyerek bina hakkýnda geniþ bilgiler verdi.
Namýk Kemal’in Türkiye’de önemli bir yeri olduðunu vurgulayarak “Tekirdað olarak ona sahip çýkmaya çalýþýyoruz. Giriþte gördüyseniz bir Namýk Kemal Anýtý bulunuyor. Anýtta Hürriyet, Adalet, Uhuvet (yani din kardeþliði), ve Musavat (Yani eþitlik) ibareleri yer almaktadýr. Bunlar da Namýk Kemal’in düþüncelerini özetleyen ibarelerdir. Bir de onun þiirlerine yer verilmiþtir.
     Ölürsem görmeden millette ümit ettiðim feyzi
     Yazýlsýn Seng-i kabrinde vatan mahzun ben mahzun

     Beyiti ile þu þiiri yer almaktadýr.

Kemal’in þu feryadý vatanperhanesinin
tesiri beliði sayesinde
vatan bir gün kamurandýr
Senin ruhunda ey vatanýn büyük evladý
ebediyyen þadandýr     

     Daha sonra Okul hakkýnda tanýtýcý bilgiler vererek Namýk Kemal Üniversitesini öðrencilere tanýttý. “ 2006 yýlýnda kurulan okulumuz, Aðustos 2006’da hayata geçmiþtir. Þu anda 2 fakültesi bulunmaktadýr. 9 meslek yüksek okulu, 1 adet Saðlýk Meslek Yüksek Okulu var. Yasalaþmýþ, çok yakýnda hizmete girecek olan Týp Fakültesi ile Fen Edebiyat Fakültesi de bünyemizde olacaktýr” dedi.
     Prof. Dr Halim Orta konuþmasýna þöyle devam etti. “ Eðitimin orta yerinde olan insanlar olarak, rahat yaþamak istiyorsanýz, iyi bir eðitim almanýz gerekiyor. Bunu baþarabilirseniz. Hayatýnýz rahata kavuþur. Bunu yapabilmeniz için de tarihinizi çok iyi bilmeniz gerekiyor.
     Her masada þu anda size hediye edilmek üzere birer adet Atatürk’ün Nutuk adlý eseri bulunmaktadýr. Sizden ricam mutlaka bu eseri okumanýzdýr. Çünkü bana göre her Türk’ün mutlaka okumasý gereken iki kitap vardýr. Bunlardan biri elinizdeki Nutuk’tur. Bir diðeri de hangi dine inanýyorsanýz, o dinin kutsal kitabýdýr. Bunlarýn mutlaka okunmasý gerekir.
     Atatürk’ü en çok etkileyen insanlardan biri de Namýk Kemal olmuþtur. Atatürk onun için, ‘beni en fazla etkileyen insandýr’ demiþtir.
     Tekirdað Kemaller Diyarý olarak bilinir. Bunlar Mustafa Kemal, Namýk Kemal ve Yahya Kemal’dir. Bu üç deðer de bizler için vaz geçilmezdir” dedi.
     Konuþma sonunda, ben, söz alarak, Namýk Kemal’in Kýbrýs’ta da çok sevildiðini, Kýbrýslýlarýn Onun vatan ve Özgürlük düþüncelerini sonuna kadar benimsediðini ve bu nedenle bu gün Akdeniz’in ortasýnda KKTC diye bir ülkeye sahip olduklarýný belirterek, bu kardeþ okullarý projesinin iki adým öteye götürülmesini ve bu okullar arasýnda kültürel- sportif faaliyetleri içeren etkinliklerin yapýlmasýný önerdim.
     Ýngilizce öðretmeni Mustafa Özhamit ise bu üniversitenin Namýk Kemal’li öðrencilere kontenjan hakký tanýyarak, baþarýlý öðrencilerin direk olarak alýnmasýný önerdi.
     Her iki öneriye de sýcak bakýlarak ilerde gerçekleþmesi dilekleri ortaya konuldu.
     Daha sonra Kafile Baþkanýmýz Bünyamin Merhametsiz de bir teþekkür konuþmasý yaparak, memnuniyetimizi dile getirdi. Yanýmýzda getirdiðimiz KKTC Bayraklarý ile çeþitli hediyeleri sundu.
     Ziyaretten sonra hemen yakýnda olan Namýk Kemal Evi’ni ziyaret ettik. Namýk Kemal Derneði tarafýndan açýlan bu evin tanýtýmýný da Dernek Baþkaný Mehmet Serez yaptý.
     Namýk Kemal Evi, Tekirdað’da Vatan Þairinin fikirlerinin, eserlerinin tanýtýlmasý ve yayýlmasý için kurulmuþ bir ev.1993 yýlýnda Vatan Þairimiz Namýk Kemal’in doðduðu evin yakýn çevresinde, Namýk Kemal Derneði tarafýndan yaptýrýlmýþ. Adeta bir müze durumuna getirilmiþ. Þimdi Türkiye’nin bir çok yerinden insanlar akýn akýn buraya ziyarete geliyorlarmýþ. Zaten Tekirdað’a gelip de burayý görmeden gitmek olmaz. Bu nedenle, burasý en önemli ziyaret yerlerinden birisi olmuþ.
     Namýk Kemal Evi, ahþap görünümlü; ama betonarme iki kattan oluþan bir yapý. Dýþ cephesi ahþaplarla kaplanmýþ.
     Evin içi çeþitli odalara ayrýlmýþ. Her odanýn kendine has bir özelliði var. Namýk Kemal ile ilgili birçok belgeler, fotoðraflar, yazýlar sergilenmiþ. Her oda ayrý bir güzellikte ve farklý zevklerde döþenmiþ. Namýk Kemal’in kullandýðý, çok sevdiði eþyalarý çeþitli yerlere konmuþ.
     Oturma odasý, çalýþma odasý, mutfak, anne ve babasýnýn yatak odasý aslýna uygun þekillerde döþenmiþ. Ayrýca bir Atatürk Odasý ve bir de Tekirdað’da yetiþen sanatçýlar, devlet adamlarý, yazar ve þairleri anlatan bir oda düzenlenmiþ.
     Namýk Kemal Derneði Baþkaný Sayýn Mehmet Serez Bey, burayý bizlere tanýtýyor. Kendileri adeta canlý bir tarih. Namýk Kemal konusunda uzmanlaþmýþ. Onun hayatýnýn her bir parçasýný en ince ayrýntýsýna kadar biliyor. Bizleri de bu bilgileriyle aydýnlatýyor.
