• ÝzEdebiyat > Roman > 1. Bölüm |
101
|
|
|
|
Geceleri karanlýkta kenefe gidip ihtiyaç görebilmek için yanýna mutlaka bir lamba ya da fener almak gerekiyor. Çocuklar üþendikleri ve karanlýktan korktuklarý için, onlara bu konuda hoþgörü gösterilebiliyor. Onlar geceleri ihtiyaçlarýný evin arkasýnda giderebilirler. |
|
102
|
|
|
|
Havadaki sýcaklýk giderek artýyordu, belli ki yangýn etrafý ýsýtmýþtý. Alevler kývrýla kývrýla gökyüzüne çýkýyordu |
|
103
|
|
|
|
Mahperi adý gibi ay kadar parlak; bir peri gibi alýmlý ve çok güzel bir kýzmýþ. Teni beyaz, saçlarý aksine simsiyahmýþ. Normalden biraz büyük mavi gözleri varmýþ. Öyle ki bu gözler güldüðü zaman etrafa adeta enerji saçarmýþ. Utangaçmýþ, konuþurken yüzü sýk sýk kýzarýrmýþ. Böyle olmasýna yani utangaçlýðýna raðmen Âþýk ona deðil, tam tersine o Âþýk'a arkadaþlýk teklif etmiþ. |
|
104
|
|
105
|
|
|
|
Yeraltýnda bulunan ateþ yeryüzüne fýþkýrýnca aðaçlarý, hayvanlarý, insanlarý, binalarý cayýr cayýr yakacak; hatta demiri bile eritecek. Akarsular, göller, denizler sýcaklýðýn etkisiyle fokur dokur kaynayacak. Çýkan buhar, yanan maddelerin dumaný ile birleþerek dünyanýn etrafýný siyah bir örtü gibi saracak. Ay, yýldýzlar, hatta güneþ görünmez olacak. Bu simsiyah bulut tabakasý asýrlar sonra aþaðýya çökecek ve dünya simsiyah bir balçýk tarlasýna dönüþecek. Tabii bu þartlar altýnda insan dahil dünyada hiçbir canlý kalmayacak. |
|
106
|
|
|
|
kendini daðýtmak böyle olur... |
|
107
|
|
|
|
Beyin karmaþama çözüm bulmak umuduyla yazmaya karar verdiðimde günlük tutabileceðimi düþündüm. |
|
108
|
|
|
|
Birkaç saat sonra beni yuvadan çýkardýlar, serbet býrakacaklar sanýp sevindim. Boþunaymýþ. Ayaklarýmý baðlayýp kulaklarýmýn ucunu kestiler. Çok acý verdi, böylesi bir acýyý daha önce tattýðýmý hatýrlamýyorum. Ciyak ciyak baðýrdým, adamlar ise ben baðýrdýkça gülüyorlardý. |
|
109
|
|
|
|
O gece yataklar, yorganlar sap tepesinin yanýna getirildi, yatmadan önce etrafý seyrettim. Fazla bir þey görülmüyordu. Sadece aðaçlarýn ve evlerin silüetleri... Ortalýk sessiz sayýlýrdý, cýrcýr böceklerinin ve kurbaðalarýn sesleri de olmasaydý. |
|
110
|
|
|
|
Birbirinden ayrý iki nokta arasýnda sayýsýz nokta bulunur; bu bir matematik kuralýdýr. Eðer birbirine komþu iki nokta çizerseniz, bu ikisi arasýnda hiçbir þey yok demektir... |
|
111
|
|
|
|
Yörük Dede'nin son günlerinde sýk sýk söylediði þu söz, her aklýma geliþte “Acaba neden böyle dedi, ne anlatmak istiyordu?” diye hep sordum kendime: “Sadece günahlarýmdan deðil; varsa sevaplarýmdan da kurtulmak istiyorum; çünkü artýk onlar da bana bir yük...” |
|
112
|
|
|
|
Valizimi alýp yürümeye baþlýyorum kalabalýðýn arasýnda kayboluyorum. Þimdi uçaða binme zamaný. Hoþçakal Ýstanbul... |
|
113
|
|
|
|
Gençlik yýllarýmda Doðu Karadenizin þirin ilçelerinden Ünye ve Fatsa bölgelerinde yapmýþ olduðum fýndýk iþçiliðim sýrasýndaki gözlemlerimi aktarmaya çalýþtým... |
|
114
|
|
|
|
bu bir roman baþlangýcýdýr biraz daha devamý var ama sonlandýramadým tepkilerinizi ve ne yöne gitmesini isterseniz söyleyin deðerlendiririm þimdiden teþekkürler |
|
115
|
|
|
|
Kadýnýn erkeði boþamasý sana biraz tuhaf gelebilir, ama bu bir yörük kadýnýysa boþar. Çünkü bizde kadýn, erkeðin yaptýðý her iþi yapabilir; erkekten aþaðý kalýr bir tarafý yoktur ve onunla eþit haklara sahiptir. Tarihte kocasýný boþayan Türk kadýný örneklerine çokca rastlayabilirsin. Hele ninen gibi bir kadýn, kocasýný haydi haydi boþar! Kafasýna koyduðu þeyi yapardý, kimseden korkusu yoktu. Bir ara, köye bir sapýðýn musallat olduðu haberi çýkmýþtý. |
|
116
|
|
|
|
Karným doyunca, demir kapýnýn altýndan süzülerek dýþarý çýkýyorum. Son çýkýþýmda biraz zorlandýðým için tombullaþtýðýmý söyledim. Kapýnýn altýndan çýkmam Kenan Baba'nýn da iþini kolaylaþtýrýyor |
|
117
|
|
|
|
-Delilerle ilgili masallarý ancak ve ancak bir deli anlatýrsa inanýn.-Sanki, masal anlatayým diye de insanlar deli oluyordu! |
|
118
|
|
|
|
Þimdiye kadar bahsettiðim süreç, en problemli dönemin uzun baþlangýcýný oluþturuyor.Devamýnda ise zevkli bir baþlangýcýn kabusa dönüþmesi var. |
|
119
|
|
|
|
Kadýnlar ve kýzlar yemeðe baþlamadan önce baþlarýný ve yüzlerini örten tülbentlerini çýkardýlar. Kýzlar güzeldi, biri hariç. Çünkü o çirkin kýzýn arý sokmuþ da þiþmiþ gibi yanaklarý, pörtlemiþ gözleri, gülerken gördüðüm çarpýk diþleri hiç hoþuma gitmemiþti. Ondan biraz da korkmuþ olabilirim. |
|
120
|
|
|
|
Ben sahipsiz özgür bir köpekliði, sahipli esir bir köpek olmaya tercih ederim. Bunu ona nasýl anlatabilirim? |
|