"Yazmaya başlamak için ilham beklemek, gemiye binmek için fırtına beklemek gibidir." - Ernest Hemingway (kurgusal)"

Anneme...

ergen dönemimde geldi bu hediye ve buram buram çiçek kokuluydu...

yazı resim

Hayat bir su gibi, sessiz ama derinden akıp gidiyor işte... Bazen duru – bazen de çağlayan misali... Dalga dalga...

Annemin bana aldığı ilk parfümüm geldi aklıma birdenbire... Hiç unutmadım adı “bugi” y di... Ergen dönemimde geldi bu hediye ve buram buram çiçek kokuluydu... Ne kadar çok sevinmiştim o gün... Ve hiç aklıma gelmezdi birgün kalbimin “annesizlikle” çarpacağını...

Az önce mutfakta ocağın üstündeki tencereye bakakaldım bir süre... Kimbilir ne zaman içine katıksız sevgisini katarak bize yemek yapmıştır o tencere de annecim...

Ve kimbilir ne zaman, hangi gece düşlere sığınarak, bizi uyurken izlemiştir gözlerinde birkaç damla yaşla...

Çayı çok severdi içmezse başı ağrırdı, en sevmediği şey bankadan kartla para çekmekti, en sevdiği yiyecek buz gibi nefis bir dondurma... Ama illa ki, sade ve kakaolu...Serde emekli öğretmenlik vardı ya, emekliliğindeki yaz akşamlarının tadını kimi zaman balkondan sarkan sarmaşığın serinliğinde bulurdu...

Gözleri yeşildi, saçları sarı... Teni bembeyaz, kalbi pırıl pırıldı...

Ve 98’in 22 temmuz’un da sabaha karşı bize aniden veda etti... Ve ben o tarihten sonra vedaları hiç sevmedim... sevemedim...

]

KİTAP İZLERİ

Engereğin Gözü

Zülfü Livaneli

İktidarın Göz Kamaştıran Işığı ve Bir Hadımın Gözünden Saray Zülfü Livaneli’nin, okurunu XVII. yüzyıl Topkapı Sarayı'nın loş ve entrika dolu koridorlarına davet eden romanı "Engereğin
İncelemeyi Oku

Yorumlar

Başa Dön