..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Konuþ ki seni göreyim. -Aristoteles
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Bireysel > seçkin gündüz




27 Kasým 2017
Adý Batasýca  
seçkin gündüz
Peki, niye döndün?


:BAFA:
SEÇKÝN GÜNDÜZ
ADI BATASICA



Cami avlusunda deðil uyandýðýmda onu yataðýmda buldum.
Emekledi emeklemesine, bir de yürüyebilse karýþ karýþ gezecek her yeri anlýyorum gözlerinden. Ne emzik, ne kundak… Ben böyle bir þey görmedim!
Konuþtu. Ýlk sözü: Pilot olacaðým.
“Durma ol! Uç! Git!”
“Yo; seninle,” diyor.
Nazý bana geçiyor. Kimse yüz vermiyor ona.
Daha bir yýl dolmadan beþ-altý yaþ almýþçasýna serpilmez mi! Yetmedi, “Okul,” diye tutturdu bir gün. Yazdýrmaz olaydým. Okudukça öðrendi, öðrendikçe coþtu. Þimdi gel de kurtul elinden.
“Serseri olsaydým daha mý iyiydi,” deyip somurtunca sustum, doðru söylüyor.
Bana pek düþkün. Uyandýðýmda baþucumda. Akþam kapýda, ýþýl ýþýl gözleriyle hop! kucaðýmda. Yorganý tepeme çekince ancak ben, ben oluyorum. Düþlerime girmeyi neyse ki beceremiyor. Kuþkum yok, er geç onu da yapacak.
Arada bir kaçamaklarý olmasa çýldýracaðým. Alýp baþýný gidiyor. Aman, kime isterse kurtlarýný ona döksün, yeter ki benden uzak dursun. Hepten gitsin istiyorum da nerede! Bir gün, iki gün, bilemedin üç gün sonra yine kollarýmda; boynuma dolanmýþ, þap da þup…
Yalnýz kitapla yetinir mi, çevresi de geniþ. Doktor, mühendis, avukat, kasap, terzi, marangoz, manav; her birinden bir þey öðrenip bana satýyor. Kim bilir benden de neler öðrenmiþ, kimlere satmýþtýr, kimlere?
Dýþarýya çýkacak olsam suratý bir karýþ. “Kal,” diye çekiþtirir giysilerimden kapý önünde. Döndüðümdeyse kýyamet! Arkadaþlarým eve gelse kýskanýr. Bardak, tabak paramparça yerde; sözüm ona kaza. Bin bir sorun yaratýr, kudurur; býkkýnlýk veren gerilim o an üst düzeyde.
Seçici… Her konuda. Müzikte, yemekte… Burgu, fiyonk, çubuk, kelebek; hele çok katý haþlanmýþ yumurta; bunlarý sevmez, kesinlikle yemez. Takýntýlý mý desem, ne desem?
Iþýðý ben yakarým, o söndürür; ben güçlendiririm, o kýsar. Loþa bayýlýyor nedense, bense ýþýklarý severim. Anlaþabilirsen anlaþ iþte.
“Bir sen bana kucak açtýn,” deyip can evimden vuruyor tam silkinip olur olmaz isteklerinden kurtulacakken.
Ýlk yanlýþýnda en büyük yanlýþý onu baðýþlamakla ben yaptým, biliyorum. Ýpin ucu nerelere kaçtý, tutamadým gitti; korkuyorum daha da gidecek bu gidiþle.
“Sarýlma,” dedikçe daha da sýký sarýlýr belime. Kýyamam o an gevþer dilim. Alýþtýrdý kendini bir kez. Gölgem… Aynam… Bir içimde, bir dýþýmda. Kimi kez hem içimde, hem dýþýmda. Soluðum…
Sinir olmuyor deðilim bana özenmesine. Düpedüz öykünüyor, bu kesin. Deðiþmez o bencil; ne gelir elden! Boyun eðmiþim bir kez, suç bende.
Deðiþmez, deðiþemez derken; deðiþti birden. Deðiþmez olaydý. Þimdi de beni kendine benzetmeye çabalýyor. Bu çok daha çekilmez!
Arabaya atýp dört yol aðzýna býrakacaðým geldi onu bu cumartesi günü öðleden sonra. “Evde kalacaðým,” diye tutturdu: taktiksel eylem! Baþýna gelecekleri anladý. Giriþimim kursaðýmda kaldý. Dört gün önce zorunlu olarak yenilediðim otomobil pýrýl pýrýl öylece durup durdu kapýda. Göstergesi daha kýrklarda...
Öbür gün onu eve kilitleyip tam gaz Koruderesi’nin yolunu tuttum. Ýlkyazlarýmýn gözde yeridir. Güneþli bir hafta sonuydu. Sol kolum dýþarýda, radyoya eþlik ettim; ohh… Dünya varmýþ ya… Varýnca ne göreyim! Benden önce köprübaþýnda. Yaslanmýþ tahta korkuluða, gövdesi yansýmýþ suya. Beynime uysaydým atmýþtým onu çoktan doðruca gölgesine, batsýn suyun dibine. Korkuyorum, elimi kana bulatacak. Neyse ki yeterince uyanýk. Sezince önlemini alýyor yoksa baþýma olmadýk iþler açacak günün birinde. Yöntemiyse açýk: Beni günden güne kendine baðýmlýlaþtýrýyor elinden geldiðince.
Kavga dövüþ giderek düþkünleþtik birbirimize. Ya da yýldým, kanýksadým, avutuyorum kendimi belki de böylelikle.
Ertelemekten usandým günün birinde. Kararlýydým. Eninde sonunda amaçlý oyunlarýný bitirmeliyim. Beni boðan bu birlikteliðe yeter demeliyim. Tutsaklýk bu, tutsaklýk! Ondan kurtulacaðým, kurtulmalýyým.
Aylardýr tutarlý bir neden arayýp duruyordum. Ýster inansýn, ister inanmasýn, sudan mudan demedim aklýma ilk geleni uyguladým mutfakta; caymadan, sýcaðý sýcaðýna. Öyle bir kapýþtýk ki… Geçmiþi baþýna yýktým. Ne yalan söyleyeyim, yýllarýn öcünü almak için elimden geleni yaptým. Az kalsýn tavayla kafasýna vuracaktým, sýkýþtýrmýþtým davlumbazýn altýna. Ancak dondu balyoz havada. Dayak yerine avaz avaz baðýrýp payladým. Yer kaydý yerinden o gece. Bildiðim yaralayýcý sözcükleri veryansýn ettim yüzüne.
“Kov ama sövme,” dedi “ne olur, onurumla oynama.”
Bu söze kim dayanýr! Gönlünü almalýydým: “Dilim sürçmüþse de, ‘Adýn batsýn,’ sövgü deðil ki,” dedim. “Ne var bunda!”
“Sövgü,” dedi, “ilenme; beni kandýramazsýn!” Alýnmýþtý. Görseniz; duruþu yürekler acýsý…
‘Yanlýþ anlamýþsýn,’ diyecektim; yerine, “Kim öðrettiyse sana yanlýþ öðretmiþ,” demeyi yeðledim. Daha nasýl alttan alayým! Zararýma iþliyor bendeki incelik, hoþgörü; her ne geldiyse baþýma hep iþte bu iki nedenle…”
“Beni sevmediðini aylar önce anlamýþtým,” dedi, bakýþlarý yerde. Boynu bükük.
“Duygu sömürüsü yapma. Sevmeseydim bunca yýl birlikte olur muyduk?” Düþünmeden atýldým; “Gel adýný deðiþtirelim, sürekli bende kalýrsýn. Hýý, koþuluma ne dersin? Dur, buldum bile... Çok güzel bir ad, bak! Derin anlamlý... Beðeneceksin.”
Þimþek þimþekti aþaðýlayýcý gözleri, sonra baþýný yerden kaldýrdý. Ýncitici sözler söyleyip yüreðimi kanatýrsa? Ondan uzaklaþmalýyým. Yakýnlarda oyalanacak ne var? Sýðýnmak istiyordum. Sözcükler uçuþup gitti, konuþamadým. Darmadaðýn kalmýþtým oracýkta.
“Çok ayýp!” dedi. “Herkes öz adýyla anýlmalý, öyle çaðrýlmalý.”
Görünüþe göre tepkisi hiç de korktuðum gibi olmamýþtý. “Neresi ayýp,” dedim. Özgüvenimi toparlayýp usulca ekledim, “Dahasý yalnýzca önerdim, sordum; zorlamadým ki! Üstelik adýný sanki sen kendin mi koy—”
Uyarýrcasýna sözümü kesti: “Adým deðiþirse ben ne yaparým, yaþayamam; varoluþ nedenim!” Ses tonu büyüyecek sandýðým yangýnýn söndüðü izlenimini verdi. Birden bire bu denli yumuþayabileceðini beklemiyordum. Dingindi. Nedense bu sütliman ortam beni daha da kaygýlandýrmýþtý.
“Süklüm püklüm durma öyle karþýmda,” diye takýlýnca daha da büzüldü. Oysa öfkelensin istiyordum. Numara yapýyor, yutmadýðýmý anlamalý: “Artýk bu konuyu abartma, kapat! Adýný buruþuk bir kaðýda yazýp çengelli iðneyle kundaðýna iliþtirmiþlerdi. Bir ben okudum. Söylemeseydim bilemezdin.” Sindirmiþtim. Sanýrým sözlerim yeterli oldu. Önemli bir þey söylediðimi de düþünmüyorum ya! Neyse… Üstüne gitmesem iyi olacaktý ancak dayanamadým. Son kez sýnamak istiyordum. Gülümseyerek fýsýldadým; “Çarpýcý bir ad buldum dedimdi. Bundan böyle sana—”
Önerimi korkarým ki duymadý. Salon kapýsýndan çýkmýþ olsa kesinlikle görürdüm, yüzüm oraya dönüktü. Büyük bir olasýlýkla pencereden süzülüp gitmiþ olmalý, ya da?.. Uçuþan perdede onu aradý gözlerim. Kývrýmlarýn arkasýnda mýydý, gözeneklere mi gizlenmiþti yoksa? Hýrçýnlaþarak estikçe gülkurusu, saçaklý tül þekilden þekile giriyordu.
Gitmiþti. Ýstediðim buydu ama nedense sevinemedim.
Yokluðunun tadýna ancak birkaç gün sonra vardým. Coþkundum, erinçliydim. Yýllardan sonra yine dünyalar benim olmuþtu. Etkinlikten etkinliðe koþuþturuyordum. Günleri saymak bir yana aylar unutulmuþtu. Yýllarýysa ancak doðum günlerinde, bayramdan bayrama yeni bir yýla geçiþlerde ancak ayrýmsýyordum.
Oysa þu an geriye bakýnca yalnýzca baþý sonu belli bir süre var beni kuþatan. Ýki bin yüz doksan sekiz gün… Her dakikasý, her saniyesi özlemle anýlan; gerisi boþ. Mutluluðu bir yaz gecesi yakalamýþ, bir yaz gecesi yitirmiþtim. Önemli günlere bir gün daha eklenmiþti. Ne yazýk ki kutlamak için deðil. Acýmasýz bir tufan olarak. Yer sarsýntýsý, toprak kaymasý, hortum deyin; sel baskýný, orman yangýný deyin; kara gün deyin.
Uykum kaçtý. Son günlerde sabahlamaya iyice alýþmýþým. Pencereyi açýp soluklanacaktým ki manavýn kepengi önünde kýmýldayan bir karaltý?!. Zayýflamasýna karþýn onu tanýyýverdim. Bir gün dönecek diye hep korkuyordum. Penceremi gözlüyor olmalý? ‘Gel,’ dedi sað elim kendiliðinden. Elektrik direðine yaklaþýnca donuk gözleri ýþýldadý; belki de beni gördüðü için... Emeklemekten kurtulduðu o ilk günlerin ürkek adýmlarýyla sokak kapýsýna yaklaþtý. Camý açýp eðildim. Göz göze gelmiþtik. Gülümseyiþi deðiþmemiþ. Geliþmiþ, erginleþmiþti. Oysa gittiðinde benden çok gençti?! Bu denli beklemiyordum ama hýzla olgunlaþacaðý içime doðmuþtu nedense. Þu an yaþýt gibiydik? Ya da neredeyse benden daha büyük görünüyordu.
Otomatiðe ne zaman basýp daire kapýsýný ne zaman açtým, anýmsamýyorum; salonda karþý karþýyaydýk.
“Nasýl girdin?!”
“Pencereyi kapatsan ya, esiyor.”
“Konuyu deðiþtirme!”
“Bakýyorum, tülleri yenilemiþsin.”
“Sana ne!”
“Perde savruldukça sehpadaki saksý devri—Çiçeðin yapraðý düþtü bile…”
“Sen ne anlarsýn saksýdan, çiçekten! Önce sorumu yanýtla!”
“Ben her þeyden anlarým. Sen bir an önce þu pencereyi—”
“Eserse essin! Söyle, içeriye nasýl girdin?”
“Nasýl gittimse öyle…”
“Demek yanýlmamýþým.”
“Gereksiz yere tartýþmayalým.”
“Gereksiz mi!!”
“Hem de nasýl! Aradan kaç yýl geçti, beni böyle mi karþýlayacaktýn!”
“Bana bak, bu kez oyuncaðýn olmayacaðým. Güçlüyüm. Güçlendim. Otur bakayým karþýma.”
“Oturmak mý? Oturmak ha?! Bunca aradan sonra...”
“Yorgun görünüyorsun da...”
Ne yedi, ne içti; nerede, kimlerleydi? Hiçbirini soramadým, yan odaya geçmiþti çoktan. Atmayýp dolapta sakladýðým, bende kaldýðý günlerde giydiði giysilerini bulmuþ; döndüðünde üstünü deðiþtirmiþti. Limon kolonyasý kokuyor... Soluk desenli uzun gömleði bol geliyorsa da yakýþmýþtý. Çýkardýklarýný makineye atmýþ mýdýr? Bir ara banyoya gidip baksam? Sakladýysa da bulurum. Kolonya þiþesinin kapaðýný kapatmamýþtýr. Diþlerini fýrçaladýysa, macunu da açýk býrakmýþtýr. Diþ fýrçasýný sanýrým atmadým, ordadýr.
Hiçbir þey olmamýþ gibi mutfaða gitti. Kuþkusuz, kalem kesme! makarna yapacak. Büyücek bir tencereye su koydu. Dolap kapaklarýnýn birini açýyor, birini kapatýyor. Pat… Küt… Yine ivecen, yine eli çabuk…
Buzdolabýnýn karþýsýna çökmüþ sebzeliði kurcalýyor þimdi de. Kesin, sos malzemelerini seçiyor... Oysa konuþalým istiyorum. Ne düþündüðümü anladý mý ne?! “Yemek yaparken konuþuruz,” deyip gülümsedi: “Beni özledin mi?”
“Yüzünü þeytan görsün,” dedim anýnda, “mutsuzluða giden yol senden geçiyor.”
“Beni çekemeyenlerin çýkardýðý bir söylenti bu, yaygýn bir yanlýþ; inanma.”
“Öyle ya da böyle! Benden uzak dur!”
“Yerinmen yersiz, yüklenmesene. Sen bilinçli olarak beni yeðledin, üstelik yaþamdan bir an olsun kopmadan! Beni kötüleyenler gibi deðilsin, olmayacaksýn da. Bak, göreceksin biz seninle—”
