..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Bulanmadan ve donmadan akmak ne hoþtur. -Mevlânâ
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Eleþtiri > Politik Olaylar ve Görüþler > Muhammed CAN




4 Eylül 2017
Gündem Özel - 4 Baþkanlýk Sistemi ve Avrupa Krizi  
Muhammed CAN
Almanya’da mukim olan ve medyadaki çalýþmalarý ile Türkiye’de tanýnan Muhammed Can Bey ile düzenli olarak yapmýþ olduðumuz haftalýk söyleþilerin 4’üncüsüne ulaþmýþ bulunuyoruz.


:ADIC:



Almanya’da mukim olan ve medyadaki çalýþmalarý ile Türkiye’de tanýnan Muhammed Can Bey ile düzenli olarak yapmýþ olduðumuz haftalýk söyleþilerin 4’üncüsüne ulaþmýþ bulunuyoruz.

1-Sayýn Can! Cumhurbaþkaný Sayýn Erdoðan’ýn Rusya ziyareti, Türkiye’nin Almanya ve Avrupa ülkeleri ile olan iliþkilerindeki gerilim artarken, Türkiye yeni anayasa nedeniyle referanduma hazýrlanýyor. Bu süreç içerisinde siz Türkiye ile Almanya arasýndaki sürtüþmeyi nasýl görüyorsunuz?

Söyleyeceklerimiz bilinmeyenlerden oluþmayacak. Sadece fark þu olacak ki mil/Eksen’e baðlý olarak deðerlendireceðiz. Ve bu duruþ namuslu her Müslümanýn takýnmasý gereken bir tutum olmalýdýr. Hangi inanç ya da ideoloji müntesibi olursa olsun gerek birey ve gerekse bireylerden oluþan toplumlarýn sahip olduklarý yaþam kurallarý mutlaka bir eksene baðlý olmalý. Bu kýstas üstünden hareket ettiðimizde Türkiye toplumu ve siyasetinin kendine has bir ekseni yok. Böyle bir durumda Rusya ya da baþka bir yere gitmesi bizim için bir anlam ifade etmiyor. Kaldý ki yarýn kimin eksenine kayacaðý belli olmayan bir duruþtan bahsediyoruz.
Tarihin hiçbir döneminde millet adýna sözcülük yapan politikacýlar da bu kadar kývýrmaya dayalý, halk adýna sözcülük yaptýðýný iddia eden âlim ve aydýnlarýný da bu kadar naif duruþunu görmedim desem yadýrgamayýn. Çok uzun olmayan bir zaman önce Türkiye ile Avrupa arasýnda vizelerin bile kaldýrýlacaðý her gün medyada iþleniyordu. Bir yýl olmadan, bugün Türkiye ile Avrupa’nýn bazý ülkeleri arasýnda adeta diplomatik krizler yaþanýyor. Gerçi bir süre sonra yeni bir Argüman bulunur, yine ‘Sayýn dostum’ diye baþlayan bir nutuk seremonisi baþlar.

Türkiye de anayasa deðiþikliði referandumu yapýlmýyor. TC anayasasý toplamda 177 madde ve beþi asýl olmak üzere yedi kýsýmdan oluþuyor. Söz konusu referandum ile TC anayasasýnýn 18 maddesinde deðiþikliðe gidilmesi isteniyor. Bu durumda 923 Cumhuriyet Tarihi ile baþlayan rejimin ilkelerinde revizyona gidilmiþ olacak(Siz buna 1982 anayasasýný deðiþtirme referandumu diyebilirsiniz. Yani yapýlmak istenen Revizyona kendileri açýsýndan meþruiyet kazandýrmak için halk ikna edilerek alet edilmek isteniyor. Kaldý ki bu halk, 1982 de bugün mutlaka deðiþmeli diye direttiði anayasayý %91 oranýnda evet diyerek onaylamýþ halk!) Ve böylece rejimin çürümüþ dallarý budanarak daha bir gür olmasýna ön hazýrlýk yapýlmýþ olacak.
Almayanýn diþ politikasýna yönelik amaçlarýna kesin bir hükme varmak ve ne yapmak istediklerine aþina olmak gerçekten hüner ister. Bu cümlenin geçerliliðini Almanya da ki birçok diplomatlar için de söyleyebilirim.
Ancak gözlemlediðimiz ve elde ettiðimiz veriler ýþýðýnda gördüðümüz kadarý ile Alman diplomasisi bilinçli bir dil kullanarak, milliyetçi Türkleri provoke yolu ile Erdoðan’ýn safýna iterek hararetle evet demeye teþvik ettiðini, referandumu yönlendirme ve ileride oluþma ihtimali olan bir oluþumdan politik ve ekonomik Rant elde etme eðilimi aðýr basmaktadýr. Böyle düþünmemizin haklý sebepleri de var.
Batýda özellikle Fransa ve Hollanda baþta olmak üzere hemen bütün ülkelerinde Sami’nin külahlý çocuklarý politikaya yön veren güç olarak biliniyor. Bu durumda, Direniþ Ýslam’ýna alternatif olarak geliþtirilmek istenen hilafet ekolü liderliði, dolaylý olarak desteklenmeli. Bugün Almanya ve Hollanda gibi ülkelerde Türk politikacýlarýna karþý geliþtirilen yapay sorunlara bu açýdan bakmak gerekli diye düþünüyorum. Almanya, Türkiye de yapýlacak olan referandum olayýna sýrdan bir iç deðiþiklik olarak bakmýyor. Elbette batýnýn kendine has sorunlarý olan Suriye ve Irak Sýðýnmacýlarý ile Ýncirlik Üssü gibi sorunlarda unutulmamalý.

Söylediðimiz gibi Referandum, yeni anayasa deðiþikliði olarak görülmemeli. Baþkanlýk sistemi için ki siz buna modern halifelik arayýþý da diyebilirsiniz, sisteme gerekli olan bir By-Pass operasyonudur. Çünkü Ýslamcý olarak iktidara geldiði söylenen AKP, rejim/Kemalizm/’le sorun yaþamadýðýný ve böylece gerek iç ve gerekse dýþtaki rejim sahiplerine gerekli mesajý veriyorlar. Burada ABD ve Ýsrail çýkarlarý ile örtüþen bir süreç var. Tabiidir ki Almanya bunu kendi çýkarlarýna hizmet etmeye dönüþtürmeyi de düþünüyor. Bu son cümle ile yukarýdaki Almanya; Türk milliyetçiliðini provoke ederek Evet’e yönlendiriyor cümlesi arasýnda tezat varmýþ gibi görünüyorsa da ince bir çizgi de var.
Ayrýca makul görülür ya da görülmez. Almanya kendi içinde Demokrasiyi özümsemiþ bir toplum. Bu durumda kendi iç iþlerine müdahale sayýlabilecek kadar burada yaþayan Türk kökenlilere Türkiye politikacýlarýnýn müdahale etmesini doðru bulmuyor. Bir Empati kurun. Türkiye de 3 milyon Suriyeli yaþadýðý söyleniyor. Böyle bir durumda Sayýn Esad’ýn seçim propagandasý için gelip Ýstanbul da on binlerin katýldýðý mitingler düzenlediðini düþünün. Acaba Türkiye’nin tavrý nasýl olurdu?
Türk politikacýlarýn bazý tavýrlarý burada yaþayan Türkiye kökenli topluma karþý Alman saðýnýn aþýrýcýlýðýna sebep olursa hiç yadýrgamayýn. Türkiye de Kürt kökenli politikacýlarýn ve birçok farklý görüþlü medya elemanlarýnýn, ayrýca Gülen cemaatine mensup elemanlarýn hemen hepsini þu ya da bu þekilde vatan hainliði ile yaftalayýp tutuklamak ayrýca Türkiye de Hukukun nasýl iþlediði açýsýndan önemli bir gösterge.
Bunlara ilaveten, Batý’nýn; ikide bir dillendirdiði insan haklarý, hukukun üstünlüðü, demokratik deðerler gibi sloganlar, Ýslam dünyasýný sömürmek ve onlarý kendine baðýmlý kýlma adýna, batý tarafýndan mükemmel bir þekilde kullanýlan Afyon’dan baþka bir þey deðildir.
2- Türkiye’nin Suriye politikasý ciddi manada sorunlar yarattý. Halep’in Suriye ordu güçleri tarafýndan tamamen kontrol altýna alýnmasý sonrasýnda Türkiye’nin dýþ politikasýnda bir yumuþama gözüküyor. Bu süreç içerisinde Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn Rusya ziyaretini nasýl buluyorsunuz?
Halep; ön Asya’nýn baþýnda bulunan Türkiye ve dolayýsý ile Avrupa’nýn Kara’dan, yakýn ve orta doðuya açýlan kapýsý.
Türkiye; sadece Suriye de deðil Libya, Irak, Yemen ve hatta Mýsýrda da sorunlu politikalar uyguluyor.

