Mektubum sanýrým fazla uzun oldu, çünkü daha kýsa yazmak için yeterince vaktim yoktu. -Pascal |
|
||||||||||
|
Bu makaleyi yayýnlayan ve okuyan herkes bizi maruz görsün. Bir toplum ve ülkede kadýnlarýn öldürülmesi demek, ilk düþünceyi icat eden insanýn yok olmasý anlama geldiðinden ötürü yüreðimiz kan aðlýyor. Biliyorum yayýn ilkelerini ve insani kurallarý biraz zorlayan bir dille yazdým. Çünkü kadýn ve insanlýk düþmaný alçaklar baþka türlü anlamýyorlar! Ýstisnalarý aþýp terör halini almýþ kadýn katliamlarýný durdurmayan bir devlet, ya yok demektir veya bilinçli olarak bu suçu teþvik ediyordur. Bunun baþka türlü tarifini yapmak düpedüz kadýn katillerine destek olmaktýr. Devlet demek toplumu en uygun þekilde yönetme gücü ve iradesi olandýr. Yönetme iradesini gösteremeyenlerde birazcýk insanlýk kýrýntýsý olsaydý, ya özür dileyerek görevi býrakýrlardý ya da defolup giderlerdi. Her gün ana ve bacýlarýmýzýn katledilmesini içimiz yanarak izlemek bizi insanlýðýmýzdan utandýrýyor. Ancak mevcut devlet yönetimi, adeta bu olaylardan mutluluk duyar gibi kýlýný kýpýrdatmamasý veya göstermelik tedbirler almasý, ki bu da onun kötü niyetli olduðunu ortaya koymaya yetiyor. Her canýnýn istediði kanunu bir gecede çýkarýp yasalaþtýran meclis, hayati öneme sahip böyle bir olayda gerekeni yapmamasý, suç ortaklýðý deðilse nedir? Buna raðmen güçlü vatan, din devlet, bayrak þarlatanlýðý yapýp katliamlara seyirci kalmak, suçluluklarýnýn en büyük kanýtýdýr. Devrimciler, emekçiler, yakýnlarý faili belli olaylarda öldürülmüþ anneler ve insan haklarý aktivistlerine karþý, onlarýn yüz katý oraya asker polis yýðýp, bu insanlara canavarca saldýrtan devlet güçleri, kadýn katliamlarýnda neredeler? Ayný devlet kadýnlarý öldüren ve her türlü namussuzluða bulaþmýþ suç makinesi erkeklere ceza vermek yerine, iyi halle onlarý serbest býrakmasý, devletin en büyük suçlu olduðunu gösterir. Daða, taþa, köylere ve bölgeye bombalar yaðdýran devlet yönetimi, kadýnlar öldürülürken hangi yolsuzluk ve çirkin pazarlýklarla meþguldür acaba? Her açýdan kadýnlarý korumayan bir devletin, dünya ve insanlýk yüzüne bakmamasý gerekir. Fakat onurun olmadýðý bir devlet anlayýþýnda, bu sorun da teþkil etmez. Sürekli sayýlarý artan erkek katillerin bilinçaltý psikolojisi ve devletin bundaki ortaklýðýnýn, metafizik kapitalist açýdan diyalektik baðý özet olarak þu þekildedir. Ýnsan beynindeki milyarlarca nöronun varlýðý, bunlarýn birbiriyle karmaþýk çok yönlü senfoni orkestrasý gibi hareket etmesi, insaný diðer tüm canlýlardan hem olumlu hem de olumsuz açýdan tamamen farklý kýlmaktadýr. Ýnsandaki bu özelliðe uygun olmayan eðitim, yönetim ve maddi varlýklarýn paylaþýmýndaki ahlaksýzlýk, insanýn canavar duygusunu her zaman yükseltmektedir. Bu canavar psikolojinin þekillenmesinde maddi ve manevi iki temel yapý etkili olur. Birisi din, diðeriyse dine paralel yapýlan devlet anayasasýdýr. Özellikle Müslüman ve Afrika ülkelerindeki din ve anayasalarda kadýnlar, ya tamamen yok sayýlmakta ya da haklarý göstermeliktir. Çoðu devlet yönetimleri; insanlar arasýnda yaþanan her türlü anormalliklerin oluþumunu, bilinçli olarak doðalmýþ gibi gösterip þu noktalara dayandýrarak meþru ve resmiyet kazandýrýyorlar. Birinci nokta; inandýklarý Tanrý ve dinlerin her insana farklý hak ve varlýk sahibi olmayý nasip ettiði. Ýkincisi, zekâ ve askeri (Katliamcý) gücünü kullanarak topluma hâkimiyet saðlamakla birlikte, sýnýrsýzca elde edilen maddi ve manevi