     “Sizleri aramýzda görmek bizleri gururlandýrýyor” diye söze baþlýyor. Türk Ocaðý’nýn yönetiminde görev yaparken, hocasý Hamdullah Suphi Bey Tekirdað Þubesini kurma görevini kendisine vermiþ. O gündür bu gündür, Tekirdað’da kendini bu tür sosyal faaliyetlere adamýþ. Namýk Kemal adýnýn her tarafa duyulmasý için çok çeþitli çalýþmalar yapmýþ. Anlatýyor:
     “ Namýk Kemal, bir vali çocuðu idi. Doðum sýrasýnda burada daha iyi bir doðum yapabilir, düþüncesi ile annesi ve babasý Tekirdað’a gelmiþtir. Ve doðum burada gerçekleþir. Namýk Kemal dünyaya gelir.
      Kulaðýna islamýn Muhammed’i olsun diye, Muhammed Kemal adý söylenerek verildi. Sonra aile Sofya’ya gidince Namýk adý verildi. Böylece adý Mehmet Namýk Kemal oldu.
      Bu ev, doðduðu evin ayný ölçüler içinde bir kopyasý olarak yapýldý. Ben onunla ilgili belgeleri toplayýp bir araya getirerek, arþiv oluþturdum. Buraya hediye ettim. Bunu gören vatandaþlarýmýz ellerinde Namýk Kemal ile ilgili ne varsa getirdiler. Hediye ettiler. Þimdi burasý Etnografya Müzesi gibi oldu.
     15 yýldýr burasý çok geliþti. Büyüdü. Her yýl binlerce kiþi burayý ziyaret ediyor. Biz de halkýmýzdan aldýðýmýz destekle ayakta duruyoruz.
     Doðduðu ev çok eski olduðu için, evi buraya yapmaya karar verdik.”
     Mehmet Serez, bu kýsýmda bazý eþyalarý gösteriyor ve onlarýn Namýk Kemal ile olan ilgisini anlatýyordu. Ona ait bir kumbarayý gösterdi. Gençliðinde bu kumbarada para biriktirdiðini söyledi. Yine ona ait bir hokkayý tanýttý. Onun Osmanlýca eserlerini gösterdi. Bu evde Namýk Kemal’in hayatýnýn en geniþ bir biçimde sergilendiðini söyledi.
Tek tek odalarý gezerek tanýttý. Annesinin babasýnýn yattýðý odanýn dekorunun ayný þekilde kurulduðunu ve her odanýn Namýk Kemal’e ait özellikler taþýdýðýný söyledi.
     Mutfak odasýna geçip buradaki eþyalarý tanýttý. Onlarýn nasýl yemek yediklerini gösterdi. Yerde küçük bir sehpa üzerine konulmuþ bir sini üzerinde yemeklerini yediklerini, tek bir tabakta tahta kaþýklarýný daldýrarak, hep beraber yediklerini söyledi. Salamura teknelerini, kahve çekme makinelerini gösterdi.
     Namýk Kemal’in bir eðitimci, bir hukukçu, bir bankacý, bir iktisatçý olduðunu söyleyerek, onun çok yönlü bir insan olduðunu ifade etti. Bir eserinde “Borcu, borçla kapatamazsýnýz. Borcunuzu ödemeden borç yaparsanýz, içine düþeceðiniz durum kötü olur” dediðini belirtti.
     Yine Midilli’de balýkçýlarla yaptýðý bir kavgayý anlattý. Onun, hep memleketi için çalýþtýðýný, ve bu nedenle takati kalmadýðý için genç yaþta hayata yenik düþtüðünü söyledi.
     Burasýný gezerken, yanýmda gazeteci arkadaþým Ýsmet Ezel de bulunuyordu. Ezel, bu güzellik karþýsýnda duygularýný gizleyememiþ ve bir eleþtiride bulunmaktan kendini alamamýþtý: “Kýbrýs’ta böyle bir þey yok. Namýk Kemal sürgündeyken, dedemin evine gelirdi. Bu evin koruma altýnda olduðu belirtiliyor. Ama bu sadece kaðýtta kaldý. Ýlgilenen yok. Orada da böyle bir þey yapýlamaz mý?” diyerek üzüntüsünü dile getiriyordu
Kafile olarak, daha sonra Tekirdað Belediye Baþkanýný ziyaret ettik.
Belediye Baþkaný Ahmet Aygün yapýlan bu ziyaretten dolayý herkese teþekkür etti. Herkesin elini tek tek sýktý. Ev sahipliði yapan Tekirdað Anadolu Lisesi Müdürü Sayýn Ahmet Coþan da katýlan okullar hakkýnda bilgi verdi.
     Gazimaðusa Namýk Kemal Lisesi tanýtýlýrken tüm salonda bir coþku belirdi. Belediye Baþkaný “ Namýk Kemal adýnýn Kýbrýs’a kadar taþýnmasýndan ve bu insanlarýn bu gün aramýzda olmalarýndan mutluluk duydum” dedi. “Tekirdað olarak, Namýk Kemal’in adýný elimizden geldiði kadar yaþatmaya çabalýyoruz. Bunun tüm yurda da sirayet etmesini temenni ediyorum” dedi.
     Kýbrýslý öðrencilere dönerek “Kýbrýs’ta neler var? Kýbrýs bu gün dünyanýn gündeminde Geliþmelerin Kýbrýslý Türklerin lehine sonuçlanacak bir þekilde ilerlemesini istiyoruz” dedi. “Kýbrýs bizim için çok önemlidir.” diyerek Kýbrýs’a olan sevgisini dile getirdi.
     Bu arada Müdür Muavinimiz Bünyamin Merhametsiz, bizleri kabul ettikleri için baþkana teþekkür ederek, KKTC Bayraðý ile çeþitli hediyeler sundu. Belediye Baþkaný da kendi yörelerine has yöresel bir dokuma kilim ile Tekirdað’a ait eski bir fotoðraf hediye etti.
     Öðle yemeðine kadar, öðrencilerle birlikte þehirde bulunan Arkeoloji ve Etnoðrafya müzesi ile Rakoçzi Müzelerini gezdik.
     Benim daha ziyade Rakoçzi Müzesi dikkatimi çekti. Bu nedenle ara giriþi yapýp burayý sizlere anlatmak istiyorum.
     Siz, hiç Rakoçzi adýný duydunuz mu, bilmiyorum. Ben duymamýþtým. Duymak için tarih bilginizin çok güçlü olmasý gerekiyor.
     Peki Tekirdað’da bir kralýn 15 yýl gibi uzun bir süre yaþadýðýný biliyor muydunuz? Ben onu da bilmiyordum.
     Barbaros Caddesi üzerinde, sahile bakan kýsýmda Macar Sokaðý’na girerseniz, sakin sakin denizin güzelliðini seyreden bir ev göreceksiniz. Burasý eski bir Türk evidir. Bu bina, bir krala konaklýk yapmýþ. 1676-1735yýllarý arasýnda yaþayan, son yýllarýný Tekirdað’da geçiren Erdel Prensi ve Macar Halk Kurtuluþ kahramaný II. Rakoczi French’in anýlarýna izafeten müze olarak düzenlenmiþ. Ev, Macar Hükümeti’ne hediye edilmiþ ve Macar Hükümeti de burasýný müze olarak düzenlemiþ. Mülkiyeti ve içindeki eþyalarýyla Macarlara ait olan bu bina 25 Eylül 1982 tarihinde müze olarak ziyarete açýlmýþ. Sergilenen eserler arasýnda Türk-Macar iliþkilerini ve iki ulusun halk sanatlarýndaki beraberliklerini simgeleyen eserler ile Rakoczi’nin þahsý ve ailesine ait eþyalar yer alýyor.
     Bu ev çok eski bir bina. 17. ve 18. yüzyýl özelliklerini taþýyor. Osmanlýnýn en eski özelliklerini görebilirsiniz.
     Osmanlýnýn Viyana bozgununda Rakoczi Macaristan’ý terk etmiþ. Özgürlük mücadelesi veriyor. Baþarýlý olamýyor ve ülkeden kaçmak zorunda kalýyor.
     1717’de Osmanlý Padiþahý III. Ahmet bir gemi gönderiyor. Gelibolu’ya geliyorlar. 1720 yýlýnda da Tekirdað’a yerleþtiriliyorlar. Bu evle birlikte 24 ev satýn alýnýyor. Bu evlerin bulunduðu sokaða Macar Sokaðý adý veriliyor.
     Rakoczi son 15 yýlýný burada geçiriyor. Rakoczi’nin vasiyeti üzerine öldükten sonra, kalbi çýkarýlmýþ, üç gün bu evde bekletildikten sonra Fransa’ya gönderilmiþ ve orada topraða verilmiþ.
     Bunun nedeni de Fransýz krallarý ile Rakoczi’nin akrabalýðý imiþ. Bu nedenle Fransa’yý çok seviyormuþ ve kendisi de Fransýz kültürü ile yetiþmiþ.
     Türk Macar Dostluk Derneði kurulmuþ. Bu dernek tarafýndan, Macar günleri düzenleniyormuþ. Yýl içerisinde burasýný bin, bin beþ yüz kiþi ziyaret ediyormuþ. Bunlarýn yüzde doksaný da Macarlardan oluþuyormuþ.
     Rakoczi’yi anlatýrken Mikes Kelemen’i de zikretmek lazým. Kelemen bir Macar edibi. 17 yaþýnda iken Kral II. Rakoczi’nin yanýna verilmiþ. Ona çok büyük sevgi ve sadakatla baðlanmýþ. Avusturya ile yapýlan savaþtan sonra Rakoczi ile Tekirdað’a gelerek yerleþmiþ. 36 yýl burada yaþamýþ. Tekirdað’da ömrünü okuyup yazmakla geçirmiþ. Macar edebiyatýnýn ünlü simalarýndan biri olarak tanýnýyor. Onun “Türkiye Mektuplarý” adlý bir eseri de Tekirdað Valiliði tarafýndan 2006 yýlýnda basýlmýþ. Bu mektuplar, Türkiye’den meçhul bir teyzeye yazýlan mektuplar. Eser, 18. yüzyýldaki Türk toplumsal yaþayýþýný, törenleri, adetleri, folkloru çok güzel canlandýrmaktadýr. Bu eserin milli tarihimiz ve Tekirdað tarihi bakýmýndan çok önemli olduðu belirtiliyor:
     “Biz artýk burada ev bark sahibi olduk, rahata kavuþtuk. Tekirdað’ý çok sevdim ama Zagon’u unutamýyorum. Doðrusu ablacýðým, biz burada pek güzel, ferahlýk bir yerde bulunuyoruz. Þehir epeyce büyük ve oldukça güzel, deniz kýyýsýnda hoþ ve gönül açan bir yamacýn üstünde.
     Avrupa’nýn tam kýyýsýnda sayýlýrýz. Buradan Ýstanbul’a atla iki günde gidilir, denizden de bir günlük yol. Herhalde Bey için hiçbir tarafta bundan iyi yer bulamazlardý. Ýnsan ne tarafa giderse her yaný güzel kýrlar, fakat boþ arazi deðil, çünkü burada topraðý mükemmel iþliyorlar. Köylere yakýn olan kýrlar boþ olmadýðý gibi, þehrin etrafýndaki topraklar da bakýmlý...”
     Eðer yolunuz Tekirdað’a düþerse burasýný görmeden sakýn ayrýlmayýn. Deðiþik bir kültür ve deðiþik bir anlayýþ size merhaba diyecektir.
     Müze gezileri sona eriyor. Artýk öðle vakti. Yemek saati. Belediye baþkaný, tüm kafile onuruna Erciyes Restaurant’ta bir yemek verdi.Burada meþhur Tekirdað köftesi yedik. Öðrenciler mutlu olduklarýný her hareketlerinden ortaya koyarak belli ediyorlardý.
     Ben, asýl, burada sizlerle Belediye baþkaný ile yemekte aramda geçen konuþmayý paylaþmak istiyorum.
     Erciyes lokantasý, temiz ve sade bir yer. Yemekleri çok lezzetli. Bize, halis Tekirdað Köftesi ikram edildi. Tadýna diyecek yok doðrusu. Yemek sonunda tatlýlar geldi. Benim dikkatimi peynir tatlýsý çekti. Çünkü böyle bir þeyi ilk defa görüyordum. Sadece bir kaþýk tadabildim. Çünkü þekere karþý yasaðým var. Ama tadý çok hoþ geldi.
     Belediye baþkaný kýsa bir konuþma yaparak afiyet olsun dedi. Ardýndan Bünyamin Merhametsiz, teþekkür konuþmasý yaparak, “sizleri de Kýbrýs'ta aramýzda görmekten memnun olacaðýz” dedi.
     Bu arada Belediye baþkaný Sayýn Ahmet Aygün'e yakýn olduðum için kendileriyle sohbet etme imkaným oldu.
     Baþkana Kýbrýs'ý ve Kýbrýs davasýný sordum. Baþkan "Aslýnda siyaset üzerine demeçler vermiyorum; ama siz Kýbrýslý olduðunuz için, sizin yanýmda ayrý bir yeriniz var" dedi.
     Biz sayýn baþkanla Kýbrýs üzerine konuþmaya baþladýk. Baþkan "Kýbrýs, bizim kardeþimizdir. Türkiye’deki vatandaþýmýz ne ise, KKTC'deki soydaþlarýmýz da bizim için odur" dedi.