Üç saatte Þam’ýn Emevi camiinde namaz kýlmak için yola çýkmak isterken, öyle bir çýkmaza girdi ki Terör örgütü dediði PYD öncülüðünde sadece Eþme’ye uðrayýp, asýrlar önceki Nekropol emanetini alýp çýkmak zorunda kaldý.
Düþünebiliyor musunuz? Osmanlýnýn daðýlma sürecinde bile böyle bir trajedi yaþanmamýþtý.
– NATO; Libya’ya müdahale etmeli midir, NATO’nun ne iþi var Libya’da? Böyle saçmalýk olabilirimi ya? Böyle bir þey düþünülemez!
Diyen bir baþbakanýn birkaç gün sonra
– NATO, Libya’nýn Libyalýlara ait olduðunu tespit ve tescil için oraya girmelidir! Dediðini çok erken unutan bir toplumuz.
Doðrusu bu son cümleyi duymadan önce Libya’da, binyýllardýr uzaylýlarýn yaþadýðýný bilmiyorduk. Meðer NATO Uzaylýlara karþý Libya’nýn Libyalýlara ait olduðunu tespit ve tescil için oraya gitmiþ! Böylece dünya tarihinde bir ilki öðrendik.
Hiçbir ülkede tek tip insan ve yaþam Standardý yoktur. Ancak Türkiye de siyasetçilere hizmet etmek demek, kulluk bilinci seviyesine çýkarýlmýþ. Böyle bir düþünce egemendir. Böyle bir toplum yanlýþ doðru ter türlü politik Argümaný tevil eder ve kutsar. Maalesef, yurdum insaný zihinsel geliþme evresini, içinde yaþadýðý çaða göre geliþtirmemenin bedelini bu þekilde ödemek zorundadýr.
Hatýrlarsýnýz. Suriye’nin direniþ ekseninden koparmak, Davutoðlu ve onun yakýn dostu Hillary’nin büyük arzusuydu.
Olmadý. Suriye’nin bir kýsmýný Türkiye’ye katmak veya hiç deðilse ABD ve Ýsrail’in istediði çizgiye gelmesi ýsrarla isteniyordu. Ancak Beþþar Esad, çok onurlu bir duruþla bu beklentiyi boþa çýkarttý.
Öyle ki Suriye de çýkartýlan iç savaþýn akabinde, Erdoðan AKP’si ve düzenin hortumlarýndan beslenen akademik çevreler, aydýnlar ve medya mensuplarý, uydurulmuþ büyük Türkiye haritalarý yayýnlayarak, Halep ve Musul’u Türkiye’ye katacak kadar iþi ileri götürmekte bir sakýnca görmediler.

