Aynalarla Yaşamak

Zor iştir yaşamak aynalarla geceleri ve uyanmaya çalışmak hiç dalmadığın bir uykudan. İzi kalır yüzünde sarıldığın yıldızların...

yazı resimYZ

Uykusuzluğun üstüne vuran sabah güneşi gibi yoktur böyle ansızın hissettiren yalnızlığı. Işıklar vakitsiz yaka(la)r gözlerini; buğulu karşılarsın sabahı yeni uyanmış bir melek gibi. Bir şeyler vardır mutlaka geride bıraktığın; bir türlü sonunu getiremediğin o düş, bir türlü aklına gelmeyen şarkının sözleri; bir türlü sonu gelmeyen, yine de hiç bitmesin istediğin kalın roman, bir de yalnız geceleri ardını gösteren o koca ayna… Bir adı da yalnızlık olan birçok şey kalır ardında. Ne var ki yazılanın yazısıdır silinmek… Karanlıkta yazılmış her cümle günışığıyla silinir ve her sabah aslına bırakır yerini aynadaki suretin.

Uzak ülkelere göç eden sevgiliyi uğurlamak gibidir gündüze bağlamak bir geceyi.
Hiç konuşmadan vedalaşır, küçük bir mucizeye umutlarını yükleyip bakar kalırsın ardından…
Gider… Bir ışık yükselir doğudan, alır götürür koyuya kaçan her şeyi. Kaybolur teker teker yastık yaptığın yıldızlar. Buz keser bir anda tüm düşler, acıyla açılır her sabah sakladığın yaraların. Zor iştir yaşamak aynalarla geceleri ve uyanmaya çalışmak hiç dalmadığın bir uykudan. İzi kalır yüzünde sarıldığın yıldızların.

VE SEN, GÖZLERİ YAĞMUR TAŞAN KÜÇÜK KIZ… Yine sabah olacak ve yüzünde “ismine yakışır bir gülümsemeyle” yeryüzüne” akacaksın. Ve inan gülmek öyle yakışacak ki gözlerine, kimseye ağla(ya)mayacaksın... Kimseler görmeyecek yüzündeki yastık izini. Yüzünde hep bir yastık lekesi, aklımda öyle kalacaksın…

Haziran 2005, Beytepe

Başa Dön