     TC'nin bir Kýbrýs politikasý vardýr. Baþa kim gelirse gelsin, bu politika pek fazla deðiþmez.
     Bu gün TC Kýbrýs konusunda kararlýdýr. Bize, AB'ye Kýbrýs'ý feda edeceksiniz, büyük tavizler vereceksiniz, bu ön koþuldur, dense, Türkiye bunu kesinlikle kabul etmez, etmeyecektir.
     Yalnýz benim Türkiye’deki vatandaþlarým Kýbrýs'ý pek tanýmýyor. Bilmiyor. Kýbrýs'ý ve Kýbrýs Türkünü, buraya, buradaki insanlara daha iyi tanýtmanýz gerekiyor. Sizleri tanýmalarý lazým. Kýbrýs’taki çeþitli kuruluþlar bunu yapabilir. Nasýl yaparlar bilmiyorum. Ama bir þekilde yapmalarý gerekiyor.
     Bu tam olarak yapýlmýyor veya biraz eksik kalýyor. Kýbrýs’ý tanýtýcý faaliyetlerin artmasý gerekiyor.
     Köydeki vatandaþ tanýmýyor. Davayý bilmiyor. Bazýlarý olayý gözünde çok büyütürken bazýlarý da yanlýþ algýlýyor. Kýbrýs davasý hakkýnda hiç bir þey bilmiyor. Bu nedenle farklý düþünenler de olabiliyor.
     Þu anda Kýbrýs’ta milli gelirin on bin dolarýn üzerine çýktýðýný öðrendim. Bu da beni çok sevindirdi." diyor.
     Kýbrýs Türkünün refahýnýn yükselmesi bizi mutlu ediyor. Biz de bunun için elimizi taþýn altýna koymaya hazýrýz" diyerek bize destek beyan ediyor. "Sizler için her türlü katkýyý yapmaya hazýrým" diyerek en kýsa zamanda KKTC'ye gelmek istediðini belirtiyor.
     Biz de kendilerini aramýzda görmekten mutlu olacaðýmýzý, Kýbrýs Türkünün misafirperver insanlar olduðunu belirtiyoruz.
     Yemekten sonra kendileri Ýstanbul'a gitmek için ayrýlýyor, biz de gezi programýna uymak için yemekten kalkýyoruz.
     Yarýn valilik tarafýndan Namýk Kemal'i anma Töreni düzenlenecek. Bu törene NKL'li öðrenci gruplarý da katýlacak. Bu töreni de burada sizlerle paylaþmaya çalýþacaðým.
     Tekirdað'da bu gün her þeyi ile Namýk Kemal'i teneffüs ettik. Namýk Kemal bu
þehre o kadar sinmiþ ki, adeta her taraftan Namýk Kemal fýþkýrýyor, her
taraf Namýk Kemal kokuyor. Her caddede, her köþede, her dükkanda onu görmek
mümkün.
Caddelerin adlarý, dükkanlarýn adlarý, okullarýn, derneklerin, stat,
hastane, mahalle ve hatta insanlarýn adlarý hep onun adýný taþýyor.
Öðrendiðimize göre burada tam yirmi tane onun adýný taþýyan kurum ve kuruluþ varmýþ.
     Gerçekten burada büyük bir Namýk Kemal sevgisi var. Tekirdaðlýlar, büyük vatan þairimize çok büyük hayranlýk duyuyorlar. Ona olan sevgilerini böyle ortaya koyuyorlar. Adeta ona büyük bir aþkla baðlanmýþlar.
     Burada Tekirdað Belediye Kültür Merkezinde Valiliðin düzenlediði Namýk Kemal'in 118. ölüm yýldönümü Anma Törenine katýldýk. Salon tamamýyla
doluydu. Protokol eksiksiz yerini almýþtý.
     Önce Namýk Kemal Parkýndaki Namýk Kemal Heykeli önünde çelenk koyma töreni yapýldý. Burada KKTC'yi temsilen NKL Md Mv Bünyamin Merhametsiz de çelenk koydu. Bizler için gurur verici bir görüntü idi. Çünkü Namýk Kemal Kýbrýs Türkü için de çok önemliydi. Bu vesile ile burada bulunmak bizleri de mutlu etmiþti.
     Böylece burada bulunan öðretmen ve öðrencilerimiz KKTC'yi en iyi þekilde temsil ediyorlardý. Kýbrýs Türk Kültürünü, gelenek ve göreneklerini, yaþam biçimlerini anlatýyorlardý.
     Daha sonra Belediye Kültür Merkezine gelinerek burada hazýrlanan tören izlendi. Çeþitli konuþmalar yapýldý. Programýn en sonunda Tekirdað Namýk Kemal Anadolu Lisesi öðrencilerinin hazýrladýklarý sunum görülmeye deðerdi.
     Namýk Kemal'in düþünceleri, eserleri ve hayatýndan kesitler sunuldu. Vatan Yahut Silistre piyesinden kýsa bir bölüm baþarýyla sunulurken, onun vatan düþüncesi beyinlerimize nakýþ nakýþ iþlendi.
     Tekirdað Kemaller diyarý olarak biliniyor. Bunlar Namýk Kemal, Yahya Kemal ve Mustafa Kemal. Bu önemli þahsiyet tüm þehre mühür gibi damgasýný vurmuþ ve tüm þehirliler tarafýndan kendi adlarý gibi özümsenmiþ.
Bir konuþmacý konuþmasýnda "Atatürk'ün 'Benim fikirlerimin babasý Namýk
Kemal'dir. Vatanýn kurtulmasýný ve vatan için ölmesini bu nesle Namýk Kemal
öðretmiþtir." diyerek onun önemini en güzel þekilde dile getiriyordu.
Dört gündür buradayýz. Artýk damarlarýmýza kadar Namýk Kemal olduk. Onun
düþüncelerini, fikirlerini, eserlerini daha bir baþka gözle görüyoruz artýk.
     Þimdi onu daha iyi anlýyoruz.
     Öðle yemeðinden sonra Çorlu ilçesine bir gezi düzenleniyor. Burasýnýn Türkiye'nin en meþhur alýþ veriþ merkezi olduðunu öðreniyoruz. Bakmayýn siz Çorlu'nun bir ilçe olduðuna. Sadece Tekirdað'dan deðil, Türkiye'deki bir çok vilayetten daha büyük, daha modern ve daha planlý bir yapýya sahip.
