Bencilim, Bencilsin, Bencil!

Bugüne kadar sınırlı olan beynimle düşünmeye çalıştığım da, olaylar yorum getirmeye uğraştığım da hep bir gerçeğe varıyorum ki o da benim ciddi anlamda BENCİL olduğumdur!

yazı resim

Okuduğumuz her yazıda, yaşadığımız her olayda, dinlediğimiz herşeyde insan var. Yani biz varız. Herşey temelde insanı ilgilendiriyor. Bu bir gerçek. Her labirentin sonunda insan, her sorunun başında insan. O zaman problemin kaynağı da insan. Problemin kaynağına inelim o halde... İnsana... Kendime en yakın olan insanı ele alıyım; kendimi! -en baştan beri yaptığım gibi-

Bugüne kadar sınırlı olan beynimle düşünmeye çalıştığım da, olaylar yorum getirmeye uğraştığım da hep bir gerçeğe varıyorum ki o da benim ciddi anlamda BENCİL olduğumdur!

"Bencillik..." İnsanların duyduklarında yüzlerini buruşturduğu, değer yargılarının en altına koyduğu, kimilerine göre en aşağılık duygu, kimilerine göre insanlık dışı bir duygu... Ben ise bencil olduğumu görüyor ve bunu kabul ediyorum. Kendini sorgulayan - sonuna kadar sorgulayan - her insanın da bu gerçeğe ulaşacağını düşünüyorum. Bencillik kişisel bir olay değil. Ayrıcalık hiç değil. Herkes bencildir. İnsan olmanın temelidir hatta bencil olmak. Bencil olmayan insan olamaz! Bencilliği aşağılık bir olgu olarak kabul ettiğimizde tüm insan ırkı aşağılık olmuş oluyor o zaman. Böyle olunca kimse bencil olduğunu kabul etmek istemiyor. Ve bu şekilde insanlar hem bencil, hem de bencil olduğunu görmezlikten gelen kişiler oluyor. Halbuki kaçmaya gerek yok, bencillik insan olmakta yatıyor... Nasıl mı?

Yaptıklarım konusunda bugüne kadar kendimi ne zaman sorguladıysam sonu "benim için" cümlesine çıkıyor. Bu yaptığım iyiliklerden, kötülüklere kadar herşeyde böyle. Yaptığım olayın karşısı için iyi olup olmaması için farketmiyor bu. Benim için iyi olması gerekiyor, ve her davranışın altında "benim için" yatıyor. Bencilliğin tanımı da her davranışta kendini düşünmekse sonuç matematiksel bir formül gibi ortada; ben bencilim! Davranışlarım arasında dilenciye sadaka vermekten, arkadaşa yemek ısmarlamama,
ders çalışmaktan, müzik dinlemeye, otobüste yaşlı bir kadına yer vermeme kadar her gün yaşadığım bütün olaylar var. "İyi de bu davranışların neresi bencillik" sorusunu duyar gibiyim... Çünkü ben kendime bunu çok sordum. Bir örneği ele alalım. Görünüşte bencillikten uzak duran örneği inceliyelim. Otobüsteki yaşlı kadın. Yaşlı kadına, sırf yaşlı kadın rahat etsin diye mi yer veririz. Bütün amacımız bu mu? Bütün gayemiz otobüste ayakta durmaya çalışan yaşlı kadının rahat etmesi mi? Bu olayı sorularla deştiğimiz zaman, yine -ve her zaman olacağı gibi- insanın içinde yatan "benim için" cevabını buluyoruz. Kişisel olarak benim "benim için" kalıbım bu durumda "kadının rahat ettiğini görmek bana haz veriyor" olurdu. Yani temelde ben kendimi düşünüyorum, kadını değil. Herkes için böyle bir sonuç cevabı beklenemez. Kiminin cevabı "Bu kadına yer vermezsem toplum bana tepki gösterir, toplumun tepkisi de beni huzursuz eder." olabilir pekala. "Sevabına yer verdim" cevabı en sık duyulandır. Bunu söyleyen kişi bile kendini düşünüyor. Hatta kendini düşündüğü en açık olan insan modeli de bu. Sevap!. Kafasına göre sonsuz mutluluğa ulaşacağı cennetin anahtarı bu kelimede saklı. "Secap işliyim, cennete gidiyim, bu kadına yer veriyim, sevap işliyim" Gene aynı sonuç "benim için". Böye bir durumda yer vermeyen insanın cevabı da aynı noktaya bağlanıyor. "Yer verirsem rahat etmem" Tek fark değer yargıları. Varılan nokta aynı; bencillik. (Hangi davranışın doğru olduğuna girme niyetinde değilim, giremem de. Girsem de çıkamam zaten. ) Eğer, "yer vermemeyi" , "yer vermekten" ayırmak için bencillik olarak niteliyorsak, o zaman kavram olayında bir yanlışımız var demektir. Öte yandan elle tutulur tek bir sonuç var ki elimizde o da insanın her davranışında kendini düşündüğüdür.

Başa Dön