"Gülün dikene katlanmasý onu güzel kokulu yaptý." -Mevlana |
|
||||||||||
|
Þiir, duygulanmaya dayanýr. Þiiri yazan kiþinin duygularý, en güzel þekilde kelimelere dökülür. Þiir, duyularak yazýlan bir sanattýr. Bu nedenle þiirin tam tarifi yapýlamamaktadýr. Her defasýnda baþka kalýplara dökülerek karþýmýza çýkar. Kimileri ölçülü, ahenkli bir þekilde yazarken; kimileri de karþý çýkmýþtýr bu kalýplara. "Þiir, tamamen özgür olmalýdýr. Ahenk, kafiye aranmamalýdýr" diyenler olmuþtur. Ama kendileri dahi þiir yazarken bir nebze de olsa uzak duramamýþlar kafiyeden, ahenkten. Bazý þairlerimiz de yazýlanýn deðil, söylenilenin peþine düþer. "Sözü az söyle güzel söyle" düþüncesini güderler. "Sözüm doðru olsun, odun gibi olsun" diyenler de olur. Uzun lafýn kýsasý Sokrates′ten günümüze þiir, çok sevilmiþ ve çok beðenilmiþ bir tür olmuþtur. Duygular, sözcüklerle birleþerek þiir adý altýnda hayat bulmuþtur. Günümüzde de þiir, ayný derecede sevilmekte ve beðenilmektedir. Bu gün belki de hiç þiir yazmayan, hiç þiir okumayan bir tek insan bile yoktur. Çünkü duygunun ve insanýn olduðu her yerde þiir de vardýr. Ve olmaya da devam edecektir. Çünkü þiir duygulanmanýn ta kendisidir… Ýnternette dolaþýrken, www.edebiyatdefteri.com adlý sitede bildiðim bir isim; fakat tanýmadýðým bir þair dosta rastladým. “Yozcu” mahlasýný taþýyordu. Yani benim soyadýmý taþýyan bir þair arkadaþtý. Hatta akraba dahi olabiliriz diye düþündüm. Araþtýrdým; ama pek de izine rastlayamadým doðrusu. Þiiri, þiir gibi yazmýþ. Çok beðendiðim, güzel mýsralarý var. Duygularýný o kadar güzel dile getirmiþ ki, dizelerde kelimeler ardý ardýna ahenkli bir þekilde dizilivermiþ. Birazcýk Orhan Veli′nin etkisi bulaþmýþ þiirine. Söylemler Onun dizelerini hatýrlatýyor. Orhan Veli de bizler için önemli bir þair. Edebiyata adýný altýn harflerle yazdýrmýþ biri. Bir çýðýrýn, bir ekolün yaratýcýsý ne de olsa… Yozcu′nun þiirlerini okurken þöyle düþündüm: Her þair, mutlaka kendisine bir usta seçer. Onu taklit eder baþlarda. Zamanla yazdýðý þiirleri kendisi de beðenmez olur. Ve an gelir, kendi varlýðýný ispat edercesine haykýrýr dizeleri. Kendi üslubunu yakalar. Biçimini oluþturur. Farklý sesler dile getirmeye baþlar. Ýþte þiiri o zaman yakalamýþ olur. Þair Yozcu, bir Anadolu Ýnsaný. Bir Çukurova çocuðu. Doðrusu çok sýcak, kavurgan Çukurova′dan az yazar, þair, sanatçý çýkmadý. Hepsi de kendi dallarýnda bir numara oldular. Dünyada dahi adlarýný duyuranlar, Nobel′e aday gösterilenler oldu. Çukurova, þairleriyle, ozanlarýyla tanýnýr. Âþýk ruhlu insanlarýn topraðýdýr burasý. Âþýk Feymani, Halil Karabulut, Abdulvahap Kocaman, Mahmut Taþkaya gibi ozanlarýmýz buradan çýkmýþtýr. Ali Püsküllü gibi bir þair, Kemal Tahir, Orhan Kemal gibi yazarlar, Yaþar Kemal gibi bir dev dünya romancýsý yine Çukurovalýdýr. Hep merak etmiþimdir. Neden Çukurova′dan bu kadar çok ozan, sanatçý, þair, yazarçizer takýmý çýkar diye? Havasýndan mý suyundan mý, yakýcý, kavurucu sýcaklýðýndan mý bilinmez. Yozcu da bir Çukurova insaný. Deyim yerinde ise tam bir Çukurova Çocuðu. Çukurova, her dönemde hareketli, canlý ve düþünen insanlarýn topraðý olmuþ bir bölge. Siyasette, sanatta, kültürde ve sporda birçok önemli þahsiyetler yetiþtirmiþ. Yetiþenler bölge ve tüm Türkiye′de etkili olmuþ kiþiler. Çukurova insaný merttir. Yiðit ve cesurdur. Kahramandýr. Yufka yürekli ve yardýmseverdir. Duygulu ve coþkuludur. Tok seslidir. Bu duygusunu, coþkusunu içinde saklayamaz. Hemen dýþa yansýtýverir. Sözleriyle belli edemezse dahi hareketleriyle ortaya koyuverir. Çukurova insaný, sert mizacýyla bilinir. Kalýn, kaba konuþmasýyla tanýnýr. Ama namert deðildir. Küfrü, yiðitlik adýna, mertlik adýna yapar. Kem gözle bakmaz kimseye. Öyle vara yoða dil uzatmaz. Haklýdýr davasýnda. Hakkýný kimseye yedirmez. Gerekirse ölür bu uðurda. Onun dile dolanmýþ küfrü sadece, kadersizliðe, çaresizliðedir. Yoksa kalbinde bir kötülük yoktur. Tertemizdir içi. Ýsyaný kalleþliðedir… Ýþte Þair Yozcu "Ben Çukurova Çocuðuyum" derken, Çukurova insanýný anlatmýþ mýsralarýnda. Anlamlý, yalýn, basit bir dille: ÇUKUROVA ÇOCUÐU Ben, Çukurova çocuðuyum. Dilime küfür dolanmýþ bir kere. Çözemem. Lakin Vara yoða etmem Yüreðim, süs biberi Bilirim Kir tutmaz acý. Ben, Çukurova çocuðuyum. Küfür, aðzýmda sakýz Vara yoða deðil, Kadere, Kahpeliðe, Çaresizliðe… Hangimiz kendimize göre bir ütopya oluþturmadýk ki? Hangimiz kötülüklerden, çirkinliklerden uzak, sadece sevginin olduðu ve sadece bize ait olan bir dünya kurmadýk ki? Öyle bir dünya ki sadece bize ait. Ýçinde sadece kendimizin olduðu, zahmetsiz bir dünya. Ama bize ait, bizim olan, yalnýz bir dünya… Þair Yozcu, "Yalnýzlýðým" adlý þiirinde kendi dünyasýný anlatmýþ. Bu dünya, öbür hayalî dünyalardan oldukça farklýdýr. Bu dünya, þiirlerden, romanlardan yaratýlmýþtýr. Dünyamýz nasýl, toprak, hava, su ve ateþten oluþmuþsa Yozcu′nun dünyasý da duygulardan, sözcüklerden meydana gelmiþtir. Çünkü þiir, edebiyat sanatýnýn bir parçasýdýr. Bu parçanýn ana malzemesi de duygu ve sözcüklerdir. Þair, duygularýný sözcüklere dökerek can verir. Þiir ve roman, onun hayatýnýn bir parçasýdýr adeta. Onlar olmazsa þair de olmayacaktýr. Bu nedenle baþka birini istemiyor þair. "Dünyamýn kapýsýný aralamayýn, çirkin suratlarýnýzý göstermeyin" diye haykýrýyor. Saf, temiz dünyasýnýn kirletilmesini istemiyor. Þair, yarattýðý dünyasýnda yapayalnýzdýr. Ama bu yalnýzlýk kendisi için meydana getirdiði bir çiçektir. Þikâyetçi deðildir durumundan. Bilakis memnundur. Burada da Servet-i Fünuncularýn özelliklerini görüyoruz Yozcu′da. Onlarda da içe kapanýk, yalnýzlýðý seven ve hatta bulunduklarý ortamdan uzaklara kaçmak isteyen bir anlayýþ vardý. Öyle ki bazý þairler, Yeni Zelanda′ya gidecekler ve orada bir çiftlik satýn alarak bambaþka bir dünya kuracaklardý. Burada, yalnýzlýklarýn ve gecelerin þairi, Üstat Ahmet Haþim′i de anmadan geçemeyiz. Haþim de yalnýzlýðý seven ve sadece geceleri dýþarý çýkmayý seven bir þairdi. Onun da þiirlerinde genellikle hep yalnýzlýk ve gece temalarý vardý. Haþim, belki de çok çirkinliðinden olacak toplum içine pek çýkmak istemeyen ve toplumdan kaçan bir þairdi. Ama bundan da zerre kadar þikâyeti yoktu. Memnun ve mutluydu halinden. Ayný mutluluðu Yozcu′da da görüyoruz: YALNIZLIÐIM Þiirlerden, romanlardan Bir dünya yarattým kendime. Yýkmayýn, Aralamayýn dünyamýn kapýsýný. Çirkin