     Gerçekten çok büyük maðazalar var. Bizi fabrikalarýn satýþ
maðazalarýna götürüyorlar. Yan yana yüzlerce maðaza. Hangi birine
gireceðinizi ve neler alacaðýnýzý þaþýrýp kalýyorsunuz. O kadar çok çeþit
var ki, ve bunlar bize göre o kadar ucuz ki alýþ veriþ yapmadan
edemiyorsunuz. Kucaklarýmýz poþetlerle doluyor. Biraz sonra kucaklarýmýz
dolu vaziyette kaldýðýmýz yere dönüyoruz.
Yarýn Çanakkale'ye bir gezi düzenlenecek. Orayý gezeceðiz.
Dilimiz döndüðünde, kalemimiz el verdiðince oralarýn güzelliklerini de
sizlerle paylaþacaðýz.
Sabahýn erken saatlerinde otobüs ile topluca Çanakkale’ye hareket ettik. Amaç Kurtuluþ Savaþý’nýn yapýldýðý topraklarý yakýndan görmek ve bu nedenle bilgi edinmekti.
Bir konu hakkýnda en iyi bilgi, yerinde yapýlan incelemelerle elde ediliyormuþ. Bizler bu gezide bunu öðrendik. Çünkü Kurtuluþ Savaþý hakkýnda, bilgi olarak bir çok eksiðimizin olduðunu gördük.
Savaþýn bilinmeyen ilginç yönlerini öðrendik. Türk Milletinin onurlu bir mücadele yaparak, bir devleti yoktan nasýl var ettiðini gördük. Bana göre her Türk insanýnýn mutlaka gidip görmesi, hakkýnda bilgi edinilmesi gereken bir yer Çanakkale.
Her taraf tarih kokuyor. Her taraf ulvi bir hava ile bezenmiþ. Þehitlerimizin anýlarý her topraðýn altýndan adeta fýþkýrýyor.
Önce Bolayýr’a gelerek, Namýk Kemal’in mezarýný ziyaret ettik. Çünkü ayný yol güzergahýnda bulunuyor. Öðrendiðimize göre Namýk Kemal vasiyet ederek, kendini Rumeli Fatihi Süleyman Paþa’nýn atýnýn ayaklarý dibine defnedilmesini istemiþ.
Atýnýn diyorum. Çünkü Süleyman Paþa mezarýnda atýyla birlikte gömülmüþ. Mezarýnýn hemen yanýna atýný da gömmüþler. Ve mezarlarý bir bina içine almýþlar. Ýþte Namýk Kemal’in mezarý da bu binanýn hemen yanýbaþýnda.
Kýdemli baþçavuþ Abdullah Öztürk bizlere rehberlik yapýyor. Bu alanda engin bir bilgiye sahip. Gerçekten bilgileriyle bizleri son derece aydýnlatýyor.
Önce Namýk Kemal’in mezarý hakkýnda geniþ bilgiler vermek istiyorum sizlere.
Namýk Kemal’in mezarý Bolayýr’da, Süleyman Paþa’nýn mezarý baþýnda yer alýyor.
Süleyman Paþa hakkýnda rehberimiz þu bilgileri veriyor bize:
1354 yýlýnda Anadolu’dan Avrupa’ya ilk geçiþ yapan Türk adamýdýr. Gönüllülerle birlikte iki sal ile Avrupa’ya ilk adýmý atan Osmanlý Türküdür. Yanýndaki heyetle birlikte fethe gelmiþler. Amaçlarý Osmanlý topraklarýný geniþletmek ve uzatmakmýþ. Buralarý fethetmiþler.
1359 yýlýnda rivayete göre atýnýn ayaðýný yýlan sokmasý sonucu devrilerek ölmüþ.
Mezarýnýn yanýnda lalasýnýn ve atýnýn mezarý da bulunuyor. Bunlar yan yana. Bundan sonra da geleneksel olarak bir çok ünlü kiþilerin atlarý da yanýna gömülmüþ.
Namýk Kemal’in vasiyeti üzerine Devrin padiþahý Sultan 2. Abdulhamit emir vererek, Namýk Kemal’i buraya defnettirmiþ.
Bolayýr’dan çýkýnca yaklaþýk yarým saat sonra Gelibolu’ya varýyorsunuz.
Gelibolu, Çanakkale Savaþlarýnýn en önemli noktalarýndan biri. Ýþte atalarýmýz Çanakkale Geçilmez destanýný buralarda yazmýþlar ve ölümsüzleþtirmiþler.
Gelibolu’nun muhteþem bir manzarasý var. Koy ve Çanakkale Denizi çok nefis görünüyor. Bakmaktan kendinizi alamýyorsunuz. Deniz durgun. Çarþaf gibi.
Anzak askerlerinin bu koya kadar geldiklerini ve buradan çýkarma yaparak Anadolu’yu iþgal etmeye çabaladýklarýný hatýrlýyoruz. Þimdi adeta geçmiþi yaþýyoruz. Rehberimiz durmadan anlatýyor. Öðretmen ve öðrenciler, etrafýnda bir yumak olmuþ, büyük bir dikkatle anlatýlanlarý dinliyor. Ben de sürekli notlar alýyorum.
Koya hakim tepenin hemen uç kýsmýnda bir açýk hava namazgahý bulunuyor. Burasý sefere çýkan askerlerin toplu olarak dua edip namaz kýldýklarý yer imiþ. Burada dua edilip namaz kýlýndýktan sonra asker sefere gönderilirmiþ.
Hemen aþaðýda, giriþin alt kýsmýnda Bayraklý Baba türbesini görüyoruz. Her taraf bayrakla donatýlmýþ. Bayraklý baba denilen þahýs, 1410 yýlýnda bir savaþta þehit olmuþ. Savaþta sürekli bayrak taþýyormuþ. Bayraðýný düþmana teslim etmemek için bayraðý yutmuþ. Ölümü sýrasýnda mezarý baþýnda bayraðýn hiç eksilmemesini, daima asýlý kalmasýný vasiyet etmiþ.
Rehberimiz bize burada þu ilginç açýklamayý yapýyor: Avustralya Hükümeti Gelibolu Yarýmadasýna gitmeyen öðrencilerine lise diplomasý vermiyormuþ. Her liseyi bitirmeye gelmiþ gençlerin, buralara gelip belgelemesi gerekiyormuþ. Bunu belgelemeyenler diploma alamýyorlarmýþ. Kendisi, burada yaþayan Türk gençlerinin fazla raðbet göstermediklerini söyleyerek onlarýn bu tutumlarýný eleþtiriyor ve “her Türk gencinin mutlaka buraya gelip görmesi gerekir” diyor.
Öðle yemeðini astsubay orduevinde yiyoruz. Ardýndan bir çay-kahve içiminden sonra yola çýkýyoruz.
