Yalnızlığın ifadelerinde hüzün
Yok ediyor beni anne
Yıkıldı değerler, adak olduk
Değişen düşünceler içerisinde
Yokluğun
İçimdeki yalnızlık korkularını
Örtüyor şimdi
Üşüyorum, üşüyorum
Sayrıştı insanlar nerdesin anne
Her akşam türkülerin dili yürek gurbetim
Vurur, inler sol anahtarım
Sevgim fa diyez anlaşılmaz
Asılır kalır kimliğim şüphelerde
Uzaklarda
Sızlayır bam telim nerdesin anne
Ahh
Kim sevdalıdır benim kadar uzaklara
Kim sevebilir dünyalar kadar
Kim yâr/en olabilir yüzünü görmediği
Sesini duymadığı ve
Şafaklar efkârlarınca
Yavaş yavaş batan güneşin ardından
İnsanı üşüten o soğuklara
Kim yanabilir
Ne yana baksam hüzün
Ne yana baksam efkâr
Ve ne yana baksam vefasız
Tükendi sevgi payım nerdesin anne
Veryansın ediyorum şimdi hayata
Ezik bir yüreğin ve esrik bir aklın
Hicran yaralarından
Kalbim ağrıyor
Gün geçiyor anne, ömür bitiyor
Her şey bir hazan mevsiminde
Her ümidi sardıkça yüreğim
Ve aşktan, sevgiden yoksun
Yangınlar doluyor işte
Üşüyorum
Üşüyorum anne,
Çoğu zaman bu yangınlarda
İşte
Üşütüyor kimi zaman vefasız
Can dediklerim, canıma koyduklarım
Hasret yaralı gül, özlem kederli
Arzular intizar
Terkedilmiş bir şehrin ayak sesleri
Ahh
Nasılda acıtıyor kahreden yanımı
Nasılda sızlatıyor bir bilsen
Tükendi can servetim, nasıl yaşarım
Dersin
Tükendim artık nerdesin anne
02/07/2009
Sevgili Özbek