..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Her insanda insanlýðýn tüm durumlarý vardýr. -Montaigne
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Ýnceleme > Toplumbilim > Cemal Zöngür




18 Aralýk 2016
Devlet Yönetimleri Varken, Siyasi Partilere Neden Ýhtiyaç Duyulur? (4)  
Orta Çaðda Düzen

Cemal Zöngür


Özellikle Orta Çaðda, tek tanrýlý dinlerin hüküm sürdüðü dönemlerin bilançosunu tarafsýz þekilde inceleyecek bir kurum olsa, bu dini yapýlarýn tarihte yaþanan tüm savaþ, katliam ve çatýþmalarýn bir numaralý organizatörleri olduklarý çok net bir þekilde anlaþýlacaktýr.


:ADDI:


Tarih derslerinden de hatýrlanacaðý gibi Orta Çað dönemi M.Ö. 500 yýllarýndan itibaren baþlayýp, miladi 1500 ile 1700’lere kadar devam etmiþtir. Ýfade edilen tarihlerden sonra dünyanýn birçok ülke ve toplumlarýnda Orta Çað yaþamý yavaþ yavaþ son bulurken, özellikle Asya, Afrika ve Ortadoðu’da yer alan Müslüman ülkelerde ise, Ortan Çað yaþamý ve anlayýþýnýn hâlâ devam ettiðini görmekteyiz.
Belirtilen bölge ve ülkelerde, devlet ve toplumsal yönetime damgasýný vuran siyasi düþüncelerden, “Tek Tanrýlý Dinler ile Helen Uygarlýðýna dayanan Demokrasi Düþüncesi”, toplumlarýn yaþam kaderlerini belirlemiþlerdir.
Bu yüzden her iki düþüncenin toplumlar üzerindeki olumlu ve olumsuz tüm yönlerini net olarak anlayabilmek için, iki yapýyý ayrý þekilde ele almak gerekiyor. Ve bu bölümde Orta Çað’da en çok etkisi görülen tek tanrýlý dinlerin toplumlar üzerindeki kanlý yönetimlerinin özetini kýsaca vermeye çalýþacaðýz.
Özellikle Orta Çaðda, tek tanrýlý dinlerin hüküm sürdüðü dönemlerin bilançosunu tarafsýz þekilde inceleyecek bir kurum olsa, bu dini yapýlarýn tarihte yaþanan tüm savaþ, katliam ve çatýþmalarýn bir numaralý organizatörleri olduklarý çok net bir þekilde anlaþýlacaktýr.
Bu düþüncemizi doðrulayan tarihsel kaynaklar ise, Allah ve din için insanlarý katleden dinci ve dindar devlet yönetimlerinin her gün büyüterek devam ettirdikleri savaþ ve çatýþmalar en büyük örnek niteliðindedir.
Yine Araplarýn; Ýbrani ve Asuri halklarýyla kardeþ olmalarýna raðmen, miladi 700 yýllarýndan itibaren Emevi Sünni ve Abbasi Þii Ýslam Hanedanlýklarý tarafýndan, her iki halk üzerinde kanlý katliamlar uygulayarak topraklarýndan sürgün edilmeleri.
Ve aradan uzun zaman geçtikten sonra, 1949’lardan itibaren Ýbraniler (Yahudiler) daðýlmýþ olduklarý dünya ülkelerinden toplanarak, yeniden Ýsrail devletini kurup, bu defa Yahudiler bazý Araplar üzerinde katliam ve sürgün uygulamaya devam etmesi.
Osmanlý Ýmparatorluðunun Ýslam Þeriatýna göre kurulup, tüm uygulamalarýný yine Ýslam’ýn kitabý Kuran-ý Kerim’den ilham alarak yaptýðýný, þu uygulamalarýndan biliyoruz.
Her þeyi Ýslam için yaptýklarýný ve bunun uygulamasýný ise Kuran’dan Ayetler okuyup, Allah Allah Bismillah ve Allahu Ekber nidalarýyla, savaþ talan, tecavüz, ganimet, cariye ve erkek köle ticaretini gerçekleþtirdiklerini kendileri de artýk gizleme ihtiyacý bile duymamaktadýrlar.
