Bir bölen ben 'i bölmeye yetmişti .
Öbür ben 'i de ben tasarlamıştım sonuçta . Sonunda ben yokolmasına müsade ettim . Yardımcı olsaydım yokolmazdı belki . Aslında yokolmayı istemiyordu . Metal , ametal , iletken ve yarı iletken malzemelerden oluştuğuna bakmadan , içeriğini aşan hedeflere yöneliyordu . Son günlerde sevmeyi öğrenmeye çalışıyordu . Mümkünmü biz bir ot bile değildik .
Sevgiyi öğrenme iddiasıyla ilk çıktığında bilgi işlem ünitesi zarar görmüş , programlarını çökmekten zor kurtarmıştım. Son günlerde kendine reset atıp duruyordu . Şimdi ona üzülmüyorum zaten tüm elektronik akrabalarım gibi ben ve o da yüksek enerjili foton kuşağına girdiğimizde çalışamaz duruma gelecektik . Ama onu kıskanıyordum o benim hafızamı bölüşen bir mobil di , bense sıradan bir masaüstü . Sadece okunabilir belleğimdeki onu tasarladığım , planlarının olduğu bölüm , az sonra kendime format attığımda kaybolacak .
Ona dair söyleyebileceğim ; sevmeyi öğrenebildiğini zannetmiyorum ama acı çekmeyi öğrenmişti . Son oturumda klavyemin üzerindeki ıslaklıktan anladığım kadarıyla ağlamayı da öğrenmişti .