İstanbullu bir deli hüzün
Geldi parmaklarımdan tuttu
Ben nasıl şarkı söylerim şimdi
Şimdi ben nasıl öperim
Yosun gözlü mor karanfilimi
Martılarım beni unuttu.
Martılarım beni unuttu
O uzakta kaldı deniz kokardı hem
Ben gülünce /ben gülmezdim ki/
O da gülerdi
Bilmez ki ağlamasını da
Ne olacak şimdi
İstanbullu bir deli hüznü
Geldi parmaklarımdan tuttu
195 inci caddeye yağmur yağdı
az ışıklı bir sokak fenerinin
beni görünce gülmesi tuttu
gurbetçilik acı soğanla
öz kardeş mi diye sordum
195 inci caddeye yağan yağmur
bunu duysaydı selam vermezdi
durmaz çeker giderdi
durmaz çeker giderdi buralardan
kim olsa çeker giderdi
bunca dayanamazdı
dört ucu gül kırmızı mendil gibi
katlayıp cebine koyamazdı yalnızlığı
kim olsa.
Bir sevdim bir daha çok sevdim
Sen mavice bir yağmurun altında
İyicene ıslan da öyle gel dedim
Saç bağın çözülsün kendiliğinden
Pembe dudakların eşitlesin beni sana
Tam bu sırada
İstanbullu bir deli hüzün
Geldi parmaklarımdan tuttu.