..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Hata! Klavye baðlý deðil. Devam etmek için F11'e basýn...
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Bireysel > Fýrat oturmak




18 Kasým 2018
Yetim (Yenilendi)  
Fýrat oturmak
Yazým yanlýþlarý için þimdiden þahsýnýzdan özürdilerim. Evet, anne kalbim delik ve nefes almakta zorlanarak yaþadým hayatým boyunca ama senin fark edemediðin bir þey vardý. Kalbimdeki o boþluðu sen ve senin kokun dolduruyordu be annem. Hani bazen sol yaným sýkýþýrdý da yanýma gelirdin ya iþte sen bana sarýlýnca senin o gül kokunu içime çekince kalbimin aðrýsý dinerdi be anne. Sana demiþtim anne senden uzakta kalýrsam dayanamam ben bunca zaman senin kokunla hayatta kaldým anne


:ADAB:
YETÝM


O akþam, bir huzursuzluk çökmüþtü geceye. Bir kenar mahallede 2 odalý gecekondularýnýn sert yataklarýnda uyumaya çalýþan Zarife ve Kadir, içlerini kemirircesine birbirlerine sormak istedikleri sorularýna, hangisi önce baþlayacak diye gözleri tavana dikili bir þekilde bekliyorlardý. Ýlk zarife söze baþlayarak;
-Bey, gene iþ bulamadýn deðil mi? Bak, çocuklarýn hali periþan, 2 gündür doðru dürüst bir lokma girmedi aðýzlarýna, bu gidiþle dayanamazlar.
Kadir de o derin ve iç sýkan nefesi, içine çekerek;
-Haným, ne yapayým elimden bir þey gelmiyor. Kimse eski bir mahkûma iþ vermiyor. Ben ister miyim çocuklarýmýn aç kalmasýný hem senin aklýna bir þey geliyorsa söyle, bu saatten sonra her þeyi yapmaya hazýrým, yeter ki bizi bu durumdan kurtaracak bir þey olsun.
Zarife, içi parçalanýrcasýna bir of çekerek;
-Bey, biz bu çocuklarýn hepsine bakamayýz. Ýnan içim yanýyor ama tek çare evlatlarýmýzdan birini yetiþtirme yurduna vermek. Yoksa bu iþin baþka yolu yok.
Kadir sinirlenerek cevap verdi:
-Delirdin mi sen haným! Benden, yavrularýmdan birini sokaða atmamý istiyorsun. Hangi insanýn vicdaný buna izin verir.
Zarife, hýçkýrýkla dolmuþ olan nefesi ile konuþmaya baþladý:
-Bey, görmüyor musun çocuklarýnýn halini, biri zaten hasta, bütün musibetler onun üzerinde… Biz býrakmasak bile o dayanamaz, yakýnda ölür. Ben ister miyim yavrumun kollarýmda ölmesini, ben bu yükü ömür boyu taþýyamam, dayanamam bey.
Dedi ve çocuklarý duymasýn diye sessizce, hýçkýrýklarla aðlamaya baþlar.
Kadir, çaresizce yavrusunun kollarýnda öldüðünün hayalini kurarken, dolan gözlerini elinin tersiyle silerek hanýmýna döndü.
-Haným, sen dayanamazsýn da peki ya ben nasýl dayanýrým bu acýya. Ben de yavrularýmýn kollarýmda ölmesini istemiyorum. Allah'ým ne olur bizi bu dertten, bu musibetten kurtar. Bir süre odaya dolan sessizlikten sonra, çaresizliðe yenik düþen Kadir, tüm gücünü toplayarak;
-Peki, haným, hangi yavrumuzu býrakacaðýz yetiþtirme yurduna?
Zarife, tüm benliðini kaptýrdýðý çaresizlikten cevap vererek;
-Bey, Fýrat çok hasta, sende biliyorsun bunca zaman zor dayandý. Hem astým hastasý hem de kalbi delik bir þekilde yaþamaya çalýþýyor. Belki onu býrakýrsak, ona daha iyi bakarlar. Belki yavrumuz iyileþir bile bey, zaten bedeni çok yorgun düþtü. Bu aralar ona bir þey olacak diye o kadar çok korkuyorum ki her an baþýndan bir yere gitmeye ürküyorum. Hem daha o, 13 yaþýnda ve bizi anlamaz, bize kýzmaz bey.
Diyerek, kor gibi yanan yüreðini susturmaya çalýþýyordu.
Kadir de yavrusunun o periþan halini gözünde canlandýrdýðýnda karýsýna kendini avutan bir umutla cevap vererek;
-Yavrumuza iyi bakarlar deðil mi haným, onu iyileþtirirler mi?
Zarife de o avuntulu umudu, içinde besleyerek;
-Tabi bey, oðlumuza orada çok iyi bakarlar, hem bizden daha iyi bakarlar.
Zarife kocasýna dönüp;
-Bey, senden son bir isteðim var.
Kadir de karýsýnýn bakýþlarýna karþýlýk vererek;
-Buyur haným, söyle.
-Bey, caným yavrum bizle 3-4 gün kalsýn ondan sonra götürürsün yurda olur mu?