gücün doðal olduðuna inanýlmasýdýr. Cahil býrakýlan toplumsal çoðunluk bunlara kanýp birbirini yerken, doyumsuz alçaklarý takip etmekten kendilerini alamazlar. Ýslam ülkelerinin hepsinde, Þeriat veya medeni kanunlar inandýklarý dinin kutsallýðýna göre þekillendirilmiþtir. Dine inanan yönetimler, dinin kutsallýðýna biçtiði ölçüye göre toplumu eðitip yetiþtirirler. Maddi ve manevi her þeyi büyük oranda din belirleyip, bireyler böylece tüm faaliyetlerinin “Tanrý emri” olduðuna inanarak, kadýný aþaðýlamaktan en ufak bir sakýnca görmezler. Bilindiði gibi tek tanrýlý üç din, Adem ve Havva masalýyla en büyük kadýn düþmanýdýrlar. Bu düþmanlýk Ýslam'da daha yüksek seviyeye çýkarýlmýþ olup, kadýný hayvandan aþaðý varlýk þeklinde tanýmlayýp, “erkeðin her istediðini yapmaya mecburdur.” der. Ýslam'a inanan erkelerin çoðunluðu, toplum ve aile içerisindeki þerefi (Þerefsizliði) elinin altýndaki kadýna hükmederek bunu kazanacaðýna inanmaktadýr. Bir kadýn, kocasýnýn düþünce ve yaþam þekline karþý çýkmasý ya da onu terk etmesi durumunda, Müslüman erkeðin þerefsizliði adeta tavan yapar. Çünkü Ýslam kültürüyle büyümüþ bir erkeði karýsýnýn terk etmesi, onun toplumda ölmesi þeklinde kalýplaþtýrýlmýþtýr. Bunu kendine yediremeyen karakter yoksunu erkek, her türlü saldýrý, katliam ve cezalandýrmayý Tanrý emri ve erkeðin doðal hakký olarak görür. Ekonomik, siyasi sorunlar, devletin Ýslami erkek zihniyet politikalarý da buna eklendiðinde, Müslüman erkek tamamen bitmiþ demektir. Kiþiliði bitmiþ erkek karýsýný, sevgilisini, kýz kardeþini ve anasýný öldürerek namus sahibi olduðunu Tanrý, din, devlet emri olarak öðrenmiþtir. Halbuki namusu kadýnda ve iki bacak arasýnda görmek, dünyanýn en büyük namussuzluðudur. Bunu Müslüman ülkelerde meþrulaþtýran mantýk Allah, din, devlet ve çevre tarafýndan resmi, gayri resmi onaylanmasýdýr. Türkiye gibi toplumlarda kadýn katliamlarý baþta olmak üzere diðer tüm sosyal, siyasal ve maddi çatýþmalarýn temelindeki diyalektik gerçeklik bu çerçevede olduðundan, kadýný önce Allah, sonra Ýslam dini, devlet ve en sonunda kocasý hep birlikte öldürüyorlar. Yaþanan insanlýk dýþý bu olaylarý sadece katil erkeklere yükleyerek açýklamak, devletin ve dinin suçunu örtmektir. Þu nokta çok iyi bilinmelidir ki, baþta devlet sonra tüm toplum suçludur. Ýslami kurnaz tüccarlýk yapýlarak kimse katliamlardan kendisini temize çýkarmaya kalkýþmasýn. Tüm yaþanan alçaklýklarý hem teþvik eden hem de önleyecek tek güç devlet yönetimidir. Ancak toplumun hep birlikte devlet yönetimini samimiyet, ciddiyet ve þerefli olmaya zorlamalýdýr. Birlikte hareket edilmediði sürece, her þeyi Tanrý'nýn kutsallýðýna baðlayan imanlý devlet yönetimleri, daha çok kadýnýn öldürülmesini teþvik edeceðini aklýmýzdan çýkarmamalýyýz. 1. Kaynaklar : NTV 2019 yýlýnýn aðustos ayýnda 49 kadýn öldürüldü Emine Bulut'un kýzýnýn gözleri önünde öldürülmesinin büyük yanký uyandýrdýðý bu ay 49 kadýnýn cinayete kurban gittiði açýklandý. Haziran'da bu rakam 40, temmuz ayýnda ise 31'di. Kadýn cinayetlerini bitirmek için çözüm yollarý aranýrken Ýstanbul Sözleþmesi de bu ay sýk sýk gündeme geldi. 2.Kaynak : Evrensel Gazetesi 2019 Aðustos Kadýn Cinayeti Raporu: 49 kadýn erkekler tarafýndan öldürüldü Geçen ay 49 kadýn erkekler tarafýndan öldürüldü. Cinsel þiddet ve çocuk istismarlarý da devam ediyor. Cemal Zöngür
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Cemal Zöngür, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |