..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Dilerim, tüm yaþamýnýz boyunca yaþarsýnýz. -Swift
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Roman > Görüþ ve Eleþtiriler > Aysel AKSÜMER




2 Ocak 2021
Kör Baykuþ  
Aysel AKSÜMER
Mutlaka okunmasý gereken romanlardan biri Kör Baykuþ, Hacimce az olduðuna bakmayýn oldukça aðýr bir eser. Yazarý Sadýk Hidayet'e ve çevirisini yapan Behçet Necatigil'e edebiyata kazandýrdýklarý için minnet ve þükran duygularýmla.


:BHDJ:


     “Kör Baykuþ” kitabý ile tanýþmam doðum günüme rastlar. Öncelikle, deðerli Matematik Öðretmeni Sibel AYDIN’a bu güzel eseri kitaplýðýma ve ruhuma kattýðý için teþekkürlerimi sunuyorum. Böylesi kült bir romanla geç tanýþtýðým için kendime kýzdýðýmý da itiraf etmeliyim. Öykü kitabý yazarý olarak kendime katkýsý olacaðýný düþündüðüm bu sayfaca kýsa ama anlamca derin romaný bir çýrpýda okudum dersem yalan olur. Satýrlar arasý çokça molalar vermem gerekti. Daha önce okuyanlar ne demek istediðimi kolayca anlayacaklardýr. Açýkçasý geri dönüþler yapmadan yazarýn ruh alemine girmek benim adýma zordu. Kitabýn yazarý Sadýk Hidayet gibi ben de gölgelerle az savaþmadým.

     Nasýl ki basýlan topraðý iyice tanýmadan öylesine dolaþmak ne geriye ne de ileriye dönük bir þey kazandýrmazsa insana; Kör Baykuþ’un yazarýný da tanýmadan, eser tam anlamýyla kavranamayacak, özüne ulaþýlamayacaktýr kanaatindeyim.
     17 Þubat 1903’de Tahran’da doðan yazar Sadýk Hidayet, Ýran’ýn saygýn ailelerinden birinin oðludur. Tahran’da bir Fransýz Koleji’nde okumuþtur. 1926-1930 yýllarýnda Paris’te sürdürmüþ öðrenimini ve bu þehirde de yazmaya baþlamýþtýr. Ailesinin forsunu kullanmadan sýradan bir katiplikle yetinmiþtir. Sizlere anlatmaya çalýþacaðým Kör Baykuþ ise 1936’da Hindistan’da yayýmlanmýþtýr. Ýran’da satýþýnýn yasaklý olmasýna da kitabýna iliþtirdiði bir notla bizzat kendisi karar vermiþtir. 1951’de Paris’te canýna kýymýþtýr. Ölümünden 10 yýl sonra herkesçe Ýran’ýn en önemli yazarý kabul edilmiþtir.

     Yazarýn yakýn dostu Bozorg Alevi’nin eserle ilgili kaleme aldýðý “Sonsöz” günümüzde insanlarýn çokça baþvurduðu “yargýsýz infaz, önyargý, yanlýþ anlama” gibi düþülen hatalar üzerinde bir kez daha düþünmemiz gerektiðini vurgulamasý anlamýnda çok kýymetli. Kötü adamý çok gerçekçi oynayan oyuncunun sokakta linç edilmeye çalýþýlmasý gibi çoðu þair ve yazar da kurgu olduðuna inandýramaz yazdýklarýna. Oysa kusursuz bir cinayet romaný yazmak için seri katil olmaya gerek yoktur. Bu baðlamda iyi ki yakýn dostu Alevi , Sadýk Hidayet’in karakteri konusunda okuru yeterince aydýnlatmýþtýr. Romanýnda kadýný koyun gibi boðazlatan yazar normal yaþamýnda hayvansever olduðu için aðzýna hiç et sürmemiþ. Eserinde nefret söylemlerine oldukça fazla rastlarken yine dostunun dilinden nefret ettiði insanlarý bile asla incitmediðini öðrenmemiz þaþýrtýcý gerçeklerden. Ömrünün son yýllarýnda düþtüðü afyon düþkünlüðü de hayatýný yavaþ yavaþ ölüme teslim etme niyetinden ileri gelmiþtir.

     Kör Baykuþ’un eylemi, olaylarý, zaman ve mekan dýþýnda kalýr. Olaylarý bölüþenler tipik kimselerdir. Daha doðrusu bir tipin deðiþik kiþilerdeki varyasyonlarýdýr. Bu kiþiler mitik bir psikoloji kanunlarýna göre birbirlerine dönüþürler. Þimdiki zamanla geçmiþ zaman, aný, rüya ve hayal olarak birbiriyle kaynaþmýþtýr. Sebeple sonuç arasýnda nedensellik yoktur. Onlarý birbirine masallardaki mantýk baðlar. Ama buna raðmen olay þüphe yok ki gerçek bir hayatý saptar. Korku, özlemler, ümit, ümitsizlik bu olay içinde öteden beri insan kaderinde olduðu gibidir. Berlin’de Humbold Üniversitesi’nde Modern Ýran Edebiyatý ve Kültürü Profesörü Bozorg Alevi’ye bizi yazara daha da yakýnlaþtýrdýðý için teþekkür etmek istiyorum. Kör Baykuþ; bir bölünme, parçalanma, deðiþim ve dönüþüm hikayesi.
     
     “Yaralar vardýr hayatta, ruhu cüzam gibi yavaþ yavaþ ve yalnýzlýkta yiyen, kemiren yaralar.” Ýþte böyle baþlar yazar ruhsal serüvenine. Ýnsanýn ruhundaki yaraya merhem arayýþýnýn çaresizliði, yardým istemedeki ürkekliði, kalabalýklarýn arasýndaki içþel yalnýzlýðýný yoðun bir þekilde hissettiren yazar derdini paylaþmak yerine unutmayý yeðlemiþ, afyon ve þaraba tutunmuþtur.
“Acaba bu kendinden geçme halinde uyku veya uyanýklýk arasýnda beliren gölgeler yansýmasýnýn sýrrý anlaþýlacak mý? sorusunda cevap arayýþý da kendiliðinden baþlar. Dýþtan içe kapanmaya baþladýkça kendinden medet ummaya baþlýyor. Belki de kendini daha iyi tanýrsa, ilk yardým eli kendinden uzanacaktýr sorunlarýna. Sýkýntýlarýný birilerine anlatýrsa kendisiyle eðlenecek bir avuç gölge yerine kendi gölgesinden hayata tutunma isteðiyle duvardaki gölgelerle hasbihal ve kendini tanýma, tanýtma çabasýný gözlemliyoruz sýkça.
     Roman ayný þehirde, ayný dört duvar arasýnda, ayný zaman diliminde geçiyor iki ay, dört güne sýkýþýyor her þey. Dünyayý aþaðýlýk, içindekileri yüzsüz, dilenci, bilgiç, kabadayý, vicdansýz, açgözlü olduðunu hisseden birinin çekildiði yer kocaman yalnýzlýk…