Kadir de bu yapacaðý iþin piþmanlýðýný unutmak istercesine;
-Tabi haným, ne demek bol bol öpüp, koklayalým, yavrumuzu baðrýmýza basalým. Ondan sonra götürürüz.
Kadir, bir anlýk bu nefes almasýný zorlaþtýran konudan kurtulmak istercesine konuyu deðiþtirerek;
-Haným, hala sabahlarý uyandýðýnda ayaklarýn ýslak bir þekilde mi uyanýyorsun? Yoksa terlemekten ya da hastalýðýndan dolayý mý oluyor acaba?
Zarife de konunun deðiþikliðine adapte olarak:
-Delirdin mi bey, sanki evimizi sýcak tutacak bir þey var da, ayaklarým terleyiversin. Valla bir türlü anlamýyorum, sabah bir uyanýyorum ayaklarým sýrýlsýklam nedense uyurken fark etmiyorum. Uykum aðýr ya ondandýr herhalde, Dedi.
Kadir, bütün konunun sonuna varamadan günün yorgunluðuyla gözlerini kapatmýþtý.
Kocasýnýn uyumuþ olduðunu gören Zarife, bütün günün ilk tebessümüyle gözlerini yumarak uyumaya baþladý.
Ama o huzursuz gecede, uykusuzluða yenik düþmeyen biri daha vardý. Fýrat, bütün konuþulanlarý duymuþtu. Ailesinin bütün çaresizliðine içi parçalanýrcasýna þahit olmuþ ve tüm bunlara raðmen sesini çýkarmamýþtý. Farkýndaydý her þeyin ailesinin durumunun, kendi amansýz hastalýðýnýn ama elinden bir þey de gelmiyordu. Tek isteði ailesine yük olmamaktý. Gözleri dolu bir þekilde nefes almakta zorlanarak, evlerinin demir parmaklýklý, kýrýk camýndan ayýn, aðlayan yüzünü seyretmeye daldý. O gecenin soluðunda, huzursuzluk uzun bir süre kol gezeceðe benziyordu.
Sabahýn ilk ýþýklarýyla doðrulan Zarife, ayaklarýndaki ýslaklýðý fark edip yataktan kalkarak, kýrýk kulplu çekmeceyi açýp, aldýðý yarý kirli bir havluyla ayaklarýný sildi ve kendi kendine;
-Allah'ým bana sabýr ver, her sabah ayaklarým ýslanmýþ bir þekilde kalkýyorum, sanki rüyamda koþuyorum.
Dedikten sonra güne, yüzünde huzursuzlukla baþladý. Ýlk iþ olarak kocasýný kaldýrýp iþ aramaya yolladýktan sonra çocuklarýný tek tek öperek uyandýrmaya baþladý. Sýra Fýrat'a gelince onu, öperek uyandýrýp, sarýlarak kokusunu içine çekmeye baþladý.
-Hadi benim aslan oðlum, kalk bakalým, sabah oldu. Horozlar, çoktan öttü bile…
Fýrat, mahmurlaþmýþ gözlerini ovarak;
-Ama anne bizim horozumuz yok ki ötsün, dedi.
Bunu duyunca þaþýran ve üzülen anne, oðlunu güldürmek için;
-Bak ben horozum ya iþte, seni uyandýrmaya geldim. Üüüür ürü üüüür….
Dedi ve horoz taklidiyle ötmeye baþladý. Her ikisinin de yüzünü güldüren bu olay, dün gecenin huzursuzluðunu bir nebze de olsa yüreklerinden kaçýrmaya yönelik, atýlan ilk adýmdý. Geçen her saat ve her saniye, yavrusunun ellerinden kayýp gideceði korkusuyla yaþayan Zarife, oðlunun ölme korkusuyla yaþamanýn, dayanýlmaz bir acý olacaðýnýn farkýna varýyordu. Her defasýnda dün gece aldýklarý bu karardan vazgeçmek istercesine Allah'a yalvarýyor ama bu kararýn sonucunun da bütün hayatýný mahvedeceðini biliyordu. Tek çare oðlunu o yurda býrakmaktý. Oðlunun, yanýnda acý içinde ölmesinden korkuyordu, buna yüreði dayanamazdý.
Son gece aðlamaktan, çukurlarý daha da belirginleþen gökteki Ay’ýn karanlýk gölgesinde, uyumak için yataða giren Zarife ve Kadir, yarýn yapacaklarý zor iþin huzursuzluðuyla birbirlerine sýrtlarýný dönmüþlerdi. Bir þekilde kaçan uykularýnýn geri gelmesini bekliyorlardý. En sonunda Zarife dayanamayarak sýrt üstü dönüp, kocasýna kafasýný çevirerek;
-Bey, nasýl yapacaðýz bu iþi, inan kalbim sýkýþýyor, nefes almakta zorlanýyorum.
Kadir de ayný tepkiyle cevap vererek;
-Haným, vallahi ben de nasýl dayanacaðým bu acýya bilmiyorum. Sence bunu Fýrat'a söylemeli miyiz? Belki bizi anlar, bize hak verir, ne dersin?
Kuruntulu bir umutla cevap verdi Zarife;
-Beyim, Fýrat bizi anlar. Çok yufka yürekli bir çocuk, ona durumumuzu anlatýrsak bize hak verir. Belki kendi isteðiyle bile razý olabilir.
Kadir de ayný kuruntulu umuda kapýlýp heyecanla konuþmaya devam etti.
-Sanýrým haklýsýn haným, en iyisi onunla yarýn gitmeden önce konuþmak ve durumumuzu anlatmak, o bizi anlar. Hemen þimdi uyuyalým, sabah erkenden kardeþleri kalkmadan bu iþi yapalým yoksa kardeþleri býrakmaz onu.
-Doðru dedin bey, kardeþleri onu hayatta býrakmaz. Biz þimdi uyuyalým sabah seni kaldýrýrým. Hadi Allah rahatlýk versin.
Kadir de ayný tepkiyle;
-Sana da haným, dedi ve sýrtýný dönüp gözlerini uykunun esaretliðine býrakarak yumdu.
Çocuklarýyla yataklarýnýn arasýnda ince bir perde olan ve her ne kadar kýsýk sesle konuþsalar da o gece uyumayan Fýrat, tüm sözleri iþittiðinde içine çöken hüznü, aldýðý yarým nefeslerle dindirmeye çalýþýyordu. Artýk yapacak bir þey kalmamýþtý. Ailesinin tüm bu zorluklara göðüs geremediðinin anlamýþtý. Ama onun da büyük bir sýkýntýsý vardý. Annesine beslediði sevginin tarifi yoktu ve bunu da hiçbir zaman annesine söyleyemiyordu. Þimdi tek bir korkusu vardý annesin kokusunu alamadýðý bir günü nasýl yaþayacaktý. Ve üç gün önce, gece de asýlý duran huzursuz Ay’ýn bugün kendini biraz daha hissettirdiðini fark etti ve yavaþ yavaþ kara bulutlarýn onu boðazlamak için etrafýný çeviriþlerinin seyrine daldý.
Sabah doðan güneþ tüm huzursuzluðuyla buðulu bulutlarýn arasýndan kýrýk cama yansýyarak tam Zarife'nin gözlerine vuruyordu. Hiç uyanmak istemiyordu ve farkýndaydý bütün olacaklarýn. Bu ona öyle bir acý veriyordu ki her zaman yataktan kalktýðý vakti bir iki dakika daha geciktirmiþti. Ama uyanmasý gerekiyordu. Bugün bu kararýn verilmesi gerekliydi. Alýnacak her yanlýþ karar yavrusunun ölümüne sebep olabilirdi. Ve üzerinden bütün acý ve hüzün dolu yorgunluðu atarak yataktan doðruldu ve ayaklarýndaki ýslaklýðýn her zamankinden daha fazla olduðunu hissetti. Yorganý kaldýrýp ayaklarýna baktýðýnda þaþýrarak;
-Aman Allah'ým bu da ne! Sanki ayaklarým suyun içinden yeni çýkmýþ gibi sýrýlsýklam, dedi.
Ama bunu umursamayýp, hemen kocasýný kaldýrdý;
-Hadi bey, hemen bu iþi yapalým yoksa bir daha yapamayýz bunu.
Kadir de yorgun gözleriyle yataktan doðrularak, perdeyi araladý ve en köþede yatan Fýrat'a doðru uzanarak;
-Fýrat, yavrum, hadi kalk oðlum. Seninle bir þey konuþmak istiyoruz.
Gözlerini ovuþturarak uyanan Fýrat ayaða kalkarak, babasýnýn baþucuna doðru yürüdü.
-Efendim babacým, bir isteðin mi vardý.
Kadir, kendi içerisinde söyleyeceði sözlerin sonrasýnda yaratacaðý piþmanlýðý daha kelimeler aðzýndan dökülmeden acýsýný çekiyordu ve zar zor yutkunarak;
-Caným oðlum sana söylememiz gereken bir þey var. Bak oðlum, ben daha iþ bulamadým. Durumumuz gittikçe kötüleþiyor. Yakýnda kýþ gelecek ve sen de çok hastasýn, bu kýþa dayanamazsýn. Bizi anlayacaðýný biliyorum. Seni geçici olarak bir yetiþtirme yurduna býrakmalýyýz. Ýnan oðlum çok çaresizim ve elimden baþka bir þey gelmiyor.
Fýrat sessizce babasýný dinleyerek eðdiði baþýný kaldýrarak;
-Baba, biliyorum, size yük olduðumun farkýndayým. Ben istemezdim böyle olmasýný ama siz beni býrakýrsanýz geri alamazsýnýz. Hem sizin de bilmediðiniz bir þey var. Ben, sizden uzakta dayanamam.
Bu sözleri duyan Zarife ve Kadir gözyaþlarýný tutamayarak, hýçkýrýklarla;
-Aslan evladým, biz de dayanamayýz senin yokluðuna ama ne olur anla bizi. Senin kollarýmýzda öldüðünü görmek istemiyoruz. Bu acýyla hangi anne baba yaþayabilir? Hem orada sana, bizden daha iyi bakacaklarýndan eminim.
Tüm bu sözlere dayanmayan Zarife konuþamýyordu. Sadece kafasýný çevirip oðlunun gözyaþlarýndan sakýnmaya çalýþýyordu.
