..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. -Atatürk
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
İzEdebiyat - 1. Bölüm
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri

Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  

Sam Amcada Bir Şey Değişmez
Ahmet Zeytinci
Bilimsel > Politika

Tamamen dünyayı sömürmek üzerine kurulmuş bir düzenden bahsediyorsak, kasımda yapılacak Sam Amca’nın ülkesindeki seçimlerde Trampa Dayı da gelse, Baydın dayı da yine kalsa sizde görüyor ve biliyorsunuz ki hiç bir şey değişmeyecek... Bir yerlerden askerlerini göstermelik çekerken, başka yerlere kaydıracaklar ve yeşil yeşil kağıt parçaları paçavralarıyla satın aldıkları, yemledikleri aşağılık adamlar vasıtasıyla tüm dünyayı yine karıştırmaya deva

[DEVAMI]

 

 


 

 




Arama Motoru


• İzEdebiyat > Roman > 1. Bölüm
41 
 Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 17  (Ömer Faruk Hüsmüllü)

Küfür etmek, haksızlık yapmak, insanlara eziyet etmek, sözünde durmamak, içki içmek, zina yapmak, yetim hakkı yemek, haram yemek, anaya babaya asi olmak, onları dövmek, emanete hıyanet etmek, ölçü ve tartıda hile yapmak, mirasçılardan mal kaçırmak, cimrilik..
42 
 Göçe Göçe - 12  (Ömer Faruk Hüsmüllü)

Meğerse bu küçük yılan, yılanlar kraliçesi Şahmeran'ın en küçük yavrusuymuş. İyi yürekli bu güzel kraliçe, bütün yavrularını çok severmiş, ama bu küçüğün yeri bir başkaymış. O gün kafasını delikten çıkarıp havanın iyi olduğunu gören yavru, dışarı çıkmak için annesinden izin istemiş. Annesi önce “Hayır!” dediyse de sonra ısrarlarına dayanamayıp, yuvadan fazla uzaklaşmamak şartıyla razı olmuş. Yavru gittikten biraz sonra da, Şahmeran ne yaptığını izlemek için yavrusuna bakmaya dışarı çıkmış. Bir de ne görsün! Yavrusu bir leyleğin gagasında. Yıkılmış, perişan olmuş. Bu birkaç saniye sürmüş, ama Şahmeran'ın vücuduna adeta felç gelmiş.
43 
 Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 21  (Ömer Faruk Hüsmüllü)

Yüzlerce insan yürüyordu ama hangarın içinde çıt çıkmıyordu. Son iki kişi çıkarken kamçılı adam uyandı. Durumu görünce ayağa fırladı, kamçısını alıp kapıya doğru koştu, ama o son iki kişi de çoktan dışarı çıkmıştı.
44 
 Aşktan Korkan Adam  (ESRA BAYKAL)

Terk edilmemek için , terk eder O...Ve hep sevgiye aç kalır ...Yeni arayışlar içinde dolaşır durur, her durak aslında O’ nu kendinden uzaklaştırırdı.
45 
 Bedel  (Barış Ünlü)

gece çökmüştü berlin'e.Tüm canlılar bir tarafa kaçışıyordu.Kimse ne yapacağını bilmeden yaşayamaya çalışıyordu ama umarsızca hiçbir şeye bulaşmadan.Böyle kötü bir ortamda biri geliyordu herkes için umut getiriyordu.Düşmanlarıyla cesurca ve ölümüne savaşıyordu ama bu savaşın sonunda kim ölürdü kim sağ kalırdı o bir bilinmezlik.Karanlığa bir güneş gibi doğmayı umuyordu
46 
 Mevsim Gülbahar - 1. Bölüm/3.  (Kemal Yavuz Paracıkoğlu)

Ortalığın karanlıkla aydınlık aralığında beklemeyi sürdürdüğü saatler, güneş ışınları tepedeki kale kalıntısı surlara değiyor ama henüz Kayaköy’ün kale duvarlarından aşırılmış taşlarla inşa edilmiş evlerine, ağıllarına, ahırlarına, bahçe duvarlarına değmiyordu.
47 
 Mevsim Gülbahar - 1. Bölüm/1.  (Kemal Yavuz Paracıkoğlu)

Dağın tepesinde, bir kaya kütlesi üstünde yer alan kale, bin yılın rüzgârlarıyla yerle bir olmuştu. Kale surlarına ait aşınmış duvar taşları olmasa buranın bir kale kalıntısı olduğunu anlamak mümkün olmazdı; hiç kimsenin, oraya tarihi bir değer biçtiği de yoktu zaten.
48 
 Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 22  (Ömer Faruk Hüsmüllü)

Bir şekilde o gezegene gitmeye çalışıyorum: Uzay aracıyla, uçakla, balonla ya da uçarak. Bu mümkün mü? Belki de böyle bir gezegen bize milyarlarca ışık yılı uzaklıkta. Mevcut teknik bilgimizle oraya ulaşmamız imkansız.
49 
 Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 20  (Ömer Faruk Hüsmüllü)