     Gün güneþle, bu roman da güneþ gibi bir kadýnla doðuyor aslýnda. Çok güzel, melek kýlýðýnda bir kadýn ama ýþýltýsý çok çabuk kayboluyor. Koyu bir aþk daha koyu bir nefretle karýþýyor. Kahramanýmýzýn evi þehir dýþýnda. Kendini uyuþturmak ve zamaný öldürmek için kalemdanlar yapýyor. Üzerine çizdiði resim hiç deðiþmiyor. Hep bir servi dibinde ihtiyar, kambur bir adam baðdaþ kurmuþ oturuyor, bir Hint fakirine benziyor. Bir abaya sarýnmýþ, baþýna bir þal baðlamýþ, sol elinin iþaret parmaðýný bir hayret ifadesiyle dudaklarýna götürmüþ. Burayý görmüþ müydü yoksa hayal miydi ama hep ayný resmi çiziyordu gözü kapalý. Amcasý aracýlýðýyla Hindistan’a gönderiyor ve para kazanýyor. Nevruz’un 13. günü doðduðunu ve ona özel yapýlmýþ gizemli bir þiþe þarabýn varlýðýný öðreniyoruz. Yeni okuyacak olanlara kitabýn gizemini bozmamak adýna gölgeleri aydýnlatmayacaðým. Baba ve amcasýnýn ikiz oluþunu, annenin bir rakkase olduðunu öðreniyoruz. Asýl vurucu hadise her ikisinin de ayný kadýna aþýk olmalarý. Güzel rakkasenin kime yar olacaðýna bir kobra yýlanýnýn karar verecek olmasý düþüncesi bile tüyler ürpertiyor. Vahþetin þiddetinden saçlarý bembeyaz çýkan bir amca. Sözünde duran rakkasenin amcasýyla evleniþi ama kurtulanýn gerçekte amcasý mý yoksa babasý mý olduðu konusundaki iç kemiren þüphe.

     Romanýn akýcýlýðý, edebi dili, anlatýmýndaki doyumsuz lezzette çeviriyi yapan kiþinin Cumhuriyet döneminin önde gelen þairlerinden Behçet Necatigil’in oluþu da bambaþka bir doyum saðlamýþtýr Kör Baykuþ’a. Necatigil’in þiir, öykü, roman ve oyun çevirileri, çeviri edebiyatýndaki en büyük zenginliðimiz.

     Romanda etkilendiðim pek çok satýr var ama ben sizler için sadece bir paragraf paylaþacaðým.



     “Yalnýz ölüm yalan söylemez!

     Ölümün varlýðý bütün vehim ve hayalleri yok eder. Bizler ölümün çocuklarýyýz, hayatýn aldatmacalarýndan bizi o kurtarýr. Hayatýn derinlerinden seslenir. Yanýna çaðýrýr bizi. Ve biz, henüz insanlarýn dilini bile anlamadýðýmýz yaþlarda, ara sýra oyunlarýmýzý yarýda kesiyorsak, bunun nedeni, ölümün sesleniþini duymuþ olmamýzdýr… Ömrümüz boyunca ölüm bize el eder, çaðýrýr bizi. Her birimiz ansýzýn, sebepsiz düþüncelere dalmýyor muyuz, bu hayaller bizi öylesine sarýyor ki zamaný, mekaný fark etmez olmuyor muyuz? Ýnsan bilmez bile ne düþündüðünü; ama sonra kendini ve dýþ dünyayý hatýrlamak, düþünmek için toparlanmak zorundadýr. Bu da bir sesidir ölümün.”

     Kolay kolay unutulmayacak bir roman. Yeni baþlayacak olanlara naçizane tavsiyem; bütün algýlarýnýz açýk olsun okurken ve hatta notlar alýn kendinize. Hissederek okumak, yazarý anlayabilmek, derdine ortak olabilmek için dediklerim fazlasýyla deðer.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Hayat Bu Ölüm Bu [Þiir]
Global Yalnýzlýk [Þiir]
Deliksiz Suskunluk [Þiir]
Geliþi Güzel [Þiir]
Kýrýk Bir Aþk [Þiir]
Yürekten Dökülen Dostluk Tanesi [Þiir]
Doðaya Karýþmak Ýstiyorum [Þiir]
Ýstanbul Düþü [Þiir]
Bohçadaki Sözler [Þiir]
Erik Aðaçlarý [Þiir]


Aysel AKSÜMER kimdir?

Halkla Ýliþkiler mezunuyum. Devlet memuru emeklisiyim. 2 evlat sahibiyim. Ankara'da yasiyorum. Bir Oyku Kadar Kisa Bir Roman Kadar Derin Hayatlar isimli oyku kitabinin yazariyim.

Etkilendiði Yazarlar:
Orhan Veli KANIK, Reþat Nuri GÜLTEKÝN, Anton Çehov


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Aysel AKSÜMER , 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.