BARUT GİBİ ESMER I
Sonbahar gelirim gözleri silah çatar karanlığa
Gündüzlerin koynunda büyüttükçe barut esmerliğimi
Nice çocuklar şimşeklerden adamlar yaratır
Kömüre dokunmuş gibi öfkeli bulutlardan gibi ışıldayan
Gölgeler!
Adımla tanık oluyor çürüyen şavkına
Ne yapsan parmakların akü gibi uğuldar
Çiçekler saçılmış ruhuna kirlenmiş yüzlerin
/ Yüreğimle kanattığım yeryüzü
Biraz rakı sofrası
Ve biraz da sarhoşluk öncesiydi
Gecenin koynunda avuttuğum
Şarkılar gibi mert /
Umutla kol kola gelirim şiirlerin yanak ucuna
Harflerin bir adım öteye geçemediği gelişimle
Taş basardım parasızlığın göbeğine öfkeyle
Hınca-hınç gökyüzüyle aynalar dolusu yüzlerle
Kulaktan dolma yalanları idam ediyordum
Onca yüreksizliğin kıl payı kurtulduğu akşamlardan
/ Yüreğimle kanattığım yeryüzü
Biraz rakı sofrası
Ve biraz da sarhoşluk öncesiydi
Gecenin koynunda avuttuğum
Şarkılar gibi mert /
Allahın gözleriyle konuşurdum bilmezdi kimseler
Yüzüme bir avuç peygamber yüreği serpilmişti
Bu ne adamlar geceyi bağırlarında içerler gibi
Koşuyordum hürriyetin beni sarhoş ettiği günlere
Günler dediğime bakmayın kıpkızıl bir cehennemdi
Yaşadığım bunca yeryüzü yine cehennemin kendisiydi
/ Yüreğimle kanattığım yeryüzü
Biraz rakı sofrası
Ve biraz da sarhoşluk öncesiydi
Gecenin koynunda avuttuğum
Şarkılar gibi mert /
Bu gece dünyanın gözlerini kaybettim
Bu gece kalbime ünlem bağladım nokta getirmeyin
Bu gece kesmeyin düşlerimi tutuştu şiirler
Kaybettiğim ve bağladığım dev harfler adına
Sözcüklerin başına vurma kan kaybından ölebilirim
Yoksa başka bir gün yoksa başka bir gök sönebilirim