Þimdi Eceabat denilen yerdeyiz. Otobüs hareket halindeyken rehberimiz anlatmaya devam ediyor. “Burasý Eceabat. Sol tarafýnýzdaki denize doðru inen tepenin önü, koy. Burasý Kilye Koyu. Türk ordusunda yetiþen askerler, buralara gemiler ve römorkörlerle Ýstanbul’dan getirilip savaþa katýldýlar.”
Eceabat’tan çýkýp Çanakkale Þehitliði’ne doðru ilerliyoruz. Sað tarafýnýza tepelere bakacak olursanýz bembeyaz yazýlarla þu yazýyý okursunuz “Dur yolcu! Bilmeden gelip geçtiðin bu toprak bir devrin battýðý yerdir.”
Gerçekten bu yazýyý okuyunca duygulanýyoruz. Gözlerimiz doluyor. Bunlarý anlayabilmek için mutlaka gelip görmek ve yaþamak gerekiyor. Aksi halde kulaktan duyma ile o heyecaný pek fazla duyamýyorsunuz.
Kilitbahir Köyü’nü geçince, deniz kenarýnda Seyit Onbaþý heykeliyle karþýlaþýrsýnýz.
Savaþýn devam ettiði sýrada vinci bozulan topun, 275 kg’lýk mermisini, tek baþýna sýrtlayýp kaldýrarak topa yerleþtirmiþ Seyit Onbaþý. Ve sað kalan arkadaþlarýyla birlikte ateþ ederek OCEAN zýrhlýsýnýn dümen tertibatýna isabet aldýrmýþ.
Hey Koca Seyit, iman gücü ile o koskoca mermiyi nasýl kaldýrabildin? Tek baþýna nasýl sýrtladýn, o aðýr mermiyi? O, olaðanüstü gücü nereden aldýn? Bu gün, bu yüce millet senin, bu imanlý gücün sayesinde özgür yaþýyor.
Seyit Onbaþý bu gün Çanakkale’yi arkasýna almýþ, tarihin derinliklerinde ilerliyor.
Çanakkale Þehitliðindeyiz artýk. Birkaç yüz metre yürüdükten sonra Çanakkale Abidesinin bulunduðu tepeye geliyoruz.
Abide, bütün görkemiyle sizleri kucaklýyor. Nereden bakarsanýz bakýn, onunla mutlaka göz göze geliyorsunuz.
Rehberimiz burada ilginç bir olayý daha anlatýyor: Anzak askerlerinden biri savaþ sýrasýnda bir Türk þehidinin baþýný kesip, Avustralya’ya götürmüþ. Bunu kilitli bir sandýkta saklamýþ. Ve kimseye bir þey söylememiþ. Çocuklarýna: “bu benim size mirasýmdýr. Ben ölmeden açýlmayacak” demiþ.
Ölünce sandýðý torunlarý açmýþ. Bir kafatasý ile karþýlaþmýþlar. Dedeleri öldüðü için bunun ne anlama geldiðini çözememiþler. Avustralya hükümetine baþ vurmuþlar. Yapýlan araþtýrmalar sonucu, bu adamýn Çanakkale savaþýna katýldýðý ve bu kafanýn bir Türk þehidine ait olduðu ortaya çýkmýþ. Görüþmeler sonucu þehit kafasý Türk Hükümetine teslim ediliyor. Onlar da onun anýsýna “Meçhul Asker” anýtý yaptýrýp, askeri buraya defnediyorlar.
Yine rehberimizin anlattýðýna göre, bu savaþta ilk kez taktik amaçlý keþif uçaklarý kullanýlmýþ. Almanlardan taraf deðiþtiren iki Alman Ýngiliz ordusuna geçerek, hizmet etmeye baþlamýþ.
Boðazdaki mayýnlarý tespit ediyorlarmýþ. Mayýn dökme iþi, Alman pilotlarýnýn uçuþundan sonra yapýldýðý için, mayýnlar tespit edilememiþ. “Mayýn yok” raporu verilmiþ. Mayýna çarpan gemiler olunca pilotlar, kurþuna dizilerek öldürülmüþ.
Burada her yerde anýtlara, mezarlara rastlamanýz mümkün. Sadece Türklerin deðil, Ýngilizlerin, Avustralyalýlarýn, Fransýzlarýn, Yunanlýlarýn anýtlarýna ve mezarlarýna da rastlayabilirsiniz. Baþýnýzý nereye çevirirseniz çevirin göðe doðru yükselen anýtlarý veya bayraklarý göreceksiniz.
Ýngilizlerin yaptýðý Helles Anýtý ile Yahya Çavuþ Anýtý ayný mekan üzerinde yan yana duruyorlar.
Yahya Çavuþ, emrindeki birkaç erle birlikte koskoca düþman ordusunu on saat gibi uzun bir süre oyalama baþarýsýný göstermiþ bir kahramanýmýz.. Bu da askerimize, güç vermiþ ve onlara moral kaynaðý olmuþ.
     57. Alay Þehitliði belki de görülmesi en önemli bir anýt. Bir ihtiyat alayý olan 57. Alay, savaþta bir tek kiþi kalmamacasýna bütün askerlerini þehit vermiþ. “Dünya Askerlik Tarihinin En Kahraman Birliði” olarak nitelendiriliyor. Onlarýn anýsýna görkemli bir anýt yaptýrýlmýþ.
Bu þehitlik yapýlýrken, birbirine sarýlmýþ iki subay iskeleti bulunmuþ. Topraklar içinde bulunan künye ve muskadan, bunlarýn Türk ve Ýngiliz askeri olduðu anlaþýlmýþ. Bu iki kahraman askerin siperlerde boðuþurken öldüðü anlaþýlmýþ. Cesetler, ait olduklarý yerlere teslim edilmiþ.
Son olarak Atatürk’ün saatinin parçalandýðý noktaya gittik. Conkabayýrý ayaklarýmýzýn altýnda yemyeþil görünüyordu. Tepelerdeki mazgallar, siperler hala o anki canlýlýðýný koruyordu.
Buraya Atatürk’ün bir heykeli dikilmiþ. Yanýnda da Yeni Zelanda Anýtý var.
Aþaðýsý Anzak Koyu. Bütün boðaz buradan olduðu gibi görülüyor. Atatürk’ün gözetleme yaptýðý nokta da tam burasý.
Ayrýca buranýn bir diðer önemi de Atatürk’ün saatinin parçalandýðý yer olmasý. Kalbinin üzerinde bulunan saat isabet almýþ ve Atatürk’ün hayatýný kurtarmýþtý.
