Bu akşamüzeri yedi sularında, bir isyan, bir ayaklanma ki; sorma...
Kan kırmızı hüzünler vurdu satırlarıma...
Yorgun bir gün batımı seyrindeydi yüreğim,
Ki, bilirsin gün batımları hep biraz yorgun olur benim sokağımda.
Ellerim, kelimelerimle saklambaçta,
Ve adın ; harf harf, o koca iki hece , birden çıktı karşıma,
Cümlelerim devrik, cümlelerim yarım kaldı,
Ve sarpa sardı anlamları; adın, cümlelerimin içine karıştı karışalı...
Siyahi bir gölge çöktü önce,
Sonra;ortalık mahşer alanı...
Adı’ndan sonraki tüm virgüllerimde bir ölü;
Ve tüm noktalarımın sonunda ben; ağır yaralı...
Adı’nın sessiz harfleri bozdu önce,satırlarımdaki tüm sessizliği,
Ve patlama sesleriyle irkildi,cümlelerime pusu kurmuş tüm soru işaretleri.
Sevdaya dair ne varsa; hepsi feryat figan satırlarımda,
Merhametimin cümle başları tutuldu,
Ve aşk’a dair tüm harflerim teker teker yüreğinden vuruldu...
Bu akşamüzeri yedi sularında, bir isyan,bir ayaklanma ki;sorma...
Kan kırmızı hüzünler vurdu satırlarıma...
Adın kalemimin grisine düştü düşeli;sözcüklerim uçurumun kenarında.
Kapı dışarı etmek için adını;
Sana adanmış tüm lanetli kelimelerimi azat etmiştim oysa.
Bu akşamüzeri yedi sularında, bir isyan,bir ayaklanma ki;sorma...
Önce kapım çalındı; iki uzun bir kısa...
Sonra asırlar önce firar eden bir umuda teslim oldu aklım,
Ve sen;
İşte! yaşam oyunumu bozan o mızıkçı adam!!!
Pimi çekilmiş bir bomba gibi,
Satırlarımdan çıkıp,düştün kapıma...
Bu akşamüzeri yedi sularında.....
DİLEK ÇUBUK