Fýrat, artýk annesinin aðlamalarýna dayanamayýp son gücünü toplayarak;
-Peki, baba, nasýl istersen... Son bir defa kardeþlerime veda edebilir miyim?
Kadir, bu masum isteði acýlý bir þekilde baþýyla onayladýktan sonra cevap vererek;
-Tamam oðlum, ama onlarý uyandýrmadan öp. Annen çantaný hazýrladý. Daha sonra yola çýkmalýyýz.
Fýrat, çantasýnýn bile hazýr olduðunu duyunca, yüreðinde katlanan acýnýn hissini belli etmemek için kardeþlerinin baþucuna tek tek çömelerek yanaklarýndan ve alnýndan öperek, ayaða kalktý.
Babasýnýn sessiz bir þekilde seslenmesiyle;
-Hadi oðlum, annenle de vedalaþ, sonra hemen gidelim, kardeþlerin uyanmadan.
Ýþte, Fýrat için en zor anlardan biriydi. Yaþam kaynaðýndan ayrýlmak, biricik annesinden ayrýlmak onu o kadar çok üzüyordu ki annesine, aðladýðýný göstermemek için gözyaþlarýyla bir savaþa giriþmiþti sanki…
Yavaþ yavaþ aðýr adýmlarla ondan ayrýlmamak istercesine, annesinin yanýna doðru yürüyordu. Zarife, sanki tüm suçluluðunun piþmanlýðýyla hareket bile edemeden sadece aðlýyordu. Fýrat, kafasýný kaldýrýp annesine bakarak;
-Anne, bana sarýlmayacak mýsýn? Son bir defa öpüp koklamayacak mýsýn?
Zarife, bu sözleri iþittiðinde bedenine diz çöktüren çaresizlikle, yere kapaklandý ve oðluna sarýlarak onu koklayarak, tüm yüzünü öpmeye baþladý.
Kafasýný kaldýrýp yavrusuna baktýðýnda son söz olarak;
-Affet beni oðlum, diyebildi.
Fýrat hala gözyaþlarýný tutuyordu ve annesine son olarak;
-Caným anacým, ayaklarýný öpebilir miyim? Dedi.
Bunu duyan anne, oðlunun son isteðini kýrmamak için ayaða sessizce gözyaþlarýyla kalktý ve tüm bunlarý kapýdan çaresizce izleyen Kadir, gözyaþlarýna engel olamadý.
Fýrat, yavaþça dizlerinin üstüne çöktü ve annesin çatlamýþ ayaklarýný son bir kez avuçlarýnýn içine alýp öpmeye baþladý. Aðlamamak için zorla tuttuðu gözyaþlarýndan bir-iki damla annesinin ayaklarýna düþtü. Ve daha fazla dayanamayacaðýný anlayan Fýrat, hemen ayaða kalkarak hýzla kapýya doðru koþup babasýnýn elini tuttuktan sonra dýþarý çýktýlar.
Yolda bir süre konuþmadýlar ama Kadir bir cesaretle söze baþlayarak;
-Oðlum, seni kapýya býrakacaðým, içeri kadar gelemem. Sana sorduklarýnda ailem yok, öldü diyeceksin. Yoksa seni almazlar. Tamam, deðil mi caným yavrum?
Fýrat, sessizliðin hapsolduðu bedeninden sadece;
-Tamam, baba diyebildi.
Yetiþtirme yurdunun kapýsýn önüne geldiklerinde Kadir, oðlunu son kez karþýsýna alýp;
-Oðlum, ne olur bizi affet, her þeyi senin iyiliðin için yapýyoruz.
Dedi ve ayaða kalkarak arkasýna bakmadan yürüdü eðer arkasýna dönüp baksa yanlýþ kararlar alacaðýný biliyordu. Bunun korkusuyla köþeyi dönene kadar arkasýna dönüp bakamadý. Fýrat, tutmakta zorlandýðý gözyaþlarýna daha fazla engel olamadý ve hýçkýrýklarla aðlamaya baþladý. Ama babasý çoktan yolun sonunda ki köþeyi dönmüþtü bile…
Bahçede dolaþan hasta bakýcý kadýn, yurdun kapýsýndaki aðlama sesini duyunca kapýya doðru yöneldi ve kapýnýn önüne geldiðinde zayýf bedeni ve kahverengi gözleriyle aðlayan çocuðu görünce hemen yanýna yaklaþýp;
-Neden aðlýyorsun yavrum, annen baban nerde, kimin kimsen yok mu, yoksa kayboldun mu?
Tüm bu sorulara cevap vermeyen Fýrat, sadece kafasýný yukarý aþaðý doðru sallýyordu.
Aðlayan çocuða dayanamayan kadýn, Fýrat'a sarýlýp;
-Hadi içeri gel yavrum, seni müdüre haným ile tanýþtýrayým. Sanýrým sen de burada kalacaksýn. Ah, benim bahtsýz yavrum.