“Sakýn!.. Kala kala bir ben kaldým kendime; beni de benden soðutup alýrsan—”
“Ben varým ya…”
“Hayýr! Bil ki çok kararlýyým. Ayartamazsýn artýk, ona göre.”
“Öyle bir amacým yok, hiç olmadý.”
“Sen yok musun sen! Ama ben de çocuk deðilim.”
“Gibisin. Çocuk gibisin.”
“Nasýl?!”
“Herkesi, her þeyi bende arýyorsun. Bulamayýnca da hýrçýnlaþýp—”
“Ýþte þimdi tam saçmaladýn! Sende kim ne aramýþ, kim ne bulmuþ ki!”
“Onayla ya da onaylama. Deðinmek istemiyordum ama kýsacasý sen bende—”
“Yok artýk, daha neler!! Varlýðýndan hoþlandýðýmý sanýyorsan yanýlýyorsun. Bir ara yollarýmýz çakýþtý, hepsi bu. Giderken bana esenlik dile. Haydi! Güle güle...”
“Yine baþlamayalým. Ýsteksiz görünmeye çabalasan da beceremiyorsun. Benim sende özel bir yerim var, biliyorsun.”
“Gelmemeliydin! Korkuyorum…”
“Giderim diye mi?”
“Sevince sevildiðini sanýr senin gibileri! Beni sevdiðine de inanmýyorum ya…”
“Tek sorun adýmsa, tamam, onu da deðiþtirebilirsin. Neydi o az önce bulduðun çarpýcý ad?”
Bu güven verici ödüne çok þaþýrmýþtým; “Su kaynadý Yalnýzlýk,” diye fýsýldadým, sesimin titremesini önleyemiyordum: “Haydi makarnalarý at. Karným zil çalýyor.”
“Bana ilk kez adýmla sesleniyorsun. Deðiþtirmekten caydýn demek ki!”
“Yýllar önce denemek istediðimde köpürmüþtün oysa þimdi?..”
“Baþkasý adlandýrmaya kalkýþsaydý o an dünyayý baþýna yýkardým onun.”
“Demen o ki?.. Yoksa?.. Yoksa sen beni gerçekten?..”
“Evet…”
“Evde parmesan peyniri yok. Gittiðinden bu yana almadým.”
“Birkaç þey daha eksik ama olsun. Geç olmasaydý gider tamamlardým, boþuna çýkmayayým. Yine de bayýlacaksýn. Bu sosu geçen yýl öðrendim. Sen salona git televizyonu aç. Masaya dokunma, ben kurarým.”
“Dolapta dondurma yok. Gece uyanýp da boþuna aramayasýn.”
“Senden sonra hiç yemedim. Bir süre sonra tadýný unutup aramýyorsun bile. Üstelik sen yokken yesem de—”
“Yeterince haþlanmýþ olmalý? Süzsen…”
“Yo, daha var.”
“Sana alýþmýþým.”
“Görüyorum.”
“Ama seninle didiþmek istemiyorum. Bir koþulla: Ne olur, çizmeyi aþma.”
“Çizmeli Kedi! Çizmeli Kedi!”
“Aþtýn bile!..”
“Kasým ayý ortalarýnda okumuþtum.”
“Þýmarma, dedim ya!..”
“Ýnan, doðru söylüyorum.”
“Düzenbazlýðý demek ondan öðrendin!”
“Öyle deme; sevdiði kiþi için yapýyor.”
“Ne deðiþir ki! Yaptýklarý önemli.”
“Sekiz dakika doldu.”
“Kevgiri üst rafa kaldýrmýþtým. Süzmeden de güzel oluyor.”
“Denemedim.”
“Sol gözde olmalý… Meyve sýkacaðýnýn yanýnda… Ya da?..”
“Amma da arkalara týkýþtýrmýþsýn. Ýçinde cezveler, boþ kavanozlar… Dolabý ne güzel yerleþtirmiþtim. Çekmeceler de karmakarýþýk.”
“Ya seni arayýp sorarlarsa?”
“Ben ayarlarým.”
“Peki, niye döndün?”
“Baþýna gelenleri, o yýkýmý duydum.”
“Atma… Nasýl duyabilirsin!”
“Darmadaðýn olup, ‘Ýki bin yüz doksan sekiz yýl,’ diye yürekten haykýrmýþtýn ya—”
“Yýl mý?! Güldürme beni. Ýnsandan söz ediyoruz insandan! Ýki bin yüz doksan sekiz gündü o, gün! Baþý sonu belli bir süreçti. Yýlmýþ ha! Çizmesiz kedi. Beceriksiz kedi.”
“Alay etme, þaþýrmýþým iþte; bak küserim, gülme.”
“Dur hele… Dur… Dur… Bir yere kýpýrdama… Çok önemli. Diyelim ki mutluluðun dakikasý insanýn yaþam süresine, yaþam yýlýna eþit. Günleri dakikaya çevirip çarp bakalým kaç iki bin yüz doksan sekiz yýl edecek? Çarp… Çarp…”
“Küserim demiþtim, benimle oynama; uyandýðýnda baþ ucunda bulamayabilirsin. Bu kez gittim mi bir daha dönmem.”
“Yo, þaka deðil. Deðil!.. Ýnan, dalga geçmiyorum. Ciddiyim. Sen söylettin. Mutluluðun dakikasý… dakikasý... Ah, neydi o günler…”



Yattýðýmda gün doðmak üzereydi.
Tok karnýna çarpanlarla mý savaþacaktým bu kez! Beþ kere dokuz... Dört kere altý...
Esiyor…
Výzýldayan saçaklý perde… Gülkurusu gýdýklayýcý yel…
Þimdi kim kalkýp da salona gidecek. Varsýn açýk kalsýn. Büzülürüm olur biter.
Ayakucundan yorganým çekiliyor... Çekiliyor… Çekiliyor...
Üþüyorum.
Dudaklarým ýlýndý.
Bir seviþme, bir seviþme…



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn bireysel kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Diye Diye - 2019
Üç Yavru - "Bölüm"
... Dün...
... Çaðrý...
... O...
Onarým
Pastýrma Yazý
Onarým
Saðaltým
Hýzlý Karþýlaþtýrma

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Ýletiþim
Bilet

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Ben... [Þiir]
Unutma [Þiir]
Hayvanlarým [Þiir]
Kedi... [Þiir]
Dilek [Þiir]
The Day Of Solar Eclipse [Þiir]
Parmak [Þiir]
Gül... [Þiir]
Zorba [Þiir]
The Forbidden Apple [Þiir]


seçkin gündüz kimdir?

Yazarlar ansiklopedisi-2001 Encyclopedia of Turkish Authors-2004 Türkiye Edebiyatçýlar ve Kültür Adamlarý Ansiklopedisi-2006

Etkilendiði Yazarlar:
Yýldýzlarý Beklerken adlý ilk öyküsü Çaðrý dergisinde yer almýþtý. Diðer ürünleri Türk Dili ,Çaðdaþ Türk Dili , Damar , Ýnsancýl ,Varlýk , Yazýt , Dil Dergisi , Abece , Üçüncü Öyküler ,Gýrgýr , Bay ( Yugoslavya ) , Þafak ( Yunanistan ) , Kafdaðý


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © seçkin gündüz, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.