Balıkçı Kedisi

`gece yürüyüşlerinin en iyi adımı` ancak korkularınızın üstüne basmayı öğrenebildiğiniz kadar ilerleyecek olmanızdır ve inanın bu gayet sağlam bir adımdır..

yazı resim

Balıkçı Kedisi_

gece yürüyüşlerinin en iyi adımı
ancak korkularınızın üstüne basmayı öğrenebildiğiniz kadar ilerleyecek olmanızdır
ve inanın
bu gayet sağlam bir adımdır..

hemen önümde gri
toprak kurusu ve çamur lekesiyle bezenmiş_ ıslak kuyruğunu
iri tüyleri arasında dengesizce savurup duran
bir balıkçı kedisi yürüyordu

kedi gecenin kasvet sandığım kuytusuna sürünerek gri siyah voltasını hükmü dahilinde gezebileceği tüm sokaklarda ve o anda benim tüm yalnızlığıma atıyordu
şimdilik
sınırsız ve sıkıntısızdı yalnızlığım ise bir boş sokak kadar ışıklar altında
bir boş sokak kadar lekeli
ve bir boş sokak kadar sınırlıydı
aylaklığı kedi voltasıyla atılmış-bir iki keskin yırtıkla da biçimlenmiş ve bana özgü_

..önümde kedi
gri bir yumak gibi
yokuş aşağı ıslak yünüyle yolları süpürerek tenine hapsederken yaşamaktan başka bildiği hiç bir şeyi kalmamışken hemen arkasında
sadece bir ben
nefes alış verişlerimle elde ettiğim yorgun kazanımlarımı nefesleyip yürüyor olduğum boş sokağın sonuna varabilmek için kendime yorulmaktan başka hiçbir çare bırakmıyordum

cadde uzun ve ıslak karanlık rengiydi
üstümde tedirgin tel örgülerden bakınan kuşların tek telden sessizliğini
biraz daha üstünde taranmış saçlarıyla gök yüzünün hududunda gezinen gri bulutları

bir ırmağın iri katıklı gövdesinin serin nefesi
ve duyarlı bir yalnızlığı
şu sarı lambanın sarı çocuklarını
karartan perdeli
evleri
ve evlerin sarı pencerelerini
sarmalayan cadde
terk edilmiş kalabalıklar
ve kalıcı yalnızlıkları
ışığın
böylesi kararsız gelişlerini
yakmalı ya da sönmeliydi
ama yalnızlıkların böyle zamansızdır sesi
--rüzgar tanesi
içinde birikintisi ve
su serpintisi ile
yüzüne eserken
duyar
içine eğilip sızar
uzanırsın bir okyanus seherini
sırılsıklam ve azsındır
okyanus rengi
ve tuzu ellerinde
sahi nerede başlamıştı bu deniz seferi
ve o deniz nerede biter
bir deniz nerede biterdi
bitmezse
başlardı elbet
deniz her yerinden nihayet_

cadde
sokak sokak damarlarından
nefesimle kan akıtmalarda
nefes alış verişim ben yürüdükçe etrafımı saran keskin balık kokuları yüzünden gittikçe ağırlaşırken ve bir yerden sonra yumuşamış ve eprimiş kaygan balık çöpleri ayakkabılarımın altına ipek kumaştan serilerek ve ekşi bir tat ile çoktan ölmüş olan balıkların berbat tadını damağımda var ederek yok olmaya mahkum bırakılıyordu
cadde ipekten kumaş
sokakların bağlandığı yerde
başlıyordu

bu sebepten --an önce balık restoranlarının olduğu sokaktan geçip ana caddenin yosunla sıvanmış gövdesine çıkmayı umarak ve içinde biraz deniz kokusu olan tertemiz bir caddeyi de düşleyerek yokuş aşağı hızlıca ilerledim

cadde tel örgüler ve sarı ışıklar altında kendinden emindi benim ise henüz emin sonrası biraz daha emin hissetmem için gerekli olan ne deniz üzerinde kayan bir vapur
ne yol üzerinde koşan bir araba
ne bir kuş
ne de içimdebir his kalmamıştı
gecelere atıp taktığım kayıp adımlarımın altındaki kırık gerçekler yüzüme vuruyordu sadece -KoRkuyordum- aksak tokatlardan ve aksak kızartılardan
ve ıslak çöpler üzerinde yürüdüğümden cadde boyu -KaYıyordum-

inerken iniyor olduğum yokuşa doğru dönmeyi düşünüp geriye doğru baktım kedi arkamda duran siyah cumbalı evin giriş kapısının önünde patilerinin üstünde oturmuş öylece beni seyrediyordu

kedinin yüzünde şaşkınlıkla karışık bir emin olamama ifadesi vardı
o sanki bir şeyden emindi ve şimdiye dek hiçbir şeyden emin olamamıştı
artık emin olduğu o şeyin de sadece bir şeylerden emin olma düşüncesi olduğuna takılıp kalmış öylece beni seyrediyordu

kedi benden emindi
belki_
vapurun gelmeyecğinden
yolların boş sesinden
beni almak için caddeye uçak filan inmeyeceğinden de emindi
şimdiye dek görülmemiş olanlar görülmeyecekti yine
şimdi hala
-geceydi caddeydi
soğuktu soğuyorduda
ayrıca yalnızdım
o karanlık kuytuda gezinen tek ses`tim
-korkularına adımlarını çakıp ya da adımlarını korkularına çakıp
yapraklara dokunup
sadece kendimi ürpertip
rüzgara benzedim

herhangi bir zamanı daha eski bir zamanıyla bölüp elinde kalanları toplayıp yollara kırılan bir ben- o sokak ve caddede sezilen tek sesin sahibi idim ve gri balıkçı kedisi
yalnızlığıma bakıp hala neden herhangi bir kayboluşun beni içine alıp yok etmeyişine şaşırıyordu ve emindi ki şaşkın olmak şimdiye dek hiç bir şeyden emin olamama durumuydu

kedi ağlamadı nihayetinde
benim dışımda da yeni bir gün doğacaktı
kedi için yenilecekler henüz denizden çıkarılıp tutulacaktı
ve biraz sonra kayıktan indirilip öncesi pişip sonrası beğenilmeyip en sonunda gri kedinin ıslak tüyleri arasında parçalanmaya bırakılacaktı

yokuş hem yukarı hem de aşağı inilecek ama çıkılamayacaktı
deniz hiç bir kıyıda bitmeyecek her kıyıda başlayacaktı
cadde bu gece de kendinden emin renklere kuşanacaktı
geç saatte
vapur kalkmayacak
araç bulunmayacak
caddeye hiçbir uçak düşmeyecek ya da inmeyecekti
ve bu gece de hiç bir kuş hiç bir kimseyi ellerinden tutup bütünüyle gökyüzüne uçuramayacaktı

emin olma durumu ancak korkularımızın üstüne basmayı öğrenebildiğimiz ölçüde sağlamdır
ve O balıkçı kedisi benden pek emindi
ve bu hikayede ben gece yürüyüşlerini kendi içinde biriktiren bazen yokuş aşağı bazen de yokuş yukarı uzanan o boş sokağın ta kendisiyim
adımları ayaklar altında
ve ayakları üstüne sağlam basan
bir sokak içiyim

kuşkusuz ki balıkçı kedisi ancak hiç bir gün oradan ayrılamaycağımdan emin olduğu sürece benimle yaşayabilirdi ve başı bir sokak olarak sadece anlaşılmak bir kedi tarafından ancak bu kadarıyla inandırıcı olabilirdi yalnızlık anlatılabilir miydi_
emin olduğum yalnızlığın anlatılmaya değer olduğu idi
ve benim]-yalnızlığım ise bir boş sokak kadar ışıklar altında
bir boş sokak kadar lekeli
ve bir boş sokak kadar sınırlıydı_
çünkü yalnızlıkların böyledir sesi
--rüzgar tanesi
içinde birikintisi ve
su serpintisi ile
terk etmek için birilerini
içinden geçip gittiğin
sınırlı bir sokak_ geçerken
okyanusa değip bıraktığı su tanesinin yoktur rengi
ve hiç bir kıyıda bitmez deniz seheri
her kıyıda başlar yeniden
okyanus her yerinden nihayet

yalnızlıkların sınırlı sesi \_balıkçı kuşunu kovalarken O kedi\_ sığındığım O daimi sevgili

Başa Dön