Bakýcý kadýnýn elinden tutmasýyla içeri giren Fýrat, uzun bir koridordan geçtikten sonra büyük bir kapýdan içeri, bakýcýnýn kapýyý çalmasýyla girdi ve bakýcý kadýn söze baþlayarak;
-Müdüre haným bu çocuðu kapýnýn önünde aðlarken buldum, sanýrým kimsesi yok, ne yapalým, dedi.
Gözlüðünün arkasýndan zayýf bedenli çocuðu gözleriyle süzdükten sonra;
-Senin, annen baban yok mu yavrum.
Ayný sessizlikle baþýný hayýr anlamýnda saða sola sallayan Fýrat tekrar baþýný eðdi.
Müdüre haným normal bir yetim olayý olduðunu düþündüðü için hasta bakýcýya doðru kafasýný çevirip;
-Anlaþýldý sanýrým, bir gariban daha, al bu çocuðu 213 no'lu odaya yerleþtir.
-Tamam, müdüre haným.
Dedi ve Fýrat'ýn elinden tekrardan tutup kapýdan dýþarý çýktýlar.
213 numaralý odaya geldiklerinde kapýdan içeri adýmýný atan Fýrat, odanýn kasvetli havasýndan daha kötüsüne alýþýk olduðu için hastalýðý sayesinde nefes alýþlarýný kýsabiliyordu. Ama þu an aklýndan bu geceyi nasýl geçireceðinin endiþeyle geçiriyordu. Çok zor olacaktý acaba dayanabilecek miydi? Annesinden uzakta, onun kokusunu alamadan kaç gün yaþayabilecekti.
Yataðýný hazýrladýktan sonra þefkat dolu bakýþlarla çocuða bakýp sonra da dýþarý çýkan hasta bakýcý kadýn, kapýyý kilitleyerek uzun koridorda ses çýkaran topuklarýyla uzaklaþmaya baþladý.
Odada yalnýz kalan Fýrat, gecenin sessizliðine kendi sessizliðiyle arkadaþlýk ediyordu. Demir parmaklýklý camýn önüne gelip gecede, soluksuzca nefes almadan duran parlak Ay’a bakýyor ve bugünü geçirebilse bile yarýn öleceðinin kesinlikle farkýndaydý. Uyuyamýyordu bu onun ailesinden sakladýðý hastalýklardan biriydi ne yapsa ne etse uyuyamýyordu ona göre uyumak þanslý insanlarýn iþiydi. Ama bu onda hastalýktan baþka bir þey deðildi. Hele ki insan acý çekiyorsa ve bu acýsýný unutmak için uyuyorsa ona göre insanlar dünyanýn en þanslý insanýydý. Ne yazýk ki Fýrat uyuyamýyordu hem acý çekiyor ama teselli aramak için uyumak istediðinde bir türlü uyuyamýyordu. Bu dünyanýn en dayanýlmaz þeyiydi. Ailesinin bunu öðrenmemesi için onlar uyanmadan önce uyuma numarasý yapmak, yýlardýr kendisine yaptýðý en büyük eziyet olmalýydý. Ve bu gece de yarýn öleceðinin bilinciyle sandalyesini güçsüz kollarýyla alýp camýn önüne getirdi ve sandalyeye oturup Ayýn karanlýk yüzünün güneþe hasretiyle çektiði acýlarýnýn yüzünde oluþan çukurluklarý izlemeye baþladý.
Ayný ayýn altýnda yataklarýnda uyumaya çalýþan Zarife ve Kadir geçirdikleri acý dolu þokun etkisinde sessizce aðlýyorlardý.
Zarife: ben yavrumu özledim bey, nasýl dayanacaðýz bu acýya
Kadir: ben de özledim haným ama onun için en iyisi en hayýrlýsý bu baþka çaremiz yoktu iþte ben daha fazla konuþamýyorum haným kusura bakma.
Kocasýnýn üzüntüsüne dayanamayan zarife susarak arkasýný döndü ve Fýrat'ýn kalan son elbisesini yorganýn altýndan çýkararak koklamaya baþladý. O gece tüm sessizliðiyle odayý kaplamaya baþlamýþtý bile ve sanýrým o gece hiç bitmeyecekti.
Ertesi gün Fýrat'ý uyandýrmak için odasýnýn kilidini çevirip içeri giren kadýn uyanmýþ olduðunu görünce;
Hadi gel yavrum kahvaltý için yemekhaneye gidelim diyerek Fýrat'ýn elinden tutup aþaðý yemekhaneye indiler. Yemekhaneden içeri giren Fýrat onun gibi birçok yetim çocuklarý görünce içinden geçirerek;
Sanýrým dünya da ki tek yetim ben deðilim bu kadar yetim çocuðun olduðu bir dünyada hayatýn adaletsizliðine gözleriyle bir kez daha þahit olmuþtu.
Kahvaltýya oturduðunda hayatý boyunca görmediði bütün her þey bu masadaydý. Gözleri parlayarak iþtahla yemeye baþladýðýnda sanki ilk defa gözlerinin içinin güldüðünü hatýrlamýþtý. Kahvaltýdan sonra oyun oynamak için bahçeye çýkan çocuklarý görünce o kalkýp yukarý odasýna çýktý ve onlarý pencereden izlemeye baþladý. Tüm yaþadýklarýna raðmen nasýl bu kadar mutlu olabiliyorlardý bu insanlar. Aklý bir türlü almýyordu.
