Sorularla dolu bir kitap... hiçbir zaman eksiksiz olamaz. -Robert Hamilton |
|
||||||||||
|
ÇANAK YALAMADA ÝLERÝ TEKNOLOJÝ Öncelikle çanak yalama ya da çanak yalayýcýlýk kavramýna, anlam kargaþasýna yol açmama noktasýndan açýklýk getirelim. Üstüne baba basa yineleyelim ki; çanak yalayýcýlýk, insani bir davranýþtýr. Ýyi insan olmanýn da açýk ve en önemli göstergesidir. Örneðin, bir kedinin bir çanakta kalan artýðý yalamasý, teknik anlamda çanak yalama sayýlmaz. Hele hele çanak yalayýcýlýk hiç sayýlmaz. Çanak yalayan bir kediye “Pist lan cenabet hayvan!” diye baðýrýlýp, arkasýndan ele ne geçirilirse fýydýrýlmasý, kedi köpek gibi hayvanatýn gerçek anlamda bir çanakyalayýcý olamayacaklarý gerçeðine dayanmaktadýr. Gerçekte insani bir duygunun dýþavurumu olan çanak yalamayý, bilimsel olarak açýklamak gerekirse; en baþta, klasik yöntemler göz ardý edilmeden, yeni tekniklerle beslenen, sürekli geliþtirilme zorunluluðu olan bir olay karþýsýnda bulunduðumuzu unutmamak gerekir. Yoksa, görmemiþler gibi hapur hupur bir çanak yalama halkýn gözünde hiç de hoþ karþýlanmayacaðý gibi, yalatan nezdinde de bir puan kýrma nedenidir. Sonuçta, çanak yalayýcýlýk, çok özen gerektiren bir davranýþtýr. Bir baþka hayvandan örnek vermek gerekirse; itler bile, teknik anlamda hiç bir deðeri olmayan ve hiç bir bilimsel temele dayanmayan çanaðý yalama eylemleri sýrasýnda kuyruðunu bularken, insanoðlunun þýkýr þýkýr parasýný saymýþ gibi, yalatana yüz vermeden iþini görmesi, hiç de hoþ karþýlanýr bir durum sayýlamaz. … Peki irdelenmesi gereken öncelikli sorun nedir? Þudur: Çanak yalayýcýnýn iyi insan olmasý. Peki, iyi insan nasýl olunur? Birinci koþul: Ýyi insan görmesi gerekeni gören, görmemesi gerekeni görmeyendir. Böyle insanlarýn görme duyularý seçici olur; ya da olmak zorundadýr. Örneðin, güçsüz, yoksul biriyle karþýlaþtý, üstelik ondan bir çýkarý da yok, ne yapabilir? Birincisi görmezlikten gelebilir. Çünkü böyle kiþilerle vakit yitirip kendisini yormamalýdýr; böylelerinin ne iþini görecek önemli yerlerde bir dayýsý ne de yalanacak el kadar bir çanaðý olur. Hem bunlarýn sürekli bir sýkýntýlarý olur. Mutlaka ilgilenilmesi gerekiyorsa, çözüm için ha hý yapýp, üstlerine basýlýp yükselmeye çalýþýlmalýdýr. Ýyi insanýn güçlüler karþýsýnda da seçici bir görme yeteneðinde olmasý gerekir. Örneðin, adam devletin parasýný mý çalýyor, malýna mülküne sahip mi çýkýyor. Çýkar, hakkýdýr. Ýyi bir insan bunlarý gözmezlikten gelir. Hem görse ne olacak ki? Baþýna bela gelir. O aþýrmacý tipler, her devirde her dönemde keçesini sudan çýkarýr da, bütün kabahat “Memleket soyuluyor?” diye feryadeden, çatlaklarýn kötülerin üstüne kalýr. En iyisi çanaðýný yalayýp þirinliðini yapmaktýr. … Anlaþýldý, yanak yalanacak. Ama, yalanacak demekle yalanývermiyor ki! Yalanacaksa nasýl yalanacak? Açýklayalým: Öncelikle çanaðý yalayacak bir iyi insan, yalanacak bir çanak ve onun sahibi deðerli bir hayýrsever bulunmalýdýr. Ayrýca bu ögelerin ucuzlayan emek ve pahalýlaþan mala uygun hareket etmesi, ileri tekniklere uyum saðlamasý gerekir. Þöyle ki; devirler deðiþtikçe doðal olarak çanak yalama kurallarý da deðiþir. Yalayýcýnýn daha az yalamaya daha çok minnet duygusu sergileme zorunluluðu, yalatanýn da daha az yalatýp daha çok pohpohlanma isteði ortaya çýkar. Bu durum da, zamana uyum açýsýndan ileri teknikler geliþtirilmesini zorunlu kýlar. Artýk eskisi gibi, çanaðý al, git kuytu bir köþede yala; oh oh! Nereden bulacaðýz öyle yaðma Hasanýn böreðini. … Artýk çanaklar uluorta, çanak sahibinin gözü önünde, hora geçire geçire, sevabýný perçinlete perçinlete yalanýyor. Teknolojinin yeni isterleri bu yönde. Bu iþte en uygun ve en ileri yöntem de þu: Önce iþin kabasý; çanak iki kýyýsýndan sýkýca tutulup yüze yaklaþtýrýlýr. Özellikle kuzey güney yönünde ve arada çizgi halinde yalanmamýþ artýk kalmasýn diye dalgalar halinde iþtahlý dil darbeleriyle yalanýr. Ama, bu yeterli deðildir; ne denli iyi yalanýrsa yalansýn arada çizgi halinde nimet kalabilir. Bunun býrakýlmasý hem günahtýr, nimet heba olur hem de yalanacak gýdanýn en lezzetli yeri heba olur. Karpuz yiyene bile sormazlar mý? “Karpuz yedin mi?” , “Yedim” , “Kaþýmasýný yedin mi?” , “Yemedim”, “ O zaman sen yememiþsin!” deyiverirler adama. Gördünüz mü? Yalayýp yalayýp yalamamýþ sayýlmak da var iþin içinde. Burada bir küçük ayrýntýyý daha gözardý etmemek gerekir. Bu da elle sýyýrma yöntemidir. Sað el güvercin takla yapar gibi dinsek havaya kaldýrýlacak biçimde çevrilir; çanak iþaret parmaðýnýn baþparmaða bakan yaný ile bir güzel sýyrýlýr. Tam kalýntýlarýn tümüyle sýyrýldýðýna kanaat getirildiði anda, öðretmen bildiðiniz bir soru sormuþ da herkesten önce söylemenin gerekiyormuþ gibi ani bir hareketle havaya kaldýrýlýr. Bu aslýnda yalanacak son kalýntýlarýn telef olmamasý içindir. Bu anda, olasý akmanýn önlenmesi için ikinci bir ani hareketle parmak dile deðil, dil parmaða yaklaþtýrýlýr ve iþaret parmaðýnýn kök nahiyesinden parmak ucuna doðru geniþ kapsamlý bir yalama iþlemi icra edilir. Bu iþlem de parmaðý yýkama gereksinmesi kalmayacak biçimde ve sayýda yinelenir. Bu parmak yalama iþlemi asýl çanak yalamanýn devamý olup, ayrýlmaz bir parçasýdýr. Yalnýz bir þeyin kesinlikte unutulmamasý gerekir. Bu en son ve en lezzetli kýsmýn yalanmasýndan sonra, hatta sonra da deðil, yalamanýn sonlarýna doðru baþlanabilir; baþ “Hýým. Çok tatlýymýþ!” anlamý uyandýracak biçimde cilveli cilveli çalkalanmalýdýr. Çalkalanmalýdýr ki, çanaðý yalanan hayýrsever! ne büyük sevap iþlediðinin ayýrdýna varsýn, baþkalarýna attýðý kazýklarýn karþýlýðýný fazlasýyla ödediðini düþünüp huzur bulsun. … Nerede, eskiden böyle çanaklar, yalayýcýlar, yalatýcýlar. Çok þükür bu alanda da hýzla geliþiyoruz.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Mehmet Önder, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |