..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Uygarlık, gereksiz gereksinimlerin, sonsuz sayıda artmasıdır -Mark Twain
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
İzEdebiyat - 1. Bölüm
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri

Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  

Sonra Bir Gün
Ahmet Zeytinci
Öykü > Gülmece (Mizah)

Bir varmış, iki yokmuş, üç varmış dört yokmuş, beşin bu işler ile hiç alakası yokmuş, beş o sırada senelik izindeymiş. Develer tellal, pireler berber iken, yavru pireler berber çırağı iken, hem develerin tellallığına hem pirelerin berberliğine, hem de yavru pirelerin berber çıraklığına itiraz çokmuş. İtiraz çoksa da hem develer, hem pireler, hem de yavru pireler hiç mi hiç umursamamışlar bunu. Masal bu ya, adı üstünde işte masal, sen de oku bakalı

[DEVAMI]

 

 


 

 




Arama Motoru


• İzEdebiyat > Roman > 1. Bölüm
121 
 Göçe Göçe - Bekarların Buluşma Yeri Köy Çeşmesi - 41  (Ömer Faruk Hüsmüllü)

Çeşmenin başı kız doluydu. On metre ileride ise delikanlılar sıralanmışlardı. Kızlar, başlarında ferace olmasına rağmen hiçbirinin kapağı kapalı değildi. Hani yabancı erkeklerden kaçmak adetti? Burada, aksine kendilerini göstermeye çalışıyorlardı.
122 
 Köpeğin Adı Badi - 75  (Ömer Faruk Hüsmüllü)

Şerife teyzenin yaşı seksen civarında. Kocası Asım amca on beş sene önce ölmüş. Aynı yastığa tam kırk sene baş koyduktan sonra kocasını kaybetmek Şerife teyzeyi çok üzmüş. Etrafında onu teselli edecek çocukları da yokmuş.
123 
 Çikolata - 11  (Ezgi Yavuz)

Bu ülke benim ülkem değil, bu insanlar benim insanlarım değil, akciğerlerime dolan bu hava benim havam değil, yabancıyım buraya.
124 
 Köpeğin Adı Badi - 27  (Ömer Faruk Hüsmüllü)

Şarap bitti. Cafer Aga burnunu çekti, olmadı,bir kere daha çekti, gene olmadı. Ayağa kalktı pantolunun cebine elini soktu, pis bir mendil çıkardı. İçine sümkürdü, mendili cebine koyup oturdu.
125 
 Köpeğin Adı Badi - 2  (Ömer Faruk Hüsmüllü)

Aslancık’la olan beraberliğimiz böyle başladı. Artık bir oyun arkadaşım vardı ve üstelik bu arkadaş beni tehlikelere karşı da koruyordu.
126 
 Demokratik Deliler Devleti - 33  (Ömer Faruk Hüsmüllü)

Sonunda İmparator bunun çaresini buldu: Polislere kuşatmayı kaldırmaları için yarın öğlene kadar kadar süre tanınacak, eğer kuşatma kaldırılmazsa her gün bir köle herkesin gözü önünde öldürülüp cesedi kuleden aşağı atılacaktı. İlk sırada öldürülecek olan köle de Başhekimdi.
127 
 Çapulcu Manyak - 17  (Ömer Faruk Hüsmüllü)

Kadın telaşa kapıldı, ne yapacağını bilemiyordu. Evde aspirin vardı ama bu ilacı vermek doğru olur muydu?
128 
 Günlük - 8  (Arzu Menteşeoğlu)

....Ailemin neden disipline ihtiyacım olduğunu düşündüklerini bilmiyorum.... / Kendimi tanımak adına, her hissettiğimi ve yaptığımı irdeleyip, yolunda gitmeyen şeyler arayarak temelde bir takım yanlışlara yorup, kendime işkence ettiğim dönemlerde;...
129 
 Köpeğin Adı Badi - 42  (Ömer Faruk Hüsmüllü)

Ben sahipsiz özgür bir köpekliği, sahipli esir bir köpek olmaya tercih ederim. Bunu ona nasıl anlatabilirim?
130 
 Göçe Göçe - Ninem Kurşun Döküyor - 43  (Ömer Faruk Hüsmüllü)

Ninem, ocaktaki külleri eşeledi, sönmüş gibi duran üç kömürü yanyana getirdi; dışarıdan kuru ot, kuru yaprak, çalı çırpı ve biraz odun aldı, geldi. Ocağın başına çömeldi; kömürlerin üzerine önce kuru ot ve yaprakları, onların da üzerine çalı çırpıyı koyup başladı üflemeye. Üfledi, üfledi... Kömürlerin birinde kırmızılık belirdi. Ninem avurtlarını şişirerek üflemesine devam etti. Kömürün kızarıklığı arttı ve üzerindeki ot ve yaprakları tutuşturur gibi oldu; çünkü küçük bir alev gördüm.
131 
 Demokratik Deliler Devleti - 23  (Ömer Faruk Hüsmüllü)

