AŞK
Kitabı okuduktan sonra ya aşkınızı sorgulamaya ya da aşkı aramaya başlayabilirsiniz.Aşkı ilahi anlamda yaşayan birileri olup olmadığını düşünecek ve yahut kıskanıp siz de aşık olmak isteyeceksiniz.
Kitap aşka her yönüyle ışık tutmaya çalışmış.Allah’a olan aşk,karşılıksız aşk,dostluk aşkı,öğrenme aşkı,tabiat aşkı hepsinin inceliklerini, sakıncalarını ortaya koymuş.Özellikle Mesnevi’den alıntılarla süslediği Şems’in kırk kuralı, yazarın Mevlana hakkında bildiklerinin azımsanamayacak ölçüde olduğunu ve Mevlana’yı duymayan birinin bile ilgisini cezbedecek kadar duyarlı yazıldığını ispatlıyor.Birbirine geçmiş birden fazla zamanla oyun oynarcasına geçişleri başarılı, insanları okurken bir sonraki zamanın gelişini beklerken zaman verip soluklanmasını sağlar gibi.
Hakkında duyduğum türlü olumsuz eleştirilere rağmen;örneğin reklam yolu ile satışın artırıldığı gibi,bu kitabı okumakta geciktiğimi düşünüyorum.Daha önce defalarca Mevlana ve öğretisi hakkında kitaplar okumaya çalışsam da hep önde okunacak başka kitaplar olduğunu düşünmüştüm.Ama Aşk’ı okuduktan sonra önceliğim Mesnevi’yi okumak olacaktır.
Hayatın koşuşturmaları içinde insanların kendini unutmasına varacak bu kayboluşun, okuyan insanların kendi hayatlarını sorgulayarak ne derece kaybolduklarını ,belki de hiç yapamadıkları, hayat listesinde en sonlarda yer alan ancak, onun hayatında belki önemli değişikliklere yol açacak maddelerin listenin üst sıralarına gelmesini sağlayacaktır.
Kısacası Aşk, aşkın insanla içiçe,burun buruna yaşadığını, onu aramanın yolunun ona kalbini açmak olduğunu, bulunca ise sımsıkı sarılmanın gerekliliğini anlatan bir roman.
Doyumsuz aşklar ile.