Asırlık Nasır

Biliyorum, durmak ayaklarıma göre değil / nasırlığım yüzyıllar öncesine ait çünkü.

yazı resim

tahta bir beden, hesapsız kaldırım
tamam sokak bugün bir yere
gitme zorunluluğun yok.
insan merdivene bu kadar
ihanet edebilir çıkamadığında
biliyorum inmek bana göre değil
sıkılganlığım yüzyıllar öncesine ait çünkü.

yüzümde ayarlı ayarsız köy düğünleri
vakitsiz bir masa başı bulanıklığı çarpıyor göğsüme
bundan sonrası karanlık
göremiyorum midemdeki yumruğu.
anlamını yitirmişse bir şarkı
başka bir şarkıda,
ölüm şiirsel geliyorsa insana,
varsa yaşamın kafiyeli bir yanı
hep sana bağlıyorum olanların başını.

sen herkesten sakladığım
ama herkesin alnında gördüğüm sırrımsın sanki.

benim burada, tam yolun burasında
yaşadığım duraklama dönemi
ne imparatorlukları çökertti, belki
bilirim onların sarayları nefretten
insanları perdedendi.
o'ysa benim dualarım
geçmişten gelip geleceğe dönen
bir adamın kamburuydu halbuki.

benim orada, tam yolun orasında
yaşadığım bu acı
hiçte yabancı gelmiyor ellerime
çünkü benim beynim yıllardır
ayaklarımla kavga halinde.
ki ayaklarımdır bu ceset bedeni
griye çeviren
ayaklarımdır çocuklar doğmadan konuşabilen.
biliyorum durmak ayaklarıma göre değil
nasırlığım yüzyıllar öncesine ait çünkü.

taşıyamadığım bütün sevinçleri
üzerinde bulunduruşum,
nice elbiseler giymek zorunda kalışım
buraya gelmek için en zor soruyu seçtim;
neden her şey kolayı seçiyor?
insan neden sorusunu
ne kadar kolay soruyor.
biliyorum, sevilmek bana göre değil
yalnızlığım yüzyıllar öncesine ait çünkü.

sen hiç bir yerde yaşamadığım,
ama herkesin yanlışında gördüğüm
doğrumsun sanki.

Başa Dön