Suriye de masum Müslümanlarý, hatta kundak bebelerini, koyun boðazlar gibi boðazlayan teröristleri; ‘Sünni öfkesi’ olarak görenlerin karþýsýnda, inanýyorum ki Siyonist Ýsrail politikacýlarý bile bu sözden hicap duymuþtur. Gelecek nesillere býrakýlan tarih, bugünün eylemleri ile yazýlýyor. Acaba böyle bir tarihi mirasý býrakýrken ne gibi duygular taþýyoruz?
Kavramlarýn haysiyeti ile oynanýyor, düþüncenin iffeti iðfal ediliyor. Oy pusulasý Ýslamcýlýðý ile Ýsrail’in zevalini önlemek hatýrýna Hilafet tesis edilmek isteniyor. Bir yandan da bu hilafet külahý ile Ýslami direniþin þah damarý kesilmek isteniyor. Direniþ adýna silah tutan ellerin bütün parmaklarý kýrýlmak isteniyor. Hem Emperyalist hem Ýslamcý olunabiliyor.
Öyle bir Ýslami algý ki, emperyalizmle hiç mi hiçbir sorunu yok. Olmadýðý gibi bu Ýslamcýlýðýn temelini, ben-i Umeyye soyunun attýðý ve kuluçkasýndaki larvalarýn politik terminolojideki karþýlýðý ise“Ýnþallah biz en kýsa zamanda Þam’a gidecek, oradaki… Emevi Camii’nde namazýmýzý da kýlacaðýz’’ olmuþtur. Bu cümlenin ve beklentinin, bölgedeki karþýlýðý, Ýsrail’in garantörlüðünü üstlenmek olduðunu kimesin bilememesi elbette düþünülemez…
Erdoðan’ýn Rusya ile görüþmesini samimi bulmuyorum. Suriye de sýkýþmýþ olan Türkiye’nin, ABD ye blöf yapmasý ve bu minvalde Rusya ile yeniden iliþkileri geliþtirme çabasý Rusya tarafýndan da bilmiyor deðil. Rusya’nýn, Kýrým ve Ukrayna meselelerinden dolayý batý ile olan sorunlarý onlara bu durumda Erdoðan Türkiye’si ile yakýnlaþmayý daha mantýklý kýlýyor. Ve öyle de olmalý. Kaldý ki Astana görüþmelerinde Rusya ve Ýran, Türkiye ye sorumluluk yüklemiþ. Ancak Türkiye bu sorumluluk taahhüdünde ne derece samimi? Onu zaman gösterecek. Diyebiliriz ki Erdoðan, Suriye sorununu olabildiðince zamana yayarak, 2023 yýllarýn arzusuna ulaþmak istiyor.
3- Referandum tarihi yaklaþýyor. Ýç politika ve dýþ politikada gündem yoðun. Ekonomik kriz ise kapýda deniyor. Bu süreci nasýl deðerlendiriyorsunuz?
Küresel sömürü aracýna dönüþen ve sömürge ülkelerde askeri iþgallerden daha fazla hasar oluþturan Borsa, Rant, Global sermayenin Ekonomi kurallarý hakkýnda pek fazla bilgim yok.
Buna raðmen þu kadarýný söyleyebilirim.
Anlaþýldýðý kadarý ile gerek batý sermayesi ve gerekse Ýslam ümmetinin yeraltý zenginliklerini baba mirasý olarak bilen Arap þeylerinin gönderdiði sermaye, referandum tarihine kadar Türkiye de kalmayý tercih etmiþ. Þayet ‘Evetle sonuçlanýrsa Arap þeylerine ait sermaye Türkiye borsasýnda iþleme devam edecektir.
Ve tabii günümüz Karunlarýnýn rolünü üstlenmiþ, içteki büyük sermaye sahiplerinin de iktidarla kapalý kapýlar ardýnda nasýl bir pazarlýða giriþtiklerini de unutmadan.

Batý dünyasýna ait ve küresel mobil sermaye; Türkiye’den istediði avantajý almazsa adres deðiþtirmede tereddüt etmeyebilir. Böyle bir olasýlýk var. Tabii bu durum ayný zamanda Ýktidar partisinin lehine de olacaktýr. Zira iktidarýn istediði politik tutum, Arap kabile iktidarlarý ile daha sýk iliþkiler ve böylece özlem duyduðu modern Hilafet kurumuna geçiþi kolaylaþtýrmak.
4-Referandumdan beklentiniz nedir?
Sorunuzun içinde konunun öznesi olan cevabý bildiðinizi biliyorum.
Dikkat ederseniz var olan sisteme alternatif yeni bir sistem arayýþý referandumu yapýlmýyor. Eskinin yani Kemalizm sisteminden ödün vermeden Restorasyon yapýlmak isteniyor. Referandum sloganý ile sývasý dökülen bir duvarýn, yeniden ve fakat bir baþka renkle sývanma çabasýdýr.
Nedir o çaba?
En geç 2023 yýlýnda Hilafet kurumunu ihya etmek ve zaten iliklerine kadar sömürülmüþ Ýslam dünyasýna musallat olmak!
“Evet” ya da “hayýr” bu anlamda sistemin kýstaslarýný zedelemeyecek Restorasyon, yani bir nevi ýslahat hareketleri yapýlacak.
Kemalizm adýna her türlü gericiliði savunmayý kutsal amaç edinmiþ CHP Muhalefeti ise buna eksen kaymasý diye vaveyla koparmasýný anlamak daha bir zor. CHP ve HDP, ya doðru algýlayamýyor ya da Statükocu duruþlarýna ters düþtüðü için karþý çýkýyor.

Türkiye(Halký) politik ve ekonomik evrim istiyor. Çünkü mevcut bütün siyasi partiler Statükocu.
Þu farkla, AKP Statükoyu evrimleþtirip dýþa taþýrmak istiyor. Bunun adýný da Baþkanlýk sistemi koyarak rahatlayacaðýný sanýyor. Evrensel bir Kaos süreci var ve hassaten Ýslam dünyasýnda deðiþen dengelere karþý ne yaparsa yapsýn (direniþ ekseninden dolayý) dayanamayacaktýr.
Yani kitle düþünceler ve mantýksal evrimler geçirmeden, Statükoyu korumak adýna Revizyonist eylemlerle geleceðe hükmedemezsiniz. Etseniz bile muayyen bir vakte kadar edilgen halde yaþatabilirsiniz.
ABD Hariç (orada iki taraflý eþit güçler dengesi ve dengenin üstüne çatý Siyonizm var), üçüncü dünya denen ülkelerde yürürlükte olan baþkanlýk sistemlerini araþtýranlar göreceklerdir ki referandum sonucunun ‘Evet’ ile sonuçlanmasý durumunda bile farklý bir getirisi olmayacaktýr. Sorun þu ki sömürgecilikten kurtuluþun reçetesi bulunmalý. Tamda bunun için özellikle sömürge konumunda olan Ýslam dünyasý için kurtuluþun yegâne yolu direniþ Ýslam’ýdýr. Hilafet ekolü ile beli kýrýlmak istenen de bu akýmdýr.
5- Size göre referandum sonucu nasýl olacak ve siz nasýl olmasýný isterdiniz?
Bizim isteðimiz; beþeri aklýn, vahyin þemsiyesi altýnda kalmasýdýr. Ki bu istek Türkiye toplumu için an itibarý ile çok büyük bir ütopyadýr. Ütopya derken toplumsal bilincin ortaçað seviyesine kaldýðýdýr. Bu durumda referandum sonucunun Evet veya Hayýr ile sonuçlanmasýnýn hiçbir kýymeti harbiyesi yoktur.
Biz biliyoruz ki Ýslam Ýnkýlabý ile birlikte Devrimci ahlak süreci de baþlamýþtýr. Bu ahlak, insaniyet mektebinin özüdür. Ýþte Ýslam dünyasýndan esirgenmek istenen bu ahlaktýr. Söz konusu devrimci ahlak, Türkiye Ýslamcýlarýnda oran olarak %1’lere bile ulaþamamýþ iken böyle bir toplum da sistem adýna yapýlan bir referandumla ne gibi baðýmýz olabilir ki? Þayet Muhalefet olarak, öyle ya da böyle bir þekilde söylediðimiz devrimci ahlak ilkelerini benimsemiþ bir oluþum var olsaydý, o zaman bakýþýmýz belki deðiþebilirdi.
Referandum adýna takýnýlan üç farklý tavrýn; ‘Evet’, ‘Hayýr’ veya ‘Boykot ’un, bizim açýmýzdan hiçbir farký yoktur.