suratlarýnýzý göstermeyin. Kapayýn kapýmý; Hatta kilitleyin. Dünyamda kendime bir çiçek yarattým. Adýný Yalnýzlýðým koydum. Kýrmayýn kapýmý. Solmasýn çiçeðim Ben böyle de mutluyum. Hayat, gelip geçicidir. Binlerce yýl geçmiþ. Milyarlarca insan gelip gitmiþ. Dünya kimselere kalmamýþ. Hayat, su misali akýp gidiyor. Kimileri zengin. Maðrur, gururlu. Kimileri aç, periþan. Önemli olan o deðil. Ýnsan gibi yaþamak. Yaþayabilmesini bilmek. Ömür boyunca kula kul olmamak. Nerede görülmüþ bir baþkasýna boyun eðmek, kul köle olmak? Hani þairin dediði gibi "Dünya Sultan Süleyman′a bile kalmaz." Göçüp gidince bu diyardan sadece iyiler hatýrlanýp anýlýr. Kalýcý bir eseri olanlar yâd edilir hep. Olumlu, güzel iþler yapanlar konuþulur. Kötülerin anýldýðý nerede görülmüþ, duyulmuþtur? Her þey geçicidir. Ömrün de bir sonu vardýr. Önemli olan insanýn özünü kaybetmemesidir. Ulu bir çýnar bile yüzyýllar sonra özsuyunu kaybedince eriyip yok olmuyor mu? Ýþte Þair Yozcu, Çýnar adlý þiirinde farklý duygularla dünyanýn gelip geçiciliðini anlatmýþ: ÇINAR Ne kavak, ne söðüt Olacaksýn! Çýnar olacaksýn. Paþam demeyeceksin, Boyun eðmeyeceksin, Rüzgâra, borana. Açacaksýn kollarýný Semayý yere düþürmeyeceksin Her daim dik baþýn, Kafa tutarken güneþe Kervanlar, yabanlar eteklerinde Konuklarýný Aðýrlamasýný bileceksin. Tünese de tepene kuzgunlar Alacakargalar, Sineni açacaksýn Börtü böceðe Kýrýlsa da kolun kanadýn Acýlarýn olgunlaþtýrdýðýný bileceksin Ne söðüt ne kavak, Gelip geçici bir heves deðildir Yaþamak. Aldýðýndan daha çok vereceksin. Onurunla dikilecek, Göðüs gereceksin. Özsuyunda tükenmiþse sevdan, Hülasa, Çýnar olsan da Çürüyüp gideceksin. Hepimiz, zaman denilen mevhumun içinde yaþayýp gidiyoruz. Ýnsanýz. Ýnsan olanýn baþýndan bin bir dert geçer. "Yaþa ki göresin" demiþ atalar. Yaþadýkça neler geçer baþýmýzdan? Hiç umulmadýk, istenmedik olaylara þahit oluruz. Bazen neþeli de oluruz hani. Ama acý denen þey yakamýzý býrakmaz bir türlü. Gözümüzün yaþý kurumaz. Biri daha bitmeden bir öbürü baþlar nedense. Adeta birileri bizi deniyor da sabrýmýzý ölçüyor gibi gelir. Her þeye göðüs germeye çalýþýrýz. Unutmak için gayret gösteririz de bir türlü unutamayýz. Zaman denilen þey akýp gider önümüzden de bir türlü onu göremeyiz. Yakalamaya çalýþsak da farkýna varamadan çok geç kalýrýz. Yakalayamayýz bir türlü. Dönüp arkamýza baktýðýmýzda da yaþlandýðýmýzý görürüz. Tüm dostlarýn zaman içinde bizi terk ettiðini görürüz. Ýyi günümüzde etrafýmýzda pervana olanlarýn kötü günlerimizde yok olduklarýný, alçaldýklarýný görürüz. Bir de zamana “En iyi ilaç” derler. Gerçekten öyle mi? Ýþte Þair Yozcu, bunun tam aksini söylüyor. Zamaný ilaç deðil de her þeyi yok eden bir cellât olarak görüyor: CELLÂT Nerede, bir ekmeði paylaþtýðýn dostlarýn? Nerede, bayramda öptüðün eller? Kaldý mý yüzünde izi , Geçmiþ acýlarýn? Sebepsiz daðýtabiliyor musun gülücükler? Ümitsizce âþýk olduðun komþu kýzý, Yüreðinde var mý sýzýsý? Zaman her þeye çareymiþ Ýnanma yalandýr Her þeyin cellâdý zamandýr 31.08.2008 Yenivolkan ve Güneþ Gazetesi
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Hakan Yozcu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |