"Bir yazarın yazmadığı tek şey, kendi cenaze ilanıdır. Onu da başkaları halleder, merak etmeyin." – Mark Twain"

yazı resimYZ

Tanışmıştık senle yaz ortasında
İsmihan eminin sinemasında

İkimiz de henüz küçük çocuktuk
Sakal yok, bıyık yok, yarı buçuktuk

Hayâller kurardık; olak hukukçu
Felek şamar vurdu; olduk gugukçu

Bıyıklar terlerken yollar ayrıldı
Nevin ile Şükran bize darıldı

Sen Egeye geçtin, men İstanbula
Ara bir soruştuk Neydirsen ola?

Gözden ırak idik, gönülden de olduk
Bir baktık ki ikimiz de kaybolduk!

Adımız sanımız kimin dilinde
Ömrü heder ettik Arap çölünde!

Altmışımdan sonra sorağın geldi
Gençlik hatıratı sinemi deldi

Saç sakal ağarmış, göbek salmışık
Dünya nimetinden ne kâm almışık?

Yüreklerde hele Kars hevesi var
Telefon açtım ki, neve sesi var!

Gidek Karsa deyim hele dön de gel
Kızılçakçak trenine min de gel!

Ne küs gardaşından, ne galmagal et!
Musalla taşında hakkın helâl et!

Cahit Kılıç
İstanbul, 22 Eylül 2017

KİTAP İZLERİ

Eşekli Kütüphaneci

Fakir Baykurt

Fakir Baykurt’un Vasiyeti: Kapadokya’da Bir Umut Destanı Bir yazarın son eseri, genellikle edebi bir vasiyetname niteliği taşır; kelimelerin ardında bir ömrün birikimi, son bir mesaj
İncelemeyi Oku

Yorumlar

Başa Dön