Devrimci Ýslam ve onun yüklediði ahlakýn, ürettiði sorumluluk; yapay gündemleri algýlamasý ve devrimci/direniþçi kitlelere(varsa!) örneklik sunmasýdýr.
6- Cumhurbaþkaný Erdoðan çatýþmacý bir üslup kullanýyor. Halkýn ayrýþtýrýlmasý ve ötekileþtirilmesi sizce nasýl ve neden? Erdoðan ne yapmak istiyor?
Erdoðan’ýn 15 yýl boyunca iktidar olduðu halde maðdurlarý oynamasý, sizin belirttiðiniz çatýþmacý üslup sayesinde baþarmak deðilse ne ile izah edilebilir?
Kuzey Kürdistan’da 15 yýllýk Erdoðanlý APK iktidarýndaki zulüm Ýsrail’i aratmazken, Suudi kabile yönetiminin, Yemendeki cinayetlerine sessiz kalýrken, keza CIA’nýn kuklasý olan Bahreyn halifesinin zulmüne göz yummasý, bunlara raðmen mazlumlarýn savunuculuðu rolüne soyunmasý, bana tarihte halife Osman’ýn varisi olduðunu iddia eden Muaviye’nin gözyaþlarýný hatýrlatýyor.
AKP iktidarda olduðu günden bu güne kadar Erdoðan, tek adam olarak Türkiye’yi tek baþýna yöneten bir liderdir. Bunun aksini söylemek Erdoðan’a hakkýný vermemek olur ki bu doðruluk ve adil vicdan sahibi birinin ahlakýna aykýrý düþmektir.

Erdoðan’ýn beslendiði ve kullandýðý Ýslami kavram ve referanslar, dikkatle incelenirse, kiþiliðinin derinliklerinde ustaca gizlenen diktatörlük anlaþýlacaktýr. Bütün bunlarý kullandýðý çatýþmacý üslupla baþardýðýný ve baþarýsýnýn temelinde, algý yetisi ortaçað seviyesinde kalan bir topluma hitap etmesinden alýyor. Dolayýsý ile yadýrgamýyorum.
7- Batý dünyasýnda dillendirilen “tek adam” ve “hilafet” meselesi sizce mümkün mü?
Yaþadýðýmýz coðrafyada hiçbir geliþimini tam olarak tamamlamamýþ toplumlarýn olmasýndan dolayý her þey mümkündür. Tabi bunu ille de Erdoðan kiþiliði üstünden ele almak doðru deðil. Genel durum böyle…
Tek adam veya halifelik kötü bir liderlik anlamýna gelmez. Ýslam dünyasýnýn ideal yönetim biçimlerinden biri de hilafet ekolüdür.
Ancak sorun þu: Bu tek adam veya Halifelik makamýný temsil edenin taþýdýðý deðerler manzumesi nasýl olmalýdýr?
Nereden beslenmeli?
Eðer Erdoðan hilafet makamýný yeniden ihya eder ve Ýslami direniþ ekseni ile birlikte hareket ederse(ki çok zayýf hatta imkânsýz gibi bir durum) sizi temin ederim ki Erdoðan, baþta Türkiye olmak üzere Ýslam dünyasýnýn ikinci büyük kahramaný olarak tarihe geçip, adý da ölümsüzleþecektir. Bu olasýlýk, batý dünyasýnýn en istemediði bir olasýlýktýr.
Þayet Erdoðan, batýya karþý tutumunda samimi ise(ki yine referandumdan dolayý oy toplama senaryolarý kokuyor. Nitekim Erdoðan’ýn Davos’ta ‘One Minute’ çýkýþýnýn akabinde Ýslam dünyasý hafifte olsa bir samimiyet kokusu almýþ gibiydi. Ne yazýk ki Daha Davos’ta oturduðu koltuk vücudunun ýsýsýný soðutmadan Erdoðan, ‘tavrým Moderatör’e diyerek çarký geriye döndürmüþ olmasaydý bugün çok faklý Ýslam dünyasý farklý bir süreçte olacaktý.) baþta Kürdistan olmak üzere Filistin, Suriye, Bahreyn ve Yemen diðer Ýslam coðrafyalarýndaki haklý direniþlerin yanýnda yer almalý ki bu da benim ütopyamdýr.

