Bir, Ege’nin mavisi çağırdığında vururum yollara kendimi
Bir de dostun yeşil gözleri …
…Hayatın iki zıt ucu, iki sarhoş ruhu .
Ortak sızıların pansuman seanslarında ,
Ağır yaralı hallerimize ilk yardım zamanlarında attık
paramparça yüreklerimize ilk dikişleri.
Bir çoğunun dostluk dedikleri ,
O, birbirini mükellef ağırlamalarda durmadı hiç halimiz
Haller içinde halsizlik saatlerindeydi
Beceriksiz yaşamlarımıza verdiğimiz
o tam donanımlı beceri dersleri.
Ortak yenilgilerin, hasar tespit tutanaklarında
Kayıplarımızı kaybedeceklerimizden çıkarıyorduk;
Elde var sıfır bir ömrün,
bir’e tamamlanma hesabında takılı kalmışlığımızla.
Sır verip ,güven alma oyunları oynamadık hiç mesela,
Ulu orta serdik içimizde ne var ne yoksa ,
Ortak yoklukların ıssız adasında yanımıza alacağımız üç şeyi düşünmedik hiç,
Sonunda ikimiz de, eksik yanlarımızın toplamına eşittik…
Çağrılmayı beklemek gibi ;
Sıralı komşuculuk oyunlarına kurban vermedik zamanlarımızı,
Sen alaca geldin, ben karanlıkta kaldım ayazında,
Ben siyah oldum, matemimi tuttun bıraktığım ölülerin ardında
Uzaktasın şimdi ,
Demek uzaklıklar sadece sevdayı acıtmıyor,
Aşkı kanatmıyormuş.
Yüreğim darda hanidir…
Bir dosta;bir sana ..
Bir yosun yeşili bakışa kurban gitse
çözülecek gibi,
Oysa…
Bir başka şehre yeşil giydiriyorsun şimdi!!!