Benim geçerli bir nedenim vardý. Ailemin baþka çaresi yoktu. Peki ya bu çocuklarýn ailesi neden yetim býrakmýþtý bu zavallýcýklarý…
Acaba bu çocuklarýnda mý, amansýz hastalýklarý vardý da aileleri onlarý bu yere istemeyerek mi mahkûm etmiþlerdi. Eminim ki onlar da istememiþtir böyle olmasýný çünkü onlar masumlar ve dünyanýn en zararsýz insanlarý, yetimlerdir.
Diye düþünürken, günün geri kalanýný yataðýnda geçirdikten sonra ayaða kalkýp, cama doðru yaklaþtý. Gündüzün, yerini geceye býrakmasýný izledi ve bu gecenin yarýnýna, sað çýkamayacaðýný hatýrladý.
Hasta bakýcýnýn odasýna girmesiyle arkasýný dönüp ona baktý ve bakýcýnýn ne dediðini anlamaya çalýþýyordu, kadýn kapýnýn önünde;
- Yavrum bir isteðin var mý benden? Dedi.
Umutsuzca, çocuðun cevap vermeyeceðini bilmesine raðmen yine de sormuþtu.
Kadýnýn þefkat dolu yüzüne bakan Fýrat, kulaða kýsýk bir ses gibi gelen ince bir tonla þunu söyleyebildi.
-Acaba bana bir kâðýt, bir kalem, bir de zarf verebilir misiniz? Dedi.
Çocuðun ilk defa konuþmasýyla þaþýran kadýn bu isteðe anlam verememiþ bir þekilde cevap vererek;
-Tabi hemen getiririm. Az biraz bekle olur mu? Diyerek, odadan çýktý.
Az sonra geri döndüðünde elindeki malzemeleri Fýrat’a doðru uzattý ve
-Baþka bir isteðin var mý yavrum? Diye sordu.
Fýrat, yine eski sessizliðine gömülerek kafasýný, hayýr anlamýnda saða sola salladý.
Aldýðý cevap ile umutsuzluða düþen kadýn geriye döndü ve kapýdan dýþarý çýktý. Yine güvenlik amacýyla her zaman ki gibi alýþkanlýk edindiði þekilde kapýyý kilitledi ve oradan uzaklaþtý.
Fýrat, artýk yalnýz kalmýþtý. Ve biliyordu ki sabaha, annesinin onu uyandýrdýðý o huzur dolu kucaklamalarla eskisi gibi uyanamayacaktý. Onsuz geçen bugünü bile þans eseri bir mucizeyle geçirebilmiþti. Dün geceden beri olduðu yerde duran, o buðulu pencerenin önündeki sandalyeye oturdu. Ay’ ýn, parlak yüzüyle aydýnlattýðý masasýnda son satýrlarýný yazmaya baþladý. Elleri titriyordu. O gece, sinsi bir soðukluk vardý. Bu sinsilik geceden süzülüp odaya sýzýyordu. Yavaþ yavaþ bedeninin zayýfladýðýný hissediyordu. Gece yarýsýna bir kaç saat kaldýðýný solundaki duvara asýlý, kýrýk camlý saatten fark etmiþti. Mektubu kýrýk bir el yazsýyla zar zor 1. sýnýfýndan kalma bilgilerle hatýrladýðý kelimelerle bitirmeye çalýþýyordu. Son satýrlarýný yazarken bu mektubun ailesine saðlam bir þekilde ulaþmasýný içtenlikle yüreðinden dilemekten baþka bir þey gelmiyordu elinden, mektubu bitirdiði anda kalemini, kâðýdýn yanýna býrakýp kafasýný kaldýrdý ve son bakýþlarý olduðunu bilerek ayý gözleriyle süzmeye baþladý. O an da gözlerinden tutamadýðý gözyaþlarý mektubun üzerine damladý. Titreyen elleriyle kâðýdý kaldýrýp katladý ve mektubu zarfa koydu zarfýn üzerine müdüre haným lütfen bu mektubu aileme verin adres zarfýn arkasýnda yazýlý sizden son isteðimdir diye yazýp zarfýn aðzýný kapattýktan sonra masanýn üstüne koydu. Yorgun bedeni aðýrlaþmaya baþlamýþtý. Ve ilk defa uykusu geliyordu uzun yýllar sonra ilk defa uyuyacaktý Fýrat ama bu uykudan kalkamayacaðýný çok iyi biliyordu. Ayýn yýpranmýþ yorgun yüzüne son kez baktý ve kara bulutlarýn etrafýný sarýþýnýn bu sefer boðmak için deðil öldürmek için geldiklerini anlamýþtý gece hiç bu kadar acýmasýz deðildi diye düþündü. Ve gökyüzü Fýrat için son kez aðlamaya baþlamýþtý. Kafasýný masanýn üzerine koydu çok uykusu geliyordu sonsuzluða gözlerini ilk defa uyuyarak yumdu. Bu derin uykudan bir daha uyanamayacaktý. Gökyüzü o gece sabaha kadar aðladý. Ayýn parlak ýþýðý artýk eskisi gibi Fýrat'ýn varlýðýyla olduðu gibi aydýnlatmayacaktý geceyi ve gece sessizce Fýrat'ý alýp götürdüðü gibi buðulu günýþýklarýnýn iþkencelerine dayanamayýp yavaþ yavaþ ölüyordu. Güneþ her zamanki gibi ýþýltýsýyla doðmamýþtý aslýnda o gün güneþ utandý çýkamadý gökyüzüne hep kara bulutlarýn ardýna saklandý. Zenginlik zenginliðinden fakirlik fakirliðinden insanlýksa varlýðýndan utandý.