“Seni aradım umutsuzca kapalı gözlerimin arkasında. Bu tabii senin kendin değil hayalin olacaktı, ama benim için fark eden bir şey yoktu. Başımı önce omzuna yaslamak, sonra dizlerinin üzerine koymak istiyorum. Bu arada parmakların saçlarımın arasında dolaşırsa heyecandan kalbim hızlı hızlı atmaya başlar. Ya nefesini ensemde, kokunu burnumda hissedersem ne olur biliyor musun? İstersen ne olacağını hiç denemeyelim, böyle kalalım; bu kadarı yeter bana!”
132 
 Henüz Bir İsmi Yok - 2  (gülçin dağhan)

arkadaşlar bu yazımı, radyolarda eskiden yapılan 'arkası yarın' programı gibi düşünün halen bir sonu olmadığı için yorumlarınızı bekliyorum....
133 
 İki Ruh  (Pınar Kalkanoglu)

DEVAM EDECEK
134 
 Köpeğin Adı Badi - 7  (Ömer Faruk Hüsmüllü)

Birkaç yıl para biriktiren Cafer Aga, evlenmeye karar verir. İsteğini bu işleri çekip çeviren Menekşe bacıya açar. O da yüz milyon lira karşılığında ona kendi kızını verebileceğini söyler.
135 
 Çapulcu Manyak - 18  (Ömer Faruk Hüsmüllü)

Koğuşta bir gün kadınların hepsi hüngür hüngür ağladı. Ben şaşırmış bakıyordum etrafa. Annem de ağlayanlara katılınca iyice merak etmiştim. Meğerse o gün koğuşta benim yaşlarda Hasan adında bir çocuk ölmüş.
136 
 Köpeğin Adı Badi - 55  (Ömer Faruk Hüsmüllü)

İki gün gergin bir bekleyiş içinde geçmiş, üçüncü gün şehir gazetesine ilan vermek aklına gelmiş. Tüccarla buluşup onun telefonundaki benim resmimi de gazetede çıkan ilana koydurmuş. Hatta ilanda beni bulana para ödülü de vaad edilmiş.
137 
 Göçe Göçe - Türbedere mi Çerkezköy Mü - 29  (Ömer Faruk Hüsmüllü)

Yıldırım Bayezid, ilim ve askerlik bakımından çok iyi yetiştirilmiş bir Osmanlı padişahıymış. Şehzadeliği zamanında bile birçok savaşa katılmış, bu savaşlarda büyük kahramanlıklar göstermiş. Ama ne yazık ki padişah olduktan on dört-on beş yıl sonra Moğol İmparator'u Timur ile giriştiği Ankara Muharebesinde, yenilip esir düşmüş. Aslında bu muharebeyi kazanabilecek güce sahipken, kaybetmesinin arkasında onun yanında olan bazı beylerin karşı tarafa geçip ihanet etmesi, hatta kendi çocuklarından bazılarının savaş yerinden kaçması yatar. Yıldırım Bayezid esaret hayatını fazla dayanamayıp ölünce, şehzadeleri arasında taht kavgası başlamış.
138 
 Demokratik Deliler Devleti - 18  (Ömer Faruk Hüsmüllü)

Bir türlü uyku tutmuyordu. Uyumak için öyle acayip şeyler düşünüyordum ki... Çocukken nasıl uyuduğumu hayal ettim. En tatlı çocukluk uykum hangisiydi? Annemin dizine başımı koyduğumda hemen uykuya dalıyordum. Gene bu yolu deneyecektim: İşte, annemin dizinde yatıyordum. Olmadı. Annemin dizi de fayda etmedi.
139 
 Göçe Göçe - 7  (Ömer Faruk Hüsmüllü)

Defin işlemi bittikten sonra, başımı kaldırıp ufka baktım. Ay yavaş yavaş çıkmaya başlamıştı, ucunu gördüm. Hipnotize olmuş gibi ayı seyrediyordum. Giderek büyüdü, büyüdü ve sonunda yuvarlak gümüş bir tabak gibi ışığını dünyamıza yaymaya başladı. Şimdi gökyüzünde bir Dolunay vardı. Yani bir Dolunayımızı toprağın altına saklamıştık, ama Tanrı bize şimdi gökyüzünde bir başka Dolunay vermişti. Belki de toprak altındaki Dolunayımızdı gökyüzüne çıkan!
140 
 Ilk Göz Agrim  (Gülbahar Okumus)

Bir hikaye, bir anne ve bir ogul, yazilmamis bir sevda söylenmemis sözler, bir hayata son verirken ardinda bir umut icin acik bir pencere............yeniden baslamak hayata

Önceki Sayfa  1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17  Sonraki Sayfa




son eklenenler
Kalbimde Bir Sancı
Onur Altan
Roman > 1. Bölüm
Yankı
Ahmet Odabaş
Roman > 1. Bölüm

 


 


Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © , 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.