Abdullah Sabri Efendi

ABDULLAH SABRİ EFENDİ

yazı resim

“Tüm yurdumuzda bugünden itibaren İstiklâl Savaşı başlamıştır. Şimdi ise alacağınız karar ve çekeceğiniz telgrafla kadınımız, kızımız, topumuz, tüfeğimizle Mustafa Kemal'in yanında yer almalıyız. İşte vatan elden gidiyor. Hep beraber kurtaracağız.”

Büyük çınar ağaçları ile örtülü Millet Bahçesi'nde, Sancak-ı Şerif ve Sakal-ı Şerif olduğu halde, bir kürsü üzerinden gözleri fincan gibi çakan, kılıç kuşanmış, heybetli bir kişi; Devrek Müftüsü Abdullah Sabri Efendi söylüyordu bu sözleri.

Zaten memleketin düşman işgali altında bulunduğu bu acılı günlerde, sık sık Devrek'teki Tekke Camii'nde halkı milli mücadele noktasında bilinçlendirmek için konuşmalar da yapıyordu, Devrek Kaymakamı'nın menfi tutumuna karşın. Hatta Devrek Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'ni de, Devrek ve bölgede ilk defa o, kurdu. Cemiyet, Devrek ve Batı Cephesi'ne yapılan ikmal faaliyetlerinde önemli işler yaptı. Devrek halkı dokudukları bezlerden yaptıkları çamaşır ve kazakları cepheye onun aracılığıyla ulaştırmada adeta yarışıyordu.

İstanbul Hükümeti tarafından yayımlanan ve Kuva-yı Milliyecilerin öldürülmelerinin dinen caiz ve vazife sayıldığını duyuran fetvasına karşı, Ankara Müftüsü Mehmet Rıfat Efendi tarafından ilan edilen Ankara Fetvası'na, o, Devrek Müftüsü olarak imza koydu.

Devrek halkı onun nutuklarıyla coşuyordu…

Hatta ikinci Düzce isyanının çıkması ile birlikte, Türkiye Büyük Millet Meclisi onu, 'Halkı ulusal direnişe teşvik ve Milli Mücadele'nin ilkeleri konusunda aydınlatmak üzere' de görevlendirecekti.

Devrek'imizin hem manevi lideri ve kandili idi. Halveti Dergâhı Postnişini babası Hacı Mehmet Efendi'den devraldığı maneviyat sancağını Devrek'te dalgalandırıyordu. Devrek halkının dini dünyasını da aydınlatıyordu aynı zamanda, tıpkı Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî gibi.

Abdullah Sabri Efendi'nin mensubu olduğu bu tarikat, tamamıyla Sünni bir tarikattır ve Abdullah Sıraceddin Ömer bin Ekmeleddin Lâhici tarafından kurulmuştur. İbadet sırasında halvet, yani yalnız başına ibadet edilmesinden, tarikat bu isimle anılmıştır.

Abdullah Sabri Efendi'nin hayatını 'Milli Mücadelede Din Adamları I-II, Ankara, 2007', adlı eserinde Ali Sarıkoyuncu ele almıştır. Abdullah Sabri Efendi 1870'de Devrek'te doğdu. 1896'da müderris oldu ve babasının ölümüyle Dergâh'ta irşada devam etti. 1911'de ise Devrek Müftüsü oldu. Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi birinci dönem Bolu milletvekili olarak meclise girmiş ve mecliste Şer'iye ve Evkaf ve İrşad komisyonlarında görev almıştır. Soyadı kanunuyla, Aytaç soy ismini alan Abdullah Sabri Efendi, 1950 yılında Hakk'a yürümüştür.

Devrek'imizin hakkını ödeyemeyeceği ve bölgemizin yetiştirdiği böyle bir şahsiyet ne yazık ki bugün Devrek'te hak ettiği yerde değildir. Daha düne kadar mezarı bile çok harap ve bitap bir halde idi. Evet, bugün Fatih İlköğretim Okulu yanında bu değerimizin bir heykeli var, ama Cumhuriyet Alanımızda tüm şehitlerimiz ile birlikte Abdullah Sabri Efendi adına bir anıt ne güzel yakışırdı. Doğum ve ölüm günlerinde ve milli bayramlarımız sırasında anılmak, Devrek'imizin bu değerinin de hakkıdır.

• Onun sahip çıktığı tüm değerlere, bugün Devrek halkı daha da sağlam bir şekilde sahip çıkmalıdır.

• Abdullah Sabri Efendi'nin biyografisi doğru bir şekilde yazılarak gelecek kuşaklara tanıtılmalıdır.

• Ayrıca Birinci Cihan Harbi'nden İstiklâl Savaşı'na kadar şehit olmuş Devrekli ecdadımızın ve tüm şehitlerimizin listesi yayımlanarak, kitaplaştırılmalıdır.

Geçmişimize, tarihimize ve tüm değerlerimize sahip çıkmalıyız!

Kalın sağlıcakla…

Başa Dön