Ahhh Lidya kıralım esaret zincirlerini
ebediyete açılsın her bir halka
varlığın varlığımdır derken dudaklarım
her cümlede taşsın yüreklerimiz ortaya
saklı gizlerde kalmış ne varsa dökülsün kucağımıza
binlerce cümlenin koynunda kavuşsun yüreklerimiz
aşkın en taze duygularını yaşayalım birlikte
en saf halimizle yeni doğan bir bebeğin gülüşlerinde bırakalım masumiyetimizi
duruluğun saflığında ellerimiz kenetlensin
kenetlensin ki sonsuzluğa açılan o kapıdan bir/likte geçelim...
Ahh Lidya yanan bir yüreğin çığlıklarını duyabilirmisin sen
kulakların bunları duymaya yeter mi sanıyorsun
yüreğin duymazken sana olan seslenişimi
her bir cümle anlamını kaybetmez mi sanıyorsun
anlamlarını yitiren her bir seslenişte arıyorum seni ve güzelliğini
bir bilsen okyanusların derinliklerinde yaşayan bir mercan misali her an sen diye ağlıyorum
ağlarken dökülen her damlada taşıyor taştıkça bentleri yıkıyorum...
Ahhh Lidya yıkılan gururum örseleniyor avuçlarında
bir demirci ustasının tezgahında çeliğe dönüşüyorum
sertleşiyor avuçlarından akarken duygularım
sensizliği yaşadıkça yüreğim küsüyor yarınlara
umutsuzluk kaplıyor her bir zerremi
işte ben o zaman bir metal parçası gibi dayanılmaz hararetimle
taşlaşıyorum bir kenarda soğuk bir kalıpta
sönüyor içimdeki ateş yangınlarım olmuyor sana eş...
Ahhh Lidya duy sesimi cevap ver haykırışlarıma
bu dayanılmaz haykırışlar ulaşsın artık sana
biçimsizliğin kalıplarından kurtar yüreğimi
kurtar ki aşkın ateşiyle kavrulurken
dudaklarımdan dökülen her bir cümlede adını sayıklayayım
dilim sen sen diye çağlarken yüreğim eşlik etsin yakarışlarıma...
Ahh Lidya karanlıklarda hapsolmuş bu mahkumiyeti bitir artık
aslolan esaret yaşansın sonsuzlukta tek bir yürekte
bir mum alevinde erirken düşlerimiz birleşsin seninle
yarınlar kucaklarken aşkımızı destan olsun binbir gecede...
Hülya Akyıldız