Rasgele yürüyorum. Amacım, hedefim yok. Ayaklarım beni nereye götürürse oraya. Bir ara kayboluyorum, aslında bu kaybolma sayılmaz; çünkü nereye gideceğini bilmeyen bir insan kaybolamaz ki. . Olsun. Gene de bildik bir yer aranıyorum, sanki gitmek istediğim bir yer varmış gibi.
50 
 Mevsim Gülbahar - 1. Bölüm/9.  (Kemal Yavuz Paracıkoğlu)

“Kardeşinle mi, abinle mi? Ali Elmas senden epeyi yaşlı da...” “Yok. Onbir yaşında o...”
51 
 Çikolata - 18  (Ezgi Yavuz)

Mutluluk, korku, heyecan, tedirginlik ve bilmediğim daha bir sürü şey...
52 
 Mevsim Gülbahar - 1. Bölüm/4.  (Kemal Yavuz Paracıkoğlu)

Oflaya puflaya, alınlarındaki ter kalın bir toz tabakasıyla karışıncaya kadar toprağı kazmıştılar. Alican, ablasının hayallerinde yer almak istemeyerek, “yok, “ dedi, “ben toprağı böyle eşeleyip durmaktan hoşlanmıyorum. Hem bişey de bulamıyorsun. Boşuna kaz, dur.” Gülbahar, “ İyi. Sen keçi çobanlığına devam et...” diyerek öfkelendi
53 
 Mevsim Gülbahar - 1. Bölüm/2.  (Kemal Yavuz Paracıkoğlu)

Kayaköy muhtarı, yanında ağzı laf edebilen, eli ayağı düzgün bir iki kişiyle birlikte sabah erkenden Kabaloğlu çiftliğine ulaştı...
54 
 Göçe Göçe - Göçmenler Birbirine Düştü - 20  (Ömer Faruk Hüsmüllü)

Gene geçtiğimiz yerler insan cesedi dolu. At, eşek, manda ve öküz leşlerine de rastlıyoruz. Köpekleri görüyorum, kâh insan cesetlerini yerken kâh hayvan leşlerini. Köpeklerin hepsi de birbirinden semiz. Nasıl olmasınlar; onlar için her taraf yiyecek dolu. Bu yüzden birbirlerine, ne saldırıyorlar ne de hırlıyorlar. Bazıları da bir ağaç altında ya da yol üzerinde yatmış dinleniyor. Onlardan mutlusu yok!
55 
 Demokratik Deliler Devleti - 17  (Ömer Faruk Hüsmüllü)

Giderdim de. Oradaki rengarenk çiçeklerle dolu çiçek bahçelerini, özgürce çağıldayan şelaleleri, bir masal ülkesinden gelmiş olan ilginç görünümlü hayvanları, kökleri havada olan ağaçları, birbirini kovalayan el büyüklüğündeki uğur böceklerini, rastgele serpiştirilmiş yanan ama yakmayan ateşleri seyrederdim.
56 
 Göçe Göçe - 10  (Ömer Faruk Hüsmüllü)

Toprağa kök salmamış bir ağacı sökmek çok kolaydır, köklenmiş ağacı sökmek ise oldukça zordur. Milletler de böyledir. Eğer bir millet vatan bellediği topraklara kök saldıysa, onu oradan kolay kolay hiçbir güç söküp atamaz. Çünkü o milletin toprağını kazarsanız ya atalarının kemiklerini ya da tarihi eserlerinin kalıntılarını bulursunuz. İşte bir milletin kök salması budur. Biz acaba bu topraklarda, Balkanlar'da kök salamadık mı da bu felaketler başımıza geldi? Galiba öyle!
57 
 Göçe Göçe - Göçerken Düğün Yapmışlar - 42  (Ömer Faruk Hüsmüllü)

Atalarımın öve öve bitiremedikleri o memleketi görmek, bana nasip olmadı. Ancak, anlatılanlardan oraya gitmiş ve görmüş gibi oldum sayılır. Birçok yönden bizim buraya benziyor. Çünkü Kızılpınar da balkanların dibinde. Dobramirka'daki yerleşme şekli, evler, sayalar, kullanılan ev eşyaları ve tarım araçları sanırım buradaki gibi. Adetler, giyim-kuşam, şive, hatta yiyecekler bile aynı...
58 
 Kurak Gönüller  (Özgür Tanrıverdi)

Aynı cümleler dökülüyordu ağzından ve buna engel de olamıyordu zaten. Akşamın sessizliği ve karanlığı daha yeni yeni çöküyordu yaşadığı şehrin üzerine…
59 
 Çikolata - 17  (Ezgi Yavuz)

Sonra gülüyorum, elimde değil. Bana karşı hissettiği bu duygular o kadar muhteşem ki. Çok kıymetli, çok erişilemeyecek, çok saf duygular bunlar.
60 
 Köpeğin Adı Badi - 78  (Ömer Faruk Hüsmüllü)

Adı: Cihan. Çok başarılı bir cerrahmış. Hatasız çok sayıda ameliyat yapmış. Başarıları özel sektörün dikkatini çekmiş ve bir özel hastaneye çok yüksek ücretle transfer edilmiş. Mutlu bir aile hayatı varmış, karısını taparcasına seviyormuş.

Önceki Sayfa  1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17  Sonraki Sayfa




son eklenenler
Kalbimde Bir Sancı
Onur Altan
Roman > 1. Bölüm
Yankı
Ahmet Odabaş
Roman > 1. Bölüm

 


 


Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © , 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.