Yaþama karþý sýmsýcak bir sevgi besliyorum... -Dostoyevski |
|
||||||||||
|
Duvarýn dibindeki Çek-yat ta açýk duran yataðý darmadaðýnýktý. Gözlerini odanýn en aydýnlýk yeri olan lambanýn altýndaki masaya doðru çevirdi. Masanýn üstünde akþam yemeði için hazýrladýðý sofra öylece duruyordu. Yemekler çoktan soðumuþtu. Belli belirsiz bir bezginlikle derinden bir iç çekti. -“Yine ayný þey” diye mýrýldandý. --- Yerinden kalktý ve ekmek kutusundaki ekmekten bir parça koparttý. Dönerek, oturmadan tabaðýný sýyýrdý ve masayý toplamaya baþladý. Bir an aklýndan bulaþýklarý yýkamak geçti, sonra vazgeçti her zaman ki gibi. Önce süngerle, ardýndan kuru bir bezle masayý sildi. Örtüsünü örttü, tam ortasýna geçen yýl ‘o’nun armaðan olarak getirdiði vazoyu koydu. Vazonun içinde çoktan kurumuþ kýr çiçekleri karmakarýþýk duruyordu. Pencereye doðru isteksizce yürüdü, portatif sandalyesine yavaþça oturdu.Çalýþma masasý gibi kullandýðý eski bir televizyon sehpasýný üzerinde gezdirdi gözlerini. Ayrýldýklarýnda televizyonu eski eþi alýp götürmüþ, yeniden bir televizyon almak içinden gelmemiþti. Zaten ayrýlmalarýndaki en büyük neden, o’nun aþýrý televizyon tutkusu yüzünden kendisini sürekli olarak ihmal etmesi deðil miydi ? Sehpanýn üzerindeki telefon sessizce bekliyordu. Uzandý, telefonun yanýndaki el radyosunu açtý. Birden odanýn sessizliði bozuldu. Çalmakta olan þarkýnýn sözlerine takýldý aklý. -“Nedense son günlerde bütün þarkýlar hep ayrýlýktan söz ediyor, acaba neden bu ayrýlýklar” diye düþündü. Sonra þarký bitti, hýzlý bir müzik baþladý. Birkaç saniye sonra müziðin sesi azaldý ve programdaki genç adam, telefonla yayýna katýlan dinleyici ile söyleþiye baþladý. Birkaç dakika isteksizce kulak verdiði konuþmadan sýkýldý. -“Ne kadar da abuk sabuk þeylerden söz ediyorlar” diye sinirlendi. Radyonun sesini biraz kýstý, sehpanýn üzerinde duran kitabý aldý. Üzerine düzensizce telefon numaralarý karalanmýþ kartonla iþaretlediði sayfayý açtý. Kaldýðý yerden okumaya baþladý. Nedense bir türlü aklýný veremiyordu yazýlanlara. Hiç farkýna varmadan düþüncelere dalmýþtý. --- Müþteri temsilcisi olarak çalýþtýðý banka ya geldiði ilk gün, hemen dikkatini çekmiþti. Oldukça yakýþýklý, iyi giyimli ve bakýmlý genç adam, iþlemleri tamamlanýp ayrýlýrken, gözlerinin içine bakýp, tatlý tatlý gülümsemiþti. Onu ikinci gördüðünde heyecandan kalbi çýkacak gibi olmuþ, eli ayaðýna dolaþmýþtý. Sonra her þey olaðan üstü bir hýzla geliþmiþ ve dört ay içinde evlenmiþlerdi. Her þey o kadar güzeldi ki, göz açýp kapayýncaya kadar geçip gitmiþti balayý tatilleri. Tekrar iþine geri dönüp, yeniden çalýþmak zorunda kalýþýna bile, o kadar aldýrýþ etmemiþti. Ne olursa olsun önemli deðildi. Aþýktý ve çýlgýnlar gibi seviyordu genç kocasýný. Ama bir süre sonra o sevecen, iyi yürekli adam, sanki bir yerlere gitmiþ, yerine ilgisiz ve hoyrat bir adam gelmiþti. --- Birden düþüncelerinden sýyrýldý. Saat gece yarýsýný çoktan geçmiþti. Telefona uzandý, numaralarý tuþladý. Ýkinci çalýþta, her gece olduðu gibi telefonun ucunda yine o tanýdýk ses vardý. -“Eðer mümkünse, yine ayný þarkýyý çalabilir misiniz” dedi. -“Ýsminizi söylememekte ýsrarlý mýsýnýz” diye soran programcýnýn biraz meraklý ama yumuþak ve sevecen sesini zorlukla duydu. -“Evet, lütfen sormayýn” diye yanýtladý. “Bunun önemi yok”. -“Pekiyi, sizi anlýyorum. Þarkýnýzý çalacaðým”. Telefon ahizesini yerine koyarken, sabitleþen bakýþlarý ile pencerenin dýþýndaki gecenin karanlýðýný deler gibiydi gözleri. Kýsa bir süre öylece kýmýltýsýz durdu. Sonra son derece yavaþ ve hissiz bir biçimde dönerek kendini yataðýn üstüne attý. Tam tamýna yedi ay olmuþtu. Çekip gitmiþti ve tüm hayallerini de birlikte götürmüþtü. Onu yalnýzlýðý ve çaresizliði ile baþ baþa býrakmýþtý. Yeni gün’ün ilk saatleri geçip giderken, pencerenin önünde duran saksýdaki Aþk merdiveni, sanki hafif bir esinti olmuþçasýna hüzünlü bir biçimde sallanýrken, genç kadýný gül desenli yastýðý gözyaþlarý ile ýslanýyordu. Radyoda istediði þarký çalmaya baþlamýþtý. Ama o duymadý bile. Duysaydý eðer,yüreðindeki derin acýnýn sesini duymuþ olacaktý. “ALLAHIM… NEYDÝ GÜNAHIM… !” Aralýk 1996
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Hasan Ali Sarýþen, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |