yönünü kaybetmiş,
yürüyen bir şiirdir aşk
ayaklarına dolanan suç ve günahla
tozunu toprağını rüzgara teslim edendir,
bir şiir ki!
gözlerinde tarifi olmayan acı
ve
kimse bilmez
çatal dilinin arasında sıkışıp kalan
paklanmış hayatı
ey!
dokuz canından sekizini aşk carpan,
kalan son canıyla
oturup da
kendi haline acıyan nankör kedi
ölüm aklına her geldiğinde
yatağından kalkarak
kendine umut kokan bir çöplük arıyorsun
el ele tutuşup gezinen tanrıların
parmak uçlarındaki
ölümsüzlük iksiri midir aklındaki
kaç bakış fırlattın göğe
dileğin için
bak şimdi!
iki gözümün hayal etmeyi unuttuğu
çığırtkan kuşum;
dikendir kirpiklerin bakma yüzüme
bakıp da
bir aşağı bir yukarı hızlandırma zamanı
sana bakamayacak
utangaç siyahlarım
kusurlarına bakma..
dilimin altında siyah notlarım
konuşurken yuttuğum kelimelerim var
öfkemin dili tutulmuşken
çek elini ruhumun üstünden
çek ve git..
yanılgılarını bırak masamın üstüne
bırak ve git
çok incittik masalımıza girmeye çalışan kargaları
bir oh çek haydi
yutsun;
okyanus yüreğinin amansız girdabı
bilmeni isterim ki!
aşk!
siyahın migreni içinde
intikam duygusunun karıştığı
bir rüyaydı sadece
bilirsin;
her renk kendi rolünü oynatır..
aşk ve savaş içinde;
çağa ayak uyduramayan fareler
her gün bir parça eksilir kendisinden..
zıplayarak geçeceğin yollarda
medeniyetin gözünü severek;
güven duygusunun elinden tutmayı
unutma..
laf aramızda;
göz kapakları yoktur balıkların
en sevdikleri oyundur saklambaç
sürekli
küçük hesaplarını büyütmek için
oltanın ucundaki kırık hayata takılır
adını koyduğum şiirler
tatlı su akvaryumunda yüzüyor
suyunu değiştirmeden
yıkadım ellerimi
aklımdaki ölü köpekbalıkları
nefret ederken senden
yürekten sevdim seni..
içimdeki kayıp fırtınanın
şiirisin
yeminlerimi bozan..
Sevda Gencer..