ağlatıp acısı derdi söyletir
nadiren doğrulur başlar yerinden
dünya kurulalı beri böyledir
katiyen oynamaz taşlar yerinden
yar bağrına hasret tohumu eker
çünkü keklik kısmı gök yer de seker
hıçkırırsın bazen içini çeker
yeniden dökülür yaşlar yerinden
benzemez içkiyle mümkün kabile
belki unutulur uyku hab ile
aç gezip kahve de çalışsan bile
alınmaz bardağın boşlar yerinden
değilken yaş henüz kırkları aşkın
aklar belirmekte şakakta taşkın
bakarsın ayna da aksine şaşkın
yukarı kalkarak kaşlar yerinden
o pırıl pırıl genç acaba kimdi
solmuş benzin aslı galiba çimdi
ah ulan bir kanat olmalı şimdi
ne güzel göç eder kuşlar yerinden
bekar odan mutfak üzeri evye
ısıt piknik tüpte dün ki pilav ye
internet köşesi bozuk klavye
bastıkça fırlıyor tuşlar yerinden..