Artýk akþam olmak üzere. Conkbayýrý’na, Anzak Koyuna, Atatürk Anýtý’na son bir kez daha bakýyoruz. Dönüþ saatimiz yaklaþýyor. Etrafa baktýkça onurlanýyoruz. Gururlanýyoruz. Büyük bir milletin evladý olmakla sevinç duyuyoruz.
Atatürk Heykelinin tam altýnda yazýlan ibare dikkatimi çekiyor: “Eþsiz kahraman Atatürk, Vatan sana minnettardýr.”
Gerçekten ona olan minnettarlýðýmýzý ne kadar anlatmaya çalýþsak ifade edemeyiz. Sanki o, hala orada. Elinde dürbünü ile Conkbayýrý’ný gözlüyor.
Yazdýðý destan dilden dile her Türkün gönlüne nakýþ nakýþ iþleniyor.
Ýþte o destan burada yazýldý.
Burasý Çanakkale: ÇANAKKALE GEÇÝLMEZ!
Çanakkale’de hava kararmaya baþlarken, otobüslere biniyor ve iki saatten fazla sürecek Tekirdað’a dönüþ için yola çýkýyoruz.
O akþam yattýðýmýz yerleri çok beðeniyoruz. Çünkü yorgunluktan artýk adým atacak gücümüz kalmamýþtý. Yataða girer girmez uyuya kalmýþtým.
Artýk gezimizin son günüydü. Bu gün programda sabah, öðrencilerimiz Kýbrýs türkülerinden oluþacak bir konser vereceklerdi. Konser öncesi okul temsilcileri öðrencilere kýsa birer konuþma yapacak ve okullarýný tanýtacaklardý.
Öðrencilerin en çok sevdiði de konser olmuþtu. Çünkü Kýbrýs türküleri onlara deðiþik ve ilginç gelmiþti. Hele de Dillirga Türküsünde tüm öðrenciler türkü söyleyen öðrenciye tempo tutarak katýlýyorlardý.
Öðleye doðru Tekirdað Valisine bir nezaket ziyareti yapýldý.
Daha huzura çýkmadan benim dikkatimi çeken sekreterin tavýrlarý idi. Hiç de hoþ bir tutum sergilemiyordu. Önüne gelene kýzýyor, kimi gördüyse fýrçalýyordu. Bizleri bekleme salonuna almýþ ve “ben ne dersem onu yapacaksýnýz. Ben, demeden sakýn kendinize göre hareket etmeyin. Ben söylemeden hediyelerinizi vermeyin,” diye adeta bizlere de fýrça atýyordu. Yanýmýzda dahi durmamýþ ve çekip gitmiþti.
Ben dayanamýyorum ve orada bulunan baþka bir görevli bayana “Siz misafirlerinizi hep böyle tersleyerek mi karþýlarsýnýz?” diye soruyorum. Özür dileyerek “aslýnda böyle deðil. Ama çok önemli bir proje var. Onun için toplanacaðýz. Bu yüzden biraz telaþ var. Yoksa sizlerle bir ilgisi yok. Tekrar özür dileriz” diyor. Ben de “asýl özür dilemesi gereken siz deðil sekreter haným. Sanki vali kendisi” diyorum. Bayan seslenmiyor. Susuyor.
Ve nihayet huzura çýkýyoruz. Vali Bey gerçekten hoþ ve tatlý bir üslupla karþýlýyor bizleri. Tam bir saatini ayýrýyor bizlere. Söylenenlere göre en fazla on beþ yirmi dakika ayýrabilirmiþ. Bunun da Kýbrýs’a karþý olan sevgisinden ileri geldiði söyleniyor.
Vali Aydýn Nezih Doðan Bey “Hoþ geldiniz” diyerek karþýlýyor bizleri. “Tekirdað huzurlu bir þehrimiz. Þu anda güzel bir platform oluþturdunuz. Namýk Kemal Okullarý olarak ona verdiðiniz deðer ortaya çýkýyor. Türk Milleti olarak, yurdumuzda ön plana çýkmýþ þahsiyetlerimizi en güzel þekilde yad ediyoruz.
Namýk Kemal’in düþüncelerini, fikirlerini hepimiz benimsiyoruz. Vatan kavramý bizler için önemlidir. Kutsaldýr. Namýk Kemal de vatan sevgisini þiirlerinde yansýtmýþ ve tüm insanýmýza bu sevgiyi aþýlamýþ bir þairdir.
Þu anda içinde bulunduðunu bina tarihi bir binadýr. 1928 tarihinde alýnan Harf Devrimi kararý bu odada alýnmýþtýr. Bu da bizlere çalýþma azmi veriyor. Mümkün olduðu ölçüde bu tip tarihi yerlerin özelliklerini bozmamak gerekir. Çünkü bu gibi yerler bizlere de ders verir. Keþke þu üzerinde oturduðumuz sandalye, koltuk veya masa da iki yüz yýllýk olsaydý da tarihe bir ýþýk tutsaydý.
Bunun Kýbrýs’tan gelen arkadaþlarýmýz için daha önemli olduðuna inanýyorum. Tarih bilincinin o insanlarda daha fazla geliþmiþ olduðunu biliyorum.
Namýk Kemal Kýbrýs’ta da bulunmuþ. Ve düþüncelerini oradan da yaymýþtýr. Sizler de onun fikirlerini taþýyorsunuz.” diyor.
Vali Bey, “Çocuk Dostu Þehirler Dostu Tekirdað” adlý bir projelerinin olduðunu bu nedenle tiþörtler bastýrýldýðýný söylüyor. Bu tiþörtlerden ve Mikes Kelemen’in “Türkiye Mektuplarý” adlý eserini herkese hediye ediyor.
Sýra bizlerin kendilerine götürdüðümüz hediyelerin takdimine geliyor. Bünyamin Merhametsiz bir teþekkür konuþmasý yaparak, Milli Eðitim Bakanýmýzýn mesajýný ve hediyelerini sunuyor. Yakasýna KKTC Bayraðý rozeti takýyor.
Vali Bey gerçekten gönüllerimizi fethediyor ve oradan ona duyduðumuz saygýyla ayrýlmamýzý saðlýyor.
Öðle yemeði okulda yeniyor. Yemekten sonra okulda Namýk Kemal ile ilgili bir konferans olacak. Bu konferansa konuþmacý olarak iki kiþi katýlacak. Bunlardan biri benim. Diðeri de Namýk Kemal Derneði Baþkaný Sayýn Mehmet Serez.
Aslýnda az ve yumuþak bir konuþma yapmak istiyorum. Ama öðrenciler buna fýrsat vermiyor. Daha “sizlere tüm KKTC’den, yavruvatandan selam getirdim” dememle birlikte tüm salon yýkýlýyor. Eee, artýk bu alkýþlarý görür de ben durur muyum? Adeta damarlarým fýrlýyor. Tüylerim diken diken oluyor. Öyle cümleler dökülüyor ki dudaklarýmdan, her kelimesinde sanki salon alkýþlarla yýkýlacak gibi oluyor.
Ýster istemez kendimi büyük bir coþkuya kaptýrýyorum. Namýk Kemal’in düþüncelerinin bu günkü KKTC temelini oluþturduðunu ve Kýbrýslý Türkler için iki Kemal’in vaz geçilmez olduðunu belirtiyorum. Namýk Kemal’in Tekirdað’da doðduðu için, Tekirdað’ýn böyle birini yetiþtirdiði için, dolayýsý ile KKTC’nin özgürlük temelinde onlarýn da katkýlarý olduðu için, Kýbrýslý Türkler tarafýndan çok sevildiklerini söylüyorum.
Alkýþlar alkýþlar...
Ve o gece...
Öðretmenevinde bir veda gecesi düzenleniyor. Herkes eðlencenin doruðuna ulaþýyor. Telefonlar, mailler alýnýyor. Sýcacýk kurulan dostluklarýn burada kalmamasý dileklerinde bulunuyor.
Ertesi gün hareket saati. Hep birlikte son bir kez okula gidiyoruz. Tüm öðretmenlere, bizlerle ilgilenen öðrencilere, hademelere, þoförlere... herkese teþekkürler ediyoruz. Herkes birbirine hediyeler veriyor.
Ve nihayet otobüs gelip bizleri alýyor. Hüzünlü dakikalara þahit oluyoruz. Öðrencilerimiz kaldýklarý arkadaþlarýna sarýlmýþ göz yaþlarýný tutamýyorlar. Herkes buruk. Herkes üzgün. Kimse konuþmuyor. Sözler, sadece gözlerden süzülen yaþlar olarak kendini gösteriyor.
Artýk bu göz yaþý seline bizler de katýlýyoruz. Hatta hep sevip saydýðým, ciddi bir imajla gördüðüm Celal Bey bile gözyaþlarýna hakim olamýyor. O sert, o ciddi görüntünün altýnda pýrlanta gibi, yakut, elmas, altýn gibi parlayan, ýþýldayan bir kalp.
Gezi boyunca öðretmenliði býrakacaðýný söyleyen, bu mesleði sevemediðini söyleyen, önce anlaþamadýðýz fakat daha sonra hiç ayrýlamadýðýmýz güzel dost, Ýstanbullu Felsefeci Hakan bile bu üzgünler kervanýna katýlmýþ, bizlere sarýlýyor, “sizle ne iyi insanlarsýnýz” diyordu.
Kafasýný duvara vuran Murat Hoca, aðrýlarýný unutmuþ, gönlünü saran ayrýlýk sýzýlarýnýn esiri olmuþtu. “En çok Mustafa Hoca’yý tanýdýðýma memnun oldum” diyordu. Serkan, Mehmet Bey, Müdür Ahmet Bey, Attila Bey, Hakan Bey hep yanýmýzda idiler.
Seneye toplantýyý Ýstanbul’a aldýrabilmek için Nazým Bey’e az mý diller döküldü. Onun ellerini havaya kaldýrarak “yapmayýn bunu bana. Ben seneye emekliyim” demelerine karþýlýk atýlan kahkahalar þimdi yerini buruk bir üzüntüye býrakmýþtý.
Hüzünle biten, acý ayrýlýkla biten bir filmin son saniyeleri oynuyordu sanki.
Otobüs yavaþ yavaþ hareket ediyor, aþaðýdakiler el sallýyor, otobüstekiler de koltuklarýndan uzanabildikleri kadar uzanarak buna karþýlýk veriyorlardý.
Þehir artýk geride kalýyor, dostlarla da yollar bir bir ayrýlýyordu. Gözyaþlarý yanaklardan aþaðýlara doðru süzülerek iniyordu.

                    -SON-



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn türkiye kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
6. Türkoloji Buluþmasý
bir Güneþin Yeniden Doðduðu Yer: Samsun
Ara Çayhaneler
Ýki VIzdan, Bir Bizden
Bir Uzungöl Hatýrasý
Çay ve Þenlikler Diyarý Rize
dýþarýda Deli Dalgalar: Sinop
Maçka Yollarý Artýk Taþlý Deðil
Trabzon’da Bir Gün
Cennet ve Cehennem

Yazarýn Ýnceleme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
"Gün Olur Asra Bedel" Üzerine Bir Ýnceleme
Yozcularýn Kökeni ve Çangaza Köyü
Bir Þiir Emekçisi: Ýhsan Tevfik Kýrca
yaþar Kemal’in Ölüm Yýldönümü Münasebetiyle
Çeþitli Yönleriyle Prof. Dr. Erhan Arýklý
Öykü Tiyatro ve Sanat Üzerine
"48 Saat" Üzerine
Çakýrcalý Efe Üzerine
Benim Gözümden "Tutunamayanlar"
Âþýk Osman Akçay Ýle Tanýþtýk

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Yüreðimde Ýhtilal Var [Þiir]
Hayat Seni Çözemedim [Þiir]
Helallik Ýstiyorum [Þiir]
Yörük Kýzý [Þiir]
Nasihat 2 [Þiir]
Seninle Olayým [Þiir]
Geliyoruz [Þiir]
Nasihat [Þiir]
Aþk Var mý? [Þiir]
Minik Bir Þaire Rastladým [Þiir]


Hakan Yozcu kimdir?

1964 doðumluyum. Kuzey Kýbrýs'ta yaþýyorum. 1988 Erzurum Atatürk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatý Bölümünden mezun oldum. 20 yýl çeþitli okullarda edebiyat öðretmenliði yaptým. Uzun yýllar Yenivolkan ve Güneþ Gazetelerinde köþe yazarlýðý yaptým. Þu an Habearkýbrýslý ve Güncelmersin Gazetelerinde yazýyorum. Birçok internet gazete ve sitelerinde yazýlarým yayýnlanýyor. Þiir, öykü ve tiyatro oyunlarý yazýyorum. Bu alanlarda çeþitli ödüllerim var. Kendime ait basýlmýþ "Güzel Bir Dünya" ve "Mesela Baþka" isimli iki adet öykü kitabým var. 7 tane tiyatro oyunum var. 6 yýl Kýbrýs Türk Devlet Tiyatrolarý Genel Müdürlüðü görevinde bulundum. Halen Baþbakan Yardýmcýlýðý Ekonomi, Turizm, Kültür Ve Spor Bakanlýðý'na baðlý Müþavirim.

Etkilendiði Yazarlar:
...


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Hakan Yozcu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.