PARADOKS/PARADOKSLAR ÜZERÝNE BÝRKAÇ SÖZ
     

Durun!Kaçmayýn hemen.Baþlýða bakýp da ne sandýnýz?Size, ne kaynaklarýn sýnýrlýlýðý ile tüketim toplumunun israfý ve -bu arada da -açlýktan cartayý çekmekte olan milyonlardan bahsedeceðim,ne de yeryüzünde cennet’i kurmak adýna yola çýkýp da salt kendi cennetlerini yaratan nomenklatura’dan.Hatta ve de hatta milliyetçilik naralarý atarken emperyalizmi içselleþtirdiklerinin,meþrulaþtýrdýklarýnýn ayýrdýnda bile olmayanlardan da bahis yok,bu yazýda.Hayýr, yanýldýnýz iþte,ne elitist Türk aydýnýný içsel çeliþkileri var bu yazýda,ne de kemalizm’in trajedisi.Teslim oldunuz mu sonunda?

Nasýl savaþýrýz yaþamla,nasýl çözeriz çeliþkileri?Salt çevremizdekilerle düþtüðümüz tenakuzdan bahsetmiyorum,tabii ki.Ýçsel çeliþkilerimizden bahsediyorum,onun yanýnda ve ondan daha fazla.Paradokslar mýdýr bizi var eden,yoksa var olduðumuz için mi,boðuluruz çeliþkiler okyanusunda,sizce hangisi?Gelin size birkaç küçük öykü anlatayým da,fit olalým,he mi?


Delikanlý,(delikanlý demeye de dilim varmýyor ya neyse.Onurlu Balzac ile yeryüzündeki cennet peþinde helak olan kuzen Tolstoy’un en mütena eserlerinde tasvir eyledikleri yeniyetmelikten eriþkinliðe geçmekte olan erkek çocuklarý vardýr ya hani,uzuvlarýnýn dengesizliði nedeniyle sakarlýktan kurtulamayan. Ýþte öyle biri kahramanýmýz,amma nerede Felix’deki cesaret)17 ya da 18’inde olmalýydý.Daha o zamanlardan belliydi,hayatýný koca kafalý biri olarak sürdürmeye mahkum edildiði.Kýz ise 16’sýnda olmalý.Dikkat ettiniz mi hiç,o yaþlardaki erkek çocuklarýn aksine,nasýl da uyumludur kýz çocuklarýnýn uzuvlarý?Al yanaklar,iri dudaklar,dolgun göz kapaklarýyla hakkýný veriyordu doðrusu,dedesinin kökeni Kýrým’ýn.Delikanlý kaptýrdý gönlünü gönülsüzce,her gördüðünde durur ve seyrederdi aptalcasýna ve/fakat hayranlýkla.Hiç mi hiç yüz vermiyordu kýz,oðlana.Ta ki,köydeki bir düðünde,kýza göz koyanlar onu taciz edinceye dek.Kýz, kendisinden gözlerini alamayan Delikanlý’ya bir göz etti,yanýna çaðýrdý ,onu.Arkasýnda saf tuttu,Delikanlý, Kýzýn.Delikanlý’nýn vurgun olduðunu bilen tacizciler uzaklaþtýlar hemencecik.Delikanlý,Kýz’ýn muhafýzlýðýna atadý kendini,aslýnda seçilmiþ siyasal iktidar da deðildi ya,neyse.Sürdü gitti bu öykü bir süre.Sonra boþboðaz bir komþu kadýn,Kýz’ýn Delikanlý için,”çok da çirkin”dediðini aktardý.Ýlk kez aðladý Delikanlý kendini bildiðinden beri, ilk kez.Ve anladý ki,budur kaderi.Saygýn olmak,sýðýnýlan olmak,ama asla sevilen olmamak,olamamak.Buydu,onun kaderi.

Cumhuriyet’e bürokrat yetiþtirmek ve sýðýr seyraný ile ünlü okulun 3. ya da 4 sýnýfýnda idi genç.Arkadaþ grubu içerisinde Sývaslý bir Alevi kýzý vardý.Çok sürmedi,gencin bu kýza abayý yakmasý.1.75-1.76 boylarýnda-gencin boyunda yani-duru beyaz tenli,uzun,düz ,kumral saçlarý ve dolgun,þehvetli dudaklarýyla gencin gönlünü kaptýðýndan henüz habersizdi,Meral.Bir gün açýldý genç,kýza.Mümkün deðil dedi kýz,sen iyi bir dostsun,benim için.Ýkinci gün,görüþmesek iyi olur,dedi.Üçüncü gün ‘yaklaþma yanýma’ ya dönüþtü cevap.Genç sonradan anladý,kýz’ýn, içeride olan sol siyasi mezheplerin liderlerinden birinin çok çok yakýn arkadaþý olduðunu..Volta atarken koridorlarda,Seyhan Kýraathanesinde þakirtlik ederken briç üstadlarýna,çiçek bozuðu suratlarý ve kýtal’den dönmüþ gözleriyle birilerinin tehdide varan tacizleri,anlamasýna yardýmcý oldu kuþkusuz.Düþmüþtü gencin süngüsü.Oturdu ve yazdý,kýzýn adýna mersiye’yi.’Boynuz Simgesinin Evrimi’nin budur öyküsü.Dipnotlarda referans olarak gösterilen bu yazýnýn niçin yazýldýðýný bilmez hala kimse.Mersiye yazýlan adýna,bilir mi ,o da bilinmez.Genç, bundan böyle kendisini yeise sürükleyen her bir hatun için bir elveda mersiyesi döktürmeyi itiyat edindi.Bazen bir þiir,bir küçücük öykü,bir makale hatta.Okul ve müstemlekesi BYYO’nun koridorlarýnda dolaþýrken genç,’iþte o, boynuz simgesinin evriminin yazarý’,fýsýltýlarýný iþitti çokça,gül kurusu dudaklardan çýkan.

Sýkýldý mý canýnýz?Bize ne,sevda öykülerinden mi diyorsunuz,hem bunlarýn ne ilgisi var,konu ile mi dediniz?Kimbilir,belki de haklýsýnýz?Gelin size bir anekdot anlatayým da þenlensin gönülleriniz.Herhalde Okul’da son yýl olmalý.IV.sýnýf yani.Ders,’Türkiye’nin Toplumsal Yapýsý’,hoca,o günlerde henüz doçent olan Ý.O.Çok saygýn bir isim,halen Türk entelijansiye’sinin doruk noktalarýndan birisidir,kendileri.Konu Türk burjuvazisinin köksüzlüðü,anlatmaktadýr hoca,Türk burjuvazisinin henüz,sahip olduðu sermaye ve siyasi güç ile koþut bir kültüre ulaþamadýðýný.Der ki;Adam(burjuva yani)katýlýr davete,þarap da vardýr,yemek sofrasýnda,ama alýþkýn deðildir,peçeteye.Yediði salçalý yemeðin bulaþýklarýný kurulamadan el atar kadehe.Kadeh,artýk salça lekesiyle onurlanmýþtýr,yeni burjuva,köksüz burjuva’nýn.Davette bulunan nispeten köklü ailelere mensup aristokratlar ile eski levantenlerin torunlarý, býyýk altýndan gülerler,bu hale.Ne de olsa kazanmýþlardýr bir malzeme daha,konu olacak hasbihallerine.Bunlarý anlatýrken sevgili hocamýzýn,kaçmazdý dikkatimizden,ders arasýnda tuvaleti onurlandýrdýðý ve geldiði derse.Siyah (yoksa kahve rengi miydi?her neyse) yýrtmaçlý kruvaze ceketinin yýrtmaçlarýndan birisinin,pantolonunda hapis olmasýndan anlardýk bunu.Hocamýz’ýn, aynaya bakma gibi bir alýþkanlýðýnýn olmadýðýný da bilirdik,ceketinin yakalarýnda arz-ý endam eden –bir tavuk çiftliðindekileri doyuracak denli çok görünen-saç kepeklerinden.(Sevgili hocam,lütfen alýnmayýn,bunlarý ifþa ettiðim için.Ama anlayýn,salt anlattýklarýnýz deðildi,bize ülkemizi tanýtan.Sizin þahsýnýzda anladýk biz,Türkiye’yi.Sizde anladýk,entelijansiye’yi,sizde gördük biz, entelelektüel namus ile realite arasýndaki çeliþkileri.Siz gösterdiniz bize Kemalist ordu’nun açmazýný.Gücünü kamu’nun iþletmelerinde, kamu desteðiyle örgütlenmekten alan sol sendikalizmin,sosyalist devrim peþinde koþmasýna, býyýk altýndan sýrýtmayý da sizden öðrendik.Kamu dýþýndaki küçüklü-büyüklü özel tesislerde çalýþýp da hiçbir sosyal güvencesi olmayan,-neredeyse boðaz tokluðuna çalýþan,çalýþtýrýlan-iþçilerin örgütsüzlüðünü dert etmeyen sendika aðalarýna dertlenmeyi de sizin sayenizde becerdik.Sevgili Hocam lütfen bu satýrlarý kendinize yönelik bir mersiye olarak kabul edin.Öylesine çok þey verdiniz ki bize,anlatamam)

Ýlk kez azman ilçede karþýlaþtýlar,bir düðünde.Düðün sahibi tanýþtýrdý,onlarý.Adam’ýn yakýn,kýzýnsa uzak akrabasý olarak.Dansa kaldýrdý adam kýzý,bir de fýrsat verdi.Seyran daðýlýrken,merdiven baþýndaydý adam,kýz anladý ve iyi akþamlar dedi,adama..Birbirlerinden hoþlandýklarýnýn sinyaliydi bu aslýnda.Pek çok kez buluþtular,azman ilçede,deniz kenarýndaki Kristal Cafe’de.Buluþmalarý devam etti sonra,ortak akrabalarýnýn evinde.Giderek aile’yi tanýdý adam.Baba, Pomak’tý,övünüyordu,büyük bir holdingin patronunun uzak kuzeni olmaktan.Ana ilkokul mezunu bir köylü kýzýydý,ama içselleþtirmiþti,holding patronuyla akrabalýðý,aristokrat sayýyordu sanki kendini ve hor görüyordu,kýzýyla görüþen adamý.Dizginliyemiyordu kýzýný,ama ‘haddini bilsin,bende ona verecek kýz yok’diye haber göndermekten de geri kalmýyordu,adama.Baba ile dost olmuþtu,adam.Kýz ne ana’yý kýrabiliyordu, ne de vazgeçiyordu,adamdan.Son buluþmalarýnda,üstünkörü seviþtiler önce.Kýz ‘al beni dedi,sonra al beni ancak o zaman anam çýkaramaz sesini.Adam,al gel nüfus kaðýdýnýn dedi,gidelim birlikte nikah dairesine ve baþlatalým iþlemleri,bu kadarcýk da mý yok cesaretin.Alýrsam seni þimdi ve de dönersen baba evine hor görürler ikimizi de.Mümkün deðil dedi kýz,seninle gidersem rezil oluruz, ama þunu bil ki;kavuþamazsak birbirimize,baþkalarýyla evlenmek zorunda da kalsak,gerçek aþkým olarak kalacaksýn her daim,þimdi almadýn beni ama, istediðin an seninim.Bu onlarýn son buluþmasýydý.Kararýný verdi adam.O gece düðünde yapacaktý,yapacaðýný.Kýzýn,amcasýnýn kýzýydý Ayþe,adama olan ilgisini her daim göstermekten çekinmemiþti.Adam baþladý Ayþe ile flört etmeye,kýz’ýn gözü önünde..Kýz farkýna vardý çok geçmeden ve saklamaya çalýþtýðý gözyaþlarý eþliðinde terketti mekaný.Adam, hazzýný yaþadý intiharýn,intihar etmeden. Kýz þimdilerde 40 yaþýnýn güzelliðiyle yaþamakta,azman ilçede,hali vakti yerinde bir otel iþletmecisinin karýsý olarak.Adamsa,yakýn bir ilçede emekli olarak sürdürmekte hayatýýný,azman ilçeye gitmekte,10-15 günde bir ve kadýnla karþýlaþmalarý gerçekleþmektedir,bazen..Her karþýlaþmada adam,kadýn’dan önce kaçýrmaktadýr gözlerini,hatýrlatmamak için kadýn’a, kýz iken verdiði sözlerini.