     Hýristiyanlýk dini ise, özellikle ifade edilen dönemin ortalarýna doðru, Haçlý seferleri adýyla yapmýþ olduðu savaþ, katliam ve sürgünlerle, diðer dinleri aratmayacak niteliktedir. Tüm bu vb. örnekler tek tanrýlý dinlerin toplumlarýn yaþamýna nasýl bir cehennem ateþini koyduklarýný göstermeye yetmektedir.
Orta Çaða damgasýný vuran her üç dini anlayýþýn gerçek icraatlarýný kýsaca bu þekilde belirttikten sonra, nasýl var olduklarýný ve daha sonra hangi dinin, reformlarý kabul ederek kendi toplumlarýný huzura kavuþturduklarýnýn tarihçesini incelemeyi sürdürelim.
Ýlk tek tanrýlý din olan Yahudilik, Hz. Musa’nýn kendisini Mýsýr’da peygamber ilan etmesiyle baþlamýþ oldu. Ancak Hz. Musa Mýsýr ve çevresinde peygamberliðini kabul ettiremediði için, buradan Filistin’e (Kudüs) sürgün edilmiþtir.
Filistin’de peygamberliðini kabul ettiren Hz. Musa, etkinlik sürdürmüþ olduðu tüm bölgelerde tek tanrý din anlayýþýna göre topluluklarý yönetmiþtir. Ve Hz.
Musa, iktidarýný saðlamlaþtýrana kadar gayet mütevazi bir þekilde, insanlýðýn mutluluk ve huzuru için ortaya çýktýðýný iddia ederek toplumun güvenini kazanmýþtýr. Daha sonra iktidarýný güçlendiren Yahudilik, çok kýsa süre içerisinde despotlaþýp otoriterleþerek, insanlýðýn yaþamýna ateþ ve zehir ekmiþtir.
Çünkü Yahudilik baþta olmak üzere tek tanrýlý dinlerin ifade etmiþ olduklarý kutsal düþünceler, insanýn gerçek yaþamýnda hiçbir zaman doðru düzgün örtüþmemektedir. Bu yüzden ya iktidar egolarýndan vaz geçip mütevazi yaþamak durumunda idiler veya otoritesini sürdürmek için gaddarlaþmalarý gerekiyordu. Ve her üç din de otoriter egoist bencil iktidar hastalýðýný tercih ederek büyümüþlerdir.
Bunun birinci sebebi, insanlarýn Sümer Uygarlýðý ile erkek egemen anlayýþýn toplumlarýn tüm hücrelerine kadar yerleþmiþ olmasýdýr. Ýkinci nokra ise, insanýn doðasýnda var olan “Egoizmin”, Tanrý Krallýklar yaþam anlayýþý ile þaha kalkarak, doðal özelliðini yitirip, güdümlü ve sýnýr tanýmaz hayvani bir yapýya dönüþmesidir.
Böylece tek tanrýlý din felsefesiyle ortaya çýkan kiþiler, doyumsuz egolarýna esir düþerek, elde etmiþ olduklarý makam, mevki, yetki ve zenginliði kullanýp, insanlarý kendilerine kul yapmýþlardýr.
Savaþarak elde etmiþ olduklarý servet ve makamlarý aralarýnda paylaþamayan tek tanrýlý dini yapýlar, bu defa kendi içlerinde birbirlerine düþüp, yeniden farklý din ve siyasi anlayýþlar þeklinde bölünmeye baþlamýþtýr. Yahudiliðin içerisinden ayrýlarak çýkan Hz. Ýsa en açýk örnektir.
M.S.50 yýllarýnda Hz. Ýsa’da küçük bir dini tarikat þeklinde ortaya çýkýp, daha sonra Filistin- Kenan ülkesinde ikinci bir tek tanrýlý din adýyla Hýristiyanlýðý ilan etmeye çalýþmýþtýr. Bunu duyan Yahudiler, Hz. Ýsa’yý Roma Ýmparatorluðunun Vali ve diðer yetkililerine þikâyet ederek cezalandýrýlmasýný istemiþlerdir. Böylece Hz. Ýsa’da, Hz. Musa’nýn Mýsýr’da yaþadýðýnýn benzerini yaþayarak Anadolu’ya kaçmak zorunda kalmýþtýr.
