Eylülde Gezen Balık

temiz bir yazdı parlak bir su içtim

yazı resim

Tam bir yazdı
yarım bir şarkı başladı
pencereyi ve sesi açtım
modernleşen dünyanın modernleşen gri hücrelerini gezdim
seni kolayladım
şarkıyla beraber bunalan dünyanın statik elektriği de kesildi
saçlarım dahi öfkelenmişti
keskindim
kalktım bir sigara daha bıraktım ...

temiz bir yazdı
parlak bir su içtim
akvaryumda kalmış olan kumları temizledim ve
sandalyenin sarı kumaşına yaslandım
kirli bir anıyı canlandırdım
yüzümü ekşittim üstelik hatalarımdan uzaktım

temiz bir yazdı
ben eylüle benzedim
eylülde yüzmüş bir balığın mevsimlerden uzak olmasına şaşırdım ki
sahi hangi mevsimin herhangi bir parçası olacaktım?
eylül de hiç bir tekrarlanan yıl kadar kendisi olmadı halbuki
deniz her an nemli,
balık gafildi aylardan
şarkılar hep yarın...
biraz da biz tutulmuştuk kendi anlamlarımız tarafından
bir daha çocuk olamayacağımız gibi
biraz daha aşık da olamayacaktık yitik tekrarlara...

temiz bir yazdı
bir çocuk bakır ağladı
saçları sarıydı hem de oğlandı
yanaklarında göz yaşından kalma bir leke vardı
ve tırnakları karaydı
kararmış tırnaklarını kemirirken
kazaklarının sökük kollarından kırmızı bir yarayı andırırdı
ben salkımları dökerdim yüzünün bulutlarından
tek tek koparırdım yaşlarındaki acıyı
içim filizlenirdi
çocuk oğlandı çok da durağandı
ekşi bir adı vardı
sarpasaran kelimeleriyle
içimde kızıl bir nehir açardı
üstelik hüznü lekesiz bir acı salardı
bu defa ne sen ne de herhangi bir diğeri değil tamamen ben toplardım...

ah temiz bir yazdı
aylardan bir takım eylüller değildi
ki her biri teker teker gelirdi
ve her ölüm yenilenirdi
balık gafil deniz nemliydi
hıçkırdım.
bir anda sadece ağlayarak kısa sürdü ve bitti.
bir daha çocukluğuna azalmayacaktım
üstelik oğlandı çocuk ve kirli bir yüzde geziniyordu göz yaşların temiz titremelerinin karşısında
oturdum bir bardak su içtim
sarıydı sandalye, yüzün lekeli
kalktım
akvaryumu temizledim ölmüş olan balıkları tuttum
bazıları dişiydi
ve sen balıklar tarafından hiç sevilmiş miydin?
yine de beslerdin

temiz bir yazdı
cinsiyeti yoktu bakışlarının
huzursuz bir cümle kırıldı dişlerimin arasından
toz toprak kokuyordu avuçların
saçlarında nem vardı
ıslanmış bir oğlandın
üstelik sokaktaydın
balıklar nemli denizde gri bir eylülden gafil ve seni henüz sevmemiş iken
sandalyemin sırtına yaslandım
dengemi korudum ve durdum
artık seni yok.luyordum ve kokuyordun gürül gürül bir çocuğu
ve beyaz bir koku sarıyordu ellerimi
sabundan bir göz yanması anneden bir şamar dokunuyordu usulca...

eski bir acıydın
bir anıyla patlayan
temiz bir yazdı
hatalı olan ben değildim
dudağında pembe bir uçuk tanesiydi o zamanlar uçak savarlar
giz dökümlü bir elbiseydi gülüşün
yüzünün ardındaki sesini gizlerdi
kirli bombaları gövdesinde taşıyan çok milyonlar tutarında
içindeki simit açlığı sırtımdaki sandalye baskısıyla bilmiyorum sana hep eylül seslenirdi sanki
yüz de sendeydi ses de
hep daha az yaz daha az kış daha az savaş
denizin dışından seslenirdi eylül
sen umursamaz uğuldardın
hep daha az sav daha az yaz daha az aş...
sana anlatmadığım bir hikayeyi söküyorum şimdi kırmızı bir kazaktan
dudağında açmış bir uçuk tanesinden
ve oğlanın korkmuş günlerinden
ve senin yüzünden
yazıyorum

temiz bir yazdı
yanındaki kadına baktım
elimdeki çakıyla bir dalı kazıdım ve kanattım tırnağımı
çakı kaygandı deniz nemli
bir balığın denizin içinde olduğunu bilmemesi gibi
ardındaki kadına baktım
çakıyı kanattım tırnaklarımı kontrol edip
yüzünden aşkı yuvarladım
ve ittim kelimeleri
sırtımı yasladığım
denizin mavi bir bakışı vardı
yüzüm pembe bir kumaştı
kalktım ben eylüle benzedim
üstelik eylülde yüzen o balığın bir eylülü bir de seni hiç bilmemiş olmasına şaşırdım
acıyı bırakalım da balığı besleyelim dedim
ve ne yaptım?
Kalktım bir seni daha bıraktım .

Tavsiye: Hans-Gunter Wagener - Summer night's dreams

Başa Dön