Nisan yanım ağır basar gül ağlar,
Gönül gözüm cana küser dil ağlar.
Marttan yana derdim yoktur velâkin;
Nâğme vurur bahtımızdan tel ağlar.
Her yağmur tanesi bir tecellîyse,
Âsumandan yere inen sel ağlar.
Çeşit çeşit çiçeklerden toplanan,
Katresiyle şifâ veren bal ağlar.
Mevsimlere sözüm geçmez olmuş ki ;
Mâzi yeni, âti eski, yıl ağlar.
Kerem yanmış, Mecnûn ölmüş, ben varsam;
Beni yâre vâsıl eden çöl ağlar.
Şimdi sevgi filizlenir duygular,
Bu ocakta közlenmeyen kül ağlar.
Sevgilide bu tatlı naz oldukça,
Göz karası hançer çeker kül ağlar.
İncilenir eşk-i Dîdem bu yolda,
Namazgâhta Hâkk'a varan el ağlar.
Meçhûl eser, bâd-ı sabâ usanır,
Ric'ât eyler şeyda bülbül yel ağlar.
Müjdat ER