Anadolu’ya geçen Hz. Ýsa, burada Hýristiyanlýðý kabul ettirdikten sonra, çok kýsa zaman içerisinde Romalýlar tarafýndan yakalanýp, Anadolu’nun Antakya Kasabasýnda çarmýha gerilerek öldürülmüþtür. Hz. Ýsa’nýn ölümünden sonra, Havarilerinden Aziz Paulus, Hýristiyanlýðýn Avrupa’nýn genelinde yayýlmasýný saðlamýþtýr.
Miladi 1500 yýllarýna kadar dünyanýn birçok ülke ve toplumunu kendi kontrol ve yönetimi altýnda bulunduran Yahudilik ve Hýristiyanlýk, Kral Tanrýlarýn yaptýklarýna benzer þekilde, gidebildikleri yerlere kadar uzanýp savaþ, talan, iþkence, zulüm ve akla gelebilecek tüm haksýzlýklarý uygulamýþlardýr.
Yahudilik ve Hýristiyanlýðýn bu uygulamalarýndan en iðrençleri, egemenliðine almýþ olduðu halklarý köleleþtirip din ve Allah uðruna özel hizmet ve çýkarlarýnda kullanmak için, tüm kadýnlar sosyal hayattan koparýlýp eve kapatýlarak Rahibe ve hizmetçi yapýlmýþlardýr.
Diðer bir uygulamalarý ise, bilimsel çalýþmalarý geliþtiren felsefeci, filozof ve bilim insanlarýný, Allah ve dine aykýrý iþlerle uðraþýyorlar diye, tel baðlarýyla (Giyotin) boðdurularak öldürmeleri.
Bunlardan Ýtalyan fizikçi, matematikçi ve filozof Galileo Galilei’in dünya yuvarlaktýr ve hem güneþ etrafýnda hem de kendi ekseninde dönüyor demesiyle ölüme mahkûm edilmesi. Daha sonra bu söylemini deðiþtirmesi istenerek idam edilmekten son anda kurtulmasý saðlanmýþtýr.
Yahudilik ve Hýristiyanlýk din Hanedanlýklarý bu þekilde devam ederken, yeniden kendi içlerinde bölünüp, muhalefet adýyla Katolik, Ortodoks ve Protestanlýk baþta olmak üzere daha birçok mezhep ve tarikatlar þeklinde siyasi bölünmeleri yaþamýþlardýr.
Ýfade edilen bu dini mezhep ve tarikatlar, dönemin siyasi muhalif partileri niteliðinde olup, ancak bunlarda iktidarý ele geçirdikleri her yerde ayný diktatörlük ve katliamlarýna devam etmiþlerdir.
Her iki dini anlayýþýn bu uygulamalarýna karþý, sözde muhalefet amacýyla, Hz. Muhammed tarafýndan M.S. 610 yýlýndan itibaren Ortadoðu’da Ýslam adýyla yeni bir tek tanrýlý din ilan edilmiþ oldu.
Hz. Muhammed, Allah’ýn kendisine peygamberlik gönderdiðini ileri sürerek, iki Hýristiyan Araba ya da Ýbrani’ye çeþitli Ayetler yazdýrýp, bunlarý topladýðý kitabýn adýna da Kur’an-ý Kerim deyip peygamberliðini kabul ettirmeye çalýþmýþtýr. Ancak Araplar baþta olmak üzere Yahudi ve Hýristiyan Ýbraniler, Hz. Muhammed’in peygamberliðini reddedip Medine’ye sürgün etmiþlerdir.
Birkaç grup insanla Medine’ye giden Hz. Muhammed burada Ýslam dinini yayýp, iyice güçlendikten sonra tekrar savaþarak Mekke’ye geri gelmiþtir. Arabistan ve çevresindeki birçok kitleyi Müslümanlaþtýrdýktan sonra, bu defa Mezopotamya ve Afrika baþta olmak üzere farklý dini kültürle yaþayan topluluklarýn Ýslamlaþmasý için savaþlar ilan etmiþtir.
Ýslamiyet’i kabul edenlerin mallarýna el konulduktan sonra yaþamasýna müsaade edilirken, kabul etmeyenlerden erkekler öldürüp mal ve mülkleri ganimet adýyla talan edilip, kadýnlar ise cariye yapýlmýþtýr.