Son söz, Ýslam dünyasý çok hassas bir dönemden geçmektedir. Küfür; Emperyalizm ve sömürü kimliðinin adýný; özgürlük ve ekonomik refah koymuþ. Siyonizm; Ýslam dünyasýnda Politik oluþumlarý istila etmiþ. Bu yazgýyý deðiþtirmenin yegâne çaresi yine öze dönüþle mümkündür.
Ýslam dünyasý; özüne dönmenin arayýþýndadýr. Bundan dolayý direniþ Ýslam’ý her geçen gün daha bir önem kazanýyor. Özgülük ve adalet için korkunç bedeller ödüyor. Öyle ki Ýslam coðrafyasýndaki halklar, 17. Yüzyýldaki Avrupa mezhepler savaþýný aratmayacak kadar bedeller ödüyor.
Özellikle gençlik bu konuda diðerlerinden daha çok sorumluluk almalýdýr. Çalýþmalarýnýzda baþarýlar dilerim.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn politik olaylar ve görüþler kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Türk Ýslamcý Dostlarýmýz - 5
Rebeze Röportajý - 2
Türk Ýslamcý Dostlarýmýz - 3
Emperyalist Ýslamcý Olunabiliyormuþ Demek!
Arap Dünyasýnda Ortaçaðýn Sonu Mu?
Rebeze Röportajý - 1
Türk Ýslamcý Dostlarýmýz - 4
Siyasallaþmak mý, Çürümek mi?
Politik Yezid’lik: Suriye Kerbelasý ve Ýbn-i Zubeyr’ler!
Türkiyede Abbasi Dönemimi?

Yazarýn eleþtiri ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Muhammed Can S. Demirtaþ'a Soruyor
Türk Ýslamcý Dostlarýmýz! —2
Algý Sapmasýnda Türk Ýslamcýlarý
Size Ne Oldu?
Türk Aydýnlarýnda Takvimler 1789 Mu?
Özdemir Ýnce Kirene'li mi?
Baþka Gezegenin Aydýnlarý mý?
Zulm'ün ve Köleliðin Rengi Nedir?
Türk Ýslamcýlarýn Þovenizmi ve Ýdeoloji Çrümüþlüðü - 6
Kerb - U Belamýz

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Dost Ýçin [Þiir]
Serzeniþ [Þiir]
Bizde Ne Anne'ler Var [Þiir]
Ne Ýnsanlar Gördüm [Þiir]
Ey Gazzeli Cocuk! [Þiir]
Ayrýlýk Senfonisi [Þiir]
Hatýram! [Þiir]
Namus'un Adýna! [Þiir]
Hum Kýyýsýnda Bir Gece [Deneme]
Velayet-i Fakih ve Siyasla Ýslam [Ýnceleme]


Muhammed CAN kimdir?

. . .


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Muhammed CAN, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.