Koridorda çocuklarý uyandýrmak için tek tek kilitli kapýlarýný açarak ilerleyen hasta bakýcý kadýn Fýrat'ýn odasýnýn önüne geldiðinde içi de oluþan huzursuzlukla kapýyý açtý. Ýçeri girdiðinde havada ki acýyý, korkuyu ve ölümü hissedebiliyordu. Masanýn baþýnda Fýrat'ý görünce uyuduðunu zannedip masaya yaklaþtý. Attýðý her adým biraz sonra koridorlarda yankýlanacak acý çýðlýklara doðru yaklaþtýrýyordu onu. Fýrat'ýn cansýz bedenine dokunarak;
-Yavrum hadi kalk sabah oldu. Neden burada masanýn baþýnda yattýn ki caným evladým dedi.
Fýrat'ýn bedeninden ses çýkmayýnca irkilen kadýn daha fazla dürttüðünde Fýrat'ýn ölmüþ olduðunu anlamasýyla acý dolu gözyaþlarýyla çýðlýk atarak baðýrmaya baþladý ve masanýn üzerinde ki zarfý görünce eline alýp koridorlarda müdüre hanýmýn odasýna doðru hýçkýrýklarla koþmaya baþladý. Müdüre hanýmýn odasýna geldiðinde kapýdan içeri bir hýþýmla girerek;
-Müdüre haným 2 gün önce gelen yetim çocuk odasýnda masanýn baþýnda ölmüþ. Bu zarfý da size býrakmýþ.
Büyük bir þok geçirerek þaþýran kadýn aceleyle mektubu aldý ve üzerindeki yazýyý seslice okuyarak;

Müdüre haným lütfen bu mektubu aileme verin adres zarfýn arkasýnda yazýlý sizden son isteðimdir.
Mektubu okuduktan sonra gözyaþlarýný tutamayan kadýn olduðu gibi koltuðuna çökerek sessizce aðlamaya baþladý. Yetim çocuðun son isteðini yerine getirmek için zarfýn üzerinde yazýlý olan adrese gitmek üzere yola çýktý. Arabasýyla bir sokaða girdiðinde arabadan inip etrafa göz gezdirmeye baþladý. Geldiði yer tam bir harabeyi andýrýyordu. Buralarda bir insanýn yaþamasý imkânsýzdý. Ama adrese baktýðýnda gösterilen evin numarasý tam karþýsýndaydý. Kapýnýn önüne geldiðinde eski tahta kapýya vurarak beklemeye baþladý. Kapýyý açan zarifeydi. Karþýsýndaki þýk giyinimli bayaný görünce þaþýrarak;
Buyurun hanýmým kime bakmýþtýnýz dedi.
Müdüre haným dolan gözleriyle aðlamamak için kendini zorla tutup;
Ýzninizle içeri gelebilir miyim?
Zarife'nin þaþkýnlýðý devam edercesine;
Tabi buyurun gelin ama içerisi biraz daðýnýktýr kusurumuza bakmayýn.
Ýçeri giren müdüre haným içi dýþýndan da harap olan evi görünce aðlamaya baþladý. Kadir ve 3 çocuðu oturduklarý yerden þaþkýnlýkla kalkarak eve gelen bu yabancý misafire baktýlar. Kadir bu olaya anlam vermek istercesine kadýna bakýp;
Haným efendi ne oldu neden aðlýyorsunuz?
Müdüre haným gözyaþlarýyla kafasýný eðerek elinde olan mektubu Kadir'e uzattý.
Büyük þaþkýnlýkla bütün olanlara anlam vermeye çalýþan Zarife ve Kadir kadýnýn elinde ki mektubu eline alan Kadir ile daha da karmaþýklaþýyordu. Zarfý aðýr hareketlerle açan Kadir mahkûm olduðu yýllar da öðrendiði yarým okuma – yazmayla mektubu eline alýp okumaya baþladý.
Caným annecim, babacým ve kardeþlerim
Bu mektubu okuyorsunuz ya iþte ben sizi cennetten izliyorum. Sakýn aðlamayýn ne olur. Anne sen hiç aðlama olur mu ben senin aðlamana kýyamam, dayanamam. Sizden sakladýðým baþka rahatsýzlýklarým vardý ne olur size söylemediðim için kýzmayýn bana. Evet, anne kalbim delik ve nefes almakta zorlanarak yaþadým hayatým boyunca ama senin fark edemediðin bir þey vardý. Kalbimdeki o boþluðu sen ve senin kokun dolduruyordu be annem. Hani bazen sol yaným sýkýþýrdý da yanýma gelirdin ya iþte sen bana sarýlýnca senin o gül kokunu içime çekince kalbimin aðrýsý dinerdi be anne. Sana demiþtim anne senden uzakta kalýrsam dayanamam ben bunca zaman senin kokunla hayatta kaldým anne. Ama sana kýzmýyorum anne bu hayatýn bize oynadýðý bir oyundu iþte. Ama sanýrým oyun bitti anne. Bu arada sana bir þey söylemem gerek anne hani sen her sabah uyanýnca ayaklarýn ýslak uyanýrdýn ya iþte onlar benim gözyaþlarýmdý anne. Kusura bakma annecim istemezdim böyle olsun, uyuyamýyordum iþte bu da hastalýðýmýn bir parçasýydý sanýrým. Ama senin o gül kokulu, cennet kokulu ayaklarýný öpmek benim yaþama umudumdu. Ýþte ben bunca zaman böyle yaþadým anne. Özür dilerim seni býraktýðým için, tek korkum senden uzak kalmamdý. Fakat farkýndaydým biliyordum her þeyi babamýn iþ bulamayýþýný, kardeþlerimin açlýktan ölmesinden korktuðunuzu, ama ben karným tokta yaþayabilirdim anne yeter ki sadece sen yanýmda ol istedim. Son gece o kadar çok aðladým ki baþucunda ayaklarýný öptüm, kokladým ve biliyordum bu yapacaðým son þey olacaktý. Onun için çok öptüm anne ayaklarýnýn üstüne çok gözyaþý döktüm. Affet beni anne ne olur beni affet senden ayrý kaldýðým ilk gece bedenim, ruhum yokluðuna zor dayandý. Ben dayanmayý çok istedim anne sizin ve senin için ama daha fazla yapamadým iþte dayanamadým yokluðuna ve þu an seni izliyorum anne seni hep bekleyeceðim. Caným annem senden uzakta senin için atan kalbimi yüreðinin derinliklerinde hissedebiliyor musun ben çok hissediyorum anne. Bu öyle bir his ki ruhumun, bedenimden ayrýlmasýndan daha acý verici... Her an kalbimin durma korkusuyla yaþamak, seni içimde öldürmek o kadar korkutucu ki; yaþamayý göze alabilmek, gecenin ýssýz karanlýklarýnda kaybolmak gibi... Yüreðimde, atan senin tek aydýnlýðým olmasý gibi ve tüm bu zorluklara, tüm acýya raðmen ruhumun sana ait olduðunu bilmem gibi. Ben bu dünyaya beni yaþamak için deðil anne içimdeki seni yaþatmak için geldim. Gözümde zerre kadar deðeri olmayan ölümün bile sadece seni yaþatmasý kadar hayat verici bir þey ben gözümü senle açtým bu dünyaya anne senle kapatmak isterim en acýyý senden uzakta yaþadým mutluluðu senle tatmak isterim ben zorluðu senden uzakta öðrendim anne kolaylýðý senle yaþamak isterim. ANNE BEN SENLE DOÐDUM SENLE ÖLMEK ÝSTERÝM. Ama olmadý anne benim için yas tut yas tut ki insanlýk utansýn, zenginlik utansýn. Ben fakirdim anne ama herkesin sahip olduðundan daha fazlasýyla bir þeye sahiptim. Sana annem senin gül kokuna sahiptim. Sana kýzmýyorum anne kokunu benden aldýðýn için mecburdun biliyordum. Seni çok seviyorum anne hakkýný helal et senin o mis kokundan, cennet nurunun sinmiþ ayaklarýndan öperim ben ölüyorum anne.
Mektubun bitmesiyle çaresizliðin yaslandýðý duvarlar acý ve feryat dolu gözyaþlarý ile yakarýþlarýn sarýlmasýyla gecekondunun içerisinde sonsuza kadar hapsoldu
FIRAT OTURMAK.

.Eleþtiriler & Yorumlar

:: güzel
Gönderen: Gülcan Aksoy / , Türkiye
28 Haziran 2021
Masal okuyorum sandým ve sonuna kadar sürüklendim. Güzel. Ama çok eksiklerin var. Þiir yazýyormuþsun, sanýrým ilk düz yazýn. Yolun açýk olsun Fýrat.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Þiir Kokan Yufka Yürekli Ýnsanlar (Lütfen Okuyunuz - Desteðinizi Bekliyorum) [Þiir]
Yasak Hüzünlerin Efendisi [Þiir]
Ýnce Bir Düþ Sýzýsý [Þiir]
Anlamý Yok (Yitik) [Þiir]
Garip Bir Yol [Þiir]
Sahi Bir Kuþu Kirpiklerine Nasýl Taktýn Anne (Lütfen Destek Verir Misiniz) [Þiir]
Bil Ýsterim [Þiir]
Sana Bir Þiir Yazmalýyým [Þiir]
Özlemek mi? Sanmýyorum [Þiir]
Demem O ki Zelda! Sensizliðin Bir Þeyi Yok [Þiir]


Fýrat oturmak kimdir?

Sadece gariban yüreðime sýðýnmýþ þair bir adamým

Etkilendiði Yazarlar:
Kafka dostoyevski victor hugo


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Fýrat oturmak, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.