Karþýlaþtýklarýnda,Adam 30’undaydý, Kadýn’sa 24-25’inde olmalý.Aile arasýnda gerçekleþtirilen ufak bir niþan töreni idi,onlarý bir mekanda buluþturan..Tören sahibi,Kadýn’ýn yakýn,Adamýnsa uzak bir akrabasýydý.Takdim ederken onlarý birbirlerine,Kýzýmýz ve Oðlumuz diye takdim etmiþti.Kadýn minyon tipli,esmer,çekme burunlu çýtý pýtý bir hatun’du.Meraklýydý,Adam.5 yaþýndaki oðlan çocuðuyla yalnýz yaþayan bayan’ýn neydi öyküsü?Gardýný erkenden aldý Kadýn,sýr vermedi.Uzak akrabalardan dinledi Adam,daha sonra öyküyü.Kadýn henüz 17’sinde iken tutulmuþtu bir oðlana,kaçmýþtý.Kýzlarýnýn sefil bir hayat sürmesine izin vermek istemiyen aile,damatlarýna bir giyim maðazasý açmýþtý.Sorumsuz damat,bir birahane çýkýþýnda karýþtýðý kavgadan sað çýkamamýþ,2 yaþýndaki oðlu ve karýsýný terketmiþti,apansýz.Kadýn o günden bu yana iþin baþýndaydý ve oðlu için yaþýyordu(ya da öyle sanýyordu,kimbilir)Ýlgisi kabardý Adam’ýn.Kadýn’ýn öyküsünü bizzat dinlemeliydi,onun aðzýndan.Ziyaretine gitti birkaç kez.Kadýn,Adam’a kapýyý açmamazlýk etmedi ama,hoþlanmadýðýný da belirtmeden edemedi.Ve dedi ki Adam’a;benim kendim için çizdiðim yol belli,sanmýyorum bu çizginin dýþýna çýkacaðýmý.Bir evlilik geçti baþýmdan,sense henüz delikanlýsýn.Var git yoluna,yanýmda senden bahsedildiðinde kýzlarýn nefes alýþlarý bile deðiþiyor,çok deðerlisin,kýymetini bil kendinin,ve de ilgilenme artýk,benimle.Adam,ciddiye aldý Kadýn’ý.Özen gösterdi bundan böyle Kadýn’la paylaþmamayý,ayný mekaný.Bunca yýldan sonra Kadýn’ýn oðlu artýk üniversite öðrencisi olacaktýr. Adam ,Kadýn’ýn ,kendisi hakkýnda ortak akrabalarýna durmadan sorular sorduðunu,bilmektedir.Evlenmedi mi,hala,ne bekliyor ki,odaklý sorular.Sizce nedir Kadýn’ý iten Adam’dan,oðluna karþý duyduðu suçluluk mu,görev duygusu mu,ebedi bakirelik özlemi mi?Yoksa,evet yoksa,kendi tutkularý,özlemleri,ihtirasý mý?

Evet ne dersiniz,hoþunuza gitti mi öykücükler.Anlamadýnýz mý hiçbir þey?Bana niye soruyorsunuz yahu,bunlarýn ne anlama geldiðini?Bilseydim eðer cevabýný bunun,öyküleri anlatýr mýydým,sanýyorsunuz?’Mersiye’nin yanlýþ kullanýldýðýný mý söylüyorsunuz,O’nun yerine ‘övgü’ mü demeliydim sizce,hayýr hayýr ýsrar ediyorum,ille de ‘mersiye’

Saygýlar sunarým

Hoþçakalýn