Ýslam dini de diðer her iki din gibi güçlenip iktidarýný saðlamlaþtýrdýkça, erkeklerin bir kýsmýný asker þeklinde çalýþtýrýp, diðerlerini ise günlük hizmetlerinde köle olarak kullanmayý sürdürmüþtür. Ýslam’ýn egemen olduðu bu dönemlerde kadýnlarýn durumuna gelince her geçen gün daha da içler acýsý bir konuma getirilmiþlerdir.
Savaþlarda esir alýnan kadýnlar köle pazarlarýnda Cariye olarak alýnýp satýlýrken, diðer kadýnlar da tamamen eve hapsedilip, erkeðin cinsel ve sosyal hizmetinde kullanýlmaya mahkûm edilmiþlerdir. Eve kapatýlan bu zavallý kadýnlar, erkek olmadan dýþarýya çýkmalarý dahi þeriat gereði yasaktýr. (Haram)
Ýslam Þeriatýna göre ekonomik gücü yerinde olan her erkeðin, istediði kadar cariye alýp, ev iþlerinde ve cinsel ihtiyaçlarýnda kullanabileceklerini, Kuran’ý Kerim’in Ahzap Süresi 50, 51, 52, 53. Ayetleri baþta olmak üzere daha birçok farklý Sure Ayetlerinde Allah’ýn bir emri olarak yazýlmasý.
Böyle bir din ve inanç anlayýþý olan Ýslam, Hz. Muhammed’in ölümünden sonra daha da ileri giderek, Mezhepler ve Tarikatlar adýyla iyice bölünüp hem kendi içlerinde hem de diðer din ve topluluklara karþý, Allah adýna savaþarak talan ve ganimetle servetler elde etmelerini, Allah’ýn nasibi ve lütfu þeklinde mübarek gazalar olarak görmeleri.
Talan ve ganimetin vermiþ olduðu zenginliðin cazibesine kapýlan Ýslam Mezheplerinden Hanefi, Þafi, Maliki, Hambeli ve Þiilik, gün geçtikçe toplum üzerinde akla gelmeyecek katliam ve zulümler uygulamýþlardýr.
Bu uygulamalardan en çok bilinenler ise, her üç Halifenin suikastla öldürülmesi. Ayný þekilde Hz. Ali’nin oðlu ve sülalesinden olan yetmiþ kiþinin Arabistan’dan sürgün edilip Kerbela’da (Eþek Belasý) katledilmesi. Yine Mezhep çatýþmalarý adýyla yapýlan katliamlarý saymaya sayfalar yetmemektedir.
Dünyanýn büyük bir bölümünde etkisini bu þekilde sürdüren Yahudilik, Hýristiyanlýk ve Ýslam’a baðlý olan devletler ve yöneticileri, bu dinlerin yaptýklarýna eleþtiriler yönelteceklerine, sürekli çok güzel bir din ve düþünceymiþ gibi methiyeler düzmeleri, düþündürücü deðil midir? Bunu da kendi egolarýný tatmin etmek için direkt ve dolaylý olarak sürdürmüþ olduklarý savaþ ve talanlarda en iyi malzeme olarak kullanmayý sürdürmeleri, dünyanýn ve insanlýðýn her geçen gün ne kadar çirkefleþtiðini göstermektedir.
Tek tanrýlý dinlerin gerçek düþünce ve öz geçmiþleri kýsaca bu þekilde iken, özellikle 1789’dan itibaren Helen Demokrasi düþüncesine dayanan Yeni Çaðýn, Avrupa topluluklarý baþta olmak üzere dünyanýn birçok ülkesinde tek tanrýlý dinlerin diktatörlük ve hanedanlýklarýna nasýl son verdikleri incelemeye deðer çok önemli bir konudur.
Gelecek ve son bölüm olan Yeni Çaðda, (Modern Zaman) demokrasi vaadiyle ortaya çýkan siyasi partilerin hangi din ve devlet yapýlarýný nasýl etkilendiklerini inceleyip sonlandýrmaya çalýþacaðýz.


Cemal Zöngür



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn toplumbilim kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Alevilik Ýle Sosyalizm Arasýndaki Düþünsel Fark ve Bütünleþme Sorunu
Kapitalist Düzende, Komünist Yaþam Mümkün Mü?
Ana Tanrýçalar, Hz. Ýbrahim'in Tek Tanrý Masalýna Nasýl Ýnandýlar?
Avrupa'daki Türklerin Yaþamý ve Dünyaya Bakýþlarý
Türkiye'nin Yaþam Kalitesi ve Mutluluk Tablosu
Siyasal Düþüncelerin Ýnsanlýðý Getirdiði Nokta!
Sosyalist Devlet Baþkanlarý ve Politikalarýnýn Analizi
Hayvan Ýle Ýnsanýn Birbirinden Ayrýlýþý - 3 -
Ýnsan Ýle Hayvanýn Birbirinden Ayrýlýþý - 2 -
Ýnsanda Tapýnmanýn Oluþumu

Yazarýn Ýnceleme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Ýsrail - Filistin Düþmanlýðýnýn Tarihçesi
Her Þeye Muktedir Tanrý ve Kapitalizm Ölüm Döþeðinde
Türkiye Solunun Sorgu ve Özeleþtiri Kültürü Üzerine
Türkler Þamanist mi Kalsaydý?
Halktan Para Dilenerek Büyük Devlet Olmanýn Hafifliði
Coronanýn Hatýrlattýklarý, Dünyanýn Geleceði
Türkiye Siyasetini Týkayan Etkenker (Araþtýrma Yazýsý)
Alevilik; Ýslam Dýþý Din Deðilse Pozitif Felsefe Midir?
Þii Fars ve Araplara Neden Alevi Denilmektedir?
Kudüs, Dinler Savaþý ve Haklý Olan Kim?

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Dinlerin Doðuþu ve Ýslam'ýn Gerçek Özü (1) [Deneme]
Lider mi Toplumu Þekillendirir; Toplum Mu Lideri? [Deneme]
Hz. Ali ve Ehlibeyt Alevi Midir? [Deneme]
Dinlerin Doðuþu ve Ýslam'ýn Gerçek Özü (3) [Deneme]
Tbmm'de Yedi Maddelik Anayasa Deðiþikliði Neyi Çözer? [Deneme]
Dinlerin Doðuþu ve Ýslam'ýn Gerçek Özü (2) [Deneme]
Alevilerin Kapýlarýna Saldýranlarýn Açýk Kimliði [Deneme]
"Türkleri Yeniden Tanýmak" Araþtýrma Kitabýmý Yazma Nedenim : [Deneme]
Ýþte Türkiye'nin Yaþam Kalitesi ve Mutluluk Karnesi..! [Deneme]
Ýslamiyet Yeniliðe Açýk Bir Din Midir? [Deneme]


Cemal Zöngür kimdir?

Ben Cemal Zöngür, Anadolu Üniversitesi Kamu Yönetimi mezunuyum. Sosyoloji, Tarih ve Siyaset üzerine araþtýrmalar yapmaktayým. Yayýnlanmýþ bir kitabýmýn dýþýnda çeþitli gazetelerde yüzden fazla makalelerimde yayýnlanmýþtýr. Ve iki kitap dosyam yayýna hazýr durumdadýr.

Etkilendiði Yazarlar:
Tam baðýmsýz Tarih ve Siyaset üzerine yazan her Yazar


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Cemal Zöngür, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.