Þiir, tarihten daha felsefidir ve daha yüksekte durur. -Aristoteles |
|
||||||||||
|
HAYAT VE MAZÝ Üstad Necip Fazýl’ýn “Her þey akar, su, tarih, yýldýz, insan ve fikir” sözünün hakikat payýna binaen, bu saydýklarýnýn hepsinden en hýzlý ve baþ döndürücü þekilde akaný da bizatihi hayatýn ta kendisi… Çok deðil geçtiðimiz aylarda bir sahaf dükkânýnda eski olduklarý için son derece muteber sayýlan kitaplarý pür dikkat incelerken, içeri giren bir kadýnýn sahaftan istediði bir derginin adý hayat filmimin ta gerilere sarýlmasýna ve zaman tünelinden geçmiþ yýllara yolculuðuna vesile oldu… “Beyefendi, acaba sizde Hayat Dergisi var mý?” diye soran kadýnýn yutkunuþlarý ve tüm vücudunu tir tir titreten yeðin heyecaný yaþlý sahafý ve beni pek þaþýrtmamýþtý. Ama orada bulunan iki üniversite öðrencisi olduklarýn sandýðým gençleri çok þaþýrtmýþ hatta biraz da güldürtmüþtü… Genç kýz erkek arkadaþýna fýsýltýlý bir ses tonuyla “Ay þuna baksana sanki el bombasý var mý diye soruyor, altý üstü bir dergi, bayýlýp düþecek þimdi hah -ha” Kadýnýn sorduðu HAYAT dergisi bizim çocukluk çaðýmýzda yayýmlanan ve o zamanki genç kýzlar arasýnda çok raðbet gören aylýk bir magazin dergisiydi. O dönemin baþka popüler dergilerinden biri de SES Dergisiydi… Bu dergilerin her ikisi de sensenli yýllarýn baþýna ve ya ortalarýna kadar ancak direnebildiler. Geçip giden her fani unsur gibi onlar da tarihin tozlu sayfalarýnda yerlerini aldýlar… Sahafta Hayat Dergisi bulunmamýþtý. O yýllanmýþ ve gizemli dergiyi kim bilir kaç bayide ve nice sahaflarda aradýktan sonra bulamayan çaresiz kadýn, aðýr dozda bir sui hayale uðramanýn vahametiyle, yaþlý gözlerle dükkâný terk etmiþ ve hýzlý adýmlarla bir çýrpýda uzaklaþýp gözden kaybolmuþtu. Þimdi Kýrklý- ellili yaþ parkurunda yürüyen o kadýn, Hayat Dergisinin yayýmlandýðý o yýllarda, muhtemelen, iri ve can yakýcý gözlerine kalýn bir sürme çeken, eskilerin müjgan adýný da verdikleri uzunluðu hayranlýk uyandýran kirpiklerine siyah rimel süren, gene yürek hoplatacak tarzda daracýk bir bluz, altýna da Maksi, midi veya mini etek yahut yürürken paçalarý bir metre ileriye savrulan, halýdan kilimden bozma Ýspanyol paça pantolonlar giyen, her ayýn baþlarýnda dört gözle bayilere Hayat veya Ses dergilerinin daðýtýlmasýný bekleyen, arkadaþlarýyla bir araya gelince taþ plaklarda yayýlan müzikler eþliðinde dans ederken ikide bir plaklarý deðiþtirmek zorunda kalmasýna isyan eden, her gün kapýsýnýn önünde veya bahçe giriþinde hayraný olan erkekler tarafýnda býrakýlmýþ mektuplarla ve çiçeklerle karþýlaþtýðý esnada mektuplarý çaktýrmadan okuduktan sonra hýnzýrca gülen ve dudak büken, sonra o çocuklarla her karþýlaþtýðýnda eþsiz terbiyelerinden dolayý mahcup bir edayla yollarýný deðiþtirip hýzla kaçan o genç oðlanlara þöyle aðýz tadýyla kýzýp da ortalýðý çýnlatmadýðý için agresifliði geçmeyen, vakit buldukça Babasýndan ve aðabeylerinden gizli neredeyse bugünkü pembe dizileri hatýrlatan o günün can sýkýntýsýný gidermeye bire bir yegâne eðlencelerinden biri olan AÞK FOTOROMANLARINI okuyan ve o mini ve resimli romanlarýn erkek kahramanlarýna hayran ve bazen de âþýk olan, o günün teknoloji yoksunu fotoðraf stüdyolarýnda sýk sýk resim çektirip bu resimlerle arkadaþlarýna hava atýp onlarý kýskandýran öte yandan onlarýn bir týrnaðýna diken batmasýný bile istemeyen, muhtemelen beyaz atlý prenslerinden biri Kadir Ýnanýr öteki Tarýk akan olan, yetmiþli yýllarýn o kendine has çok güzel, çok alýmlý, çok can yakan genç kýzlarýndan biriydi… Belki o günlerin çok tanýnan aktrislerinin( Türkan Þoray, Fatma Girik, Müjde Ar, Filiz Akýn vs) aksine kendisi fazla tanýnmayan bir kadýn oyuncu veya þarkýcýydý, muhtemelen boy boy resimlerinin bulunduðu o dergiyi de zamanýnda arþivleyemediði için bin bir piþmanlýkla yýllar sonra da olsa þimdi arýyordu… Bugün kendisini kaale almayýp dudak bükenlere ünlülerle poz poz resimleri olan o dergiyi gösterecek zamanýnda ne kadar güzel, etkileyici ve þuh bir kadýn olduðunu ispat ederek o yeni yetme kadýnlarý adeta yerin dibine batýracak ve kendince büyük bir intikam alacaktý… Ama alamadý, yoktu iþte yana yýkýla, pürtelaþ aradýklarý, mazinin tozlu raflarýnda tümü kaybolmuþ, hepsi uçup gitmiþti... Ne HAYAT ne SES vardý... Hey gidi günler…
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Cafer ÞAHÝN, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |